Sanat, sanatçıyla sürekli birbirini besleyen, keskin sınırları olmayan bir alandır. Sanat, sanatçıdan ayrılamayacağı gibi sanat alanlarının da birbirinden ayrılamayacağı defalarca kanıtlanmıştır. Sanatçının ruhu, bazen başka bir sanatçının eserinden bize göz kırpar. Konu Gustav Klimt olduğunda ise tablolarındaki gizem, Björk’ün “Vespertine” albümünde tekrar canlanır benim için. Doğa, cinsellik, kadın bedeni ve gizem altın renginden siyah beyaza dönüşmüştür bu sefer.
Gustav Klimt Kimdir?

Gustav Klimt, 1862’de Avusturyalı bir ailede doğan günümüzde eserlerinin kopyalarını her yerde gördüğümüz ünlü bir ressamdır. Doğayı ve kadın bedenini eserlerinde işlerken çokça tepki görmüş ancak aynı zamanda takdir de edilmiştir. Kral’dan bir madalya alarak güçlenen kariyeri, kraliyete sipariş resim yapmayacağına yemin etmesiyle bambaşka bir anlam kazanmıştır. Yenilikçi ve aykırı karakteri, Secession (ayrılma, kopma anlamına gelir, sanatçının özgürlüğünü savunan bir sanat hareketidir) akımının kurucularından biri olduğundan şaşırtıcı değildir.
Babası kuyumcu olan Klimt, yoksulluk içinde büyümüştür. Genç yaşta sanat ve zanaata ilgisini takip ederek kardeşiyle Viyana Uygulamalı Sanatlar Okulu‘nda eğitim almıştır. Duvar resimleriyle tanınmaya başlayan Gustav, kardeşi Ernst ve okuldan arkadaşı Franz Matsch ile beraber Künstler-Compagnie‘i (Sanatçılar Şirketi) kurmuşlardır. 1892’de aynı yıl içinde kardeşini ve babasını kaybetmesinin ardından kardeşinin ailesini himayesi altına almıştır. Ernst’ün eşinin kardeşi ise söylentilere ve bazı sanat tarihçilerine göre The Kiss (Öpücük) dahil birçok tablosuna model olmuş en yakın arkadaşı Emilie Flöge‘dir.
Gustav Klimt, kendisi ve özel hayatı hakkında konuşmayı sevmeyen ve merak edilenlerin tablolarında aranması gerektiğini söyleyen bir sanatçı olmuştur hep. Sanat tarihçileri için de onu anlamak amacıyla tablolarına bakmak gerçekten de verimli olmuştur. Yazımızda Klimt’in ruhunu tablolarına bakıp bir albüm aracılığıyla anlatmaya çalışacağım.
Björk ve Vespertine

Björk, 1964’te İzlanda’da dünyaya gelmiş şarkıcı, besteci ve prodüktördür. Kukl ve The Sugarcubes gruplarıyla başlayan kariyeri 90’larda solo olarak devam etmiştir.
Kendine özgü ve yenilikçi tarzı ve cesur müziğiyle kısa sürede unutulmaz bir sanatçı halini almış, çoğu insana göre her albümüyle kendini aşmıştır. Björk, 2001’de şimdiye kadarki en büyük projesi olan “Vespertine”ı yayınlamıştır. Bu albüm spot ışıklarından yorulan Björk’ün iç dünyasına daha çok dönen halini yansıtır.
Klimt ve Björk İçin Kadın Vücudu

Björk’ün “Vespertine” adlı albümündeki Pagan Poetry şarkısının klibi çıplaklık ve cinsellik içerdiğinden dolayı MTV‘de yasaklanmıştı, günümüzde de klibi izlemeden önce bir uyarı çıkmaktadır.
Klipte görsel motifler ve sembolizmin öne çıkması, Klimt’in metodunu; Björk’ün cesur bir hamleyle çıplaklık içeren bir klip yayınlaması ise ressamın Felsefe, Tıp ve Hukuk fakülteleri için yaptığı, birçok tartışmaya konu olmuş tablolarını hatırlatır bana hep.
