Güneşi Uyandıralım’dan 25 Alıntı

Seda İpekli
Seda İpekli
Seda İpekli,1985 yılında İstanbul’da doğmuştur.Aslen Makedonyalıdır.Evli ve bir çocuk annesidir.Beykent üniversitesi radyo televizyon programcılığı ve Anadolu üniversitesi işletme bölümlerinden mezun olmuştur. Bitirdiği bölümlerden bağımsız olarak çocukluk hayali olan havacılık sektörüne girerek bir dönem Türk hava yollarında kabin memuru olarak hizmet vermiştir. Sonrasında birbirinden farklı kurumsal firmalarda da marka yöneticiliği yapmıştır. Ayrıca Başkent İletişim Bilimleri Akademisinde spikerlik eğitimini tamamlayarak da bir dönem yerel kanallarda ve sosyal medyada program yöneticiliği yapmıştır. Ekstradan kadın sığınma evlerine gönüllü destekçi olarak hizmet vermektedir.Kadınlar ve çocuklara yönelik sosyal sorumluluk projelerinin başında yer almak onun için her zaman öncelik olmuştur.Bu yüzden kendisini çok şanslı ve ayrıcalıklı hissettiğini de her zaman paylaşmıştır. Yazmayı,okumayı ve her geçen gün kendisine birşeyler katmayı ilke haline dönüştüren Seda İpekli aldığı kişisel gelişim eğitimi sayesinde de ikinci hayali olan yazarlık kariyerine “negatif insan diyeti”adlı kitabıyla başlamıştır.
spot_img
spot_img

İyi bir gözlemci ve aynı zamanda usta olan Vasconcelos’un hayat deneyimleri yazdığı eserlere de yansımış ve bulunduğu toplumun portresini çizen eserler ortaya çıkmıştır. Romanlarında karakterlerin yaşamlarındaki zorlu yaşam koşullarını, yoksulluğu ve şiddeti tüm çıplaklığıyla anlatır fakat; özellikle “Şeker Portakalı” ile onun devamı olan “Güneşi Uyandıralım” ve “Delifişek” gibi romanları tüm bunlarla birlikte duygusallık ve iyimserlik de içermektedir. Çocukların, yetişkinlerin ve içindeki çocuğu kaybetmemiş olanların mutlaka seveceğini düşündüğümüz Güneşi Uyandıralım kitabının değerli alıntılarına birlikte göz atalım.

“Bir şey daha var. Konuşmadan konuşmanın yolu bulunamaz mı?” (syf.19)

“Uyu oğlum uyu. Uyu, çünkü çocukluğun tadı bambaşka.” (syf.22)

“Canım, Zeze, bu dünyada herkesin bir kaderi var. Sana baştan her şeyi bilerek geldim.” (syf.31)

“Üzme kendini Zeze. Her şeyi unutacağız.” (syf.37)

“Bir mucize keşfettim. Dillendirmek istemiyorum, çünkü aşırı büyük dehşet bir güzellik olur.” (syf.41)

“İnsanları çok sevmeyi sevmiyorum. Sevince hep ölmelerinden korkuyorum.” (syf.58)

“Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.” (syf.64)

“Derler ki insan yüreği acımazmış, ama benimki acıyordu.” (syf.64)

“Gidişini görmemek için gözlerimi sımsıkı yumdum.” (syf.69)

“Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil.” (syf.98)

“Bir çocuk yüreği,
Unutur ama bağışlamaz.” (syf.117)

“Acı çok zalim bir şeydi! Neden bütün ağırlığıyla bir seferde gelip aynı hızla geçmiyordu?” (syf.120)

“Unutmakla bağışlamak arasında ne fark var?
Bağışlarken kişi her şeyi unutuyor. Ama yalnızca unutmakla, pek çok kez insan yeniden anımsamaya başlıyor.” (syf.125)

“Tanrım, yüreğimde sen olmazsan hayatın tadı kalmaz.” (syf.131)

“Baba dediğin böyle olur. Bütün gün deli gibi çalışmış, yorgunluktan tükenmiş ama yine de günün nasıl geçti diye sormaya, iyi geceler demeye gelmiş.” (syf.133)

“Başka bir hayatta düğme olarak doğmak istiyorum. Ne düğmesi olursa. Külot düğmesi bile. İnsan olmaktan ve bir zavallı gibi acı çekmekten iyidir.” (syf.171)

“Ama yüreğimden çıkmak için benden izin istemedin ki.” (syf.212)

“Zaman bu. Ya da kendimiz. Çünkü zaman yok, bizse geçip gidiyoruz.” (syf.215)

“Geceleri yıldızlara bak, benden sana haber getirirler.
Yağmur yağarsa?” (syf.234)

“Beni bekleyecek misin?
Ömrümün sonuna kadar. Ya sen?
Sonsuza kadar.” (syf.241)

“Ve ay, usulca,
Şefkatle der ki bana,
Elbet bir gün kavuşacaksınız.” (syf.246)

“Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder.” (syf.255)

“Monpit, hayat budur işte. Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur, ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır.” (Syf.255)

“Doğrusu şu ki, hayat zalim. İstese bazı anları bize hiç yaşatmayabilir.” (syf.262)

“Güzel hayaller kurmak neden bu kadar iyi geliyordu insana?” (syf.264)

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.