Türk edebiyatında Nü Peride ile “Yunus Nadi Roman Ödülü”nü alan Hakan Akdoğan, Gölge Yaşatan, İlişmek ve Struma, Karanlıkta Bir Ninni eserleriyle edebiyatımızda öne çıkmıştır. Kendisi İngiliz dil bilimini bitirmiştir. Ayrıca, felsefe ve sosyoloji alanında çalışmalar yaptıktan sonra medya ve iletişim alanlarında ilgisini sürdürmektedir. 2004 yılından bu yana “Yaratıcı Yazarlık Atölyesi”ni devam ettirmektedir. Burada yüzlerce öğrenci ile çalışıp ulusal çapta birçok eseri yayınlanmıştır.
Bu kısa bilgilendirmeden sonra, gelelim Hakan Akdoğan’ın en sevdiği beş kitap, şarkı ve filme:
5 Kitap:
1.Hızlandıkça Azalıyorum / Kjersti Skomsvold
“Yeryüzünde yaşadığın her mutlu an kederle ödenmek zorundadır.”
Son yıllarda Norveç’in çıkardığı en güçlü yazarlardan Kjersti Skomsvold, şiirsel ve dokunaklı romanıyla Türkçede.
Mathea’nın yaşam ve ölüm, yaşlılık ve yalnızlık hakkında inceliklerle örülü zarif hikâyesi… Derinlikli bir melankoli, farklı bir mizah, küçük kelimeler, kısa cümleler, ufak paragraflar ve büyük bir yetenek…
Norveç’te yayımlandığı yıl Tarjei Vesaas İlk Kitap Ödülü’ne layık görülen Hızlandıkça Azalıyorum’u Norveççe aslından Deniz Canefe çevirdi.
(Tanıtım Bülteninden)
2.Lanet Olsun Zaman Nehrine / Per Petterson
Lanet Olsun Zaman Nehrine, Norveçli yazar Per Petterson’un yayımlanmış son romanı. Hayatta aradığını bulamamış veya bulduğunu kaybetmiş, dünya üzerindeki yerini sağlamlaştıramamış, hep tereddüt eden, hep bocalayan bir adamın, Arvid Jansen’in hikâyesini kendi anlatımından öğreniyoruz bu romanda. Arvid geçmişi parça parça hatırlarken, hayatı zihnimizde yavaş yavaş belirginleşiyor: İhtiyaç duyduğu sevgi ve ilgiden mahrum kaldığı çocukluğu; idealleri uğruna üniversiteyi bırakıp bir fabrikada işçi olarak çalıştığı ve aşkta hep aradığı sığınağı bulduğu gençliği; boşanmanın eşiğinde olduğu ve annesinin mide kanserine yakalandığını öğrendiği buhranlı yetişkinlik yılları.
Arvid’in hikâyesi her şeyden önce, duyguların bastırıldığı ve ilişkilerin mesafeli olduğu bir ortamda içindeki yoğun duyguları ifade etmeye, mesafeleri aşmaya çalışan bir adamın yaşadığı hüsranın hikâyesi.
Tıpkı yarattığı karakterler gibi, Peterson da açıkça söylediğinden çok daha fazlasını anlatıyor bu romanda. Boşluk, varlığıyla gösteriyor yokluğu. Yakın insan temasının varlığıyla yokluğu arasındaki farkın büyüklüğünü bir kez daha görüyoruz tüm açıklığıyla.
(Tanıtım Bülteninden)
3.Underground (Zamanımızın Kahramanı) / Vladimir Makanin
Underground ya da Zamanımızın Kahramanı çağdaş Rus romanının en önemli eserlerinden biridir. Vladimir Makanin’in en çok övgü alan eserlerinden biri olan bu roman Puşkin, Lermontov, Tolstoy, Dostoyevski gibi klasik Rus yazarlarının yarattığı o kahramanlar çağı geleneğini devam ettiriyor. Romanın başkahramanı yersiz yurtsuz bir filozof denebilecek Petroviç’tir; apartman bekçiliği yapar, yayıncılar tarafından reddedilen kitaplar yazmıştır, ressam kardeşi akıl hastanesine kapatılmıştır. Makanin kendine has anlatımıyla, Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar ile Lermontov’un Zamanımızın Kahramanı’nın dünyalarının içinde yaşayan çağdaş bir yeni kahraman yaratır ondan.
(Tanıtım Bülteninden)
4.Karnaval / Rawi Hage
İki türlü taksi şoförü vardır: örümcekler ve sinekler. Örümcekler arabalarının sıcağında oturan ve müşterinin ayağına gelmesini bekleyenlerdir. Sineklerse şehrin sokaklarında onları çağıran bir işaret görene dek gezinip durur. Fly, bir gezgindir. Onun taksisinden şehrin karanlığının gizlediği karnaval pırıltılarını tüm güzelliği ve çirkinliği ile izleriz. Katillerle tanışırız, fahişelerle, delilerle, devrimcilerle, sıradışı yerlere doğru yola çıkan sıradan insanlarla.
