Gönüllerin Huysuz Virjin’i: Seyfi Dursunoğlu 

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Huysuz Virjin, Drag Queen, Oyuncu, Şarkıcı, Dansçı, Sunucu…

 Seyfettin Dursunoğlu olarak 1932 yılında Trabzon’da dünyaya gelmiştir. Kalabalık bir ailede büyüyen Seyfi’nin bakımını daha çok ablası üstlenmiştir. Seyfi annesini temiz kalpli yufka yürekli biri olarak, babasını da çok çocuklu bir ailede büyümesinden dolayı çocuklarına karşı despot biri olarak görmüştür. Seyfi henüz 5-6 yaşlarındayken doğduğu şehir Trabzon’dan, İstanbul’a taşınmıştır.  

 İstanbul’ da geçen zaman içerisinde ilkokulu bitirmiş, ablası evlenmiştir. Eniştesinin bir subay olması üzerine babasının isteği doğrultusunda Heybeliada Askeri Deniz Lisesinin sınavlarına girmiştir. Subay olmak istemeyen Seyfi giriş sınavlarında bilerek çoğu soruya yanlış cevap vermiş, yine de Deniz Lisesine kabul edilmiştir. Bu bölümde de pek hevesli olmayan Seyfi, okul hayatında da bile isteye birkaç dersten kalmış ve okuldan ayrılmak durumunda kalmıştır. Bunun üstüne istediği Boğaziçi Lisesine gidip buradan mezun olmuştur. Üniversitede İngiliz Filolojisi bölümünü okurken maddi sıkıntılar ve babasının iflas etmesi üzerine okulu bırakmak zorunda kalmıştır.
Askerliğinin gelmesi üzerine askere giden Seyfi, askerden döndükten sonra 18 yıl çalıştığı SSK’da memur olarak işe başladı. Kendini memuriyet döneminde çok çalışkan bir memur olarak adlandıran Dursunoğlu, geçim sıkıntısı yüzünden o dönemler terzilikle de uğraştı. Sorumluluk sahibi, çalışkan biriydi. 1970 yılına kadar da memuriyet görevini sürdürdü.
 

Huysuz Virjin olma yolunda adımlar… 

 O dönem az para kazan Seyfi, daha çok para kazanabilmek için birkaç kişinin vasıtasıyla Beylerbeyi Kültür Cemiyetine katılmıştır. Burada Virjin lakabını edinen sanatçı, arkadaşlarının da önerileriyle sahnede yer aldığı performanslarına uygun Huysuz mahlasını da kullanarak Huysuz Virjin olmuştur. Haldun Dormen’ in isteği üzerine kadın kılığına girerek Marlene Dietrich’ i olarak canlandıran sanatçı, seyircinin olaya tepkisi üzerine kendi ruhuna dönüp bir şarkı söylemiş ve seyircinin beğenisini kazanmıştır.  

Zeki Müren’le sohbet… 

 Bir gün ilkokul arkadaşı Zeki Müren’in sahne şovunu görmek istemesi üzerine ortak bir arkadaşları vasıtasıyla gösterisini izlemeye gelir. Gösteriden sonra Zeki Müren’le yeniden bir araya gelen sanatçı bu dolu dolu sohbetin üzerine sanatçı olmaya karar verir.  

 Kendi ayakları üzerinde durmaya başlayan sanatçı kendini bodrum katının prensi olarak adlandırmıştır. Memurluk görevinden ayrılmış, yaptığı mesleği komedyenlik yapmak üzerine kantoyu basamak olarak adlandırmaktadır. 

Sanatçı, Huysuz Show çalışmasıyla tanınmaya başalandı. Önce küçük kulüplerde sahneye çıkmaya başlayan sanatçı ünü yayıldıkça daha büyük kulüplerden teklif almaya başladı. Her yıl İzmir Fuarında sahneyi Türkiye’nin en büyük solistleriyle paylaştı. Öztürk Serengil’den TRT’de bir programda jüri üyesi teklifinin gelmesi üzerine televizyon kariyeri başlamış oldu. Yaptığı kadın tiplemesi ve kantolarıyla beğenilen sanatçı sunuculuk kariyerine de devam etmiştir.

