Zach Condon, yaratıcı zekasının ve derin iç dünyasının yeni ürünü olan Hadsel’de, dinleyicileri kırk yedi dakikalık bir iyileşme sürecine davet ediyor. Biz de bu yazıda sizi, elinize sıcacık kahvelerinizi almaya ve bu iyileştirici müziğe dahil olmaya davet ediyoruz. Gelin hep beraber müziğin büyüleyici ve iyileştirici dünyasına doğru bir yolculuğa çıkalım.
Nasıl Ortaya Çıktı?

Her derin yaratım gibi Hadsel‘in de bir iç sancısı, bir hikâyesi var. Zach Condon için oldukça kişisel olan bu hikâye ayrıca uzun bir fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyileşmenin ürünü.
2019 yılında Beirut‘un Gallipoli albümünün turnesi Zach Condon‘ın geçirdiği ağır boğaz enfeksiyonu ve sonrasında koyulan larenjit tanısı sebebiyle iptal edilmişti. Özellikle bu dönemlerin kendisi için oldukça zor geçtiğini, ilaçlarla turneye tutunmaya ve konserlere çıkmaya devam etmeye çalıştıysa da bir noktada hastalığının ilerlemesiyle artık bunun imkansız hâle geldiğini, en son doktorunun böyle devam ederse sesini kaybedebileceğini söylemesiyle iptal kararının zorunlu hâle geldiğini Condon bir röportajında bizzat belirtiyor. Böylesine zorlayıcı ve kendisini sevdiği şeyi yapmaktan alıkoyan bir hastalığın üzerine Condon‘ın o dönem yaşadığı duygusal zorluklar da eklendiğinde bir kaçış durumu kendisi için kaçınılmaz hâle gelmiş.

Hadsel, Norveç’te bulunan küçük bir yerleşim yeri. Albümün kapağı da buradan esinlenilmiş. Bembeyaz kışın ortasında sakince duruyormuş gibi gözüken bina, Hadsel‘de bulunuyor. Zach Condon‘ın orgunu kullandığı kilisenin eskiz bir çizimi bu.
Zach Condon‘ın çokça seyahat ettiğini, küçüklükten beri kendisini bir yere ait hissetmekte zorlandığını röportajlarından biliyoruz. Beirut‘ın birçok şarkısının adı da bu şehirlerden, yerleşim yerlerinden geliyor aslında. Hadsel için durumun biraz daha farklı olduğunu söylemek mümkün. Bu albüm tümüyle bir iyileşme, bir başkalaşma öyküsü; hatta bir iç dökme diyebiliriz. Zach Condon eşiyle yaşadığı sarsıcı ayrılık ve geçirdiği hastalık sonucunda kendisini çok derin bir sorunlar silsilesi içinde buluyor ve bu dönemi kendisi için oldukça karanlık bir dönem olarak betimliyor. İşte böyle bir ruh hâliyle yazılmaya başlanıyor Hadsel.
Karanlıktan Aydınlığa Çıkaran: Müzik

