İngiltere 9. yüzyıl öncesinde çeşitli krallıklar tarafından yönetilen ve merkezi birliğinin olmadığı bir ada ülkesiydi. Büyük Alfred, Viking saldırılarına karşı adayı korurken aynı zamanda tek bir merkezi krallığın oluşmasının yolunu açmıştır. Büyük Alfred, saltanatı sırasında kendisini tüm Anglosaksonların kralı olarak anmaya başlamış, güçlü ve istikrarlı bir krallık yönetimi kurmak için çeşitli reformlar yapmıştır.
Bir Ada Yedi Krallık

Son Roma garnizonunun İngiltere adasını terk ettiği 5. yüzyılın başlarından itibaren adaya Kıta Avrupası’ndan Sakson kökenli barbar akımları başlamıştır. Adanın yerlilerinden olan Britonlar yeni gelen Anglosakson kökenli istilacılarla kaynaşmış, yeni bir siyasi ve kültürel bir doku meydana getirmişlerdir. Bu Germen kökenli kabileler yerleştikleri adaya da yeni ismini vermişlerdir: ”AENGLA LAND”. Angılların adası ismi daha sonradan İngiltere olacaktır.
Anglosaksonlar adada hakimiyetlerini yedi tane krallık kurarak sağlamlaştırmışlardır. 9. yüzyıl itibariyle bu yedi krallık içinde Wessex krallığı diğer krallıklara göre daha güçlü ve istikrarlı bir yönetim sayesinde ön plana çıkmıştır. Ancak, adaya 835 yılından itibaren yapılmaya başlayan Viking akımları krallıkların çoğunun Viking idaresine geçmesine neden olmuştur. 865 yılı itibariyle Vikingler kuzey doğusunda bulunan Northumbria, Doğu Anglia ve Mercia krallıkları fethetmiştir.

Wessex kralı Alfred, Wessex kralı Ethelwulf’un en küçük oğlu olarak 849 senesinde doğmuştur. Alfred’in ağabeyi Elhelbald, babası Ethelwulf’u tahtından indirmiş ve krallık Alfred’in ağabeyleri Ethelherd ve Ethelbald tarafından paylaştırılmıştır. Uzun süren taht mücadelesi sonucunda 871 senesinde Vikinglerle savaşırken Alfred’in ağabeyi Ethelred ölmüş ve Alfred kral olarak tahta çıkmıştır. 871 yılına kadar Vikinglerle küçük çaplı muharebeler yapılmış, Wessexliler bu savaşların sadece birinde galip çıkmışlardır. Buna karşılık, Alfred tahta çıkar çıkmaz Vikinglerle barış yapmış ve bu sırada ordusunu güçlendirmeye çalışmıştır. Bundan sonraki ilk muhabere Eddington Muharebesi olmuştur ve bu muharebede Viking ordularının bir kısmı Wessex ve Mercia topraklarını bırakıp Kuzeye, Doğu Anglia’ya çekilmiştir. Eddington muharebesi Wessexlerin başarısını gösterir ancak bir diğer başarı Wessex krallığının sınırlarını genişletmeye başlamasında yatar.
Alfred öncelikle Mercialı kraliyet ailesinden gelen Ealhswith ile evlenmiş, 886 senesinde ise Vikinglerin saldırılarında kullandıkları Londra limanını ele geçirmiş ve Londra’yı damadı Mercia lordu Ethelfaed’e bırakmıştır. Bu olay neticesinde, Mercia toprakları Wessex krallığının boyundurluğu altına girmiş, Alfred ise ilk kez Anglosakson kralı olarak anılmaya başlamıştır. Bu şekilde Mercia toprakları ile Wessex krallığı toprakları birleşmiştir. Mercia lordluğu da Alfred’in boyunduruğu altına girmiştir. Adım adım, İngiltere’nin tek bir krallık haline gelme süreci başlamıştır.
Büyük Alfred’in Reformları

