Gotik Edebiyatın Öne Çıkan Yazarları

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Gotik, edebî dünyaya karanlık atmosferi, doğaüstü ögeleri ve insanlığın derin korkularını keşfetme cesareti vermiştir. Zamanla yalnızca korku anlatılarından ibaret bir tür olmanın ötesine geçmiştir. Toplumsal kaygıları, psikolojik çatışmaları ve bastırılmış arzuları da içerisine katarak yazın hayatının en etkili anlatım biçimlerinden biri hâline gelmiştir. Bu yazıda gotik edebiyatı inşa eden, gelişimine yön veren, eserleriyle bu karanlık ve etkileyici dünyayı şekillendiren yazarları keşfedeceğiz.

“Şeytanın ölümü hayal gücü açısından bir trajedidir. Fakat 17. yüzyıl gotiğinin de kurtuluşudur.” -Wallace Stevens-

Gotiğin Ortaya Çıkışı ve İlk Yansıması Olan Mimari

Canva

Mimariden resme, sinemadan müziğe birçok sanat dalını etkileyen Gotik akımdan edebiyat dünyası da nasibini alır. “Gotik” terimi ilk kez Giorgio Vasari tarafından küçümseyici bir terim olarak kullanılır. Bu akım Rönesans‘ı başlatır, Orta Çağ‘ı kapatır.

Gotik, ilk önce mimari tasarımlarda etkisini göstermiştir. Gotik mimariye en güzel örnek Notre Dame Katedrali’dir. Uçan payandalar, renkli vitraylar, Meryem Ana heykeli… Her detayıyla bizi gotik kültüre götürür.

Gotik Edebiyatın İlk Örneği

Canva

“Gotiğin Batı edebiyatındaki canlanışı, Aydınlanma’nın akla yaptığı vurguya bir karşı çıkış
olarak değerlendirilebilir.” -Çiğdem Pala Mull-

Gotik akım kendini çok daha sonra edebiyatta göstermiştir. Bu alanda ilk eser Horace Walpole’ün 1764’te yazdığı “The Castle of Otranto (Otranto Şatosu)” adlı kitabıdır. İlk eser 1700’lü tarihlerde verilse de bu alanın değer görmesi 1800’lü yıllara dayanır. Aslında  korku edebiyatının kökenini halk hikâyeleri olarak da görebiliriz.

Gotik Eserlerin İçeriği

canva

Gündüz daha cıvıl cıvıl olan şehir sokakları gece ürkütücü zifiri karanlığa bürünür. Bu durum eserlerin oluşmasına zemin hazırlar. Gotik edebiyatın ilk örneklerinde hayalet, peri gibi ruhani varlıklara sıkça rastlarız. Bu tür romanlarda mekan mezarlıklar, şatolar, manastır, kaleler, malikaneler, konaklar, kiliseler, köşkler, şapel gibi tedirgin edici yerlerdir. İskeletler, karanlık, zincirler, dehlizler, mumlar, hayaletler, kargalar, yarasalar, haç işareti, şeytanlar, lanetler, kanlı cinayetler gibi unsurlar gotik bir eserin olmazsa olmazlarıdır.

Gotik kurgu; kasvet, melankoli, ölüm, hüzün, suçluluk, tedirginlik, dehşet gibi unsurları korku/gerilim teması ile birleştiren ve kimi zaman romantizm unsurlarını da kapsayan ve tüm bunları karanlık bir atmosfer içinde kurgulayan bir türdür.

Avrupa’da Gotik Edebiyat

Canva (soldan sağa fotoğraftakiler: Lord Bayron, Polidori, Claire Clairmont, Percy Shelly, Mary Shelly)

Yıl 1816 bir volkan patlar ve iklimler değişir. O döneme Mini Buzul Çağı denir. Herkesin donarak öldüğü o karanlık zamandır. O tarihlerde şair Lord Byron, onun özel doktoru ve yakın arkadaşı John William Polidori, lordun sevgilisi Claire Clairmont, şair Percy Bysshe Shelly ve Percy Shelly’nin ileride eşi olacak olan Mary Godwin (ileride evlenince Mary Shelly oluyor) İsviçre’de Cenevre gölünün kıyısındaki villada tatil için toplanırlar. Hâlihazırda Cenevre’nin zaten kasvetli olan hava koşullarına bir de o zamanlar etkili olan Buzul Çağı da eklenir. Kötü hava koşullarından dolayı evden dışarı çıkamayan bu arkadaş grubu güzel vakit geçirebilmek için yanan şöminenin başına oturup birbirlerine korku hikâyeleri anlatırlar.

chatGPT – promt:1816 yılına uygun tarihi dönem ve kıyafetler. Beş kişilik bir arkadaş grubu şömine başında. Gotik, karanlık ve kasvetli bir hava hakim.