Hadsel baştan sona bir iyileşme öyküsünü anlattığından, albümdeki şarkılar arasında farklı duygu-durum geçişleri var. Albümün açılış şarkısı olan ve albümle aynı adı taşıyan Hadsel, albümde sizi neyin beklediğine dair oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor size. Albümün temel elementlerini oluşturan org ve synth’in en baskın kullanıldığı şarkılardan biri Hadsel. Zach Condon bu albümün kendisine kışı hatırlattığını söylemekle beraber kendisini dinleyenlerin düş dünyasını kısıtlamak istemiyor, ancak albümü dinledikleri esnada hissettiklerini görselleştirmelerini de sevdiğini söylüyor. Biz bu görselleştirmeyi Hadsel şarkısı için yapacak olsaydık, kışın soğuktan donmuş bir gölün üzerinde gece vakti yapılan bir vals diyebilirdik. Zach Condon‘un insanı içine çeken büyüleyici sesi eşliğinde yapılan bir vals.
İçine girmiş olduğunuz bu büyülü atmosfer, albümün ikinci şarkısı olan Arctic Forest ile daha ilginç bir hâl alıyor. Bu defa işin içine vokallerde çok seslilik giriyor. Bu şarkı, Zach Condon‘ın sesini ne kadar zengin bir biçimde kullanabildiğine ve duygularını anlatmadaki becerisinin ne denli üst düzey olduğuna dair oldukça güzel bir örnek. Burada şarkının içine çeşitli ritim aletlerinin de etkin bir biçimde dahil olduğunu görüyoruz. Albümün en tempolu şarkılarından biri bu. Bu yüzden albüme dair daha anlaşılır bir ilk bakış olarak bu şarkıya da yazımızda yer vermeye karar verdik.
Gelelim iyileşme sürecimizin sancılı kısımlarına. Her gecenin, aydınlığa kavuşmadan evvel ”en karanlık” olduğu bir evre vardır. Zach Condon‘ın şarkı hakkında söylediklerine ve şarkıya bakacak olursak on iki şarkılık albümün tam ortasında, altıncı sırada yer alan Stokmarknes, bu albümün en karanlık noktası diyebiliriz. Zach Condon bir röportajında bu şarkıyı yazmanın ve mikslemenin neredeyse bir yıl sürdüğünü, albümde kendisini en çok zorlayan şarkının bu olduğunu söylüyor. Tamamı synth ile yazılmış olan bu şarkı size bir sürü farklı sesin ve dokunun uyumlu bir birleşimini sunuyor. Condon‘ın albüm boyunca koruduğu sakin hikâye anlatıcılığını bu şarkıda daha derinden hissediyoruz. O kafa karışıklığı, kaybolmuşluk ve karanlık bize şarkı sözlerinde varlığını hissettiriyor.
Zach Condon‘ın üzerine çok düşünmeden, hikâyesini öylece anlatırcasına samimiyetle yazdığını belirttiği o sözlerin bir kısmı işte şöyle:
“You’re empty, you are full
(Boşsun, dolusun)
Who knew it could be so?
(Böyle olacağını kim bilebilirdi?)
You’re empty, you are full
(Boşsun, dolusun)
Who knows what we’re in for?
(Ne için olduğumuzu kim bilebilir?”
Devam Eden Hayat
Albümün ikinci yarısında Zach Condon‘ın hem ilişkisine hem de kendi çocukluğuna dair sorunlara yavaş yavaş yanıt bulduğuna tanık oluyoruz. Beirut‘un müziğinin alıştığımız akordeon sesi, trompet ve birçok diğer enstrümanın sesiyle karışmış hâlde yeniden karşımıza çıkıyor. Albümün en uzun şarkısı Süddeutsches Ton-Bild-Studio, sondan bir önceki şarkısı The Tern ve albümün son şarkısı Regulatory‘de artık itirafları, kabullenmeleri ve çözülmeleri gözlemliyoruz.
Kırk yedi dakikalık bu kaybolma, kendini bulma, iyileşme ve yola devam etme döngüsünün ardından Zach Condon‘ın aynı kalmadığını söylemek mümkün. Zira kendisi de bu yolculuğun onu pek çok güzel insanla tanıştırdığını ve onun için çok farklı bir deneyim olduğunu söylüyor. Biz de bu samimi albümün baştan sonra dinlenmeye oldukça değer olduğunu düşünüyoruz. Kuzey’in farklı enstrümanlarıyla yaratılan bu büyülü melodilerdeki gizli yenilenme öyküsünde sizin de kendinizden mutlaka bir şeyler bulacağınıza inanıyoruz.
Kaynakça:
- Pitchfork. “Beirut: Hadsel”. Erişim: 01.03.2024. Web
- Echoues And Dust. “REWIEW: BEIRUT – HADSEL”. Erişim: 01.03.2024. Web
- Kıyı Müzik. “Beirut ile Söyleşi: ‘Sıcak Bir Battaniye Gibi'”. Erişim: 01.03.2024. Web
- Aposto. “Albüm İncelemesi: Beirut, Hadsel”. Erişim: 01.03.2024. Web