John William Waterhouse, romantizmin ressamıdır. İngiliz ressam, eserlerinde klasik, tarihi ve edebi konuları işlemiştir. Şiir dizelerini resmetmiş, detaylarla izleyiciyi resmin içine dahil etmiş ve klasik tarzıyla döneminin etkileyiciliğini izleyiciye net bir biçimde sunmuştur.
Bugün inceleyeceğimiz eseri Mariana in the South (Güneydeki Mariana) Waterhouse’un, Tennyson şiirlerinden aldığı ilhamla resmettiği tablolarından biridir. Bu tablosuyla genç bir kızın dünyasına pencere aralamaktadır.
John William Waterhouse Kimdir?

“Nino” adıyla da tanınan Waterhouse, 1849 yılında Roma’da ressam bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. 1850’lerde aile İngiltere’ye geri dönmüştür. Çocukluk yıllarında babasının atölyesinde ona yardım etmiş, böylece sanatını geliştirmiştir. 1870’te birkaç kez başvurması sonrası Kraliyet Akademisi Okuluna kabul almıştır.
200’den fazla eseri olan Waterhouse, Neoklasik ve Ön-Raffaelocu ressamlardan ilham almış bir sanatçıdır. Eserlerinin büyük bir çoğunluğu yağlı boya tablolarından oluşmaktadır. Tablolarında romantizmin etkisini hissettiğimiz Waterhouse, sıkça edebi eserleri ve mitolojiyi konu almış, kadın figürleri resmetmeyi çok sevmiştir. Hatta döneminde kadın figürlerinde işlediği güzellik “Waterhouse Kızı” olarak ünlenmiştir. Shakespeare ve Tennyson’dan ilham almış, diğer Ön-Raffaelocu ressamlar gibi birçok Tennyson şiirini görselleştirmiştir. Eserleri tüm dünyaya yayılmıştır. Ömrü boyunca resim yapmaya devam etmiş lakin 10 Şubat 1917’de uzun bir hastalık döneminden sonra kanserden vefat etmiştir. Mezarı Londra’da bulunan Kensal Green Mezarlığı‘ndadır.
Ön-Raffaeloculuk Kardeşliği

Ön-Raffaelocu Kardeşliği, 1848’de 25 yaşının altındaki üç Kraliyet öğrencisi tarafından kurulmuş İngiliz ressam grubudur. Kraliyet Akademisinin eserlerine tepki olarak kurulmuştur. Akademinin eserlerindeki yapaylıktan ve hayal gücüne yer verilmemesinden şikayetçi olan grup, 14. ve 15. yy. İtalyan sanatından ilham almıştır.
John Everett Millais, William Holman Hunt ve Dante Gabrial Rosetti tarafından kurulan bu grup eserlerini PRB harfleriyle imzalamış ve hareketlerini anlatmayı reddetmişlerdir. Ancak daha sonra, grubun dağılmasına yakın çıkarılan “Mikrop: Şiir, Edebiyat ve Sanatta Doğaya Yönelik Düşünceler” adlı dergide geçen bir yazıda, grubun amacından şöyle bahsetmişlerdir:
“Sanat üzerine yazılanların tamamında göz önünde bulundurulan çaba, doğanın sadeliğine tam bir bağlılığı teşvik etmek ve güçlendirmek; ayrıca, yardımcı bir araç olarak , sanatın bu ruhla bugüne kadar ürettiği nispeten az sayıdaki esere dikkati çekmek
olacaktır.”
Sanatçıların eserlerinde sadelik, detaycılık ve doğa ön plana çıkmıştır. Dini resimlerle yola çıkmış olsalar da, edebiyat ve aşk konuları üzerinde durmuşlar böylelikle hem sanat hem edebiyat üzerinde etkili olmuşlardır. Bu dönem 5 yıldan kısa sürse de etkisi uzun yıllar devam etmiştir.
Neoklasizm Akımı

“Neoklasik üslup, antika eserlerin ilk elden gözlemlenmesi ve yeniden üretilmesiyle ortaya çıkmıştır.”
Cybele Gontar
1760’larda başlayıp 1850’lere kadar süren Neoklasizm, arkeolojik kazılarda çıkan eserlerin güncel sanat anlayışı üzerinde etki bırakmasıyla kendini göstermiştir. Ortaya çıkan bu Batılı hareket edebiyat, görsel sanatlar, müzik, tiyatro ve mimari gibi tüm alanlara ilham olmuştur.
Neoklasizm’in en önemli özelliklerinden biri de Aydınlanma Dönemi olmasıdır. Bu dönem Pompeii antik kentlerinde yapılan kazılarla yeni bir bakış açıcı kazanmış, önceki dönem Rokoko döneminin fazla gösterişli ve şaşaalı tavrına tepki olarak doğmuştur.
Tennyson: Waterhouse’un İlham Kaynağı

