Müzik dünyasının dört farklı durağında keşif molası verdiğimiz serimizde bu hafta, müziğin tüm renkleriyle ritmi hissetmeye hazır olun. Her biri farklı bir müzikal deneyim sunan birbirinden yetenekli isimler sizleri bekliyor!
Haftanın Şarkıcısı
Bu haftanın sanatçı keşfinde girl in red‘i mercek altına alıyoruz. Gerçek adı Marie Ulven Ringheim olan Norveçli sanatçı tarafından hayata geçen bu müzikal proje, modern indie müziğin en parlak temsilcilerinden biri haline geldi.
Samimi şarkı sözleri ve kendine has tarzıyla hızla yükselen Ringheim, 1999 yılında Norveç’te dünyaya gelmiş. 13 yaşında, büyükbabasının kendisine hediye ettiği bir gitar sayesinde müzikle tanışmış. Daha sonra kendi kendine piyano, gitar ve prodüksiyon öğrenmeye başlamış. Kendi yatak odasında başlayan bu amatör serüven, kendisini buralara kadar getirmiş.
2015 ve 2017 yıllarında amatör olarak kaydettiği çalışmalarını SoundCloud gibi dijital platformlarda yayınlamaya başladı. Marie, “girl in red” takma adını, kalabalık içinde bir arkadaşına kendini tarif etmeye çalıştığı bir mesajdan esinlendi. Yeni takma adını kullanarak ilk single’ı “I Wanna Be Your Girlfriend”i Kasım 2016’da SoundCloud’da yayınladı ve beş ay içinde yaklaşık 5 bin kez dinlendi. Kısa sürede geniş bir hayran kitlesi kazanan girl in red, 2018 ve 2019 yıllarında ilk EP’leri “chapter 1” ve “chapter 2” ile indie ve folk müzik sahnesinin dikkat çeken bir ismi oldu.
Şarkılarında kişisel temalar, aşk, kaygı, depresyon gibi konular öne çıkıyor. İçten ve samimi şarkı sözleri barındıran parçaları aynı zamanda güçlü bir dürüstlük de barındırıyor. “we fell in love in october” ve “bad idea!” gibi parçalar, melankolik ve enerjik melodileriyle dinleyicileri kendine çekiyor. Minimalist prodüksiyon teknikleriyle oluşturduğu ve içsel temalarla birleştirdiği şarkılarıyla dinleyicilerle duygusal bağ kurabilen sanatçı, en büyük müzikal ilhamlarından birinin Taylor Swift olduğunu söylüyor. Duygularını özgürce, kendi tarzıyla ifade eden bu yetenekli sanatçının ilk albümünü dinleyiciyle buluşturmasını da heyecanla bekliyoruz!
Seçim: Zeynep Kezer
Haftanın Şarkısı
Bu haftanın frekansında Nova Norda‘nın ‘‘Üzgünüm, Üzgün Diilim” adlı son albümünde yer alan dokunaklı parçası “İstesen de sevemezsin” ile buluşuyoruz. Şarkı, sevilen kişi tarafından ihanete uğramış ve derin yaralar almış birinin duygularını güçlü bir şekilde yansıtıyor.
“İstesen de sevemezsin, sevdiğine iyi gelemezsin” sözleriyle başlıyor Nova Norda. Bu ilk cümleyle, sevdiği kişi tarafından hayal kırıklığına uğramış birinin iç dünyasına dalıyoruz. İhanetin yarattığı çaresizlik ve öfke şarkı sözlerinde yoğun bir şekilde hissediliyor. Sesi ve melodisi, dinleyiciyi alıp yaşanmış bir hikayenin ortasına bırakıyor. Şarkıyı dinlerken, o kırık kalbin çığlıklarını ve içsel hesaplaşmalarını adeta hissediyorsunuz. Şarkının her bir notasında, sevginin acımasız yüzüyle tanışan birinin yaşadığı travmalar var. İhanetin ve kırgınlığın ağırlığını hissederken, aynı zamanda bir güç buluyorsunuz çünkü şarkı, tüm bu duygusal yıkımın ortasında bile bir ayağa kalkma çabasını, bir yüzleşme arzusunu içinde barındırıyor.
Nova Norda’nın “İstesen de Sevemezsin” şarkısı, sadece bir ayrılık şarkısı değil; aynı zamanda bir hesaplaşma ve iyileşme sürecinin de temsili. Her dinlediğinizde, yaşadığınız ya da tanık olduğunuz o derin duygusal yaralar aklınıza geliyor. Bu şarkı, yaşanmışlıkların ve duygusal derinliklerin bir ifadesi olarak, dinleyiciyi kendi içsel dünyasıyla yüzleşmeye davet ediyor.
