Haçlı Seferleri ve Akdeniz Tarihine Etkisi

Editör:
Ece Günay
" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Orta Çağ tarihinin en önemli olaylarından biri olan Haçlı Seferleri, 1096-1291 yılları arasındaki döneme tekabül eder. Doğu-Batı çatışmasının zirvesi olarak da adlandırılan bu iki yüzyıllık süreçte, doğuya yapılan dokuz büyük sefer sonucunda, Anadolu ve Yakındoğu’da devletler kurulmuş, bölgenin askeri, siyasi, sosyal ve ekonomik dengeleri doğal olarak değişmiştir.

Haçlı Seferleri Düşüncesinin Doğuşu, Amacı ve Hedefleri

Doğuya bir sefer düzenleme fikrinin hangi koşullarda ortaya çıktığını anlayabilmek için şu temel hususlara değinmek gerekir:

  1. XI. yüzyıl sonlarındaki Avrupa’nın içinde bulunduğu kaotik durum.
  2. Anadolu’da Türklerin ilerleyişi.
  3. Bizans İmparatorluğu‘nun askeri ve siyasi çöküşü.

Orta Çağ Avrupa’sında Katolik Kilisesi’nin baskıları, her eyalette ileri gelen bir kişinin otoritesi, sınıfsal farklılıklar, kıtlık, fakirlik, salgın hastalıklar gibi pek çok kaotik durum yaşanıyordu. Hal böyle iken İncil’de Kudüs’ten ‘sokaklarından süt ve bal akan şehir’ olarak bahsedilmesi hem bunalmış halkın hem de yeni topraklar elde etme arzusundaki asillerin seferlere olan ilgisini arttırmıştı.

Hattin Savaşı ardından Selahaddin ve Guy de Lusignan tasviri Said Tahsine theconversationcom

1040 tarihli Dandanakan Savaşı ile çok büyük bir alana sahip olan Türkler, Bizans İmparatorluğu’nu kaosa düşürmüştü. 1071 Malazgirt Savaşı ise Anadoluda Bizans askeri gücü tamamen çökmüş, Türklerin ilerleyişi hızlanmıştı. 1086 yılında Süleymanşah’ın ölümünden sonra Türk beyleri arasındaki anlaşmazlık Anadolu’nun hakimiyetini bölmüş, 1092’de Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın ölümü ise iktidarı ele geçirmek isteyen hanedan mensupları yüzünden Anadolu toprakları üzerinde Türklerin hakimiyetini iyice çıkmaza sokmuştu.

Anadolu’da Türkler arasında yaşanan iktidar mücadelesi, askeri ve siyasi olarak çöküş aşamasında olan Bizans İmparatorluğu’nu ise heyecanlandırmıştı. Yeterli askeri gücü olmadığı için Batı’dan paralı asker çağrısında bulunma düşüncesi ile harekete geçen Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus ile görüşmelere başladı.

Montgisard Savaşını anlatan bir tablo Charles Philippe Larivière smithsonianmagcom

Haçlı Seferleri fikrini doğuran en temel gerekçeler siyasi, sosyal ve ekonomik unsurlar olmasına rağmen hareket fikrini fitilleyen söylem din üzerinden ortaya koyulmuştu. ‘Kutsal toprakları kurtarmak’ sloganıyla Batı’dan başlayan bu hareketin asıl amacı, Türkleri Anadolu’dan çıkarmak ve Yakın Doğu’nun bütün zenginliklerine ulaşmaktı.

Papa II. Urbanus tarafından “Tanrı böyle istiyor.” söylemiyle Kutsal Savaş algısı yaratılan ve büyük topluluklarca da kabul gören bu anlayış, binlerce insanın iki yüzyıl boyunca periyodik olarak Doğuya hareketinin önünü açmıştı. İslam kaynaklarında Batı Avrupalı anlamına gelen Frank olarak nitelendirilen bu kişiler, üzerlerinde Haç işareti bulunan kıyafetler giymeleri sebebiyle batılı kaynaklarda Haçlılar ifadesi ile yer almıştı.

İki Yüzyıl Boyunca Doğu’ya Düzenlenen Seferler

Haçlı Seferleri, Papa II. Urbanus’un Clermont Konsili’nde 27 Kasım 1095 yılında yaptığı ve her kesimden insanın katıldığı çağrı konuşması ile fiilen başladı. Halkın Seferi olarak da adlandırılan Birinci Haçlı Seferi’ne Keşiş Pierre l’Ermite önderliğinde ve asillerin kumandasındaki beş büyük ordu katılmıştı. 1212’deki Çocuk Haçlı Seferleri ile beraber 1096-1291 yılları arasında toplam dokuz sefer yapılmıştı.

Bu büyük dokuz sefer içerisinde öne çıkan seferler ise:

  • Genç, yaşlı, çocuk, asil, fakir ayrımı yapılmaksızın eli silah tutan herkesin büyük bir istek ve arzu ile katıldığı, yola çıktıktan üç yıl sonra olsa bile Kudüs’ü aldıkları I. Haçlı Seferi
  • Urfa Haçlı Kontluğu’nun (1098-1144) Türkler tarafından yeniden fethedilmesinin ardından düzenlenen, Haçlı Seferi’nin sonuçlarını koruyabilmeyi amaçlarken, büyük bir yenilgi alarak başarısızlık ile sonuçlanan II. Haçlı Seferi
  • 2 Ekim 1187’de Selahaddin Eyyübi tarafından Kudüsün Müslümanların eline geçmesinin ardından düzenlenen III. Haçlı Seferi
  • Haçlı Seferleri’nin dindaşları Bizans İmparatorluğu’nu parçaladıkları ve İstanbul‘da bir Latin Devleti kurdukları IV. Haçlı Seferi
  • Akdeniz ticaretinin merkezi olarak görülen ve o zamana kadar Müslümanların elinde olan Mısır’ı ele geçirmeye yönelik düzenlenen V. Haçlı Seferi olmuştur.

