Gözyaşı Yolu (Trail of Tears), Amerika Birleşik Devletleri’nin Güneydoğu bölgesinde bulunan Alabama, Arkansas, Georgia, Illinois, Kentucky, Missouri, Kuzey Karolina, Oklahoma ve Tennessee eyaletlerini kapsayan bir zorunlu göç rotası ve göç sırasında yaşanan olayları anlatan kelime grubu olarak kullanılmaktadır. Amerikan yerlilerinin yoğun olarak yaşadığı bu eyaletler, beyaz Avrupalıların siyasi ve ekonomik hedeflerinden yoğun olarak etkilenmiş yerlerden bazılarıdır.
Avrupalılar Kuzey Amerika’ya geldiklerinden beri beyazlar ve yerliler arasında sayısız sorun çıkmıştır. Bu sorunlar genelde beyazların kıtadaki hırsları ve kendilerini üstün ırk olarak görmelerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yerlilerin bölgedeki varlığı beyazları çok uzun süre rahatsız etmiştir ve bu durum birçok kanlı olayı doğurmuştur. Bu olaylardan sadece biri olan Gözyaşı Yolu ise 1830-1840 yılları arasında meydana gelmiştir.
Sürgün Öncesi Gelişmeler

Avrupalı kolonicilerin Amerika’ya ayak bastıkları andan itibaren zihinlerinde yerliler hakkında olumsuz düşünceler oluşmuştur. Bunlardan bazıları yerlilerin vahşi, tehlikeli ve şeytani oldukları, medeniyet kavramından tamamen uzak bir hayat sürmeleri nedeniyle onların dili, dini ve kültürü öğrenerek ehlileşmeleri gerektikleri ve Tanrı tarafından beyazlara vadedilmiş bu toprakların yerlilerin hakkı olmadığı düşünülerek bu verimli tarım alanlarından sürgün edilmeleri gerektiğidir. Bahsedilen bu dini, ekonomik, politik ve sosyolojik nedenler sürgünler ve soykırımların nedenini oluşturmuştur.
Gözyaşı Yolu olayı yaşanmadan önce ABD yönetimi, çeşitli yasal yolları kullanarak, nesillerdir bu bölgede yaşayan yerli halkları yerinden etme ve bağımsızlıklarını kısıtlama girişimlerinde bulunur. Buna örnek olarak yedinci ABD başkanı Andrew Jackson’ın 1830 yılında desteklediği ve geçirdiği Kızılderili Tehcir Yasası verilebilir. Bu yasa yerlilerin sürülmesi ve topraklarının Avrupalı beyazlara verilmesinin önünü açar. Worcester v. Georgia (1832) davasının yerlilere yapılan baskının yasaya aykırı olması kararına rağmen bu hak ihlalleri yaşanmaya devam eder ve Choctaw, Chickasaw, Seminole, Creek ve Cherokee halkları için zorlu günler başlar.
Sürgün Sırasında Yaşananlar

1831 yılının kış mevsiminde sürgünler başlar ve sürülen ilk halk Choctawlar olur. Devlet tarafından belirlenmiş olan Yerli Bölgesi’ne doğru yolculuğa başlayan bu grup, vahşi ve zorlu doğada, devlet tarafından yiyecek, barınma ve temel ihtiyaçları karşılanmadan yolculuklarına başlarlar. Yolculuk boyunca binlerce kişi hayatını kaybeder.
1836 yılında ise Creeklerin sürgünü başlar. Tıpkı diğer halklar gibi Creekler de devletten bir yardım almadan, işgal tehdidi nedeniyle sürgün edilirler. Oklahoma’ya sürülen 15,000 kişiden 3,500 kişi yolculukları bitmeden hayatlarını kaybederler.
Sürgün süreci Cherokee halkı için daha farklı şekilde seyreder. ABD hükümetinin zorlama ve tehditleri nedeniyle grubun bir bölümü topraklarında kalıp savaşmayı savunur, fakat diğer grup ise topraklarından, para ve bazı imtiyazlar karşılığında ayrılmanın daha faydalı olduğunu savunur. 1835 yılında Cherokeelerden kendi kendini atamış bazı temsilciler ABD hükümeti ile görüşür ve New Echota Antlaşması’nı imzalarlar. Anlaşma sonucunda yaklaşık 7 milyon dönüm arazi, 5 milyon dolar ve bazı yardımlar karşılığında verilir.
İmzalanan antlaşma bazı Cherokeeleri öfkelendirir ve Cherokeelerin esas şefi John Ross bir açıklama yapar. Ross, bu anlaşmanın bir tarafı olmadıkları için anlaşmayı tanımadıklarını ifade etse de Senato antlaşmayı onaylar. 1838 yılına kadar sadece 2,000 Cherokee bölgeyi terk eder. Ancak bir sonraki ABD başkanı Martin Van Buren orduyu göndererek yerlileri zorla bölgeden gönderir. Yerliler için tahsis edilmiş yeni bölgeye giderken 5,000’den fazla Cherokee’nin boğmaca, dizanteri, kolera ve açlık nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilir.
Sürgün Sonrası

Sürgün sonucunda on binlerce yerli hayatını kaybederken, hükümetin batıya doğru yayılması devam etmiştir. Her ne kadar yerlilere ayrılan özel barınma bölgesinin koruma altına alındığı güvencesi verilse de, adı geçen bölge yavaş yavaş küçülerek diğer eyaletlere karışmış ve kaybolmuştur. Sürgünlerin yaşandığı rotalar, yani Gözyaşı Yolu ise Ulusal Park Servisi tarafından kontrol edilmektedir ve ziyaretçilere açık durumdadır.
Kaynakça
- “Stories of the Trail of Tears”. National Park Service. Web. Erişim Tarihi: 12.06.2025.
- Frank, Andrew K. “TRAIL OF TEARS.”. Oklahoma Historical Society.Web. Erişim Tarihi: 12.06.2025.
- “The Treaty of New Echota and the Trail of Tears”. 29.12.2016. NC Department of Natural and Cultural Resources. Web. Erişim Tarihi: 12.06.2025.
- “What Happened on the Trail of Tears?”. 23.04.2025. National Park Service. Web. Erişim Tarihi: 12.06.2025.
- “Trail of Tears.” 28.05.2025. History. Web. Erişim Tarihi: 12.06.2025.
- Kapak Görseli: Trail of Tears Association