Bir gün Lord arkadaşlarına anlattıkları hikâyeleri yazıya dökmeyi teklif eder. Ve bu teklif üzerine o gece Mary Shelley bir şaheser olan “Frankenstein” adlı romanını yazar. Bu hikâye gotik edebiyatının yapı taşı, aynı zamanda bilim kurgu türünün de ilk örneklerinden biridir. Mary Shelly gotik edebiyata bilimi de dahil eder. Yaratıcılık ve ahlaki sorumluluk temalarıyla bu türde çığır açar. Tabii o gece sadece Frankenstein romanı yazılmamıştır. Polidori de “The Vampyre (Vampir)” adlı romanı yazarak vampir edebiyatının ilk eserlerinden birini edebiyata kazandırır.

Gotik Edebiyatın Öne Çıkan Yazarları

Edgar Allan Poe

poetryfoundation

Avrupa’da yeni yeni ortaya çıkan gotik kültürü zamanla Amerika’ya ulaşır. Ve burada da gotik edebiyatın babası olan Edgar Allan Poe karşımıza çıkar. Şüphesiz gotik edebiyat deyince hepimizin aklına onun hikâyeleri gelir. Poe’nun ünü sadece Amerika ile sınırlı kalmaz bütün dünyaya yayılır.

Onun edebî kimliği yalnızca yazdığı hikâyelerinden oluşmaz o aynı zamanda usta bir şairdir. “Kuzgun” onun en etkileyici şiiridir. Bu şiirin önemli özelliklerinden biri de öyküleyici bir tarzla yazılmış olmasıdır. Edebiyat tarihçileri onu modern kısa öykünün mimarı olarak görür. Edgar Allan Poe’ya göre “nasıl ki ‘güzellik’ en iyi şiirle ifade edilebilirse, korku ve dehşetin ideal biçimi de öyküdür”. Poe aynı zamanda 19. yüzyılda ortaya çıkan “sanat sanat için” görüşünün öncüsüdür.

Ailesindeki herkesi teker teker kaybeden Poe daha küçükken melankoliyi ve kasveti hayatına dahil eder. Poe artık büyür ve üniversiteye gider ancak alkol ve kumar bağımlılığı onu kötü bir yola doğru sürükler. Yaşanılan olumsuzlukların ardından okuldan atılır. Hayatı boyunca hastalık, yoksulluk ve bağımlılıkla mücadele eden Poe’nun eserlerinin değeri kendi döneminde anlaşılmasa da günümüzde oldukça okunan bir yazardır.

canva

Dil hakimiyeti ve yazılarındaki teknik kusursuzluklar, onun mükemmel ve sınırı olmayan hayal gücüyle yazdığı eserlerine özgünlük katmıştır. Onun eserleri gotik ile sınırlı kalmayıp edebiyatın polisiye, bilimkurgu, romantizm gibi birçok türüne örnektir. Onun yazdığı korku hikâyelerinin karakteristik bir özelliği, psikolojik de bir yoğunluğu vardır. En önemli öykülerinden “The Fall of the House of Usher (Usher Evi’nin Çöküşü) ve “The Pit and the Pendulum (Kuyu ve Sarkaç), ölüm ve ölüm korkusunun öne çıktığı gotik eserlerdir. “The Philosophy of Composition (Yazının Felsefesi) adlı denemesinde şöyle demiştir: “Tüm melankolik temalarda, ademoğlunun evrensel anlayışına göre en melankolik olan nedir? Cevap açık ‘ölümdür’.

