Netflix – Çığlık Çığlığa

Diğer dijital platformlar ile kıyaslandığında daha uzun bir geçmişe sahip olan Netflix, bu sene Cadılar Bayramını en fazla orijinal içerikle kutlayan platform oluyor. Platform bünyesinde çektiği diziler ve filmlerle Netflix’in korku türündeki en sadık temsilcilerinden biri haline gelen Mike Flanagan, The Fall of the House of Usher ile Edgar Allan Poe’nun kısa hikayelerini günümüze uyarlayıp bir araya getirerek modern bir Poe evreni kuruyor. Netflix’in film cephesindeki en büyük temsilcisi ise daha önceden en korkunç orijinal filmlerinden biri olarak reklamını yaptıkları Veronica’nın devam filmi Sister Death oluyor. Paco Plaza’nın yeni filmi son günlerde vizyonda da sık gördüğümüz din temelli korku filmlerinin bu seneki güçlü temsilcilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Korku dozunu artırmak için kurgu dışı bir yapım tercih edenlerin ise yardımına The Devil on Trial koşuyor. Belgesel, yakın dönemde The Conjuring: The Devil Made Me Do It ile de ele alınan, mahkemede işlediği cinayeti şeytan tarafından ele geçirildiği için yaptığını söyleyen Arne Cheyenne Johnson vakasını anlatıyor. Korku komedi tercih etmek isteyenler The Conference’a bir şans verebilirken kısa film gecesi yapmak isteyenler Disco Inferno’yu seçkilerine ekleyebilirler.
Netflix, lisanslı içerik açısından da çeşitli bir koleksiyon sunuyor. Don’t Breathe (2016), Raw (2016), Creep (2014), Insidious (2010), The Ninth Gate (1999) gibi klasikler uzun süredir platformdayken son yılların en başarılı korku filmlerinden Scream (2022) ve Last Night in Soho (2021) da kısa bir süre önce platformdaki yerini aldı. Sıra dışı konusu sayesinde ilk filminde büyük bir çıkış yakalayan fakat devam filmlerinde bu başarısını koruduğunu pek iddia edemeyeceğimiz Purge serisi bütün filmleriyle platformdayken, birçok korku filmini parodileştirmesiyle Cadılar Bayramı partilerinde eğlenceli bir seyirlik olabilecek Scary Movie serisi de ilk üç filmiyle Netflix’te.
Doğrudan Cadılar Bayramı ile ilgili bir film izlemek isteyenler, her ne kadar serideki çoğu filmden daha kötü eleştiriler alsa da ilk filmdeki bazı sahneleri yeniden canlandıran ve eski oyuncularla nostaljik hisler yaratan bol cinayetli Halloween Kills’i (2021) tercih edebilirler. Ayrıca her daim Netflix’te olan orijinal filmlerden The Ritual (2017), Apostle (2018), Cam (2018), Texas Chainsaw Massacre (2022) ve A Classic Horror Story (2021) kaçırılmaması gereken eserlerden.

The Fall of the House of Usher (2023)
Roderick Usher, Fortunato isimli bir ilaç şirketinin başındadır ve ürettikleri ağrı kesicinin bağımlılık yapması sebebiyle Auguste Dupin’in başlattığı bir yargı sürecindedir. Dupin, Usher ailesinden birinin kendisine istihbarat sağladığını iddia eder. Roderick’in 6 çocuğu da birbirlerinden şüphelenmeye başlar ama neyse ki her geçen gün birinin daha ölmesiyle kimin köstebek olduğu yönündeki merak gittikçe azalır.
Mike Flanagan uyarlamalar konusunda ne kadar marifetli olduğunu daha önce gösterse de daha önce birden fazla kısa hikayeyi tek bir anlatı içinde birleştirmemişti. Bu açıdan baktığımızda dizi muazzam bir iş başarıyor ve bazen farklı hikayeleri bazen de sadece hikayelerdeki karakterleri tıkır tıkır işleyen bir anlatıda bir araya getiriyor. Poe hikayelerine tanıdık olanlar bölüm ve karakter isimlerine bakarak kimin hangi sırada öleceğini tahmin etse de hikayelerin günümüze uyarlanmasındaki ve birleştirilmesindeki yaratıcılık seyircinin ilgisini asla boşa çıkartmıyor. Poe hikayelerinin olmazsa olmazı güvenilmez anlatıcı motifini de senaryoya başarılı bir şekilde ekleyen Flanagan, yazarın şiirlerine ve önemli sözlerine de dizide sık sık yer veriyor.
MUBI – Sıkıysa İzle: Korku Sineması

