Haftalık Sinema Keşfi #15

Editör:
Işılay Güzel Yılmaz

Söylenti Dergi’nin sinema editörleri sizler için birbirinden güzel film önerilerinde bulundu.

The Wonder (2022/Dram)

Yönetmenliğini Arjantinli yönetmen Sebastián Lelio‘nun yaptığı Wonder yani Mucize filminin başrolünde Florence Pugh‘u izliyoruz. Filmde ona eşlik eden oyuncular da en az onun kadar göz dolduruyor.

19. yüzyıl İrlanda’sında bir hikayeye konuk oluyoruz. Kıtlığın hüküm sürdüğü zamanlarda, İrlanda kırsalında küçük bir kız çocuğu olan Anna’nın, dört aydır tek lokma yemeden sadece su içerek oruç tuttuğu ve hiçbir şekilde güçten düşmediği haberi yayılıyor. Durumun bir mucize mi, yoksa sahtekarlık mı olduğunu gözlemlemesi için İngiltere’den gelen hemşire Lib Wright‘ın bir yandan doktorlarla diğer yandan kiliseyle başa çıkmaya çalışması anlatılıyor.

Anna bir azize mi, yoksa bir kurban mı? Cennete uzanan yollar bir çocuğun kefaretinden mi geçiyor?

Film, seyirciyi çok iyi bildiği bir yerden, istismar edilmiş masumiyetten vuruyor.

Filme Netflix’ten ulaşabilirsiniz.

Işılay Güzel Yılmaz önerdi.

The Blue Caftan (2022/Romantik – Dram)

Fas’ın en köklü pazarlarından birinde geleneksel kaftan satan Halim, Mina ve çiftin dükkânına çırak gelen Yusuf’un hikâyesi bu. Açığa vurulmayan duygular, gizlenen arzular, her şeye rağmen dinmeyen bir aşk…

Halim de Mina da saygın bir kaftan dikim ustasıdır, yanlarına aldıkları Yusuf’un nakışta da saygıda da kusursuz olduğunu görürler. Mina bir şey daha fark eder: Kocasının bu genç adamdan nasıl etkilendiğini. Maryam Touzani’nin Cannes’da dünya prömiyerini yapan son filmi The Blue Caftan duygu yüklü bakışlar ve sözlerden daha derin ifadeler taşıyan suskunluklarla izleyiciyi sarmalıyor. Sadece aşk hakkında bir film değil, aynı zamanda birbirine bağlı iki insan arasındaki derin, dile getirilmeyen bir anlayış hakkında.

The Blue Caftan, Fas’ın Oscar adayı olarak seçildi.

Günsu Akçatepe önerdi.

Triangle of Sadness (2022/Dram – Komedi)

Triangle of Sadness, Ruben Östlund’a Cannes Film Festivali’nde ikinci kez Palme d’Or ödülünü kazandırdı. İsveçli yönetmen Ruben Östlund’ın sınıf hicvini işlediği bu filmde, hiçbir aşırılıktan kaçınılmıyor. Östlund, özellikle uzun çekimler ve soğuk mizahıyla kendine has bir tona sahip. Yönetmen, toplumsal cinsiyet rollerine, güç dinamiklerine özel bir ilgi duyuyor ve filmin en iyi sahneleri de bu noktalarda durduğu anları içeriyor.

Film ise elitist üst sınıf kişilerin dünyasında geçiyor. Lüks bir gemide yolculuk yapan ultra zenginlerin her biri grotesk karikatürler olarak karşımıza çıkıyor. Gemide işler yolunda gitmediğinde ise rollerin nasıl değiştiğini görüyoruz. Gücün yozlaştırıcılığı ve ona sahip olanların daha az ayrıcalıklı bireylere meta muamelesi yaptığı mesajını satirik bir biçimde işliyor. Bu senenin mutlaka izlenmesi gereken filmlerinden biri oluyor.

Berfin Sayarsoy önerdi.

Hatching (2022/Korku)

Dışarıdan kusursuz, mutlu aile tablosu çizmeye çalışan bir aile; vlog çekimi sırasında evin içine bir karganın girip ortama ciddi zarar vermesiyle geri dönüşü olmayan bir yola girer. Annesini mutlu etmenin baskısıyla büyüyen Tinja, ormanda annesinin öldürdüğü karganın yavrusunu bulur ve odasında kuluçkaya alarak yavruyu büyütmeye karar verir. Tinja ile güçlü bir bağ kuran yumurta akılalmaz boyutlara ulaşır ve içinden çıkan da sıradan bir karga yavrusu olmayacaktır.

Hatching için birden fazla derinlikli alt metni olan ve farklı yorumlamalara açık bir metafor denizi diyebiliriz. Filmi hem göz boyamanın ve kişisel çıkarların ön planda olduğu sözde mükemmel bir aile portresi eleştirisi hem de annesini mutlu etmekten sıyrılıp kendi isteklerinin ve içindeki karanlık tarafın farkına varan bir kız çocuğunun büyüme (coming-of-age) hikayesi olarak görmek mümkün.

Finlandiya ve İsveç ortak yapımı Hatching ilk gösterimini bu seneki Sundance Film Festivali’nde yaptı. Yönetmenliğini Hanna Bergholm’ün yaptığı filmin başrollerinde Siiri Solalinna ve Sophia Heikkilä yer alıyor.

Berke Ateş Aytekin önerdi.

Falling For Christmas (2022/Romantik – Komedi)

Janeen Damian’ın ilk yönetmenlik deneyimi olan Netflix yapımı Noel temalı bir filmdir. Büyük bir otelin vârisi olan ve kendi yatağını bile toplamaktan çekinen şımarık Sierra, bir o kadar şımarık sevgilisi Tad’in evlilik teklifi ettiği sırada korkunç bir kaza geçirir. Gözlerini hastanede açtığında ne ismi ne de kim olduğunu hatırlamamaktadır. Sierra’nın gelecek günlerde bakımını ise oldukça karizmatik ve alçakgönüllü Jake üstlenecektir.

Noel filmlerinin vazgeçilmez aromasıyla, romantik komedinin eşlik ettiği bu içinizi ısıtacak filmin başrollerinde Lindsay Lohan, Chord Overstreet, Jack Wagner ve George Young bulunmaktadır.

Filmi Netflix kütüphanesinden izleyebilirsiniz.

Aleyna Kavak önerdi.

Soylenti
Soylenti
Söylenti Dergi'deki kurumsal, sponsorlu ve ortak yazarlı yazıların yayınlandığı profil.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Meursault Sendromu: Psikolojik Uyuşukluk mu, Varoluşsal Direniş mi?

"Meursault Sendromu" sadece bir duyarsızlık hâli mi, yoksa modern bireyin sıkışmışlığına verilen derin bir yanıt mı?

Trendleri Kim Belirliyor: Moda Trendleri Nasıl Oluşur?

Modayı kim yönlendiriyor? Tasarımcılardan Z kuşağına, sokaktan yapay zekaya uzanan bir yolculukla trendlerin ardındaki dinamikler anlatılıyor.

Alıntının Hikayesi: Tutsaklığın İçinde Bir Nefes Özgürlük

”İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de bir sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı”

Hint Mutfağının Tatlı ve Baharatlı Dünyası

Baharatların, geleneklerin ve inançların kesişiminde bir lezzet yolculuğu: Hint mutfağının kültürel ve tarihi izlerini keşfedin.

Sanal Dünya, Gerçek Duygular: Dijital Ortamda Empati Mümkün Mü?

Dijital ortamda empati mümkündür ancak anonimlik, sosyal kimlikler ve sözsüz davranış eksiklikleri empatiyi sınırlayabilir, yüzeysel hale getirebilir.

Toplum ve Etik Işığında Yapay Zekâ: Bilinmeyen Bir Yarın

Etik ve toplumsal açıdan yapay zeka hem fırsatlar hem de ciddi riskler barındıran çok yönlü bir olgudur.

Adolescence’ı Sevenlere: Suç ve Psikoloji Temalı 10 Dizi Önerisi

Adolescence suçu değil, köklerini inceliyor. Bu liste de benzer yoğunlukta, karakter odaklı suç dizilerini keşfetmek isteyenlere özel.

Martin Eden Sendromu: Başarmak Her Şey Midir?

Jack London'ın Martin Eden romanı, başarıya ulaşma yolculuğunu ve başarının ardından gelen anlamsızlık duygusunu ele alır.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Ingvar Ambjørnsen

Yeni serimiz Keşfetmemiz Gereken Yazarlar’da kitaplığımızın tozlu rafları arasına sızdık ve merceğimize ilk olarak Ivan Ambjørnsen‘e takıldı.

Hayatın Sınırlarında Bir Karşılaşma: Leyla Erbil ve Ahmed Arif

Leyla Erbil ve Ahmed Arif, farklı sanat anlayışlarına rağmen benzer acılara değinmiş; dostlukla harmanlanmış karşılıksız bir aşk hikâyesi yaşamışlardır.

Editor Picks