Onun şiirlerinde ayrılık da vardı, vuslat da; özgürlük de vardı ve prangalar da. Bir bakıma, zıtlıkların kusursuz ahengiydi eserleri; aynı hayatın kaçınılmaz gerçekliği gibi, bütün yalınlığıyla, güzellikleriyle ve zorluklarıyla önümüze sermişti olup biteni. Onu okurken en masalsı aşkların hazin sonunu görmek de mümkündü, prangalarından kurtulan bir ruhun özgürlüğüne kavuştuğuna şahitlik etmek de. Haberin Var Mı Taş Duvar şiirinde aslında tam olarak buna tanık ediyor yazar bizleri. Haydi, gelin yalnızlığın, ümitsizliğin, karanlığın ve esaretin, ilkbaharın ışıklarıyla yerini ümide nasıl bıraktığına hep birlikte bakalım.
Halkın Bir Garip Ozanı: Ahmed Arif Kimdir?
Ahmed Arif Sabah Gazetesi
Ahmed Arif, 21 Nisan 1927’de Diyarbakır’da dünyaya gelmişti. Babası Kerküklü annesi ise Diyarbakırlıydı. Annesi Sare Hanım, oğlu henüz iki yaşındayken hayata gözlerini yummuştu. Bunun üzerine babası Ahmet Hikmet Bey, Arife Hanım ile evlenmiştir. Küçük yaşlardan beri şiire büyük ilgi duyan Ahmed Arif’in, ilk şiiri olan Gözlerin, 1942 yılında lise yıllarında kaleme alınmıştı. Liseyi Diyarbakır’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümünü kazanmış, ancak 1950 ve 1952 yıllarında iki kez tutuklanıp hapse mahkûm edildiği için üniversite eğitimini tamamlayamamıştı. Tutuklu kaldığı süreçte babasını kaybeden şair, 1954 senesinde özgürlüğüne kavuşarak Ankara’ya yerleşmiştir. Geçimini gazete ve dergilerde çalışarak sağlamış ve birçok şiiri çeşitli dergilerde kendine yer bulmayı başarmıştır. 1967 yılında Aynur Hanım ile hayatını birleştiren yazarın Filinta isminde bir oğlu dünyaya gelmiştir. Gazetecilik mesleğinden emekli olan Ahmed Arif’in halk arasında büyük yankı uyandıran ve geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan ilk ve tek şiir kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim, 1968 yılında yayımlanmıştı. 1991 yılında hayata veda eden yazar, Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Mürekkebi Halk Olan Bir Kalem
Ahmed Arif Diyarbakır Haber
Kendisini “Halkın bir garip ozanı” olarak tanımlayan Ahmed Arif, eserlerinde toplumcu gerçekçi bir tarzı benimsemiş; ozanı olduğu halkın, Anadolu insanının dertlerini, sıkıntılarını, karşılaştığı zorlukları bütün yalınlığıyla dizelerine taşımayı görev bilmişti. Halkın abisidir çünkü Ahmed Arif; ezilen işçi sınıfına inat bir yürek işçisidir, ezilenin, hor görülenin, hakkı yenilenin tarafındadır, satır satır onların hikâyesini anlatır şiirlerinde. Marksizm akımından da payına düşeni alan yazar; eşitlik, haksızlığa karşı direniş, özgürlük mücadelesi, işçi sınıfının karşılaştığı zorluklar gibi konuları duygusal kişiliğinin süzgecinden geçirerek doğa, özlem, aşk ve umut temalarıyla kusursuz bir biçimde harmanlamıştır. Haberin Var Mı Taş Duvar? şiiri buna verilebilecek en güzel örneklerden birisidir.
“Haberin Var Mı Taş Duvar?” Şiiri Bize Ne Anlatıyor?
hapishane penceresinden süzülen ışık
Şair, açılışı “Haberin var mı taş duvar?/ Demir kapı, kör pencere” dizeleriyle yapıyor. Yazar, yalnızlık temasını iki cümleyle âdeta içimize işliyor. Bu öylesine derin bir yalnızlık insanı kapıyla, pencereyle dert ortağı olmaya itiyor. Etrafını çepeçevre saran bu yalnızlığı ve demir kapısı, kör penceresi dışında onunla konuşabilecek, onu anlayabilecek bir ruh, bir ses ve bir nefes bulunmuyor. Bir cevap gelmeyeceğini bile bile hışımla yönelttiği “Haberin var mı?” sorusu onlara çarpa çarpa yalnızlığının derin ve acımasız sessizliğine gömülüp gitmeye mahkûm oluyor.
