Yaz aylarının renkli dünyasına İstanbul’daki birbirinden farklı sergileri ziyaret ederek dahil olmaya ne dersiniz? İstanbul’un müzelerinde ve sanat galerilerinde dijital sanattan dünyaca ünlü sanatçıların yağlı boya tablolarından oluşan kişisel sergilerine, birçoğumuzun daha önce karşılaşmadığı genç sanatçıların ilk eserlerinden yapay zeka ve sanatın buluştuğu eşsiz bir deneyim sunan dijital sergilere kadar birçok seçenek sizleri bekliyor.
Okuyucularımız için oluşturduğumuz bu seçkide, hem yaz boyunca ziyaret edebileceğiniz sergiler yer alıyor hem de yıl boyunca görebileceğiniz uzun soluklu sergiler. Kültür sanat alanındaki birbirinden farklı içerikleri takip etmek için buradaki bağlantıyı da ziyaret etmeyi unutmayın!
1. Jonathan Monaghan: ŞAŞAA – Kalyon Kültür
NFT ve dijital sanatın ilk uygulayıcılarından olan dünyaca ünlü Amerikalı sanatçı Jonathan Monaghan‘ın bugüne kadarki en kapsamlı kişisel sergisi “ŞAŞAA“, Kalyon Kültür‘de sanatseverlerle buluşuyor. Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğündeki sergide, sanatçının yirmiden fazla eseri izleyicisine benzersiz bir dijital sanat deneyimi sunuyor.
Monaghan’ın kapitalist sistem, popüler kültür ve dijital sanat arasında bağlantılar kurduğu sergide; Barok dönemi ile dijital sanat arasındaki paralelliklere dikkat çektiği Superfluity adlı video enstalasyonu, mekana özgü Out of the Abys adlı duvar çalışması, Tactile Palaces adlı kadife ellerin kimi zaman yok edercesine kimi zamansa nazikçe Barok dönemine ait saray duvarlarına dokunduğu video animasyonu gibi seyirciyi büyüleyecek bir mitolojik yolculuğa çıkaran, sanatın farklı tarzlarından üretilmiş eserler yer alıyor.
Nişantaşı Taş Konak Kalyon Kültür‘deki sergi, 27 Ağustos tarihine kadar sanatseverlere açık.
2. Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 – Sakıp Sabancı Müzesi
Mayıs ayında sanatseverlerle buluşan Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 adlı sergi, günümüzün en önemli ve yaratıcı sanatçılarından biri olarak kabul edilen İngiliz sanatçı David Hockney‘in Covid-19 pandemisinin ilk zamanlarında evinde çizdiği ve baharın gelişini müjdeleyen 116 iPad resminden oluşuyor. Sakıp Sabancı Müzesi ve Akbank Sanat işbirliğinde gerçekleşen “Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” sanatçının meyve ağaçları, çalılar, bahçeler, gölet ve nehirler, tarlalar ve uzak tepelere uzanan bir manzarada çalıştığını gözler önüne sererken, baharın senelik yolculuğunu çıplak ağaçlardan çiçeklere, bolca yeşil yapraklara kadar eşsiz bir bakış açısıyla yakaladığını gösteriyor.
Sergi baharın başından sonuna bir hikâyesi, adeta bir kutlaması niteliğinde ve doğal dünyanın mucizelerini, sürekli yenilenişini, yaşam döngüsünü izleyiciye hatırlatır nitelikte. Bu sergiye gitmeyi düşünen okuyucularımız, 29 Temmuz tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde Hockney’in mucizevi doğasına dahil olabilirler.
3. Bilinmeyene Doğru – Salt Galata ve Salt Beyoğlu
Varşova Modern Sanat Müzesi işbirliğiyle SALT Galata ve SALT Beyoğlu‘nun ev sahipliğinde gerçekleşen Bilinmeyene Doğru sergisi, Varşova Modern Sanat Müzesi’nin video ve film koleksiyonundan hazırlanmış özel bir seçkiyi seyircisiyle buluşturuyor. Bu özel seçki, Doğu ve Orta Avrupa’yı etkileyen 89 devrimleri ve Doğu Bloku’nun çözülüşüyle beraber 1989 sonrasında dünyada sanatın tarihsel ve kültürel anlatıları kırma; bilinenin ötesine, başka öznellik ve anlatılara alan açma potansiyeline odaklanıyor.
SALT’ın Beyoğlu ve Galata yapılarına yayılan sergi, 2000’li yıllardan günümüze uzanan bir seçki sunarken adını da Deimantas Narkevičius’un, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 20. yıl dönümünde ürettiği işinden alıyor. Kurmaca, deneysel, buluntu film gibi hareketli görüntünün farklı formlarını barındıran Bilinmeyene Doğru, sanatta belgesel ve arşivin değişen yapısını sorgularken, gündelik yaşam, bellek, toplumsal iktidar mekanizmaları gibi olgulara da yer veriyor.
SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Fatma Çolakoğlu ile Varşova Modern Sanat Müzesi küratörü Sebastian Cichocki tarafından hazırlanan sergiyi 14 Ağustos tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.
4. Ve Şimdi İyi Haberler – Pera Müzesi
Pek çok açıdan “yılın sergisi” olarak değerlendirilen ve ilk kez Nisan ayında Pera Müzesi‘nde sanatseverlerle buluşan Ve Şimdi İyi Haberler sergisi, esasında kitle iletişim araçlarıyla sanat arasındaki ilişkiyi mercek altına alıyor. İsveçli insan hakları avukatı ve dünyaca ünlü Nobel ailesinin bir ferdi olan Peter Nobel ile eşi Annette Nobel‘in yıllar boyunca bir araya getirdiği “press art” koleksiyonundan oluşturulan seçkide hem modern sanat tarihinin izleri sürülürken son 150 yılın bilim, kültür ve siyaset alanlarından önemli meseleler de ele alınıyor.
Christoph Doswald’ın küratörlüğünde gerçekleşen, modern ve güncel sanatın önemli dönemlerini sanatseverlere sunan ve 164 farklı sanatçının 300 eserinden oluşan sergi resim, fotoğraf, kolaj,video ve yerleştirme gibi sanatın farklı türlerinden işleri barındırıyor. Serginin adından da anlaşıldığı gibi düşünsel bir başlangıç noktası olarak gazete haberlerinden yola çıkarak oluşturulan seçki; metin-haber ilişkisi, fotoğrafın bulunmasının sanatı ve toplumu nasıl şekillendirdiği, kitle iletişim araçları ile medya endüstrisi, tüketim kültürü gibi sanatın hala gündeminde olan önemli meseleleri tartışmaya açıyor. Öte yandan toplumsal cinsiyet, din, etnik köken gibi kavramların sanat ve medyadaki dönüşümünü ve sosyal medya toplumunun gelişimini de çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren sergi basın arşivi meraklılarının ilgisini çekebilecek nitelikte.
Pera Müzesi’nde seyircisiyle buluşan bu harika sergiyi kaçırmamanızı öneriyoruz, Ve Şimdi İyi Haberler’i 7 Ağustos tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.
5. Koyun Koyuna – Arter
Eda Berkmen küratörlüğünde gerçekleşen Koyun Koyuna sergisi “İnsanı ve doğayı sürekli tüketmek üzerine kurulu bir düzende uyku, istismar edilemeyen tek zaman aralığı olarak bir direniş ihtimalini de gündeme getirebilir mi?” sorusundan hareketle, çağdaş sanat yapıtlarının yanı sıra daha erken tarihli temsilleri ve arkeolojik nesneleri uyku teması etrafında birleştiriyor.
Sergide yer alan yapıtlar, uykuyla bağlantılı mahremiyet ve paylaşım, birey ve topluluk, kucaklanma ve kısıtlanma, direniş ve teslimiyet, ilerleme ve tekrar gibi ikilikler etrafında toplanırken; uykunun geçmiş ve bilinçdışıyla bağı da bu kavramlara dahil ediliyor.
33 farklı sanatçının eserlerinin bir araya getirildiği sergi Arter‘de 29 Ocak 2023 tarihine kadar ziyaretçilere açık.
6. Bloom, Karma Sergi – Galeri 77
Beyoğlu’ndaki Galeri 77‘nin ev sahipliğinde sanatseverlerle buluşan Bloom Karma Sergisi, yurt içi ve yurt dışından bir araya gelen 16 sanatçının ekspresyonizmden sürreal işlere, neo pop-art’tan deneysel sanata, soyut ve minimalist eserlere uzanan geniş yelpazeli işlerden oluşuyor.
Bloom sergisi genel olarak iki ana bölümden oluşmakta; çeşitli üsluplardan meydana gelmiş soyut eserlerin sergilendiği ilk bölüm ve farklı tarzlarda figüratif eserlerin yer aldığı ikinci bölüm. Haziran ayında açılan sergi, sanatçıların doğanın yenilenme halinden esinlenerek oluşturduğu, farklı üslup ve çeşitli tekniklerle ürettiği eserlerini 29 Ağustos’a kadar sürecek rengarenk bir seçkiyle tüm sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
7. Lorenzo Mariotti, Deniz ve Ötesi – Rahmi M. Koç Müzesi
İtalyan ressam Lorenzo Mariotti‘nin 33 yağlıboya tablosundan oluşan Deniz ve Ötesi adlı kişisel sergisi, Rahmi M. Koç Müzesi‘nde izleyicisiyle buluşuyor. Denizcilik alanındaki uzmanlığını, denize ait her şeyi günlük yaşamdan enstantanelerle bir araya getirerek tablolarına yansıtan Mariotti, sergide yer alan eserlerini denizcilik, mimari ve botanik ana konuları altında topluyor.
Mimariden manzaraya, natürmorttan portreye kadar çeşitli tarzlarda üretim yapan sanatçının kişisel sergisini 11 Eylül tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.
8. Genç Yeni Farklı 11 – Zilberman İstanbul
Galeri Zilberman tarafından her sezonun son sergisi olarak düzenlenen, ülke genelinde açık çağrıyla duyurulan ve genç sanatçılara destek vermek, görünürlük kazandırmak amacıyla gerçekleştirilen Genç Yeni Farklı, bu sene 11. edisyonuyla Mısır Apartmanı’ndaki ana sergi ve proje alanında gerçekleştiriliyor. Her tür sanatsal malzeme, konu ve stile açık olan sergide de bu yıl birbirinden farklı genç sanatçıların işleri, sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Galeri Zilberman’ın Genç Yeni Farklı – 11 sergisini 13 Ağustos’a kadar ziyaret edebilirsiniz.
9. Parallel Universe – DasDas
Son dönemde yapay zeka ve sanatın buluştuğu işlerle oldukça sık karşılaşıyoruz. Bu aralar ismini sık sık duyduğumuz DasDas, Parallel Universe adlı ilk dijital sergisini şu ana kadar 52’den fazla ülkede sanat ve teknolojiyi sanatseverlerle buluşturan Ouchhh Studyo’nun eserlerini Zenger küratörlüğünde seyirciyle buluşturuyor.
Sanatın farklı türlerini her geçen gün daha fazla sanatsevere ulaştırmayı amaçlayan DasDas’ın bu ilk dijital sergisi Paribu ana sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Parallel Universe, birbirinden farklı deneyim sunan dört farklı eserden oluşuyor. Her biri 30 dakika süren seanslarda yapay zeka aracılığıyla Yapay Zeka Van Gogh Veri Boyama Deneyimi bölümünde Van Gogh‘un tablolarını sadece görmüyor aynı zamanda eserlerin içinde gezinebiliyorsunuz. Bunun yanında Göbeklitepe‘nin mimarisini yapay zekayla buluşturan Göbeklitepe Mimari Veri, tarih öncesi insanların dini inançlarını bambaşka bir deneyimle ziyaretçiyle buluşturuyor. Sergide aynı zamanda Osman Hamdi Bey‘in eserleri de günümüz teknolojisiyle bir araya getiriliyor. Sergide bilim insanlarının makine öğrenimi ve yapay zeka algoritmalarını kullanarak oluşturduğu ışık, fizik, uzay ve zaman hakkında yarattıkları bilincin şiirsel kırılımı da Şiirsel Yapay Zeka eseriyle ziyaretçilerle buluşuyor.
DasDas’ın 11 Haziran’da sanatseverlerin beğenisine sunduğu yapay zeka ve sanatın bir araya geldiği ilk dijital sergisini 15 Eylül’e kadar ziyaret edebilir ve bu eşsiz deneyime ortak olabilirsiniz.
10. OyunBu – Arter
Arter‘in 17 Şubat’ta ziyaretçilere kapılarını açtığı OyunBu adlı sergi, oyunun özgürleştirici yanını sanat eserleri tarafından sunulan deneyimler bağlamında araştırıyor. Emre Baykal küratörlüğünde gerçekleşen sergi, Arter Koleksiyonu‘ndan oluşan eserleri çocukluk ve oyun kavramları etrafında bir araya getiriyor.
59 farklı sanatçının farklı türden eserlerinin yer aldığı sergi, Arter binasının iki katına yayılıyor ve OyunBu, sanatın oyun kurucu niteliklerini oyun bozucu yanlarıyla birlikte ele alıyor. Oyuna özgü olan rekabet, gerilim, şans, taklit, ritüel, sihir ve haz gibi kavramların izini süren sergi ziyaretçilerine yetişkinler ve çocuklar için aslında kazananı olmayan ya da herkesin kazandığı bir oyun alanı açıyor. Sergi boyunca oyun ve oyuna ilişkin kavramların sanatçıların hayal gücünde başlayıp sanat yapıtıyla tamamlanan yolculuğuna, farklı düşünme, yorumlama ve üretim süreçleri eşlik ediyor.
Arter’in OyunBu adlı sergisi, 9 Nisan 2023 tarihine kadar tüm sanatseverlerin ziyaretine açık.
* Kapak görseli DasDas’ın sergisinden Yapay Zeka Van Gogh Veri Boyama Deneyimi adlı esere aittir.
Sanatla kalın!