Alfred aynı zamanda bir dizi askeri, hukuki, ekonomik reformlar yapmıştır. Askeri reformların en önemlisi kale şehirlerin kurulmasıydı. Kaleler (Burghlar) Vikinglere karşı savunma yapılan yerleşim ağlarıdır. Bu yerleşim yerlerinin etrafı hendekler ve taş duvarlar ile çevrilmiş, içinde her daim askeri birliklerin bulunması sağlanmıştır. Ayrıca bu Burghlar birbirlerine düzenli yol ağları ile bağlanmıştı. Örneğin, 882 yılında Fransa’daki Viking orduları Kent şehri civarındaki Rochester savunma kalesine saldırı girişiminde bulunduklarında korunaklı yerleşim yeri ve Alfred’in birlikleri sayesinde Anglosaksonlar Vikinglerle savaşmadan galip olmuştur.
Alfred’in gerçekleştirdiği hukuki reformlar kendinden önceki kralların kanunlarından, Germen halkların kanunlarından ve Hristiyan felsefesinden etkilenmiştir. Düzenlenen yeni kanunlar sosyal ve siyasal açıdan düzenlemeleri içermiştir. Krala ve kiliseye saygı gösterme koruma altına alınmış, cinayet ve hırsızlık suçlarının cezalarının ne olacağı belirlenmiştir.
Nümizmatik incelemeler, Büyük Alfred dönemi İngilteresinde giderek merkezileşen bir ekonominin başladığına işaret eder. Basılan paralar kraliyet tarafından bizzat denetime tabi tutulmuş, belli bir para birimi standardı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Büyük Alfred’in Mirası

Büyük Alfred’in ölümünden çok sonraları bile İngiltere’de hatırlanmaya devam etmiştir.
Kral Alfred Wessex kralı olarak tahta çıkmış olsa da Vikinglerle olan mücadelesi onu sadece yerel bir krallığın kralı değil, İngiltere’deki tüm Hristiyan halkın koruyucusu, olması gereken ideal bir hükümdar haline getirmiştir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, Alfred iyi bir Hristiyan kral olarak anılmıştır; Barbar ve Pagan Vikinglere yönelik mücadelesi onu İngiltere’nin kurtarıcısı konumuna getirmiştir. 13. yüzyılın tarih yazımı Kral Alfred’dan bahsederken ona “büyük” lakabını takmıştır. Siyasi olarak Alfred’in ölümü sonrası İngiltere tek bir politik birlik olma yoluna girmiştir. Orta Çağ’dan itibaren “Alfred miti” bir kavram olarak oluşmaya başlamış, İngiliz topraklarının bütünlüğünü, bir ulusun doğuşunu başlatanın Kral Alfred olduğu anlayışı kabul görmeye başlamıştır. Bu kısmen doğrudur; Alfred, Anglosakson kralı olarak İngiliz monarşinin tek bir devlet olarak anılmasının yolunu açmıştır.

Büyük Alfred’in mirası İngiltere’nin zor zamanlarında daha da belirleyici olmuştur. Amerikan kolonileri İngiltere’den bağımsızlığını ilan ettiklerinde, Alfred’in “özgür İngiliz hukuku”nu Britanya’nın mutlak yönetimine tercih etmişlerdir. 19. yüzyılda ise Britanya’nın emperyal gayelerinin meşru zemine oturtmasında yine “Alfred miti” yardımcı olmuştur. “Alfred miti“, ideal bir İngilizin ve bir kralın nasıl olması gerektiğini temsil ederek İngiltere’nin kültürel hegemonyasını sağlamlaştırmıştır. 19. yüzyılda gelişen milliyetçilik ideolojisinin İngiltere’ye yansıması Büyük Alfred’i kitlelerin hafızasında vazgeçilmez bir yere konumlandırmıştır. Okul kitaplarından, popüler folklorik unsurlara Alfred, İngilizlerin kimliğini şekillendirmiştir. Kim bilir, belki de Alfred’in asıl büyüklüğü gelecek nesillere bıraktığı bu kültürel miras ile daha net ölçülür.
Kaynakça
Anlezark, Daniel. “Alfred the Great.” (2017): 1-115.
Borman, Tracy. Crown & Sceptre: A New History of the British Monarchy, from William the Conqueror to Elizabeth II. Grove Atlantic, 2022
Böhm-Schnitker, Nadine, and Marcus Hartner. Comparative Practices: Literature, Language, and Culture in Britain’s Long Eighteenth Century. transcript Verlag, 2022.
Discenza, Nicole G., and Paul E. Szarmach. A companion to Alfred the Great. Vol. 58. Brill, 2014.
Kozan, Mert. “Büyük Alfred Dönemi Üzerine Bir Değerlendirme.” Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi 6.1 (2022): 146-161.
Kapak Görseli: Britannica.com