Klimt’in bir daha asla kraliyetten sipariş almayacağına yemin etmesine yol açan olaylar zinciri bu fakülteler için sipariş almasıyla başlamıştır. Resimleri yapması üzerine tablolardaki sıradan kadınların çıplak olması tepki toplamıştı. Eğer ressam tablolardakilerin Tanrıça olduğunu söyleseydi sorun kalmayacaktı, bu normal ve alışılagelmişti. Ancak Klimt çağının çok ötesinde bir ressam olarak kadın vücudunun çıplak olabileceğini tabloların kullanılmaması pahasına inkar etmedi. Albümdeki erotik etkenler bununla sınırlı kalmadığı gibi tüm albüm gizemli ve neredeyse bir fısıltı halinde devam ediyordu.
Sadece Bir Ortam Değil: Doğa

Klimt, eserlerinde doğayı bir imge olarak kullanmıştır. Doğa yalnızca bir arka plan ya da ortam değil, eserin konusuydu da ayrıca. Yaşam Ağacı tablosu bunun için önemli bir örnek olmakla birlikte mitolojide de kendine yer etmiş bir semboldür. Yaşamın zamansızlığı, döngüselliği vurgulanmıştı bu duvar resmiyle.
Vespertine’in yaşattığı hafif karıncalanma hissi, doğada ve sessizlikte kolayca duyabileceğimiz bir şey olsa da aynı zamanda doğa kadar da kaotiktir. Vespertine’in evde bilgisayarda kaydedilmesi de buna yardımcı oluyor bana sorarsanız. Çıtırdayan buz ve tahtaya vuruş sesleri, albümün erotik ve doğal yapısını sürdürerek bizi Klimt fikrine yaklaştırıyor.
Hidden Place
Björk, albüme saklanarak başlıyor. Spot ışıklarından sıkılan Björk’ün “Vespertine” ile içine döndüğünü biliyoruz ancak oraya yalnız gitmiyor: sevgilisiyle birlikte. Hidden Place, iki kişinin paylaştığı bir sır gibi. Paylaştıkları çok kırılgan, çekiniyor ancak o hala gerçek.
“Now I have been slightly shy
(Şimdi biraz çekiniyorum)
And I can smell a pinch of hope
(Ve bir tutam umut kokusu alıyorum)
To almost have allowed one’s fingers, to stroke
(Neredeyse parmaklarımın okşamasına izin verecektim)
The fingers I was given to touch with”
(Dokunmam için bana verilen parmakları)
Cocoon
Albümün ikinci şarkısı olan Cocoon, Klimt’in sanatçı ruhunu bir şarkıda görmek için ideal. Mırıltılar, dingin ama kasvetli ritim, ASMR’ı andıran sesler (öyle ki, bana bir kelebeğin kozasından çıkış sesini bir ASMR içeriği haline getirdiklerini söyleseniz, hayal edeceğim hafif cızırtılı ses bu olurdu) birleşerek gizemli, çekici ve tatlı bir yapı oluşturmuş.
“Who would have known
(Kim bilebilirdi ki)
That a boy like him
(Onun gibi bir oğlan)
After sharing my core
(Özümü paylaştıktan sonra)
Would stay going nowhere?”
(Hiçbir yere gitmeyip kalacak?)
Björk bu parçada sevgilisinin onu bir anlamda şaşırtıp anlamlı bir şeyin parçası olduğunu hissettirmesinden bahsediyor. Aralarındaki ilişkinin samimi ve sıcak bir hal alıp Björk’ün düşündüğü gibi deriden geçmez halde kalmadığını anlatmak için doğru sözcükleri seçmiş üstelik.
Klimt’in Flöge’ye yazdığı mektuplara çizdiği kanatlı kalpler, yine bu mektuplardan birinde söz ettiği gibi The Kiss‘in başta adının The Lovers (Sevgililer) olması şarkının tatlı ve sıcak kısmına uygun ruhu tablolarında yansıttığını düşündürüyor. Aşıkları sık sık resmederken, yalnızca onların birbirine verdiği öpücüklere değil içten sarılmalarına da şahit oluyoruz Fulfillment‘te (Tamamlanma) olduğu gibi. The Kiss‘tekine benzer olan çiftin sarıldığı tablonun tamamlanma ismini almış olması da manidar geliyor böylece. Şarkının isminin Cocoon (Koza) olması da bu bağın doğadaki yansımasını görebilmek için iyi bir örnek.
