Güç Yüzükleri 7. Bölüm İncelemesi: Göz

Editör:
Berfin Sayarsoy
spot_img

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri‘nde yayımlanan yedinci bölümde hissettiğimiz bir şey varsa o da ‘fırtına öncesi sessizlik’ oldu. Sezon finaline sadece bir bölüm kalmışken diziyi izleyenler bolca savaş ve macera görmek istiyor olsalar da olayların doğal seyrinde ilerleyebilmesi için bir mola verilmesi gerekli. Dizi, altıncı bölümde izleyicinin beklediği patlamayı vererek heyecanı doruklara çıkarmıştı. Kalan bölümlerin de aynı tempoda ilerleyeceğini düşünenler için bu bölüm, hayal kırıklığı gibi gelebilir.

Bir bölümde Kılayakları, bir başka bölümde ise Galadriel‘i görmeye alışmışken bu bölümde her karakteri kısa süreliğine de olsa izleme fırsatı yakaladık. Kılayaklar yolculuklarına kaldıkları yerden devam ediyor ve bir savaşın ortasında kulaklığı ile duran, her şeyden habersiz kişi misali eğlenip şarkılar söylemeye devam ederken Güney Toprakları’nda Númenor kraliçesi bizleri kör olmuş bir şekilde karşılıyor. Beşinci bölümde karşılaştığımız, beyazlar giyen büyücü grup ise halen gizemini korumaya devam ediyor. Fakat kesin olan bir şey var ki peşinde oldukları kişi Meteor Adam ve niyetleri hiç de iyi görünmüyor.

Mordor’da Güneş Işığı Bir Daha Görünecek Mi?

Bölüme, her tarafın kızıl tozlarla kaplandığı bir ortamla giriş yapıyoruz. Her daim geceymiş ve etrafı aydınlatan tek şey kötülük olacakmış havası veren savaş alanı, Galadriel ve Theo‘nun karşılaşması ile devam ediyor. Kraliçe enkaz altında kalanlara yardım ederken kendisini tehlikeye atıyor ve onu kurtaran Isildur oluyor. Burada kraliçe Isildur’u öldüğünü düşünerek geride bırakıyor ve izleyenlerin kafasında soru işaretleri bırakıyor. Gerçekten öldü mü?

Kitaptan uyarlama bir dizi izliyorsanız, teorilerin havada uçuşmaması imkansız. Sosyal medyayı esir alan teorilerden birisinin de Isildur‘un ileride kral olacağı. Ortada böyle bir teori varken ve özellikle Isildur’un sadık atı Berek‘in özgürce koşturduğu sahneyi göz önüne getirdiğimizde; Isildur‘un önümüzdeki bölümde veya yeni sezonda karşımıza çıkması yüksek ihtimal.

Namárië: İyiliğe Doğru Git

Elflerin soylarının tükenip tükenmeyeceğine dair belirsizlik tam olarak geçmiş değil. Prens Durin‘in babası, kral, bu işe kesinlikle karşı çıkmaktadır. Eskiden, çok daha üstün kişilerce belirlenmiş kadere karışılmaması gerektiğini savunurken oğlu, Prens Durin, babası ile aynı fikirde değil. Elf dostuna yardım etmek uğruna kralının emrine karşı gelmesi elbette hoş karşılanmıyor ve Durin, şimdilik bir başına kalıyor.

Minicik Mithril‘in iyileştirip hayat verdiği yaprağın ise kaderinin Kral tarafından madenin derinliklerine atılması ile sonuçlandığını izliyoruz. Dramatik bir sahne izlediğinizi sanırken sonuna doğru yepyeni birisi ile tanışıyorsunuz: Balrog.

Güçlü Şeytan anlamına gelen Balrog, ateş ve gölgeden yaratılan bir iblistir. Yüksek Elf dilinde ‘Valaraukar’ olarak anılan Balrog, Durin’in Felaketi olarak bilinir. Durin’in Felaketi, aslında tam olarak bu bölümde izlediğimiz şeydir. Khazad-dûm Cüceleri, gizemli Mithril madeninin büyüsüne kapılıp onu çıkarmak uğruna derinlere iner ve en sonunda eskilerden kalma bir mahzene ulaşırlar. Burada ise yaklaşık bin yıldır saklanan Balrog uyuyordur. Uyanan Balrog Kral VI. Durin’i öldürür. Yedinci bölümde Prens Durin’in dostunu kurtarmak için babasını hiçe sayarak madenin derinlerine inmeye çalışması ve sonunda Kralın attığı yaprak, aç gözlülük yüzünden olmasa da kehanetin gerçekleşmeye başladığının ilk sinyallerini veriyor.

İlk etapta kraldan ret yedikten sonra Elrond ve Durin, duygusal bir sahne ile vedalaşırlar. Fakat Elfler, elveda gibi basit bir kelimeyi kullanmamaktadırlar. İyiliğe doğru git anlamına gelen Namárië, Tolkien’in yazdığı bir şiirdir. Namárië, , á na márië’nin kısaltılmış halidir ve Elf dilinde selamlama ve vedalaşmada kullanılır. 

Tengwar yazısıyla yazılmış Namárië’nin ilk kıtası.

Türkçesi:

Ah! altın gibi yapraklar rüzgarda düşer,

ağaçların kanatları gibi sayısız uzun yıllar!

Yıllar, Batı’nın ötesindeki yüksek salonlarda,

Varda’nın mavi kubbelerinin altında,

Onun kutsal ve kraliçesi sesinin şarkısında yıldızların titrediği,

Tatlı balın hızlı taslakları gibi geçti.

Númenor Kraliçesi ve askerlerinin çoğunun geri döndüğünü izlerken kalanlara da uğruna savaşacakları büyük bir sorumluluk verildi. Lord Halbrand, yaralı bir şekilde kaderi belirsizce ilerlerken bakalım dönüşü nasıl olacak? Bu bölümde beklentiyi yeterince karşılamayan olay kurgusu, sezon finali ile izleyenleri tatmin edebilecek mi? Orta Dünya’da Hüküm Dağı‘ndan çıkan dumanlar, Adar ve çocuklarına yuva olmaya devam ederken ilerleyiş nasıl olacak, önümüzdeki hafta sezon finali ile hepsinin cevabını alabilmeyi umuyoruz!

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks