Gözüne Uyku Girmeyenlere: Büyüklere Ninniler Albüm İncelemesi

Editör:
Ayşe Demir
spot_img

Çocukluğumuzdan kalan en güzel anlardır ninniler. Uyumamıza yardımcı olur, korkularımız için her zaman bize eşlik eden bir hayaldir. Ailemizle geçirdiğimiz en özel vakittir aslında. Zaman geçer, biz büyürüz ve artık ne bize ninni okuyan biri kalır ne de hayallere daldıran o güzel ninniler. Büyüdük ama ne değişti? Kimi zaman yine uyuyamıyoruz ve hatta korkuyoruz. Belki karanlıktan belki de yalnızlıktan. Çocukken dinlediğimiz ninnilerimizin yerini dolduracak bir şey ararken Paptircem bizim için bu konuya bir el atıyor. 2024 yılının şubat ayında çıkardığı bu albüm 8 parçadan oluşuyor. Büyüdükçe artan dertleri, yıkılan hayalleri, hayatın içinde yer edinememeyi anlatan bu albüm her şarkısında kendimizi bulabileceğimiz bir atmosfer yaratıyor. Geçmişe özlem duyarak şimdilerimize ninni dinletmek için çıktığımız bu yolda Paptircem’in ilk albümü olan Büyüklere Ninniler‘i mercek altına alıyoruz. Keyifli okumalar.

 

Büyüklere Ninniler

Albümün giriş şarkısıdır ve bize albümün anlatmak istediği temayı en kısa ve öz şekilde aktarır.

Uyur çocuklar uyur büyükler.
Bilmezler zaman çözmez düğümler.
Solup gidenler hep büyükler.
Niye yazılmaz büyüklere ninniler?” 

Çizelim Biri

Hayatta hep olmak istediğimiz biri vardır. İstediği işe, hayallere, düşüncelere sahip ve mutlu olan. Ama hayat her zaman güzel davranmaz bize. Olmak istediğimiz kişiyi ararken kayboluruz sokaklarında. Karanlıklar içinden çıkmaya çalışırken daha da batarız dibe. En dibi gördüğümüz an olduğumuz kişiye bir kalem versek ve kim olmak istiyorsun hadi çiz desek işte o zaman belki aydınlığa çıkar ve çizer birilerini. Paptircem de bu şarkısında bunu anlatmak istiyor. Deniz Tekin ile Paptircem hayallerindeki kişiyi bu şarkıyla çiziyorlar ve kendileriyle en başından tanışıyorlar.

“Çizelim biri, istediğin gibiBir evi, bir işi ve hayalleriSilelim onun, kötü hissiniKorkmasın hiç, dokunmasın biri”

Kaptan

Hayatta en acı şeylerden biri de sevdiğimiz insanları geçmişimizde bırakmaktır. Onlardan geriye sadece yaşadığımız güzel anlar kalır. Bir daha yaşanamayacak o anlara özlem duyar, zamanı durdurmak isteriz. Paptircem’in dedesine yazdığı bu şarkı ona her zaman geçirdikleri güzel günleri hatırlatacaktır. Şarkının içinde iki farklı karakter vardır aslında. 8 yaşındaki minik kızımız ailesiyle geçirdiği güzel anıları anlatır. Seneler geçer ve hayatın gerçekleriyle yüzleşen bu kız artık büyümüştür ya da büyümek zorunda kalmıştır. Kaptan, keşke hiç büyümek zorunda kalmasak dedirtecek bir şarkı.

“Keşke dönmesek geriEnsemde rüzgar, açsak yelkenleriDemiştin ya, ‘o gün hatırlatsın, beni sanaMartı sesleri”

Kaybettim Yirmilerimde

Yirmili yaşlar, hayatın başları… Yetişkinliğe atılan o adım. Kaybolduğumuz, doğru yolu bulmaya çalışırken savrulduğumuz yaşlar. Küçükken merak ettiğimiz yirmili yaşların aslında en acı arkadaşlıkları, aşkları, ayrılıkları ve hayal kırıklıklarını da beraberinde getirdiğini anladığımızda gerçekler tokat gibi vurur yüzümüze. Dünyanın adil bir yer olmadığını anlarız. Neden büyümek istemiştik? Ya da merak ettiğimiz yaşlar böyle mi olmalıydı? Paptircem bunu çok güzel bir ifadeyle dile getiriyor “Neden biter tüm ninniler? Uyu, büyü diye. Hevesli mi insan yavaşça ölmeye?” 

“Bir umut vardı içimde Kaybettim yirmilerimdeHer şey ne güzel diyeceğime Kayboldum yirmilerimde”

Yamadım Yaralarımı

Acılarımız geçsin diye ne yaparız? Sorumuzun cevabını bulamayanlar için bu şarkı. Kendi ile barışamayan, başkalarını affeden ama suçu kendinde bulan, kendini affedemeyen insanların içinden çıkamadığı duygu durumunu anlatır bize. Hayatta sürekli kendimizi yaraladığımız ve bu yarayı başka acılarla yamamaya çalıştığımız zamanlarda yalnız olmadığımızı hissetmek ve kendimizi artık affetmemiz gerektiğinde dinlememiz gereken o şarkı.

“Atsa atamaz kendini, satsa satamaz
Bir ömür hırpalar kendini
Hiç yol alamaz mı insan?
Koysan duramaz bir yere, ait olamaz
Her gün tüketir ömrünü
Bir gün yaşamaz mı insan?”

Gökyüzüne Taşınsam

Büyürken çoğu zaman yoruluruz. Omzumuza binen yüklerden, hayal kırıklıklarından ve belki de kendimizle olan kavgamızdan. Dinlenmek için bir yer ararken rüyalar bizim sığınağımızdır. Şöyle bulutlardan bir yastığımız olsa, kimse bulamasa bizi, rüyalara dalsak dinleniriz belki. Hayatı sakin moda alıp dinlenmek istediğimizde arka planda çalacak şarkıyı yapmış Paptircem bize. Dilan Balkay‘ın naif sesinin eşlik etmesi de tüm yorgunluklarımızın kuş olup uçmasına yardımcı oluyor.

“Üşür müydüm hiç, gökyüzüne taşınsam?Kimse bulmasa beni, biraz uyusamYüzümü bulutlardan yastıklara gömsemKoyunlar saysam, rüyalar görsem”

Uzaktan Bir Tanıdık

Büyürken bir yerde mutlaka o aşk ile karşılacaktık. Aşkı bulmuşken kaybetmek de çok normal. Birbirini tanıyan iki yabancı olmanın ağırlığını taşıyamadığımızda kabulleniriz istenilen kişi olmadığımızı. Paptircem’in bu şarkısı da iki yabancı olmadan önceki o son anlarda yaşanılan kaybetme duygusunu anlatıyor.

“Uzaktan bi’ tanıdık gibiOlmadan önce son bi’kaç saatimiz
Ah, dursa zamanTam şu anda”

Yalnızlık Bana Kalan

Hepimiz daha iyi, daha güzel birisi olmak istiyoruz. Her şeyin daha fazlasını isterken de olduğumuz halimizle mutlu olamıyoruz. Kendimizi sevmeden de başkalarını sevmeye çalışıyoruz. Bu sevgi her zaman karşılıklı olmuyor tabi. İsteklerimizi en aza indirip sadece bizi sevmesini istiyoruz ama sonunda bize kalan sadece yalnızlık oluyor. Bu durumda zaman en güzel ilaç oluyor. Paptircem ne diyor: Merak etme mahvolmam iyileştirir zaman. Olmazdı zaten biraz parçalanmadan.

”İsterdim sırdaşın, ilk aşkın olmayıTerk ettiğin değil aklın kayınca bi’ başkasınaAlıştım yavaş yavaş her şeye, hala en zoruSevilmeden sana ait olmak”

 


Kaynakça:

  • “Paptircem’den ‘Büyüklere Ninniler”. Artıgerçek. Web. 23.07.2024
  • “Paptircem’in İlk Albümü “Büyüklere Ninniler” Yayında!”. Sanatokur. Web. 24.07.2024
  • “Büyüklere Ninniler”. Youtube. Web. 24.07.2024

 

spot_img
spot_img

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Editor Picks