Pagan Poetry
Bana kalırsa albümde Klimt’i en çok yansıtan şarkı Pagan Poetry. Bir ayin gerçekleştiriyor Björk, cinsellik için karanlık bir kutlama. Dönen müzik kutuları bir zıtlık yaratsa da şarkının atmosferini besliyor. Sevgilisine sadık olmak hakkında düşünürken bağlılık ve özgürlük hakkında şarkı söylüyor Björk.
“A blueprint of the pleasure in me
(Zevkin tasarısı içimde)
Swirling black lilies totally ripe
(Zevkin tasarısı içimde)
A secret code carved
(Zevkin tasarısı içimde)
Swirling black lilies totally ripe”
(Zevkin tasarısı içimde)
Çiçekler, özellikle zambakların kadın cinsel organını temsil ettiği sıkça görülür, siyah zambaklar ise cinselliğin imgesidir. “Olgun” sıfatıylaysa cinselliğe hazır olduğunu hak ettiğini ve hak talep ettiğini hissettiriyor. Şarkının sonuna geldiğimizde tek eşlilik ve cinsel özgürlüğü arasında giderken sevgilisine olan sevgisini telkin edip kendisine hatırlatmaya çalışıyor belki de: Onu seviyorum, onu seviyorum…
Frosti
Albümdeki en kısa şarkı bir enstrümantal. Bir dakika kırk bir saniye boyunca karın ilk anlarına şahit olduğunuzu hissedebiliyorsunuz bana kalırsa. Taneler düşüyor, müzik kutusu çalmaya devam ediyor.
Şarkı, aynı zamanda sonrasında gelen Aurora‘ya da pürüzsüz geçiş sağlıyor. Artık kar tutmuş, onun üstünde yürüyoruz. Sözsüz bir şarkıda bile doğa motiflerini görebiliyoruz, benim için Klimt’in tuval üstünde yaptığını Björk burada seslerle yapıyor.
Sun In My Mouth
Albümün dokuzuncu şarkısında benzersiz bir vokal tekniği ve doğanın metafor olarak iyi bir kullanımını görüyoruz. Sözleri EE Cummings’in “I Will Wade Out” adlı şiirinden uyarlanan Sun In My Mouth, Björk’ün evrenin bir parçası haline gelmesini göz önüne seriyor neredeyse. Şarkının ilk yarısında güneşi ağzına alan, yosun tutan bir canlıyken deniz kızlarıyla beraber tekrar yarı insan halini alıyor olabilir. Deniz kızları ya da sirenler, tehlikeli ve çekici varlıklar olmasıyla mitolojide de genelde “iffetli” olmanın tersi olarak yorumlanırlar.
“With chasteness of seagirls
(Deniz kızlarının iffetiyle)
Will I complete the mystery of my flesh?”
(Etimin gizemini tamamlayacak mıyım?)
Vespertine’de kullanılan arp gibi çalgılar berrak ve ışıl ışıl hisleriyle dinleyicide doğal, kar gibi ama göz alıcı bir izlenim bırakıyor. Klimt’in tablolarındaki albeniye benzetilebileceği gibidir bu da.
Her iki sanatçı da detaylı bir iş yürütür. Klimt’in tablolarındaki mistik ve gizemli havayı Björk’ün bu albümünde de gözlemlemek mümkündür. Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda Klimt’in tablolarına Vespertine’den bir şarkı eşliğinde bakmayı tamamlayıcı kabul etmek yanlış olmayacaktır.
Kaynakça:
- Öne çıkarılan görsel: Genius ve Daily Dose Of Art
- “Vespertine: Björk’s Introvert Album” Web. Erişim Tarihi 07.09.2025
- “Sanatın Altın Ressamı: Gustav Klimt” Belleğin Lambası Web. Erişim Tarihi 07.09.2025
- Gustav Klimt Biography Web. Erişim Tarihi 07.09.2025
- The Kiss By Gustav Klimt: Great Art Explained Web. Erişim Tarihi 07.09.2025