Eğer siz de hayatınızdan izlerini silemediğiniz bir ihanet yaşadıysanız, bu şarkıda kendinizi bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Seçim: Ayşe Demir
”Öldürürsün, gömemezsinBedelini ödemezsinYangına sırtını çeviripKülleri yok edemezsin”
Haftanın Müzik Videosu
Profesyonel sahne adı NF ile tanıdığımız Amerikalı rapçi Nathan John Feuerstein, When I Grow Up müzik videosu ile bu haftanın frekansında yer alıyor.
“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusu ile açılış yapıyor müzik videosu. Bir grup çocuğun cevapladığı açılışta idealize edilmiş birkaç cevap duyuyoruz. En sonda ise NF’nin küçüklüğünü görüyoruz, “rapçi olacağım” cevabıyla.
Şarkının adı aslında, içerik hakkında güzel ve yerinde ipuçları veriyor. “Büyüdüğüm zaman” şeklinde başlayan cümleleri genellikle çocukken kullanırız. Fakat NF, zaten yetişkin bir birey. O hâlde şimdiki zamandan geleceğe değil, geçmişten bir sesleniş görüyoruz.
33 yaşındaki NF, aslında ilk albümünü Moments adıyla 2010 yılında, gerçek ismi olan Nathan Feuerstein adı altında yayımladı. Bundan on dört yıl öncesine gidecek olursak NF, oldukça genç hatta ergenlik döneminde bile diyebiliriz. Yani When I Grow Up parçası sanatçının, müzik kariyerinin ilk yıllarındaki hâlinin bakış açısını bizlere aktarıyor.
Büyük hayallerle çıkılan yolda düşlerinizin teker teker eksildiği, gerçek dünyanın içerisine girdiğinizde elinizde hayallerinizin değil de geçim derdinin kaldığını fark etmek; işte When I Grow Up şiirsel bir üslupla bunu anlatıyor. Şarkının müzik videosu da gerçekliğe uygun bir biçimde görmek istemediklerimizi gözümüze sokarcasına göstermeyi ihmal etmiyor.
Büyük işler başarmak veya sadece faturalarını ödeyerek geçiminizi sağlamak… Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?
Seçim: Damla Satıroğlu
Haftanın Albümü
Bu haftanın frekansındaki albüm seçiminde metalcore‘un öne çıkan gruplarından biri olan Asking Alexandria‘dan “The Black” var. İngiliz grubun 2016 yılında piyasaya sürdüğü ve dördüncü albümü olarak nitelendirilen “The Black”, Guns N’ Roses ve Van Halen‘ın etkilerinin yanı sıra Avenged Sevenfold ve Slipknot gibi modern grupların etkilerini de bizlere hissettiriyor.
Albümün ilk teklisi olan “I Won’t Give In“, yayımlanmasının ardından metal müzik dünyasında yankı uyandırdı. Rock müzik radyolarında kendisine fazlasıyla yer bulan şarkı, pek çok metal grubunun yaptığı gibi (Of Mice & Men başta olmak üzere) lirik ve müzikal olarak kalıplaşmış soundlarıyla dikkat çekti. Eski metal ve rock bileşenli albümlerinden farklı olarak metalcore’un ön planda olduğu “The Black”; “Let It Sleep“, “The Black“, “Sometimes It Ends“, “We’ll Be OK” ve “Undivided” gibi heavy metal esintileri içeren şarkıları da bünyesinde barındırmakta. Baş vokalist Denis Stoff‘a değindiğimizde ise, hem şarkı söyleme hem de brutal vokal konusunda oldukça kendisini geliştirmiş olduğunu görüyoruz. “Send Me Home” şarkısındaki temiz tiz seslerden, daha düşük perdeli sert çığlıklara “Let It Sleep” şarkısında kolaylıkla geçtiğini söyleyebiliriz.
Albümdeki şarkılar sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. “Lost Souls” albümün öne çıkan bir diğer parçası, oldukça ürpertici bir melodiye sahip olsa da arka plandaki Denis’in güçlü vokalini duyuyoruz. “Sometimes It Ends” ve “Circled By the Wolves” yeni bir müzik tarzından ilham alarak oluşturulmasa da metalcore’un mükemmelleştiğini gösteriyorlar. Albümün lirik açıdan en vurucu şarkıları ise “Here I Am” ve “Gone” oluyor. “Gone”daki piyano tınıları sizleri melankoliye sürükleyecek özelliğe sahip. “Here I Am” ise hüzünlü çığlıkların içinden gelen bir şarkı.
Seçim: Berrak Akson
Yoksa siz hâlâ Söylenti’nin zengin içeriğe sahip çalma listesine göz atmadınız mı?
