“Wir riefen Arbeiter, und es kamen Menschen”
“İşçi çağırdık ve insanlar geldi”
1973 Ford Grevi, Almanya’da büyük yankı uyandıran ve işçi hareketleri açısından dikkat çekici bir gelişmeydi. Köln yakınlarındaki Ford fabrikasında çalışan işçilerin büyük kısmı, Türkiye’den gelen göçmen işçilerden oluşuyordu. Düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve ayrımcı uygulamalara karşı başlattıkları grev, Almanya’daki göçmen işçi hareketinin simgeleşen olaylarından biri haline geldi.
Ren’deki Mucize: Wirtschaftswunder

Wirtschaftswunder (Ekonomik Mucize) kavramı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Almanya ekonomisinde yaşanan toparlanma ve büyüme dönemi için kullanılır. Savaşın yıkımından kısa sürede kurtulmayı amaçlayan Almanya, bu yeniden inşa sürecini kaldırabilecek güçlü bir sanayi altyapısına, yabancı sermaye desteğine (özellikle Marshall Planı) ve doğal kaynaklara sahipti. Ancak savaş nedeniyle insan kaynağından mahrumdu. İkinci Dünya Savaşı, özellikle işçi kesimi açısından oldukça yıkıcı olmuştu. Maden, montaj sanayisi, inşaat, otomobil endüstrisi, hizmet sektörü gibi birçok alan için vasıfsız işçilere ihtiyaç vardı.
Alman Hükümeti, bu işçi açığını gidermek için göçmen iş gücünü Batı Almanya’ya davet etmeye karar verdi. 1955 yılından itibaren İtalya, İspanya, Yugoslavya ve Yunanistan’dan ilk kafileler gelmeye başlamıştı. 1960’lardan itibaren ise Portekiz ve Türkiye’den işçiler Almanya’ya göç etmeye başladılar. Bu göçmen iş gücünü tanımlamak için ise Gastarbeiter (Konuk İşçi) kavramı kullanılmaya başlandı.
Kriz Geliyorum Demez!

1950’li yıllarda başlayan ve büyük ekonomik başarılarla anılan Wirtschaftswunder dönemi, 1960’lı yılların ortalarından itibaren yavaşlamaya başladı. Bu dönem Batı Almanya’da “Rezession” olarak adlandırılan ekonomik durgunluk yıllarının başlangıcına işaret eder. 1966-1967 ekonomik durgunluğu, savaş sonrası ilk ciddi kriz olarak kayıtlara geçmiştir. Bu süreçte sanayi üretimi geriledi, işsizlik arttı (özellikle gençler arasında) ve ekonomik büyüme hızı önemli ölçüde düştü. Yine 60’lı yılların ortalarında enflasyon oranında %4’lük bir artış gözlenmeye başlanmıştı. Çok geçmeden bu genç işsizler tekrar sahneye çıkacaklardı.
1968 yılında Avrupa’da başlayan öğrenci ve işçi hareketlerinden elbette Almanya da etkilenmişti. Her ne kadar ekonomi istikrarlı bir büyüme gösterse de işsizlik ve yetmeyen maaşlar – özellikle göçmen işçiler için – çekilmez bir hale gelmişti. Grev, şüphesiz Almanya için yabancı bir kavram değildi; ancak savaş sonrası Batı Almanya’da grev oldukça yeni bir olguydu. 70’li yıllar, yeni durgunluklar, krizler ve grevlerle birlikte gelmekteydi.
“Bizim Türkler”: Bantlardan Greve!