Yazarın “Ligeia, Usher Evi’nin Çöküşü, Kızıl Ölümün Maskesi, Kuyu ve Sarkaç, Kara Kedi, Amontillado Fıçısı” adlı hikâyeleri benim en beğendiğim eserleridir.

Selim Nüzhet Gerçek

canva

Yazar Abdülhak Şinasi Hisar’ın kardeşi olan Selim Nüzhet yazın hayatına önce Yarın mecmuası ve İleri gazetesinde çevirmenlik yaparak, yazılar yazarak, romanlar tefrika ederek başlamıştır. Selim Nüzhet Gerçek Fransız ve Batı edebiyatına oldukça ilgiliydi, bunu yaptığı çevirilerden de anlıyoruz. Gotik edebiyatın klasik örnekleri olan Horace Walpole, Ann Radcliffe, Mary Shelley, Edgar Allan Poe gibi isimleri de okumuştur. Bunlardan kendi gotik kültürüne aldığı melankoli, yıkım, kayıp kültürler ve geçmişin hayaletleri gibi unsurlar vardır.

Canvermezler Tekkesi” adlı romanında Osmanlı’nın eski İstanbul’unun karanlık ve gizemli yönlerini bahsettiğimiz unsurlarla harmanlayarak anlatmıştır. Roman 1921 yılında gazetelerde tefrikalar şeklinde yayımlanmaya başlamıştır. Bundan bir yıl sonra da kitabı basılmıştır. Roman ıssız ve isimsiz bir tekkede geçen esrarengiz olayları konu edinir. Doğaüstü güçlere sahip karakterler ve bu karakterlerin ayrıntılı ruhsal tahlili romanı ilgi çekici hâle getirir. Pek çok gotik unsuru barındıran bu roman her ne kadar bir Fransız romanından uyarlama olsa da Türk edebiyatındaki yeri tartışılmazdır.

Howard Phillips Lovecraft

shecodes

H. P. Lovecraft aynı dönemde yaşadığı Edgar Allan Poe, Ambroce Bierce, Joseph Sheriden Le Fanu ve Arthur Machen tarafından da desteklenmiş bir yazardır. Gotizmin özellikleri ve gelişimi hakkında yazdığı “Supernatural Horror in Literature” adlı eleştirel eserini 1945 yılında yazmış ve edebî hayata adım atmıştır. Küçük yaşta okuduğu Grimm Masalları ve Binbir Gece Masalları sayesinde halk hikâyeleriyle tanışmıştır. Bu da aslında onu gotiğe hazırlamıştır.

En ünlü hikâyesi “Cthulhu’nun Çağrısı” için yazar “Evrenin dehşetle dolu her şeyine baktım.” der. Deniz canlılarına karşı büyük bir fobiye sahip olan Lovecraft bu fobisinin yardımıyla Cthulhu’nun Çağrısını yazar. “Deliliğin Dağlarında“, “Howard Philips Lovecraft: Bütün Eserleri” de onun en bilinen eserlerindendir. Türk yazın dizgisinde Edgar Allan Poe’dan sonra korku edebiyatının en çok okunan öykü yazarı olarak kabul edilir. Cthulhu’nun Çağrısı adlı eserinin arka kapağında şöyle yazar: “Korku ve hayretin kol gezdiği bu öykülerde H.P. Lovecraft, Poe’dan bu yana okuyucuyu en çok şaşırtan yazar olarak, gotik edebiyatın klasik temalardan kendi hayal gücünün ürünü olan bir dizi temaya ürkütücü bir elle dokunuyor.” Lovecraft’ın tuhaf dehşetlerinin ayrıntılı betimlemeleri onun korku hikâyelerini daha da ilgi çekici hâle getirir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar

canva

Gotik tarzının Türk edebiyatına girmesi neredeyse iki yüz yıl kadar sürmüştür. Gotiğin Anglosakson bir kültürün ürünü olmasından kaynaklı belli kültür farklılıkları ortaya çıkar ve İslam dünyası bu kültür öğelerini almak istemez. Gotik edebiyat bireyin bilinçaltına, korkularına, arzularına, doğaüstü olana yönelirken, bu dönem Türkiye’de daha seküler, rasyonalist ve ilerlemeci ideolojiler öne çıkmıştır. Ama belli bir süre sonra Türk yazarlar da gotik unsurları eserlerine katmaya başlamıştır. Dünya edebiyatına kıyasla bizde şeytanlar, vampirler olmaz. Türk edebiyatı gotiğinde karşımıza cin, peri, dev, gulyabani gibi varlıklar çıkar. Edebiyatımızın ilk gotik örneğini Hüseyin Rahmi Gürpınar 1913’te “Gulyabani” adıyla yayımlar. Gulyabani bazı eleştirilere maruz kalmış bir romandır. Roman tam anlamıyla gotik unsurlarla ilerlerken romanın sonunda her şeyin mantıklı bir açıklaması yapılır. Hatta bu yaşanılanların insanların hayal dünyasının bir ürünü olduğu vurgulanır. Gotik eserlerde böyle bir durum mevcut değildir.

Ölüler Yaşıyor mu?” adlı romanı tartışmasız yazarın en göze çarpan ve kusursuz olan gotik eseridir. Gulyabani, Cadı, Mezarından Kalkan Şehit romanlarında zihnin oyunlarını, insanlığın kör inançlarını, batıl inançlarını mizahi öğeler ve korku unsurlarıyla harmanlayarak hikâyesini oluşturmuştur.

Türk edebiyatında birçok korku edebiyatı ustası vardır. Suat Derviş, Cemil Cahit, Ali Rıza Seyfi, Daniş Remzi Korok, Doğu Yücel, Hakan Bıçakçı gibi isimler edebiyatımıza birbirinden eşsiz gotik türde romanlar kazandırmıştır.

Charles Dickens

Charles Dickens of books

Genç yaşta okuduğu gotik romanlardan etkilenen yazar, hemen her romanına gotik unsurları serpiştirir. Ancak Dickens, geleneksel gotik edebiyattan daha farklı bir yol izler. Gotik edebiyatın neredeyse klasikleşmiş karanlık atmosfer, doğaüstü korku, eski ve çürüyen mekânlar, psikolojik gerilim gibi ögelerini alır ancak olduğu gibi sunmaz. Bunları toplumsal eleştiri ve karakter gelişimiyle birleştirir. Onun için gotik, basit bir korku yaratmak için değil, toplumun gerçeklerini, insanoğlunun karanlık yönlerini anlatabilmek için bir araçtır. Bilinmeyen kimlikler, aile sırları, geçmişte yapılan günahların bugüne etki etmesi gibi konular yazarın hemen her romanını oluşturan mevzulardır. Gecekondu mahallelerinin kasvetli tasviri, huzursuzluk, gölgeler, sis onun gotik atmosferini oluşturur.

Gotik türe örnek verebileceğimiz romanlarından biri “Great Expectations (Büyük Umutlar)” dır. Roman Londra’da geçer. Başkarakter Pip‘in mezarlıkta yaşadıklarıyla roman başlar ve karakterin kimlik arayışı ve sınıf çatışmalarıyla beraber diğer gotik ögeleri de içerisine katarak devam eder. Bir diğer roman tamamlamamış olduğu ” The Mystery of Edwin Drood (Drood’un Sırrı)” gotik kültüre en uygun eseri olarak görülür. Roman cinayet, sırlar, saplantı gibi gotik ögeler içerir. Bu eseri “gothic mystery” geleneği altında değerlendirilebilir. Yine “Sinyalci” adlı kısa hikâyesi karanlık bir ruh hâlini güzel yansıtan örneklerdendir. Bir demiryolu sinyalcisinin başından geçen korkutucu ve merak uyandıran hikâyesini anlatır. “Bleak House (Kasvetli Ev)” adlı romanını da bu kategoride sayabiliriz. Kasvetli Ev romanında Londra’nın sürekli sisli ve karanlık atmosferi bizi karşılar. Yozlaşma, ahlaki çöküş, korku ögeleriyle toplumun adaletsizliklerini betimler.