Uluslararası Impac Dublin Edebiyat Ödülü’nün sahibi Rawi Hage, James Joyce’u ve Henry Miller’ı hatırlatan bir ustalık ve cesaretle kurduğu, rüya gibi bir atmosfere davet ediyor okuru: Arka koltuğa kurulduğu anda başlayıp şehrin caddelerinden köprü altlarına; kütüphane raflarından çocukluk anılarına; gizli hayatlardan sınır tanımaz hayallere uzanan baş döndürücü bir maceraya.
(Tanıtım Bülteninden)
5.Kalan / Tom McCarthy
Kalan’ın isimsiz anlatıcısının başına gelen kazanın ne olduğunu bilmiyoruz, ama sonuçlarından haberdarız: Hafıza kaybı yaşıyor, daha sonra geri kazanmayı başarabildiği hatıralarının düzeni değişiyor ve en basit gündelik hareketleri bile yeniden öğrenmesi gerekiyor. Bir havucu tutup ağzına götürebilmeyi veya yürümeyi yeniden öğreniyor örneğin. İnsani eylemler üzerine uzun uzun düşünüyor böylece. Kazandığı yüklü tazminat sayesinde daha çok kendisi olduğu anları tekrar kurmaya çalışıyor.
Tom McCarthy, yaşarken üzerinde hiç düşünme gereği duymadığımız, akıp gittiklerinin farkında bile olmadığımız o sahici anların üzerine gidiyor: Yaşamdan bazı “kare”leri çekip alıyor, onları mercek altında büyütüyor, tekrar tekrar oynatıyor ve tüm bunlardan akıcı bir roman çıkarıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
5 Film:
1.Snowpiercer (Kar Küreyici)
Küresel ısınmayı engellemek için atmosfere salınan CW7 maddesi yüzünden dünya buzlarla kaplanır. Geriye kalan az sayıda insan Wilford’ın yaptığı, bir yılda tüm dünyayı sonlanmayan bir enerjiyle dönen büyük trenin, yani Snowpiercer’ın içerisinde yaşamaya başlar.
2. A Clockwork Orange (Otomatik Portakal)
Otomatik Portakal, şiddet bağımlısı gençlerden kurulu bir çetenin, çevrelerine saçtığı dehşet ve korkuyu işleyerek bir korku imparatorluğunun resmini çizmektedir. Çetenin lideri Alex, işler çığırından çıkınca yakalanır ve gözaltına alınır. Ama hapse atılmaz; cezası bir şiddet deneyine kobay olarak kullanılmak olur. Bu deney insanoğlu ve şiddet kavramı arasındaki ilişkiyi ortaya koyma amaçlıdır ama deneyin kendisi de bir o kadar insan doğasına aykırıdır.
3.Brazil
Günümüzden çok uzak bir gelecekte geçen film insanoğlunun distopik sonlarından birini ele alıyor. Son derece fütüristik ve karanlık bir atmosfere evrilen bu dünyada yaşayan insanlardan biri olan Sam Lowrey, sıradan bir devlet memuru. Fazlasıyla bunaldığı işinden ve teknolojinin ta kendisinden kaçmasının tek yolu ise hayal ve rüyalarına sığınmak. Rüyalarında her daim kendisini bekleyen figür tanımasa da kurtardığı gizemli bir kadındır. Sam’i rüyalarındaki kadına yaklaştıran şey terörist olmakla suçlanan Jill Layton isimli kadın olur.
1985 yılı için döneminin bir hayli ötesinde çekilen Brazil distopik filmlerin en önemlilerinin başında geliyor.
4.Twelve Monkeys (On İki Maymun)
Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs yaklaşık beş milyar kişinin ölümüne yol açmıştır. Geriye kalan az sayıdaki insan yer altlarına kurdukları barınaklarda yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bu esnada virüsün yok olması için bir çözüm yolu bulan insanlar, zamanda geriye gidebilecekleri bir zaman makinesi yaparlar. İlk test sürüşü içinse eski bir mahkum olan James Cole gönüllü olur. James kendisini yedi yıl geride, bir akıl hastanesinde bulur. Akıl hastanesi gibi bir ortamda gelecekten geldiğini ve misyonunu anlattığında ise gerçek anlamda akıl hastası etiketi yemesine neden olur.
12 Maymun, zamanda yolculuk temalı filmlerin arasında en önemli olanlardan biri.
5. The Road (Yol)
Gelecekteki kıyamet günlerini anlatan bir kitabın uyarlaması olan film, güçlü oyuncu kadrosuyla, en iyi satanlar listesindeki kitabın (The Road) gölgesinde kalmayacak gibi gözüküyor.Kıyamet sonrası atmosferinde Amerika yangın yeridir. Bir baba ve oğlunun istikameti Amerika kıyılarıdır.
5 Şarkı:
1.Christophe Maé / Il est où le bonheur
2.Isabel / Il Divo
3.Patrick Fiori / Belle
4. Aaron – U Turn
5.Stromae / Formidable
Umarım bu birbirinden güzel kitaplar, filmler ve şarkılar ruhunuza güzel şekilde dokunur; sizlere bambaşka bakış açıları katar…
Hakan Akdoğan’a kocaman teşekkürlerimizle.