1973 Petrol Krizi, artan enflasyonlarla birlikte gelmişti. Mart ayından itibaren başta metal sektörü olmak üzere kimi fabrikalarda yaklaşık seksen kadar yasadışı grev yapılmıştı bile. Batı Almanya, 1969’dan beri en büyük “vahşi grev” dalgasıyla karşı karşıyaydı. Köln‘de, yaklaşık otuz beş bini Türk olmak üzere yüz bin göçmen işçi bulunmaktaydı. 1973 yılının ortalarına gelindiğinde ise Neuss şehrindeki Pierburg oto yedek parça fabrikasında, 600’ü Türk olmak üzere 1500 yabancı kadın işçinin başarılı grevi, adeta Ford Grevi’nin habercisiydi.
Vahşi Grev (Almanca: Wilder Streik), yapısı gereği bir sendika veyahut liderlik olmaksızın spontane gelişen grevler için kullanılan bir tanımdır. DİSK, bu grev tarzı için “yıldırım” tabirini kullanmıştır. 1973 Ford Grevi, yapısı gereği böyle bir grevdir. Fabrikada örgütlü olan IG Metall sendikası greve destek vermemiştir.
Köln Ford Fabrikası, 1960 yılında göçmen işçi alımına başlamıştır. 1962 yılına kadar İtalyan işçiler fabrikada büyük çoğunluğu oluştururken, 1964’ten sonra Türk işçiler çoğunluğa geçer. Çok geçmeden yabancı işçilerin içinde Türk işçilerin oranı %70’e ulaşır. 1965 yılında 6.000 olan Türk işçi sayısı, grevin olduğu 1973 yılında iki katına çıkarak 12.000’e ulaşmıştır.
Grevin Nedenleri ve İşçilerin İstekleri

Grev her ne kadar Türkiye’den geç dönen 400 Türk işçinin işten çıkarılmasıyla başlamışsa da, bu durumun bardağı taşıran son damla olduğu ortadadır. Özellikle göçmen işçilerin ağır iş yükü, Alman işçilere göre daha az maaş alması, Ford Fabrikası’ndaki işçilerin %38’inin Türk olmasına rağmen bantlarda çalışanların %90’ının Türk olması, grev öncesi on kişilik işin beş kişiye yüklenmesi gibi nedenler, grevi kaçınılmaz hale getirmiştir.
İşçilerin talepleri şunlardı:
- 400 Türk işçinin yeniden işe alınması
- Fiyat artışlarına karşı herkes için 1 Mark zam
- Yıllık izin süresinin 4 haftadan 6 haftaya çıkarılması
- Bantlardaki çalışma hızının yavaşlatılması
- Grevde geçen sürelerin ücretinin verilmesi
Grev

Grev, 24 Ağustos’ta Türkiye’den geç dönen yaklaşık 400 işçinin işten çıkarılmasıyla başladı. Uçak biletini karşılayamayan işçiler, memleketlerine dönerken karayolunu kullanmak zorunda kalmış, bu da tatil sürelerini aşmalarına neden olmuştu. Doktor raporlarıyla bu süreci belgeleyen işçiler daha önce sorun yaşamazken, bu kez Ford yönetimi bu durumu işgücünü azaltmak için fırsata çevirdi.
400 işçi işten çıkarıldı. Diğer işçiler iş yavaşlatma eylemine başladı. 400 kadar Türk işçi, öğleden sonra vardiya değişiminde ellerinde pankartlarla yürüyerek diğer işçileri greve katılmaya çağırdı. Protestolar sonuç vermeyince, 8.000 gündüz ve 1.000 gece vardiyası işçisi de greve katıldı. Sonraki gün grevler Opel’e sıçradı. General Motors’da da benzer şekilde grevler başladı. 26 Ağustos’ta 15.000’i Türk olmak üzere 70.000 metal işçisi grevdeydi.

27 Ağustos’ta, Ford grevinin büyümesi üzerine, yöneticiler güvenlik gerekçesiyle iş durdurma kararı aldı. İşçiler saatinde geliyor ama çalışmıyor, greve katılıyorlardı. Aynı gün Aachen’deki Philips fabrikasında da grev başladı. Opel’deki işçilerin talepleri kabul edilmişti ancak grev süresi için ödeme yapılmaması konusunda yönetim ısrarcıydı.
28 Ağustos’ta, Türk ve Alman işçiler arasında arbede yaşandı. Bazı Alman işçiler greve katılmadı ve çıkışları engellenmek istenince 1 Türk ve 12 Alman işçi yaralandı. Aynı gün, Başbakan Brandt, tarafları uzlaştırmak için devreye girdi.

