Günümüz Sanatında Dijitalleşme: Algoritma ve Yapay Zeka Sanatı Etkiliyor Mu?

Editör:
Esra Şahin
spot_img

Teknoloji ile kaçınılmaz bir ilişki içerisinde olan insanlık, gün geçtikçe teknolojinin gelişimine bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde katkı sağlamaktadır. Günümüzde teknolojinin çok ileri bir boyuta ulaşması sonucunda insanoğlu, Apple’ın geliştirmiş olduğu kişisel asistan Siri, akıllı saatler, robot süpürgeler veya ev asistanları gibi yapay zekâ teknolojileriyle iç içedir. “Bu teknolojinin etki alanı genişlemiş, birbirinden çok farklı alanlarda aktif rol almayı başarmıştır” demek de mümkündür. Artık yapay zeka savaş sanayisinden otomobil sanayisine, fabrikalardan çiftliklere, eğitimden sanata kadar birçok alanda etkindir.

Girmiş olduğu her sektörde tartışmalara yol açan yapay zekanın en çok tartışılan alanlarından birisi kaçınılmaz olarak sanattır. Sanat, insana özgü bir kavram olup üstün yaratıcılık ve bakıldığı zaman karşı tarafta duygular uyandırması gerektiren insan çalışmalarının bütünüdür. İnsanlar tarafından tasarlanan yapay zekanın sadece kendine işlenen verilerle çalıştığını, insan çıktısı olmasına rağmen duygu ve düşüncelere sahip olmadığını bilmekteyiz. Bu sebeple “Sanatta yapay zekâ tam olarak insani duygulara hitap edebilen çalışmalar sunmaktadır” diyemeyiz.

Sougwen Chung, “Drawing Operations” (2017).

Yaratıcılık, tanımlanması güç bir kavramdır. İnsan hayatının neredeyse her alanında yaratıcılıktan bahsetmek ve yaratıcılık insana özgü bir kavramdır demek mümkündür. Sanat ve teknoloji yıllar boyunca birbirlerinden beslenerek gelişim sağlamışlardır. Teknolojinin ilerlemesiyle beraber farklı bir yönde ilerleme kaydedilen sanatta başlarda tuval, fırça, boya gibi çeşitli sanat araçları gelişme göstermiş ve günümüzde bunlar bilgisayar yazılımlarına ve algoritmalarına yerlerini bırakmışlardır. 1973 yılında Harold Cohen tarafından geliştirilmeye başlanan AARON isimli bilgisayar yazılımının, bugün sanatta yapay zekâ kullanımını tetikleyen ilk icatlardan birisi olduğunu söyleyebiliriz. İlk başlarda sadece soyut resim üretebilen AARON, zaman içinde geliştirilmeye devam edilmesiyle temsili olarak görüntüler ve figürler içeren çeşitli eserler ortaya çıkarmıştır (Artut, 775).

Sanatta teknolojinin kullanımıyla ve yaşanmaya başlanmış olan çeşitli dönüşümlerle farklı beklentiler de ortaya çıkmaya devam etmektedir. Yapay zeka, sadece komutlar doğrultusunda internetteki verileri kullanarak ürün çıkartan bir yazılım olarak görülmemelidir. Bu anlamda günümüzde birçok farklı popüler algoritmalar olsa dahi sanatın dijitale kayması insanoğluna sınırsız bir alan tanımış olup sanat araç gereçlerinin de çeşitlenmesine sebep olmuştur.

Harold Cohen, 1979’da San Francisco Modern Sanat Müzesi’nde.

Yapay zekâ gelişimine önem veren insanlar tarafından yatırım yapılan bir şirket; piyasaya sürmüş olduğu DALL-E servisi, yapay zekâ desteği sayesinde yazılı tanımlar üzerinden görseller yaratabilmektedir. Oldukça kolay bir işleyişe sahip bu sistem, herkesin kullanabileceği türden bir yapıdadır. Bu sistemle istenilen görsele sadece görsel tanımıyla ulaşılmaktadır. Örneğin, ormanda bir kayanın üzerine oturmuş insan figürü istenildiğinde program bunu altyapısında bulunan veriler sayesinde birleştirerek ortaya bir ürün koyabilmektedir. Günümüzde DALL-E sistemini kullanabilen hayal gücü geniş insanlar bu fırsatı kullanarak sanatçı kimliğiyle çıkış yapabilmektedirler. Ancak yapay zekâ sanatında hem ortaya koyulan işçiliğin hem de harcanan sürenin azlığı değerinin düşük olmasına sebebiyet vermektedir. Tüketicilerin yapay zekâ sanatına yönelmesi sonucunda el işçiliğiyle kazanmaya devam eden sanatçıların maddi manevi kayıplar yaşaması kaçınılmaz hale gelmektedir.

Farklı Boyutların Yankıları: İnsanın Bilim ve Sanat Algısının Çeşitliliği

İnsanoğlunun bilim ve sanattan beklentileri her zaman farklılık gösterdiği gibi ortaya koyulan sonuçlara ve ürünlere gösterdikleri tepkiler de farklılık gösterebilmektedir. Yapay zekâ ve algoritma teknolojilerinin sanata dahil olmasıyla birlikte geliştirilmiş olan her yeni çalışmada etik, taklit ve sahiplik kavramları üzerine yeni tartışmalar ortaya çıkmıştır. Yapay zeka temelinde insan müdahalesi olan bir teknolojidir fakat bu teknolojinin üreteceği her çalışmada insan müdahalesi olduğunu söylemek pek mümkün değildir. Çıkacak olan sonuçların kesin olarak tahmin edilememesi de bunun en büyük sebeplerinden birisidir (Uzun, Akkuzu, Kayrıcı,756).