Seferlerin Akdeniz Tarihine Etkisi

Haçlı Seferleri’nin Akdeniz tarihine etkilerini siyasi, ekonomik, sosyal ve dini alanlarda ele almak mümkündür.

Haçlıların, Anadolu ve Yakındoğu’daki mücadeleleri Urfa, Antakya, Kudüs, Trablus, Kıbrıs gibi şehirlerde küçük büyük pek çok devlet ve krallığın kurulması ile sonuçlanmıştı. Akdeniz ticaretinin merkezi konumundaki Yafa, Remle, Hayfa, Arsuf, Akka, Trablusşam, Beyrut, Sûr, Sayda gibi şehirleri ele geçirmek hayati bir önem kazanmıştı.

Akka Kuşatması tablosu Wikimedia Commons

Haçlı Seferleri öncesinde de Akdeniz’de ticaret yapan İtalyan denizci devletleri, Haçlıların bölgede hakimiyet kurmasıyla beraber kalıcı olmaya başlamış, Akdeniz limanlarını Doğu-Batı ticaretinin merkezi haline getirmişti. Böylece Akdeniz limanları, siyasi yönden olmasa da iktisadi yönden Müslümanlar ile Hristiyanları işbirliği yapmaya mecbur hale getirmişti. Akdeniz’de gelişen ticaret faaliyetleri sayesinde nakliye ihtiyacına cevap verecek yeni gemi inşaat teknikleri uygulanmaya başlanmıştı. Bunun yanında, bölgede ipek ve pamuk endüstrisine dayalı sanayi de önemli ölçüde büyümüştü. Ticaretin gelişmesiyle zenginlik ve refah artmış, çoğalan para bankacılık faaliyetlerini başlatmıştı.

Sonuç olarak, “Doğu Hristiyanlarına yardım” sloganıyla başlayan Haçlı Seferleri hareketi, kişisel hırs ve zenginlik arayışı içinde olan asillerin yanında, “Doğu’daki din kardeşlerinin baskı ve zulüm altında” olduğu düşüncesiyle yola çıkan fakir halkın da katılımıyla Doğu-Batı ayrımı olmaksızın milyonlarca kişinin zarar gördüğü kitlesel bir olaya dönüştü.

Kudüsün fethini anlatan tablo Émile Signol Wikimedia Commons

Ordular daha Anadoluya ulaşmadan kendi dindaşlarına yaptıkları katliamlarla işin aslında pek de din hassasiyeti taşımadığını göstermiş oluyordu. Haçlılar tarafından yapılan 1098 Antakya ve 1099 Kudüs, 1290 Akka katliamları Haçlı Seferleri’nin hem toplumlar hem de devletler arasındaki ilişkileri bozup, bölgesel istikrarsızlığı getirdiği nokta bakımdan önemli olmuştur.


Kaynakça

  • Akın, Tuğba. “Haçlı Seferleri ve Doğu Hristiyanları”. Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Ünivetsitesi, 2011.
  • Altan, Ebru. “Birinci Haçlı Seferi (1096-1099) ve Anadolu”. Sosyoloji Yıllığı-Kitap 12, Semavi Eyice’ye Saygı. 2005: 298-305.
  • Altan, Ebru. “Çocukların Haçlı Seferi (1212)”. Popüler Tarih. 2003: 38-41.
  • Altan, Ebru. “İkinci Haçlı Seferi ve Selçuklular”. Türkler Ansiklopedisi. C. 6. 2002, s. 681-686.
  • Çağlayan, Çağla. “Haçlı Seferleri Zamanında Franklar ve Yakındoğu’daki Faaliyetleri”. Yüksek Lisans Tezi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, 2022.
  • Demirkent, Işın. “Haçlılar”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. C. 14. 1996: 525-546.
  • Demirkent, Işın. “Haçlı Seferlerinin Maiyeti ve Başlaması”. Haçlı Seferler ve XI. Asırdan Günümüze Haçlı Ruhu Semineri Bildiriler. 1998: 1-13.
  • Demirkent, Işın. “Haçlı Seferleri Düşüncesinin Doğuşu ve Hedefleri”. Tarih Dergisi, Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız Hatıra Sayısı. 1994. 65-78.
  • Demirkent, Işın. “Haçlı Seferleri ve Türkler”. Türkler. C. VI. 2002: 651-668.
  • Düzgün, Şaban Ali. “İki Dünyanın Karşılaşması: Haçlı Seferleri Döneminde Müslüman ve Latin Batı Arasındaki İlişkiler”. Türkler Ansiklopedisi, C. 6. 2001: 669-680.
  • Günter, Gül. “Haçlı Seferleri Zamanında Doğu Akdeniz’de İtalyan Cumhuriyetleri’nin Faaliyetleri”. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 2022.
  • Kavak, Hüseyin. “Birinci Haçlı Seferleri Esnasında Doğu Akdeniz’in Durumu”. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2016.
  • Koca, Salim. “Haçlı Seferleri Sebep ve Sonuçları Bakımından Nasıl Değerlendirilebilir?”. Akademik Bakış. C. X. 2017: 15-35.
  • Ünal, Elif. “Haçlı Seferleri Döneminde Doğu Akdeniz Sehirleri (1096-1131). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi. 2020.
  • Runchiman, Steven. “Haçlı Seferleri Tarihi I-II-III”. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2008.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”