Tennyson, Ön-Raffaelocu yazarlara ilham olmasıyla bilinmektedir. Waterhouse’un da, Tennyson’un şiirlerinden aldığı ilhamla resmettiği birçok tablosu bulunmaktadır. Bu buluşma sanat ve edebiyatın birbirine çok güçlü bir şekilde ilham olduğunu göstermektedir.
Birbirlerinden farklı yıllarda sanat dünyasında var olmalarına rağmen sanatın dönüştürücü gücünün bir örneği olmuşlardır. İki sanatçı da romantizm ve yalnızlık temalarında eser vermiş, eserlerinde kadın figürünü sıkça kullanmışlardır. Her iki sanatçı da melankolik bir ruha sahiptir.
Güneydeki Mariana Tablosu

Kendisi de dizlerinin üzerine çökerek atış yaptı,
Meryem Ana’nın önünde mırıldandı;
‘Anne, bana lütuf ver’ diye şikayet ediyor
Yorgun yükümü hafifletmek için.
Ve sıvı aynada parıldadı
Yüzünün net mükemmelliği.
Tennyson
Tennyson’ın, Shakespeare’in Measure for Measure oyunundan aldığı ilhamla yazdığı aynı adlı şiirini Waterhouse resmetmiştir. Viktoryan dönemin romantizm etkisi ve Ön-Raffaelocu akımının birleşimiyle ortaya çıkan eserde melankolik bir tema ele alınmıştır.
Tablonun odağında dizlerinin üzerine çökmüş, yerlere kadar uzanan beyaz elbisesiyle genç bir kız bulunmaktadır. Bu genç kız, çeyizini kaybettiği için sevgilisi tarafından terk edilmiş Mariana’dır. “Hendekli çiftlikte” özlemle bekleyen Mariana, upuzun saçları ve solgun yüzüyle aynada kendine bakmaktadır. Figürün yüzünde hayal kırıklığı vardır. İzleyici Mariana’nın içinde bulunduğu ruh hâlini görmektedir.
Tablonun Simgesel Detayları

Güneydeki Mariana tablosunu yakından incelediğimizde odak noktamız ana karakter olan genç kız, sevgili tarafından terk edilmiş Mariana‘dır. Yalnız ve bekleyiş içinde olan genç kızın yüzünde acının ifadesi vardır. Yüzündeki ifadeyi karşında bulunan büyük bir ayna sayesinde görmekteyiz. Ayna, şiirin içinde geçen “liquid mirror” yani “akışkan ayna” ifadesinden yola çıkarak resmedilmiştir. Bu ayna figürün iç dünyasına ışık tutmaktadır. Narin bedeni, kırılganlığı aynı zamanda çektiği acının büyüklüğü iç içe geçmiş durumdadır.
Mumların aydınlattığı loş oda, tablodaki karamsarlığı ve umutsuzluk temasını ifade etmektedir. Figürün iç dünyasının karanlık yüzü, odanın kasvetli havasıyla yansıtılmıştır. Siyah ve beyaz karolarla mekanda tezatlık yaratılmış, böylelikle kaos duygusu işlenmiştir. Yerdeki mektuplar, Mariana’yı terk eden sevgilisinden kalan hatırasıdır. Özlem duygusuna değinilmiştir. Duvardaki dini figür ise sığınma talebi ve inanç duygusunu temsil etmektedir. Sessiz bir yakarış, bir yol bulma isteğini ortaya koymaktadır. Bu figür aynı zamanda şiirde de geçmektedir. Tablo günümüzde Leighton House adlı özel bir koleksiyonda bulunmakta ve herhangi bir müzede sergilenmemektedir.
Tüm bu detaylarıyla Güneydeki Mariana tablosu terk edilmiş bir kadının yansımasıdır. Sanat ve edebiyatın buluşmasıyla güçlü bir tasvir yapılmıştır. İç içe geçmiş duygular, tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Viktoryan dönemdeki “bekleyen kadın” sembolünün en güçlü örneklerinden biri olarak da anılmaktadır.
Kaynakça
B, Mehmet Ali. “John William Waterhouse – Mariana in the South (Güney’de Mariana, 1897) | Pre-Raphaelite Romantizmi Ve.” Filomythos. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse.” John William Waterhouse. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse.” Artble. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse | Research Starters | EBSCO Research.” EBSCO. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse 1849–1917 | Tate.” Tate. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse – Google Arts and Culture.” Google Arts & Culture. Web. 14.09.2025.
“Pre-Raphaelite | Tate.” Tate. Web. 14.09.2025.
“Gallery of the Pre-Raphaelites – Google Arts and Culture.” Google Arts & Culture. Web. 14.09.2025.
Irwin, and David. “Neoclassical Art | History, Characteristics and Artists.” Encyclopedia Britannica. Web. 14.09.2025.
Gontar, Cybele. “Neoclassicism.” The Metropolitan Museum of Art. Web. 14.09.2025.
“Neoclassicism | Tate.” Tate. Web. 14.09.2025.
The Editors of Encyclopaedia Britannica. “Pre-Raphaelite Brotherhood | 19th Century British Art Movement.” Encyclopedia Britannica. Web. 14.09.2025.
“John William Waterhouse”. John William Waterhouse. Web. 26.09.2025.
“Mariana in the South.” John William Waterhouse. Web. 26.09.2025.
“Mariana in the South (1897) by John William Waterhouse.” Artchive. Web. 26.09.2025.