Stephen King

canva

Çağdaş edebiyatın en önemli korku yazarlarından biri olan King, gotik gelenekle iç içedir. Fakat bunu okuyucuya modernleştirerek, psikolojik bir derinlikle anlatır. Daha çok korku, gerilim, fantastik ve psikolojik korku yazarı olarak anılır. Ancak gotik unsurlar eserlerinde belirgin bir şekilde görülür. Karanlık mekânlar, doğaüstü tehdit, geçmişin gölgeleri, delilik, aile sırları, içsel korkular gibi… Klasik gotik edebiyatından farklı olarak onun eserlerinde hayaletli köşkler yerine sıradan evler, küçük kasabalar, karakterlerin bilinçaltları gotik korkunun mekânı olur.

Korku, gerilim, polisiye, bilim kurgu, doğaüstü kurgu, fantezi türlerindeki eserleri sadece kitap olarak kalmamış birçok film ve dizilere de uyarlanmıştır. “Carrie” adlı romanında başkarakterin bastırılmış duyguları ve çevresindekilerin aşırı dinî baskısı gotik edebiyatın psikolojik baskı, günah ve içsel çatışma temalarının modern bir yansımasıdır. “Salem’s Lot (Korku Ağı)” romanı için modern bir Dracula yorumu diyebiliriz. Gotik bir vampir romanıdır. “Bag of Bonesadlı eserinde sürekli ürkütücü vizyonlar gören Mike Noonan adlı karakterimiz karısının ölümünü de rüyasında görür. Gotik edebiyatın önemli özelliklerinden bir tanesi de kabuslardır. Kabuslar genelde haberci özellik taşırlar, bir şeylerin alametidirler.

Anne Rice

atolye.kalemkahveklavye

Modern gotik edebiyatın ustalarından olan Anne Rice benim bu yazarlar arasında en sevdiklerimdendir. Özellikle vampir temalı hikâyeleriyle öne çıkan bir yazardır. “The Vampire Chronicles (Vampir Günlükleri)” adlı serisi onun en bilinin eserlerindendir. Beyazperdeye de uyarlanan bu seri 18. yüzyılda yaşayan Fransız asilzadesi Lestat de Lioncourt adlı vampir olan başkarakterin yaşamını anlatır. Klasik bir vampir hikâyesi demek haksızlık olur. Çünkü tarihî unsurları da barındıran bu eserin realist de bir tarafı vardır. Rice’ın vampir karakterleri biseksüel özellik taşır, onların aşkları cinsiyetin ötesinde bir aşktır. Çünkü ona göre vampirler insan olmadıkları için toplum normlarının dışındadır. Yani toplumun beklentilerine ve kurallarına, dayatmalarına uymak zorunda değildirler.

paslanmazkalem

İlk kitabı “Interview with the Vampire (Vampirle Görüşme)” 1976’da yayımlanmıştır. Yazdıkları genellikle zengin ve ayrıntılı tasvirlerle bezenmiştir. Kitaplarının içeriğine baktığımızda karşımıza sadece gotik ögeler çıkmaz, aynı zamanda felsefi bir bakış açısı ve tarihî unsurlar da onun eserlerinde gördüğümüz özelliklerdendir.

Bram Stoker

canva

Viktorya dönemi yazarı olan Bram Stoker, 18.-19. yüzyıl gotik edebiyatının temalarını psikanaliz, ahlaki kaygılar, cinsellik gibi yeni dönem fikirleriyle harmanlayarak okuyucuya sunmuştur. Romanlarında karakterlerin iç dünyalarını ayrıntıyla anlatır. Eserlerindeki gotik unsurları korkuların ve arzuların simgesi hâline getirir. “Dracula” bu alandaki eserlerin mihenk taşlarından biri olarak kabul görür. Bu eser gotiğin bütün özelliklerini taşır. Harabeler, şatolar; karanlık, melankoli, doğaüstü güçler; vampir figürü; ölüm, hastalık; psikolojik gerilim; yarasa, kurt, sis gibi doğa ve hayvan figürleri… Sadece gotiğin motiflerini içermekle kalmaz aynı zamanda tarih boyunca insanlığın kafasını kurcalayan ulusal sınırlar, kimlik bunalımı, ölümsüzlük arzusu, cinsellik, bilimsel ilerlemeyle beraber modernliğe karşı duyulan bilinçaltı korkuları gibi kaygıları da içinde barındırır. Bram Stoker’ın gotik eserleri Dracula ile sınırlı değildir. “The Jewel of Seven Stars (Yedi Yıldızın Mücevheri)” ve “The Lair of the White Worm (Beyaz Solucanın İni)” adlı eserleri de vardır.