MUBI, ekim ayı seçkisinde her zamankinden daha fazla korku filmine yer vererek Cadılar Bayramını, geçen sene de olduğu gibi, es geçmeyen platformlardan. One Cut of the Dead (2017) isimli Japon filminin Fransız yeniden yapımı olan Coupez! (2022), ucuz bir zombi filmi çekerken gerçekten zombi saldırısına uğrayan bir film ekibini anlatıyor. Pandemi dönemindeki depresifliği, ölüm ve hastalığı bulaştırma korkusunu alegorik bir şekilde işleyen She Dies Tomorrow (2020), daha sakin bir film arayanlar için alternatif olabilir. Eski usul korku sevenlerin tercihi ise There’s Nothing Out There’den (1991) yana olabilir.
MUBI, Cadılar Bayramını son olarak 30 Ekim günü gösterime sokacağı Night of the Living Dead (1968) ile kutlamayı planlıyor. Zombi alt türünün şüphesiz en önemli yönetmeni George A. Romero, bu unutulmaz filmi sayesinde zombi filmlerini kara büyü köklerinden günümüzdeki haline taşımıştı. Ayrıca, her ne kadar yakın zamanda eklenmemiş olsa da, korku sinemasının en önemli yönetmenlerinden Dario Argento’nun unutulmaz eseri Suspiria (1977) da seçkide yer alıyor.
MUBI’nin 2010’lar korku sineması konusunda en çeşitli platform olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzün en iyi korku yönetmenlerinden Ari Aster’ın ilk iki klasiği Hereditary (2018) ve Midsommar (2019), geleneksel slasher kodlarını gerçeküstü bir şekilde yer yer cinsel saldırı yer yer cinsel hastalık metaforu halinde sunan It Follows (2014), şaşırtıcı sonuyla uzun süre etkisinde bırakan Avusturya yapımı Goodnight Mommy (2014), İran’daki kadın özgürlük hareketinin sembollerinden biri olarak görülebilecek A Girl Walks Home Alone at Night (2014) ve korku sinemasının belki de Amerika sonrası en başarılı temsilcilerinden Güney Kore başyapıtı The Wailing (2016) öne çıkan yapımlar arasında.

Şeytan (1974)
William Friedkin’in unutulmaz korku klasiği The Exorcist’in Türk yeniden yapımı olan Şeytan, orijinal filmdeki hikayeyi küçük sahneler dışında temel alır ve Müslüman ögeler ile yerelleştirir. Gül’ün içine bir şeytan girmiştir ve o şeytanı çıkarmak Peder Karras ve Merrin’e değil, bilimi savunan Dr. Tuğrul Bilge ve şeytan çıkarma ile ünlenmiş isimsiz arkeolog hocaya düşer.
Günümüzde Şeytan’ın korkutuculuğundan söz etmek pek mümkün değildir, hatta filmi gülmek için izlenen kötü klasik olarak değerlendirmek de mümkündür. Özellikle makyaj ve Gül’ü ele geçiren şeytanın dublajı bu güldürücü etkiye hizmet etse de oldukça kısa bir süre içinde, genellikle tek tekrarda çekilen filmin pratik efektleri şaşırtıcı derecede başarılıdır. Ele geçirilen kızın hastanedeki kanlı sahneleri ve şeytan çıkarma töreni sırasındaki yükselme sekansı gayet iyi kotarılmıştır. Şeytan; Hıristiyanlık dini ile bu kadar özleşmiş bir korku fenomeninin, özellikle günümüz perspektifinden baktığımızda, nasıl yerelleştirildiğini görmek için bile izlenmesi gereken bir eser.
Amazon Prime Video – Cadılar Bayramı Seçkisi

