“Belki büyük bir fırtınanın ortasındasındır. Dalgalar küçük kayığının üzerinden geçiyordur. Küreklerin kırılmak üzere. Belki de yapman gereken kayıktan inmek. ”
Good Will Hunting, Türkçe adıyla Can Dostum 1997’de vizyona giren Gus Vant Sant’ın yönetmenliğinde ABD yapımı drama filmidir. Senaryosunu Matt Damon ve Ben Affleck’in üstlendiği ve başrolünde Robin Williams’ın oynadığı Oscar ödülüne sahip olan bir filmdir. Başkarakter Robin Williams filmde sergilediği performansla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçilerek Oscar ödülüne layık görülmüştür.
Filmin başkarakteri olan Will, normal IQ seviyesinin üzerinde bir zekâya sahiptir. Bunun ona doğuştan verilen bir yetenek olarak görsek bile Will’e içsel olarak bir çok sorun yaşattığını filmin ilerleyen dakikalarında görebiliyoruz. Will MIT‘de akşamları temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Okuldaki profösörlerden biri öğrencilere çözmesi için oldukça zor bir problemi koridordaki tahtaya yazar. Bu problemi çözmeleri neredeyse imkansızdır. Will bir akşam temizlik yaparken tahtadaki problemi kolaylıkla çözer. Ancak kimse problemi kimin çözdüğünü bilmiyordur. Ayrıca burada film boyunca Will’in kendini kanıtlamaya ya da üstün zekasını herkese gösterme gibi bir çabasının olmadığını görüyoruz. Bir başka zamanda başka zorlu bir matematik problemi aynı profesör tarafından tahtaya yazılır. Bu kez Will problemi çözerken profesöre yakalanır ve keşfedilir.
Çeşitli suçları olan Will’i en sonunda bir kavga sebebiyle tutuklarlar ve hapis cezasına çarptırırlar. Will’i hapisten kurtarabilecek tek kişi vardır; matematik profesörü Gerald Lambeau. Profesörün iki şartı vardır: Haftada iki gün profesöre gözükecek ve terapiste gidecektir. Profesör de bunları raporlayıp mahkemeye gönderecektir. Will üstün zekalı bir genç olmakla birlikte sorunlu da biridir. Profesör bunun için onun terapiye gitmesi gerektiğini biliyordur. Will terapiye gitmeyi kabul etmek istemese bile hapishaneye girmemek için bu teklifi kabul etmek zorunda kalır. Birçok psikolog Will’i umutsuz vaka, serseri hatta zaman kaybı olarak görür. Profesör son çare olarak okuldan arkadaşı olan psikoloji profesörü Sean‘a gider. Profesör Sean, Will’e umut olacaktır.
Filme Will ve sorunları boyutundan bakacak olursak hep birlikte zaman geçirdiği 3 sağlam dostu vardır. Will yetim bir çocukluk geçirdiği için arkadaşlarını ailesi yerine koymuştur. Filmin sonlarına yaklaştığımız zaman Will’in çocukken ailesinden şiddet gördüğünü anlarız. Bu yüzden hayatında neredeyse kimseye güvenememekte, en sevdikleri en başta terkettiği için de terkedilme korkusu yaşamaktadır. Will filmin ortalarında çok güzel ve zeki bir kız olan Skylar’a aşık olur ancak yaşadığı bu korku ondan istemsizce uzaklaşmasına neden olur. Sean karakterini onun bu durumunu filmde şöyle açıklamıştır: “Çünkü başına gelen ilk şey onu sevmesi gereken kişiler tarafından terk edilmek oldu. İnsanları kendisine yaklaşmaya fırsat vermeden uzaklaştırıyor. Buna savunma mekanizması denir.”
Will psikolog Sean’in ofisine düzenli olarak gitmeye başlamış fakat konuşmamakta ki ısrarı ve zor bir genç olması aralarındaki iletişimi zorlaştırnıştır. Ancak Sean Will’e yardım etmeyi kafasına koyan ve pes etmeyen biridir. Will’e üst düzey şirketlerden iş teklifleri gelmeye başlar fakat o bu tekliflerin yol açabileceği sonuçları düşünerek teklifleri kabul etmek istememektedir. Kız arkadaşı ile her şey çok güzel ilerlerken, Skaylar Will’in onunla birlikte Kaliforniya’ya gelmesi için teklifte bulunur. Ancak Will’in savunma mekanizması tekrar devreye girer ve kız arkadaşını kendinden uzaklaştırır ve Skaylar tek başına gider.
“Mükemmel değilsin. Seni şüpheden kurtarayım tanıştığın o kız da mükemmel değil. Asıl soru birbiriniz için mükemmel olup olmadığınız. Önemli olan bu. Dünyadaki her şeyi bilebilirsin ama bunu öğrenmenin tek yolu denemektir. ”
Will’in Profesör Sean’ın yanına son kez gittiği sahnede geçmişiyle yüzleşmesini ve her şeyin çözülmesini izleriz. Profesör Sean, Will ile ilgili birçok bilginin olduğu raporu göstererek: “Will, ben çok şey bilmem. Bunu görüyor musun? Tüm bu saçmalıkları. Senin suçun değil…” Bu sahnede Will’in suçluluk psikolojisinden kurtulup, içsel özgürlüğüne kavuşmasını ve yeni bir hayata başlamasına tanık oluruz. Will artık kendini bulmuştur.