Ai-da, Kraliçe II. Elizabeth’in portresiyle poz veriyor.

‘‘Yapay zekâ ve algoritmaların ürettiği ürünler bir sanat eseri olarak sayılmalı mıdır?’’ sorusunun cevabı insan bakış açısına ve hukuk politikalarında yapılacak tercihlere göre değişiklik gösterebilir. Bilgisayar üretimiyle ortaya çıkan ürünlerin bir sanat eseri olamacağını ve insan elinden çıkmış eserlere benzeyemeyeceğini savunan sanatçı ve sanat tarihçisinin sayısı da günümüzde oldukça fazladır. Bu isimlerin en başında Marcel Duchamp, Andy Warhol gibi sanatçılar gelmektedir. Böyle düşünmelerinin sebebi ise sanat tanımının ve yaratımının sanatçıya ait olduğunu savunmalarıdır. Çünkü sanat, ismi geçen sanatçılara göre manevi anlayış ve düşüncelerle ortaya çıkmış sosyal bir gerçeklik olarak ele alınmaktadır. Sanatçıların bir duyguyu, projeyi ya da bir güzelliği kendi bakış açıları dahilinde çeşitli yaratıcı özellikleri bir arada kullanarak yeni bir yaratıyı ortaya koyabilmeleri üstün beceri gerektirmektedir (Uzun, Akkuzu, Kayrıcı, 756).

Milenyumlar boyunca, insanoğlunun yaşamını kolaylaştıran ve farklı görevlerde yardımcı olan makineler, tarih boyunca varlıklarını sürdürmüşlerdir. Medeniyetlerin yükselişinden modern çağların başlangıcına kadar, birçok alanda ortaya çıkan bu icatlar, inovasyon kapılarını aralamıştır. Bunların hepsine sebebiyet veren yine insanoğludur ve bu değişim kaçınılmazdır. Tarih boyunca sürekli evrilen medeniyetler, farklı yollarla ilerlemişlerdir. Bazıları tarımda büyük adımlar atarken, diğerleri silah geliştirme konusunda rekabet içerisine girmiş ve güç dengelerini dengelemeye çalışmışlardır. Günümüzde ise teknolojiyle büyümüş bir neslin bakış açısı ve bazı konulara yaklaşımı, tamamen teknolojik bir temele dayanmaktadır.

Değişen ve gelişen dünya ile insanların hayatları ve hayat anlayışları her zaman değişmiştir. Klasik dönem içerisine doğan insanlar klasik sanat anlayışını benimserken o zamanın şartlarına ayak uydurarak sanat eserleri ortaya koymuşlardır. Günümüzde de teknoloji ve yapay zekâ gelişimiyle insan algıları bu yöne doğru kaymıştır. Bahsedildiği gibi yapay zekanın oldukça etkilediği sanat alanının da bu yönde gelişim göstermesi bir bakımdan gereklidir.

Her ne kadar ortaya yeni çıkan teknolojik ürün gibi yapay zekanın da sanatta kullanılmasına tepki gösteren bireyler olsa da gittikçe teknolojikleşen bir dünyada bu tepkilerin kesin bir sonuca varıp varamayacağını söylemek güçtür. Üstelik yeni teknolojilerin önüne geçmeye çalışmak üreticileri engellemeyeceği gibi en iyi ihtimalle ürünün piyasaya sürümünü geciktirebileceğini söyleyebiliriz. Bu da teknolojik ilerleme için olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Ayrıca artık yapay zekayla iç içe olan toplumlar, teknolojiyi de sanat içerisinde görme isteği duymaktadır. Teknoloji ile yetişmiş bir kuşağın teknolojiyi sanat içerisinde görmesi veya bu yönde sanat eserleri ortaya koyması oldukça normal bir durumdur.

Shutterstock/Elena Akkurt

Günümüz çağından etkilenmeleriyle ortaya çıkan eserlerde teknolojinin ve yapay zekanın etkileri elbet ki görülmelidir ve bu gerekli bir durumdur. DALL-E gibi oldukça basite indirgenmiş sistemler sanatı da basite indirgeyerek yapay zekayı aktif ve yerinde kullanan, bu teknoloji ile yaşayıp büyüyen birisinin bilinçli ve zekice kullanması da sanat için ileride etkileyici sonuçlar verecektir.

 

Kaynak

Artut, S. “Yapay Zeka Olgusunun Güncel Sanat Çalışmalarındaki Açılımları” . İnsan ve İnsan 6 (2019 ): 767-783 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/845090

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/629741

Uzun, Y. , Akkuzu, B. & Kayrıcı, M. (2021). Yapay Zeka’nın Kültür ve Sanatla Olan İlişkisi . Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi, Ejosat Özel Sayı 2021 (ICAENS), 753-757. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2030537

https://acikerisim.sakarya.edu.tr/bitstream/handle/20.500.12619/96730/T09508.pdf?sequence=1&isAllowed=y

https://www.theartnewspaper.com/2023/02/28/what-are-the-implications-of-artificial-intelligence-on-the-future-of-art-the-robot-artist-ai-da-and-her-creator-discuss

spot_img

6 YORUM

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.