Oscar Wilde

canva

Aslında Oscar Wilde gotik edebiyat yazarı değildir. Daha çok çöküş edebiyatı ve estetikçi bir edebî kişiliği vardır. Ancak yazarın “The Picture of Dorian Gray (Dorian Gray’in Portresi)” adlı eseri gotiğe iyi bir örnek oluşturur. Colin Firth ve Ben Barnes‘ın başrollerini paylaştığı bir de beyazperde uyarlaması vardır. Onun gotik anlayışı bu alanın klasik yazarları gibi değildir. Gotiği ironik, estetik ve entelektüel bir bakışla okuyucuya sunar. Bu roman Viktorya döneminde yazılmış bir eser olsa da gotik edebiyatın modern bir temsilidir. Karanlık estetik, ahlaki çöküş, ruhsal çözümleme ve doğaüstü unsurları içinde barındıran bir eserdir. İçerdiği gotik ögelere bakacak olursak; kitabın isminde bile karşımıza çıkan portre, gotik romanlarda sık görülen lanetli nesne örneğidir. Günahlar ve ahlaki çürüme, gizli odalar ve yasak bölgeler, çifte benlik (double self / doppelgänger), ölüm, karanlık zevkler, tehlikeli güzellik… Ve roman trajik bir sonla biter. Dorian Grey portresini yok etmeye çalışırken kendisini yok eder. Bu durum ise klasik bir gotik motiftir: “Karanlıkla yapılan anlaşmanın bedeli ödenir.” Onun gotiği: “Güzelliğin karanlık yüzüdür.”

Ann Radcliffe

canva

Aşk hikâyesi türünde yazdığı “The Castle of Athlin and Dunbayne (Athlin ve Dunbayne Şatoları)” ve “A Sicilian Romance (Sicilya’da Bir Aşk Hikâyesi)” adlı ilk romanları isimsiz bir şekilde basılmıştır. Onu gotik tarzın kraliçesi yapan eseri ise Sicilya’da geçen bir aşk hikâyesini konu edinen “The Romance of the Forest (Ormanda Aşk)” adlı eseri olmuştur. Gotik edebiyatın klasiklerinden biri olan The Romance of the Forest, Ann Radcliffe’in kendine has kullandığı birçok temayı ve tekniği barındırır. Romanda kasvetli mekanlar, sırlar, gizemler ve Radcliffe’e özgü “açıklanmış doğaüstü” diye adlandırdığı tekniği de vardır. Romanlarının genelinde bütün olan doğaüstü olaylar bir gerçeklikle açığa çıkar. Bu yaklaşıma “explained supernatural (açıklanmış doğaüstü)” adını verir. Daha çok kadın merkezli eserler veren yazar hemen hepsinde erdemli, hür ve zeki kadın karakterlere yer verir. “The Mysteries of Udolpho (Udolpho Gizemleri)“, “The Italian (İtalyan)” adlı eserlerini de saymadan geçemeyiz. Bu romanlar yazarın ününü daha çok artırmış, pek çok ülkede tanınmasını sağlamıştır.


Kaynakça:

Özkaracalar, Kaya. Gotik. İstanbul: L&M Yayınları, 2005.

“Gotik Edebiyatı ve Türk Gotiği – Poe’dan Gürpınar’a Uzanan Yolun Gulyabanisi”. Madalyonun Bilinen Yüzü. Youtube. Erişim tarihi: 09.06.2025.

“The Top 10 Elements of Gothic Literature”. invaluable.com. Web. Erişim tarihi: 10.06.2025

“Anne Rice” vampirechronicles. Web. Erişim tarihi: 13.06.2025

Öne çıkan görsel: chatGPT – promt: Edgar Allan Poe’yu gotik bir kral, Bram Stoker ve Anne Rice’ı bir vampir, Ann Radcliffe gotik bir kraliçe ve Mary Shelly’i de gotik prenses. Görselin renk paleti koyu tonlarda olmalı (mor, siyah, bordo, gri gibi renkler). Gotik atmosfere uygun doğa unsurları ve gotik karakterler

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.