Haftalık Kitap Keşfi: Hayat Düzeyleri

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Haftalık Kitap Keşfi serimizin bu haftaki kitabı; Julian Barnes’ten Hayat Düzeyleri!

Çağdaş İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen yazarlarından olan Julian Barnes, 1946 yılında Birleşik Krallık’ta doğdu. The Oxford English Dictionary‘de sözlükbilimci; ardından The New Statesman ve The Sunday Times‘ta gazeteci olarak çalıştı. Dan Kavanagh takma adıyla polisiye romanlar yazdı. İlk romanı Metroland ile Somerset Maugham Ödülü‘nün sahibi oldu. Bu sırayı Benimle Tanışmadan Önce adlı kitabı izledi. Üçüncü kitabı Flaubert’in Papağanı ile Geoffrey Faber Memorial Ödülü‘nü kazandı ve bu kitabı üne kavuşmasını sağladı. Aynı kitap ile Fransa’da Medicis Ödülü‘nü kazanan ilk İngiliz olarak tarihe geçti. Birkaç kitabının yayımlanmasının ardından Seni Sevmiyorum adlı kitabıyla raflarda yerini yeniden aldı Barnes. Bu kitabın devam kitabı olan Aşk adlı romanı dört sene sonra okuyucularıyla buluştu. Yıllarca yayımladığı romanlarından sonra gazetelerde ve dergilerde yayımlanmış öykülerini Manş Ötesi adlı kitabında birleştirdi. İlk öykü kitabının ardından roman ve hikaye yazmaya devam etti. 

Julian Barnes: 'Flaubert could have written a great novel about  contemporary America' | Julian Barnes | The Guardian

Oldukça farklı bir tarzı olan Barnes, kendine özgü bir üslupla trajik ve negatifliği kusursuz bir şekilde birleştirdi. Hayat Düzeyleri adlı kitabıyla da bu alakasız gibi görünen birleşimi kendi hayatından detaylarla biçimlendirerek okuyucu karşısına çıkardı. Beyin tümöründen ölen eşinin ardından yazdığı bu kitabı ona ithaf etti. 

“Daha önce bir araya getirilmemiş iki şeyi bir araya getirirsiniz. Ve dünya değişir. İnsanlar bunu o zamanlar fark etmeyebilir ama bu önemli değildir. Dünya yine de değişmiştir.”

Daha önce bir araya getirilmemiş iki şeyi birleştirerek değişik bir kitap ortaya çıkartan Barnes, kitabın birinci bölümü olan Yükseklik Günahı‘nda balonculuğa dair detaylardan yararlanarak okuyucuyu yükseklere doğru bir yolculuğa çıkardı. “Yukarılara yükselme/aşağılara inme” metaforlarıyla duygusal çalkantılarını okuyucuya kendi tarzıyla aktardı. Balonculuk yolculuğunun karakterleri ise fotoğrafçı Nadar, albay Fred Burnaby ve ünlü tiyatrocu Sarah Bernhardt olarak karşımıza çıktı. Burnaby’nin balon yolculuğuna olan merakı, Bernhardt’ın balon yolculuklarında yaptığı alkol eğlenceleri ve Nadar’ın balonları fotoğraflaması ortak motif etrafında toplandı Barnes sayesinde. Ortak motif yazara göre; farklı hayatların herhangi bir noktada benzer paydada buluşmaları veya apayrı olaylara besledikleri benzer duygu durumlarından oluşan hislerdi. Nadar’ın, fotoğrafçılığa önceleri kötü bir giriş yapmasının ardından aşağıdan yukarılara doğru hızlı bir ivme kazanması birinci bölümün başlıca temaları arasında yer aldı. 

İkinci bölüm olan Dürüstlük Zemini; Burnaby ve Bernhardt arasındaki yoğun aşk duygusunun, Bernhardt tarafından yok sayılmasını aktardı. Bernhardt tiyatrocu kimliğinin önüne geçen fizikselliğinden muzdarip bir durumdaydı. Bu duruma olan kırgınlığı sebebiyle aşkını yarım bırakan Bernhardt bir taraftan sanatçı kişiliği, başarısı ve ırkı yüzünden de toplum tarafından dışlanan bir kişiliğe dönüşmüştü. 

“Ama havaya yükseldiğimizde, aynı zamanda düşebiliriz. Çok az yumuşak iniş var. (…) Her aşk hikayesi potansiyel bir keder hikayesidir. Eğer önce değilse, daha sonra. Biri için değilse, öteki için. Bazen her ikisi için.” 

Ve bu ikilinin kederli halleri, ortak motifler sayesinde kitabın üçüncü bölümü olan Derinlik Kaybı ile birleştirilmişti. Barnes, kaybettiği eşinin ardından duyduğu kederi; diğer arkadaşlarının benzer durumları ve kitapta bahsettiği karakterler üzerinden okuyucuya aktardı. Bu bölümde ortak motiflerden sıkça bahseden yazar, arkadaşlarının ölüm karşısında verdikleri tepkileri ve kendi hayatında kederin nasıl bir konuma sahip olduğunu anlatı tarzında kaleme aldı. Kederin doğurduğu yalnızlığı ve ızdırabı çarpıcı bir şekilde anlatan yazar, yalnızlığı iki farklı temel çeşide ayırdı: sevecek birini bulamamanın yalnızlığı ve gerçekten sevdiğinizden yoksun kalmanın yalnızlığı. Bu yalnızlıkların kendi hayatındaki karşılığını, yaşadığı yas süreçlerinden detaylar ekleyerek kitabın son bölümünde okuyucuyu adeta yıkıma doğru sürükledi. Kendi yas süreci ve kederinin yanı sıra toplumda bu kavramların ne anlama geldiğini ve insanların bunu nasıl karşıladığını metaforlarla aktardı. Kederin üzerinde bıraktığı tahribatı açık sözlükle okuyucuya aktaran Barnes, kimseye öğüt vermeyi veya süreci nasıl yönettiğini aktarmayı hedef olarak belirlemedi. Sadece çöküntü içinde bulunduğu tahribatı ortak motifler sayesinde okuyucularla buluşturdu. 

“Keder dönencesinden geçmemiş olanların çoğu kez anlayamayacağı bir şey bu: birisinin ölmüş olmasının bu kişinin canlı olmadığı anlamına gelebilmesi ama var olmadığı anlamına gelmemesi.” 


Barnes, Julian. Hayat Düzeyleri. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2013.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.