Goethe’nin Faust Tragedyası Üzerine Kimlik ve Karakter Meselesi

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

“Ve sarılmaz kimse kavuşunca arzuladığına, arar daha fazla arzuladığını budalaca.”

Faust, 1749–1832 yılları arasında yaşamış olan Johann Wolfgang von Goethe’nin yazdığı, aynı zamanda Almanların en önemli eseri olarak adlandırılan iki bölümden oluşan bir eserdir. I. bölümü 1807 yılında, II. bölümü ise 1832 yılında yayımlanmıştır. Faust, Tanrı ve şeytan arasındaki bir diyalogla başlar. Şeytanın tepkisini dile getirmesi üzerine Tanrı ve şeytan (Mefistofeles) iddiaya girer. Şeytan, Faust’u yoldan çıkaracağına inanır ve bunu ispatlaması için yeryüzüne gönderilir. Roman; toplumsal bir düzen çerçevesinde ortaya çıkan karakterlerden ve mekanlardan kurgulanmıştır. 

Faust’un Konusu 

Kitabın birinci bölümü, ikinci bölüme göre daha anlaşılabilir bir dilde yazılmıştır. Faust’u kendi tarafına çekmeyi amaçlayan Mefistofeles, Faust’un dünyadaki yol göstericisi konumundadır. Bu bağlamda roman, bireyin açgözlülük ve bencillik duyguları karşısındaki zayıf tutumuna dikkat çekmektedir. 

Faust Tragedyası Üzerine Kimlik Meselesi

“Doyurmuyor hiçbir zevk onu, yetmiyor ona hiçbir mutluluk, koşup duruyor böylece peşinde değişken biçimlerin; Şu son, kötü, boş ân’ı, durdurmak istiyor zavallı. Karşı koyan bana öylesine güçlü, yeniliyor zamanın hükmüne; yatıyor ihtiyar burada yığılmış kumlara! Duruyor saat”(Goethe, 2013, s.552).

Faust, sahip olduklarının dışında aradığı mutluluğu bulmak amacıyla şeytanla anlaşma yapmayı kabul eder. Dünyevi arzuların peşinde koşmanın ve kimlik arayışının vurgulandığı ve bu bağlamda, değişim ve dönüşüm sürecinin de yansıtıldığı önemli bir tragedya örneği olmaktadır. Yalnızca bir bireyin değil belli bir insan topluluğunun kimlik arayışı yansıtılmaktadır. İkinci bölüm, temelde Mefisto ve Faust’un birinci bölümden farklı olarak gelişen olayların yer aldığı gerçeklikten uzak, birçok karakteri de içinde barındıran bir bölümdür. Faust, her çıktığı yolculukta aşkı bulmayı amaçlar. Bu bağlamda, romanda ”üç kadın sembolü’’ önemli bir nokta olmaktadır. Birinci bölümde yer alan Gretchen iyiliği, ikinci bölümde yer alan Gloriosa hakikati ve Helena ise güzelliğin simgesidir. Özellikle, Helena’ya aşık olmasıyla başlayan olayların merkezinde yine aşk tutkusunun vurgulanması yatar. 

Faust, Mefistofelesle girdiği diyalogların çoğunda hep daha fazlasını istediğini vurgulamaktadır. Yine aynı bölümün bir başka diyalogunda Faust, “Var hala büyük işler yapmak için yer yeterince. Başarılacak şaşırtıcı işler! Seziyorum güç kendimde cesurca girişimlere.” (Goethe, 2013, s. 492) şeklinde bir isteğini dile getirmektedir. Yeryüzündeki amacı hep daha fazlasına ulaşmak olan Faust, aç gözlülük ve bencillik duygularından kurtulamamıştır. Ek olarak, bir emele ulaşmanın kendi iradesiyle mümkün olamayacağını düşünen Faust, birinci bölümde anlaşma yaptığı Mefistofeles’le beraber yolculuklarını sürdürmeye de devam etmektedir. Faust, belli duyguların ve simgelerin vurgulandığı ve bunların diyaloglarla aktarıldığı bir tragedyadır. İkinci bölüm, dert, yoksunluk, yoksulluk ve borç gibi simgelerin vurgulandığı önemli bir noktadır. Dert, Faust ile karşı karşıya geldiğinde bir hayalet simgesi olarak onun karşısına çıkmaktadır. Bir yolculuk hikâyesiyle başlayan ve modernizmin yansımalarını da içinde barındıran bir tragedya olarak aktarılmaktadır. Bu bağlamda, şeytan başarılı olamaz. Faust, bir günahkar olarak ölmeyi ve affedilmeyi bekleyen bir birey olarak, mücadelesine son vermeyi kabul eder. 1770’ten 1831 yılına kadar bir yazım süreci devam eden önemli bir eser olan Faust’un birinci bölümü, 1806 yılında yayımlanırken, ikinci bölümü 1832 yılında yayımlanmıştır. İnsani bedenler üzerinden aktarılan belli kimlikler eserin önemli noktalarını oluşturmaktadır.  İyiliğin ve kötülüğün bir arada olduğu, ahlaki değerlerin göz önüne serildiği bir tragedyadır. Şeytan ile insanın çıkar anlaşmasıyla başlayan yolculuk, ikinci bölümde daha karışık bir hal alarak anlaşılması daha güç bir hale gelmektedir. 

 

Kaynakça
 Alperen, A. (2009). Goethe Faust ve İslamiyet. Eskiyeni Dergisi. (14). 105-111.

Anık, M. (2020). Modern Bireyin Bencilliği ve Açgözlülüğü: Faust Ekseninde Bir Edebiyat Sosyolojisi Analiz. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22 (4), 1480- 1495.

Goethe, J. W. (2013). Faust, Çev: İclal Cankorel, Ankara: Doğu Batı Yayınları.

Güldürmez, S. (2017). Faust’u gölgesinden Seyretmek yahut Modernizm Bağlamında Faust’a Dair Bazı Dikkatler. Turkish Studies12 (15), 324- 343.

Özgör, C. O. (2020). Hikaye Anlatımı Olarak Görsel Sanatlarda Faust. Journal of Interdisciplinary and Intercultural Art5 (10), 21-32. 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks