Söylenti Dergi’nin sinema editörleri sizler için birbirinden güzel film önerilerinde bulundu.
Işılay Güzel Yılmaz Öneriyor:
Mamaville (2020)
Yönetmenliğini Irmak Karasu‘nun yaptığı Mamaville, Altın Portakal Ulusal Kısa Film Yarışmasında En İyi Kısa Film ödülünü kazandı. Başrollerini Ece Yüksel ve Gönül Ürer paylaşıyorlar. 21 dakikalık süresi boyunca iki kadını gözlemleme şansı buluyoruz. 15 yaşındaki Ferah ve anneannesinin günlük yaşantıları arka plandaki gürültüler eşliğinde seyirciye yansıyor. Yaz mevsiminin sıcaklığını ve ılık akşamlarının esintisini hissediyoruz. Ergenlik ve yaşlanma evrelerinin ayrımları, aynı evdeki iki kadın üzerinden izleyiciyi zihninde derin bir yolculuğa çıkarıyor. Genç kıza bakıp gençliğin hayallerini ve hayal kırıklıklarını duyumsayabiliyorken, yaşlı kadında gördüğümüz eskime ve sıkıcılık duygularını özümseyebiliyoruz. Bize yaşamı ve ölümü çağrıştıran, zıtlıklarıyla bütün olan ve aynı evde nefes alan iki kadının; sesleri ve sessizlikleriyle var oluşlarına tanıklık ediyoruz. denizin kokusunu burnumuzda gibi hissettiren Mamaville’i çok seveceksiniz.
Filme MUBI platformu üzerinden ulaşabilirsiniz.
Berke Ateş Aytekin Öneriyor:
Apollo 10½: A Space Age Adventure (2022)
Richard Linklater sinemasına baktığımızda filmlerinin edebiyattaki durum hikayelerinin tam karşılığı olduğunu söyleyebiliriz. Bir amaca uzanan ve neden-sonuç ilişkisi ile bağlı olaylardan ziyade gündelik hayatta yaşanan olaylar ve diyaloglar Linklater filmlerinin temelini oluşturur. Yönetmen, Boyhood gibi çekimi yıllar süren deneysel projelerin yanı sıra Waking Life ve A Scanner Darkly gibi yapımlarda kendine has bir animasyon tarzıyla seyirci karşısına çıkmıştır. Bu sene Netflix’te gösterime giren ve yetersiz pazarlamanın kurbanı olduğunu düşündüğümüz Apollo 10½: A Space Age Adventure da NASA’nın uzay aracını yanlışlıkla hedeflenenden küçük yaptıkları için uzaya bir çocuğu göndermek zorunda kalmasını konu alır. Kabaca iki bölümden oluşan film Houston’da yaşayan ve ailenin en küçük çocuğu olan Stan’in bu gizli görevden önceki ve sonraki hayatını anlatır. Bu hikaye akışında göreve neredeyse hiç ekran süresi ayırmayan film, 60’lı yılların sonundaki Amerika’yı oldukça nostaljik bir şekilde ekrana taşır. O dönemde yaşamamış olsanız bile günümüzde yer etmiş bazı kültürel ve tarihi olayların Linklater tarzında ve hikaye anlatıcılığında yeniden yorumlanmasını izlemek bile seyircide büyük bir keyif uyandırıyor. Filmi Netflix’ten izleyebilirsiniz.
Aleyna Kavak Öneriyor:
Purple Hearts (2022)
“Benim için bununla ilgilen, beni duyuyor musun? Çünkü artık bu gerçek.”
Yasadışı bir göçmenin çocuğu olan Cassie, borcunu ödemek için birden fazla işte çalışmakta ve kendisi için insülin ilacı almak için mücadele etmektedir. Öte yandan Luke ailesinden uzaklaşmış, iyileşmekte olan bir bağımlıdır. Umut vaat eden bir müzisyen olan Cassie tüm fikir ayrılıklarına rağmen yakında Irak’a göreve gidecek Luke ile anlaşmalı evlilik yapar. Peki sahte evlilik gerçeğe dönebilir mi? Farklı geçmişlere ve siyasi inançlara sahip olmalarına rağmen, genç çift sonunda onları ayırandan çok birleştiren şeylerin olduğunu fark eder. Tess Wakefield’ın aynı adlı romanından uyarlanan Purple Hearts’ın başrollerini Sofia Carson ve Nicholas Galitzine paylaşmaktadır.
Filmi Netlifx’ten izleyebilirsiniz.