Sinema dünyasında yolculuk etmeye hazır mısınız? Sinema editörleri olarak, özenle seçtiğimiz 5 filmle birlikte, aksiyondan drama, bilim kurgudan romantizme kadar geniş bir yelpazede öneriler sunuyoruz. Bizimle birlikte, sinemanın büyülü dünyasında yolculuk ederken, unutulmaz bir film deneyimi yaşamanın keyfini çıkarın. Haftanın öne çıkan filmlerini takip edin ve sinema dünyasının sınırsız olanaklarına bir adım daha yaklaşın!
Last Night in Soho (2021)
Başrollerini Anya Taylor-Joy, Matt Smith ve Thomasin McKenzie‘nın paylaştığı Last Night in Soho, 2021 yapımı bir psikolojik korku ve gerilim filmidir. Yönetmenliğini ve senaristliğini Edgar Wright’ın üstlendiği film, moda tasarım öğrencisi Eloise (Thomasin McKenzie) adlı genç bir kadının, 1960’ların Londra’sına geçiş yapma yeteneğini keşfetmesi üzerine odaklanır.
Film, Eloise’in geçmişe giderek genç bir şarkıcı olan Sandy (Anya Taylor-Joy) ile birleşmesini ve zaman içindeki olayları deneyimlemesini konu alır. Ancak, geçmişteki bu görüntüler zamanla karanlık ve tehlikeli bir hâl alır. Eloise, kendi gerçeğiyle ve geçmişin gizemleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Last Night in Soho’yu izlerken çok belirgin bir şekilde Edgar Wright’ın yönetmenlik tarzının örneklerini taşıdığını fark ediyoruz. Film, stilize edilmiş görselleri, karanlık atmosferi ve psikolojik gerilimiyle dikkat çekiyor. Aynı zamanda 1960’ların Londra müziği ve modasına da göndermeler içerir.
Thomasin McKenzie ve Anya Taylor-Joy’un performansları, filmdeki karakterlerin derinliğini ve karmaşıklığını artırır. Film, korku türü sevenler için sürprizli ve atmosferik bir deneyim sunar. Zaman atlamaları ve psikolojik karmaşıklığı içeren filmleri sevenler için ilginç bir seçenek olabilir.
Aleyna Kavak önerdi.
Kisses (2008)
İrlandalı yönetmen Lance Daly’nin imzasını taşıyan Kisses, Noel’de evden kaçan Kylie (Kelly O’Neill) ve Dylan (Shane Köri) adında iki çocuğun Dublin sokaklarında geçirdiği geceye odaklanıyor. Kıyıda köşede kalmış bir bağımsız sinema hazinesi olan film, düşük bütçesine ve iddiasız konusuna karşın başroldeki ikilinin güçlü oyunculukları ve nahif anlatımıyla –72 dakikalık kısa ekran süresinin de etkisiyle– seyirciyi bir an bile sıkmamayı başarıyor. Kylie ve Dylan Dublin sokaklarında başlarına gelen tüm güzellik ve tehlikelerle beraber kendilerini, birbirlerini ve yaşamı keşfederken biz de gösterişsiz fakat güçlü bir anlatımın kabarık bütçeli spot filmleri gölgesinde bırakabileceğini keşfetmiş oluyoruz.
Ayçe Cansu Yaşar önerdi.
Superbad (2007)
Superbad’in başrolünde Michael Cera ve Jonah Hill’i görüyoruz. Seth ve Evan çocukluklarından beri çok yakın arkadaşlardır ve üniversiteye geçmeden önce onları bir loser olarak tanımlayacak bir statüden uzaklaşmak için bir partiye katılmak isterler. Seth’in hoşlandığı Jules, bir parti düzenler ve ondan partisi için içki almasını ister. Evan da hoşlandığı Becca ile takılmak istediğinde bu durum geri dönülmez bir hal alır. Bu sırada diğer arkadaşları Fogell sahte bir kimlik ile partiye girişlerini sağlamak için içki almaya çalışır. Bu da sonunda onu iki canı sıkılmış polisle baş başa bırakır. Filmin 2007’de gösterime girmesinden on beş yıl sonra, hala McLovin tişörtlerinin ve kimlik kartlarının popüler olması, filmde kullanılan kelimelerin hala günümüzde kullanılıyor olması filmin bir başarısıdır. Seth Rogen ve Bill Hader’ın senaryosunu 15 yaşında yazdıklarını iddia ettikleri film, bugün hala ilk günkü kadar komik.
Berfin Sayarsoy önerdi.
Elaha (2023)
Elaha, evlenmeye hazırlanan genç bir kadındır. Kürt asıllı Alman olarak, büyük sorumlulukları vardır ve bu evlilik sadece hayatındaki bir sonraki adımı değil, aynı zamanda ailesinin yoksulluktan kurtulmasına da yardımcı olmayı amaçlar. Tek sorun, kızlık zarını çoktan kaybetmiş olmasıdır. Genç bir kadın olarak, nişanlısı, aileleri ve küçük göçmen toplulukları öğrenmeden önce zarını onarmak zorunda kalır. Elaha, kızlık zarı ameliyatı için para bulmaya çabalarken, kendisine şu soruyu soruyor: neden ve kimin için bakire olmak zorundayım? Ataerkil toplumlardaki ailelerin gözünden kadınların sıkışıp kaldığı tabuları özgürleştirici bir yerden ele alan Elaha, bizi bir kadının olgunlaşma hikayesine, kendi içsel keşif yolculuğuna ve kendi sorgulanan düşüncelerine götürüyor.
Günsu Akçatepe önerdi.
Cop Land (1997)
Cop Land 1997 yılında James Mangold tarafından yönetilen; Sylvester Stallone, Robert De Niro, Harvey Keitel ve Ray Liotta gibi yıldızları bir araya getiren, sürükleyici bir suç draması. Film, popülasyonunun çoğu New York Polis Teşkilatı memurlarından oluşan, Garrison isimli küçük bir New Jersey kasabasında geçiyor. Bu memurlardan bir tanesi ise boğulmakta olan bir kızı kurtarırken duyma yetisini kaybeden Şerif Freddy Heflin (Sylvester Stallone). Çok geçmeden polislerin karıştığı bir rüşvet skandalı patlak veriyor ve bunun sonunda Freddy, kendini memur arkadaşlarına olan sadakati ve adaleti korumaya olan bağlılığı arasında bir yol ayrımında buluyor. Freddy bu işi irdeledikçe ahlak, sadakat ve gücün kötüye kullanılması gibi konularda düşündürücü sorular sormaya başlıyor.
Cop Land’in öne çıkan en belirgin tarafı, polis teşkilatı içindeki etik ikilemlere dair incelikli bir bakış açısı sunarak doğru ile yanlış arasındaki gri alanlara ışık tutması. Aynı zamanda Sylvester Stallone’nin bu filmde sergilediği başarılı performans, geçmiş yıllarda adından çok söz ettirmiş olmasa ve deyim yerindeyse hak ettiği değeri görememiş olsa bile, aslında oyuncunun aksiyon rollerinin ötesinde, farklı karakterlerin altından da başarıyla kalktığını kanıtlar nitelikte. Özetle, yolsuzluğun gölgelediği bir sistemde adalet için çabalayan insanların karşılaştığı ahlaki ikilemleri gözler önüne seren Cop Land, karşılaştıkları yanlışlar karşısında doğruyu korumaya çalışanların mücadelelerine dair düşündürücü bir perspektif sunarak, suç dramalarını sevenler için ilgi çekici bir izleme deneyimi vadediyor.
Sedef Hızlan önerdi.