“Yastığım, ranzam, zincirim,/ Uğruna ölümlere gidip geldiğim,/ Zulamdaki mahzun resim,” dizeleriyle devam eden şiirin bu bölümünde kabulleniş ve sahiplenişi ima eden motiflere rastlıyoruz. Sahiplik ekleri alışılmışlığı, tanıdıklığı hissettiriyor bizlere. Yastık, ranza, zincir ve resim, yazarın koğuş arkadaşları, kader ortakları imajını çiziyor. Esaretine alışmış, hatta benimsemiş bir ruhun yansımalarını görüyoruz; öyle ki esaretinin simgesi olan zinciri bile içselleştirmiş yazar bu dizelerde. “Zulamdaki mahzun resim” sözlerinde bahsi geçen resmin kime ait olduğu ise net bir şekilde söylenmemekle birlikte sevgiliyi, bir inancı belki de davayı temsil ediyor olabilir. Bu belirsizliği doldurmak ise okuyucuya bırakılmıştır.
“Haberin var mı?/ Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,/ Karanfil kokuyor cigaram/ Dağlarına bahar gelmiş memleketimin.” Şiirin bu bölümünde çok keskin bir duygu geçişine şahit oluyoruz. Yazarın bu mısralarda şiirin başında sorduğu soruyu yinelediğini görüyoruz. Ancak bu kez hışımla ve öfkeyle değil, heyecanla ve ümitle soruyor. Şiirin tonuna odaklandığımızda karamsarlıktan umuda doğru keskin bir geçiş görüyoruz. Ancak bu geçiş öyle ustaca yapılmış ki okuyucunun kafasında herhangi bir karışıklığa yol açmıyor. “Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş” dizesi ise mahkûmun derin yalnızlığından bir an olsun sıyrılıp dış dünyayla iletişime geçmeye başladığının göstergesidir. Yeşil soğan ve karanfil motifleri doğayı, doğanın getirdiği huzuru; soğanın rengi ve karanfilin kokusu ise ümidi sembolize etmektedir. Bu dizelerle karanlık, karamsar hapishane koğuşundan aydınlık, iyimser, ümitvar bir perspektife geçişe tanık oluyoruz. Şiirin bitiş cümlesi olan “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin” sözü ise şiirin asıl vurgu noktası olarak karşımıza çıkıyor. Şair, şiirinde yalnızlıktan ve karamsarlıktan başlattığı yolculuğu bu söz ile nihayetine erdirmiş âdeta. Yeşil soğan ve karanfilden sonra dağların bahara kavuştuğunu gören mahkûm, etrafını çepeçevre saran yalnızlığından ve esaretin çektiği keskin çizgilerden sıyrılıp umuda, özgürlüğe doğru yelken açtığının mesajını vermeye başlamıştır.
Toplumcu gerçekçi yazarlarımızdan olan ve bu yüzden halkla derinden bağ kuran Ahmed Arif, eserlerinde halkın yaşamının maddi boyutuna ek olarak duygusal yönünü de derinlemesine ele almış; aşktan ayrılığa, esaretten özgürlüğe birçok duyguyu içten bir üslupla şiirlerinde işlemiştir.
Kaynakça
Aydoğdu, Yusuf. “Ahmed Arif’in Şiir Anlayışı ve Gelenekle İlişkisi”. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Yıl 2020 Cilt: 8 Sayı: 4, 1305-1313.
Bulak, Şahap. “Bir Mikro Üslup İnceleme Denemesi: Ahmed Arif’in Merhaba, İçerde, Ay Karanlık Şiirlerinde Üslup”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. Yıl 2016 Sayı: 55, 277-304.
“Ahmed Arif kimdir? Ünlü şair Ahmed Arif kaç yaşında, nereli, eserleri neler?”. Sabah Gazetesi. Web. Erişim Tarihi: 25.03.2025.
“Ünlü şair Ahmet Arif kimdir?”. Diyarbakır.net. Web. Erişim Tarihi: 25.03.2025.
Kalemine sağlık yine çok güzel bir yazı olmuş. Özellikle “mürekkebi halk olan bir kalem” ifaden çok hoşuma gitti. Yeni yazılarını heyecanla bekliyorum:)
Chicano edebiyatı; melez kimlik, aidiyet krizi ve kültürel direnişi sınırın iki tarafındaki hayatlar üzerinden anlatan güçlü, politik ve ruhani bir edebi hafızadır.
Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.
Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.
İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.
Kalemine sağlık yine çok güzel bir yazı olmuş. Özellikle “mürekkebi halk olan bir kalem” ifaden çok hoşuma gitti. Yeni yazılarını heyecanla bekliyorum:)
Güzel yorumun beni çokça motive etti çok teşekkür ederim 🙂