Amazon Prime Video’nun orijinal içerik olarak en büyük silahı; Happy Death Day (2017) ve Freaky (2020) gibi filmlerle başlayan bilim kurgu ve teen slasher melezleme furyasının son halkası olan Totally Killer oluyor. Doğrudan Cadılar Bayramı gecesi geçen ve gecenin ikonik figürlerinden Jack-o’-lantern’ı canavar olarak yorumlayan Dark Harvest ise günün anlam ve önemi düşünüldüğünde yerinde tercihlerden biri olacaktır.
Orijinal içerik konusunda pek çeşitlilik sunmayan Prime Video, ekim ayının başında koleksiyonuna kattığı lisanslı içerikler ile öne çıkıyor. Carrie ve Poltergeist serilerini koleksiyonuna ekleyen Prime Video koleksiyonunda şu klasikler özellikle dikkat çekiyor: Saw (2004), The Mist (2007), The Others (2001), Cube (1997), Child’s Play (1988), The Amityville Horror (1979), Invasion of the Body Snatchers (1978), Killer Klowns from Outer Space (1988) ve The Return of the Living Dead (1985).
Daha güncel korku filmleri sevenler için ise Prime Video Jordan Peele’nin muhteşem bir çıkış yaptığı Akademi ödüllü Get Out (2017), 1992 yapımı kült filmin devamı niteliğindeki Candyman (2021), sinematografi olarak 21. yüzyılın en iyilerinden olan A Cure for Wellness (2016) ve geçen senenin en iyi ve korkunç filmlerinden Barbarian (2022) seçeneklerini sunuyor. Ayrıca tüm Cadılar Bayramı filmlerinin öncüsü olan Halloween’in (1978) de platformda yer aldığını unutmayalım. Klasiklerden şaşmak istemeyenler için en doğru tercih olacaktır.

Dark Harvest (2023)
Küçük bir Amerikan kasabasında her Cadılar Bayramı gecesi yeniden canlanan bir korkuluk olan Sawtooth Jack, kiliseye gitmeye çalışır. Jack kiliseye ulaşırsa ekinlerin zarar göreceğine ve bütün kasabanın yıllarca süren bir sefalet çekeceğine inanan halk, Jack’in engellemesi için 18 yaşına yeni basmış erkek çocuklarını görevlendirir. Jack’i durduranın ailesi ve kendisi için büyük bir ödül kazanacağına inanan bu gençler korku içinde büyük bir yüzleşmeye hazırlanır.
Cadılar Bayramı’nın aslında yaz sonunda hasat dönemini kutlamak için düzenlenen Samhain isimli eski Kelt geleneğinden geldiğini düşünürsek Dark Harvest’in tarihten ilham alarak bir yeniden yorumlamaya gittiğini söyleyebiliriz. Bu yeniden yorumlanan canavar anlatısına bir de av motifi eklenince film; aynı sınıf öğrencilerinin birbirlerini de öldürecekleri bir ava çıkmalarıyla Battle Royale (2000), neredeyse her evden bir gönüllünün çıkmasıyla The Hunger Games (2012) ve o gece işlenen bütün cinayet ve yağmalama suçlarının yargıdan muaf tutulmasıyla The Purge (2013) anlatılarını anımsatıyor. Bu ilgi çekici konuya ve bol kanlı seyire rağmen, düşük bütçe sebebiyle Sawtooth Jack’in tasarımındaki ve mekaniklerindeki bazı sorunlar filmin kalitesini olumsuz etkiliyor.


