16-17 Şubat tarihlerinde, İstanbul Atatürk Kültür Merkezinde, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sergilediği Gökkuşağının Sonu adlı oyun izleyiciler ile buluştu. Peter Quilter’in yazdığı, Nazlı Gözde Yolcu’nun ise Türkçeye çevirdiği bu oyunda Judy Garland‘ın yaşamının son dönemine tanık olduk. İzlediğimiz bu muhteşem oyun sonrası Judy Garland’ın yaşam öyküsünü sizlerle de paylaşmak istedik.
Frances Ethel Gumm ya da sahne adıyla Judy Garland 1922 doğumlu Amerikalı aktris ve şarkıcıdır. Judy sinema filmlerinde oynamadan önce kız kardeşleri ile birlikte kurdukları “The Gumm Sisters” adlı grupta sahne almaktaydı. Diğer kardeşleri arasında yeteneğiyle daha ön plana çıkması babası tarafından fark edilmişti ve babası onu sinema filmleri için seçmelere götürmüştü. Seçmelerde büyük bir beğeni kazanan Frances adına annesi, MGM ile bir sözleşme imzalamıştı. Sözleşme imzaladıktan kısa bir süre sonra Garland’ın babası öldü. Garland, daha sonra “Batı’nın Gerçek Kötü Cadısı” olarak adlandırdığı annesi ile baş başa kalmıştı. Vodvil sanatçısı olan annesi Ethel Marion Milne, küçük yaşlarda daha fazla enerjik olması için onu ilaçlarla tanıştırmış ve büyük bir bağımlılığın fitilini ateşlemişti. Günde ortalama on sekiz saat çalışmaya başlayan Judy, stüdyonun sanki bir malı haline gelmişti. Hiçbir insanın çalışmaması gereken şartlarda küçük bir çocuk olarak onlarca hap alarak çalışıyordu.
Oz Büyücüsü‘nde oynadığı Dorothy Gale rolü ile şöhreti yakaladığı ve Akademi Ödülü kazandığı 16 yaşındaki rüzgarlı ve harika Dorothy Gale imajı, Hollywood’un bir simgesi haline geldi. Bir sembol olarak yaşamak onun için oldukça zordu. Başlangıçta Shirley Temple’ın Dorothy rolünü oynaması gerekiyordu, bu yüzden yapım ekibi Garland’ı olabildiğince genç göstermeye çalıştı. Bu rol için kilo vermesi gerekiyordu. Onu tavuk çorbası, sade kahve, 80 sigara, diyet hapı ve amfetamin diyetine soktular. Belinde sürekli bir korse olması gerekiyordu ve burnu protezle yapıştırılmıştı. Bu yaratılan imaj ne yazık ki Garland’ın hayatının sonuna kadar onunla kaldı. Garland 1940’ta James Reid’e şunları söyledi:
“Sanırım bazıları saç örgüsü takmadığım, Dorothy gibi giyinmediğim ve on bir ya da on iki yaşında olmadığım için bana oldukça kızgın.”
Get Happy: The Life of Judy Garland‘ın yazarı Gerald Clarke, Judy Garland biyografisinde (The Seattle Times aracılığıyla) yıldızın stüdyoda cinsel tacize maruz kaldığını açıkladı. Yaşamının ilerleyen yıllarında da Judy pek çok kez cinsel tacize maruz kaldığını ve her seferinde kariyerinin mahvedilmesi ile tehdit edildiğini söylemişti.
Yaptığı evlilikler de Judy Garland‘ı maddi ve manevi anlamda çok yıpratmıştı. İkinci evliliğinde kızı Liza Minelli dünyaya gelmişti fakat bu dönemde aldığı ilaçlar etkisi ile paranoya ve dengesiz davranışlar gibi sıkıntılar yaşamaya başlamıştı. Liza dışında Lorna ve Joey adlı iki çocuğu daha olmuştu.

1968 yılında bir seri konser için geldiği Londra’da ölümüne kadar kalır. Son konseri 25 Mart 1969 yılında Kopenhang’daydı. Londra’daki evinde kazara aşırı dozda barbitüratin alarak hayatının sonuna geldiğinde sadece 46 yaşındaydı.
46 yıllık yaşamına büyük bir şöhret ve pek çok ödül sığdırdı fakat bunların hiçbiri onun aramızdan erkenden ayrılmasına engel olamadı.
“Bir gün bir yıldız olmayı diliyorum
Ve bulutların ardımda kaldığı bir yerde
Uyanmayı diliyorum
Üzüntülerin eriyip gittiği
Bacalardan da yüksekte bir yerde
İşte beni orada bulacaksın”
Kaynakça
- refinery29.com
- thelist.com
- “Gökkuşağının Sonu” T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü.
Emeğinize sağlık, bilgilendirmeler için teşekkür ederim.