Anılar, kişiliğimizin oluşumu dahil birçok konuda büyük rol oynayan ve hafızamıza kaydedilmiş olan olgulardır. Her birimiz doğruluklarından tamamen emin olduğumuz hoşumuza giden ya da gitmeyen birçok anının bulunduğu geniş anı havuzlarına sahibiz. Lakin, yapılan araştırmalara göre sağlam bir hafızaya sahip olsak bile kaydettiğimiz anılarımızın bir kısmı aslında o kadar da tutarlı sayılmaz.
“Anılarımız Zamanla Değişime Uğrayabiliyor”
Anılarımız yaşadığımız canlı performansların beynin farklı noktalarına gönderilen girdiler yardımıyla kaydedilmiş versiyonlarıdır. Bir anımızı her hatırladığımızda bu girdilerin her birini tek bir noktada toplayıp yeniden canlı bir performans olarak oynatırız. Aslında bu yeniden oynatma anı bizler için dondurmayı dondurucudan çıkarıp bir süre dışarıda bekletmek gibidir. Nasıl ki dondurmayı geri dondurucuya koyduğumuzda şekli bozulmuş veya değişmiş olabiliyorsa aynı şekilde anılarımız da hafızamızda saklandıkları yerden çıkarıldığında birtakım değişikliklere uğramış olabiliyor.¹
İzleyici Ayarlama Etkisi
Bazen bir anımızdan bahsederken karşı tarafın sergileyeceği tutum ve tavrı göz önüne alarak anlatım esnasında anı üzerinde bazı “masum” değişiklikler yapabiliyoruz. Ancak yaptığımız bu değişiklikler bazen sadece anlattığımız anla kalmayıp anının hafızamızdaki orijinal kaydına da yansıyabiliyor. Bu bağlamda aslında anı hatırlama ve anlatma sürecini destan ve hikaye anlatıcılığına benzetebiliriz. Nasıl ki destanlar dilden dile geçerken milliyetçi ve politik değişikliklere uğruyorsa, anılar da benzer bir durum ortaya çıkabiliyor.
Hatırlanamayan Parçalar
Anıların değişimi aslında tamamen bizim yaptığımız değişikliklere de dayanmıyor. Bir anımızı zihnimizde tekrar oynatırken hatırlayamadığımız parçalar olabilmekte. Bu eksik parçaları tamamlamak içinse halihazırda bildiğimiz şeyleri; olgularımızı, önyargılarımızı veya anlamsal hafıza dediğimiz uzun süreli bellek parçalarımızı kullanıyoruz. Yani bir nevi aslında orada bulunmayan farklı parçaları akışa uygun şekilde istem dışı olarak anımızın içerisine yerleştiriyoruz.
“Sahte Anılara Sahip Olabiliyoruz”
Hafızamızdaki tutarsızlık sadece anılarımızdaki değişimlerle kalmıyor. Tüm bu değişimlere uğramış tutarsız anılarımızın yanı sıra baştan sona tamamen sahte olan anılara da sahip olabiliyoruz. Sahte anıların oluşumunda birçok farklı faktörün bulunmasıyla beraber aslında çoğunlukla temelinde dıştan gelen telkinlerin, teşviklerin ve hayal gücümüzün yattığını söyleyebiliriz.
Bir anıyı hatırlama sürecinin anının parçalarını zihnimizde tek bir noktada toplamaya ve canlı bir performans oluşturmaya dayandığını söylemiştik. Bu zihinde canlandırma süreci tahmin edebileceğimiz üzere hayal mekanizmamızla da bağlantılıdır.

Bir araştırmada hatırlama ve hayal etme eylemleri sırasında çekilen tomografi görüntüleri²
Hayal mekanizmasıyla olan bu bağıntı aslında sahte anıların oluşumundaki temel bir faktörü oluşturuyor diyebiliriz. Aslında sahip olmadığımız bir anıyı hatırlamaya çalışmamız bizi bu anı hayal etmeye; istemsiz bir şekilde eski olgularımız ve diğer anı parçalarımızı kullanarak sıfırdan oluşturmaya itiyor. Bu noktada aslında hafızamızı bir senarist olarak görebiliriz.
Dışarıdan Gelen Telkin ve Teşvikler
Sahte anıların oluşma sürecinde bir diğer faktör de dışarıdan aldığımız telkin ve teşviklerdir. Yukarıda bahsettiğimiz sahip olmadığımız bir anıyı hatırlamaya çalışma ve sıfırdan oluşturma sürecinde dışarıdan bu anıyı hatırlamamız için teşvik edildiğimizde aldığımızda bu şekilde yanlış bir anı oluşturma olasılığımız daha da artıyor.
Yapılan bir araştırmada³,bir grup gönüllü ve yetişkin katılımcıya aslında yaşamadığı (geçmişi araştırılmış, teyit edilmiş) ve araştırmacılarca oluşturulmuş birtakım sahte anıları hatırlamaları istenmiş. Her katılımcıyla ayrı ayrı üçer görüşme yapılmış. Görüşme sürelerince, katılımcıların anıyı hatırlamaları için bir takım teşvikler, bu anıları hakkında birtakım yönlendirici bilgiler ve detaylar verilmiş. Araştırma sürecinin sonunda, katılımcıların %70’i erken ergenlik döneminde polisle temasına yol açan bir suç anısı olduğunu kabul etmiş. Üstelik büyük bir kısmı bu anıları üzerine zengin detaylar vermiş.
Anıların saklanması ve hatırlanması sırasındaki tüm bu olaylara bütüncül olarak baktığımızda aslında hafızamızın o kadar da tutarlı ve şeffaf kayıtlar sunmadığını açıkça görebiliriz. Ayrıca, bunun en temel sebeplerinden birinin de hatırlama anında hafızamızdan aldığımız dönütlerin o andaki düşüncelerimiz, ruh halimiz ve bunlar gibi koşullardan etkilenerek şekillenmesine dayandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kaynakça
¹ – Nash, R. (2018, Aralık 17). Are memories reliable? Expert explains how they change more than we realise. https://theconversation.com/are-memories-reliable-expert-explains-how-they-change-more-than-we-realise-106461 adresinden erişildi.
² – Devitt, A. L., Addis, D.R. (2016, Temmuz). Bidirectional Interactions Between Memory and Imagination. https://www.researchgate.net/publication/305000395_Bidirectional_Interactions_Between_Memory_and_Imagination adresinden erişildi.
³ – Shaw, J. Porter, S. (2015, Ocak). Constructing Rich False Memories of Committing Crime. https://www.researchgate.net/publication/270964372_Constructing_Rich_False_Memories_of_Committing_Crime adresinden erişildi.
Mazzoni, G. (2018, 19 Eylül). The ‘real you’ is a myth – we constantly create false memories to achieve the identity we want. https://theconversation.com/the-real-you-is-a-myth-we-constantly-create-false-memories-to-achieve-the-identity-we-want-103253 adresinden erişildi.
Vox. (2019, 12 Eylül). Memory, Explained | FULL EPISODE | Vox + Netflix. https://www.youtube.com/watch?v=d95dOH-7GHM adresinden erişildi.
Cherry, K. (2020, 31 Temmuz). False Memories. https://www.verywellmind.com/what-is-a-false-memory-2795193 adresinden erişildi.