29 Ağustos’ta, Almanya genelinde 83 işyerinde 100 bin işçi grevdeydi. Bunların 20 bini Türk’tü. Grev beşinci gününe girmişti. Sendika temsilcileri ile grev komitesi arasında anlaşmazlık çıkmış, bir arbede yaşanmıştı. Ford yönetimi, mali istekleri kabul etmeye razı olmuş ancak işten çıkarılan Türk işçileri geri almayı reddetmişti. Böylelikle Alman ve Türk işçiler arasında ayrılık yaratılmak istenmişti.
30 Ağustos “Kanlı Perşembe” olarak anıldı. 300 Türk işçi, 3 numaralı kapının önünde beklerken, tanınamayan 400 kişilik bir grup, “Çalışmak istiyoruz, polis bizi korusun!” sloganlarıyla, demir çubuklarla saldırıya geçti. Polis ise grevcilere müdahale etti. Grev Komitesi Sözcüsü Baha Targün dahil 20 kişi gözaltına alındı.
31 Ağustos’ta, Ford yönetimi, grevde aktif rol alan 35 işçiyi işten çıkardı. 7 gün süren grevde 80 kişi yaralandı, bunlardan 15’i ağırdı. Ford’un zararı, o günün kuru üzerinden 450 milyon lirayı buldu.
Grev Kırmak İçin Bir Yöntem: Irkçılık

Basında yıllardır “Bizim Türkler” olarak anılan, çalışkanlıklarıyla övülen Türk işçiler, bu grevle birlikte hayatlarında ilk kez yeni kavramlarla tanıştı. BILD gazetesi, “Türkenterror bei Ford” (Ford’da Türk Terörü) manşetleriyle çıktı. İşçiler barbarlıkla suçlandı. Bir başka manşette ise “Alman işçiler fabrikalarını kurtardı” yazıyordu. Hristiyan Demokrat Parti Genel Başkanı Helmut Kohl, “Grevci Türkler sınır dışı edilmeli” açıklamasında bulundu.
Oysa Ford Grevi, ne kadar Türk Grevi olarak anılsa da bu ismi Türk işçilerin sayısal çoğunluğundan almıştı. Grev Komitesi, 8 Türk, 2 Alman ve 1 İtalyan işçiden oluşuyordu. Basında yürütülen karalama kampanyası ve IG Metall’in pasifliği, grevin yasadışı ilan edilmesi işçileri yalnız bırakmıştı. Sendika daha sonra tutum hatasını kabul edecektir. O yıl yaklaşık 335 fabrikada 275 bin işçi greve çıktı. Ford Grevi, Alman göçmen işçi hareketi açısından tarihi bir yere sahipti.
52 Yıl Sonra Aynı Yerde!

14 Mayıs 2025 tarihinde IG Metall, Köln’deki Ford Fabrikası’nda yeni bir grev kararı aldı. 11.500 işçinin bulunduğu fabrikada, düşen kar marjları ve şirketin Avrupa’da gelecek görememesi sonucu küçülme kararı aldı. Yaklaşık 2.900 kişiyi işten çıkarma planına karşı, işçilerin %90’ından fazlasının katılımıyla grev kararı ilan edildi.
Kaynakça:
DİSK. DİSK Dergisi, no. 4–5, 1973. Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), https://www.tustav.org/sureli-yayinlar-arsivi/disk-dergisi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
Yılmaz, Gülçin. “Emek Göçünün Arka Planı: AB’deki Göçmen İşçilerin Durumu.” Türk Tabipleri Birliği Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, 1 Apr. 2012. Türk Tabipleri Birliği, 2005,
Kleinheisterkamp González, Nicole. “Our Turks Make the Best Cars: Racialisation and the Value of Labour of Turkish Workers in the German Automotive Industry.” Antipode, vol. 54, no. 3, 2022, pp. 803–823. Wiley Online Library,
“Türkenstreik.” Virtuelles Migrationsmuseum, DOMiD – Dokumentationszentrum und Museum über die Migration in Deutschland, https://virtuelles-migrationsmuseum.org/Glossar/tuerkenstreik/. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2025.
Braun, Hans-Joachim. The German Economy in the Twentieth Century: The German Reich and the Federal Republic. Routledge, 1990.
Kapak Görseli: www.angryworkers.org