İyi bir gözlemci ve aynı zamanda usta olan Vasconcelos’un hayat deneyimleri yazdığı eserlere de yansımış ve bulunduğu toplumun portresini çizen eserler ortaya çıkmıştır. Romanlarında karakterlerin yaşamlarındaki zorlu yaşam koşullarını, yoksulluğu ve şiddeti tüm çıplaklığıyla anlatır fakat; özellikle “Şeker Portakalı” ile onun devamı olan “Güneşi Uyandıralım” ve “Delifişek” gibi romanları tüm bunlarla birlikte duygusallık ve iyimserlik de içermektedir. Çocukların, yetişkinlerin ve içindeki çocuğu kaybetmemiş olanların mutlaka seveceğini düşündüğümüz Güneşi Uyandıralım kitabının değerli alıntılarına birlikte göz atalım.
“Bir şey daha var. Konuşmadan konuşmanın yolu bulunamaz mı?” (syf.19)
“Uyu oğlum uyu. Uyu, çünkü çocukluğun tadı bambaşka.” (syf.22)
“Canım, Zeze, bu dünyada herkesin bir kaderi var. Sana baştan her şeyi bilerek geldim.” (syf.31)
“Üzme kendini Zeze. Her şeyi unutacağız.” (syf.37)
“Bir mucize keşfettim. Dillendirmek istemiyorum, çünkü aşırı büyük dehşet bir güzellik olur.” (syf.41)
“İnsanları çok sevmeyi sevmiyorum. Sevince hep ölmelerinden korkuyorum.” (syf.58)
“Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.” (syf.64)
“Derler ki insan yüreği acımazmış, ama benimki acıyordu.” (syf.64)
“Gidişini görmemek için gözlerimi sımsıkı yumdum.” (syf.69)
“Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil.” (syf.98)
“Bir çocuk yüreği,
Unutur ama bağışlamaz.” (syf.117)
“Acı çok zalim bir şeydi! Neden bütün ağırlığıyla bir seferde gelip aynı hızla geçmiyordu?” (syf.120)
“Unutmakla bağışlamak arasında ne fark var?
Bağışlarken kişi her şeyi unutuyor. Ama yalnızca unutmakla, pek çok kez insan yeniden anımsamaya başlıyor.” (syf.125)
“Tanrım, yüreğimde sen olmazsan hayatın tadı kalmaz.” (syf.131)
“Baba dediğin böyle olur. Bütün gün deli gibi çalışmış, yorgunluktan tükenmiş ama yine de günün nasıl geçti diye sormaya, iyi geceler demeye gelmiş.” (syf.133)
“Başka bir hayatta düğme olarak doğmak istiyorum. Ne düğmesi olursa. Külot düğmesi bile. İnsan olmaktan ve bir zavallı gibi acı çekmekten iyidir.” (syf.171)
“Ama yüreğimden çıkmak için benden izin istemedin ki.” (syf.212)
“Zaman bu. Ya da kendimiz. Çünkü zaman yok, bizse geçip gidiyoruz.” (syf.215)
“Geceleri yıldızlara bak, benden sana haber getirirler.
Yağmur yağarsa?” (syf.234)
“Beni bekleyecek misin?
Ömrümün sonuna kadar. Ya sen?
Sonsuza kadar.” (syf.241)
“Ve ay, usulca,
Şefkatle der ki bana,
Elbet bir gün kavuşacaksınız.” (syf.246)
“Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder.” (syf.255)
“Monpit, hayat budur işte. Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur, ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır.” (Syf.255)
“Doğrusu şu ki, hayat zalim. İstese bazı anları bize hiç yaşatmayabilir.” (syf.262)
“Güzel hayaller kurmak neden bu kadar iyi geliyordu insana?” (syf.264)