Yer aldığı programlar: 

  • Huysuz ve Tatlı Kadın (1997-1998) 
  • Huysuz Şimdi Hostes (1998) 
  • Huysuz Show (1998) 
  • Popstar Türkiye (2004) 
  • Huysuz’ la Görücü Usulü (2008) 
  • Dans Eder misin? (2005- 2011) 
  • Benzemez Kimse Sana (2012-2015) 

Bununla birlikte film ve dizilerde rol almıştır. Bunlar: 

  • Sarhoş (1977) 
  • Nokta ile Virgül Paldır Küldür (1979) 
  • Melek Yüzlü Cani (1986) – Seyfi 
  • Avrupa Yakası (2005) – Süheyla (50. bölüm) 
  • İmkansız Aşk (2006) – Komşu (3. bölüm) 

  Sanatçının ilk ve tek plak albümü olan 12 şarkılık Huysuz Virjin 1970’te çıkmıştır.

Huysuz Virjin plak albümü şarkı listesi :

Drag Queen Show… 

 Drag Queens, güldürü amaçlı bir erkeğin kadın kıyafetleri giyip kadın gibi davranarak yaptığı bir şov olarak görülebilir. Toplum olarak bakıldığında aslında Seyfi Dursunoğlu’nun toplumun katı kurallarına karşı çıkarak, alışılmış olanın dışında bunu yaparak şov dünyasında hem yeni kapılar açmış hem de kendini sevdirmeyi başarmıştır.

 Yaptığı şovlarla gazinoculuk ve Türk televizyonlarında adeta farklı bir akımın öncüsü olmuştur. Yapmış olduğu tipleme ile diğer tiplemelere renkli neşeli, şen-şakrak yeni bir hal kazandıran sanatçı bir daha sahnelerde göremeyeceğimiz gösteriler sunmuştur. Ne yazık ki ilerleyen zamanlarda yaptığı şovlar sansür engeline takılmış ve programları yayından kalkmaya başlamıştır. Bu olaya çok üzülen sanatçı yaptığı sanatla ilgili olarak şu şekilde konuşmuştur; 

”Türkiye’de böyle bir olayı kabul ettirmektir benim için mühim olan, ben bir erkek kılığında kadın tiplemesini sevdirdim insanlara, sevilmesi zor olan şeyi sevdirdim.’’

 Bunun üzerine Seyfi Dursunoğlu 40 sene yaptığı Huysuz Virjin karakteri ile ardında güzel anılar ve sahne şovları  bırakarak vedalaşmış ve bunu kendini anlattığı Huysuz Virjin Belgeseli ile de şöyle açıklamıştır:  

 

 Mütevazi bir yaşantı süren Seyfi Dursunoğlu, son yıllarda KOAH hastası nedeniyle yoğun bakımda gördüğü tedavi sırasında yaşam savaşına yenik düşerek 17 Temmuz akşam üzeri 87 yaşında hayatını kaybetti. 

Bize bıraktığı güzel anıların üstüne tüm mirasını Türkan Saylan’ın kurduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine (ÇYDD) bırakmış ve bedenini de kadavra olarak tıp fakültesine bağışlamıştır.

1990-2010 yıllarında kendine özgü espirileriyle, nazik konuşması ve kafa yapısıyla komedi kültüründe yeni kapılar aralayan, bize güzel anılar bırakan, renkli şen şakrak Huysuz Virjin karakteriyle Türk toplumundaki tabuları yıkan kendine has güldürü tarzıyla ve şovlarıyla gönüllerimizde yer edinmiştir. Dünyanın bir daha onun gibi birine kavuşamayacağı kanaatindeyiz.

Hoşça kal Türkiye’nin Drag Queen’i, Hoşça kal Huysuz Virjin, Hoşça kal 

 Seyfi Dursunoğlu… 

spot_img
Bahar Teğin
Bahar Teğin
her gün biraz daha ölüyoruz azizim.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!