Göç Sosyolojisi Nedir? Güncel Sorunlar ve Çözüm Yolları

Merve Nur Doğan
Merve Nur Doğan
siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler öğrencisi.
Editör:
Esmanur Göçmen Onay
spot_img

Göç, tarih boyunca savaşlar, doğal afetler, yoksulluk, işsizlik gibi sebeplerle meydana gelen ve bireylerin ya da toplulukların gönüllü veya zorunlu olarak yer değiştirmesiyle gerçekleşen bir olgudur. Bu süreç, yalnızca mekânsal bir değişiklik değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel değişimleri de beraberinde getirir. Küreselleşmeyle birlikte göçler daha karmaşık hale gelmiş hem göç alan hem de göç veren toplumlar üzerinde derin izler bırakmıştır. Ayrıca göç, kişilerin fiziksel varlıklarının yanı sıra kültürel birikimlerini ve hayallerini de yanlarında taşımalarına ve yeni bir sosyalleşme sürecine girmelerine sebep olur. Göç, bireylerin alıştıkları çevreyi terk edip bazen risk dolu bir yolculuğa çıkmalarını gerektirebilir ve bu süreç itici ve çekici faktörlerin etkisiyle şekillenir. Göç sosyolojisi ise, bu çok boyutlu sürecin dinamiklerini anlamaya ve yorumlamaya çalışır (Adıgüzel 3).

Göç Sosyolojisine Genel Bir Bakış

Göç sosyolojisi nedir? pinterest.com

Göç sosyolojisi, insanların göç hareketlerini, bu süreçte karşılaştıkları zorlukları, uyum süreçlerini ve göçün bireyler ile toplumlar üzerindeki etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Göç, bireylerin sadece mekân değişikliği yapmış olmasıyla sınırlı değil, aynı zamanda bu süreçteki sosyal ilişkileri, kültürel etkileşimleri ve toplumsal dönüşümleri üzerinde derin etkiler bırakır. Göç sosyolojisi, bu çok boyutlu süreci anlamaya yönelik olarak göçün nedenlerini, süreçlerini ve sonuçlarını farklı perspektiflerden ele alır (Castles & Miller). Göç, karmaşık yapısı nedeniyle birçok disiplinin çalışma alanına girmekle beraber; gönüllü\zorunlu, iç\dış, geçici\kalıcı, düzenli\düzensiz ve bireysel\kitlesel olmak üzere de birçok farklı türe ayrılmaktadır. Ayrıca, hukuki anlamda da mülteci, şartlı mülteci, sığınmacı, ikincil koruma gibi bir sürü farklı statüden de değerlendirilir.

Göç kavramının ve anlamının ne olduğu kadar, bu süreçte ortaya çıkan kimlik ve kültürel etkileşim de üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Göçmenlerin hem kendi kültürel kimliklerini koruma çabaları hem de yeni topluma uyum sağlama süreçleri, bireyler ve toplumlar arasındaki dinamikleri anlamak açısından büyük bir önem taşır. Göçmenler, yeni bir bölgeye yerleştiklerinde kendi kültürel özelliklerini ve sosyoekonomik statülerini de beraberinde getirirler. Başlangıçta güvenlik sorunları gibi sebeplerle, genellikle diğer topluluklarla etkileşimlerini sınırlayarak kendi kültürlerini korumaya çalışırlar. Zamanla, toplumla etkileşimlerini artırarak, kendi kültürleri ile göç ettikleri toplumun kültürünü sentezleyerek yeni bir kimlik ve kültür yaratmaya çalışırlar. Ancak bazı alt kültür grupları, kendi kültürlerini koruyarak grup dışı etkileşimlerden uzak durmuş ve küreselleşmeye karşı tepki göstermiştir. Göç, bu gruplar için genellikle zorunlu bir durumdur ve çok kültürlü yapının bir parçası olsalar da bu üst kimliği benimsemek istemezler. Çünkü bu gruplar kökenlerini koruma eğilimindedirler. Göçmenler, başlangıçta hayatta kalabilmek için gruplarına bağlı kalmış olsalar da zamanla ana toplum ve diğer alt kültür gruplarıyla etkileşimleri sonucunda imgeler ve kavrayışlarında bir dönüşüm yaşar ve hibrit kimlik inşa süreci başlar.

Hibrit kimlikler, günümüzde en çok göçmen gruplar arasında görülmektedir. Göçmenlerin ana toplumla ilişkilerinde iki ana sorun öne çıkar: birincisi kimlik bunalımı, bu duruma çözüm olarak hibrit kimlikler ortaya çıkmıştır; ikincisi ise aidiyet duygusudur (Çağırkan 2615-2616). Hibrit kimlik, kişinin ait toplumun kültürü ile yaşadığı toplumun kültürünü sentezleyerek özgün bir kimlik ortaya koymasıdır. Ancak bu süreç asimilasyona da evrilebilir ve bireyler kökenlerinden uzaklaşarak tamamen mevcutta yaşadığı toplumun değerlerini benimseyip onları özümseyebilir. Göçmenler tüm bu kimlik müzakereleri süreçlerinde hem kendi kökenlerini hem de yaşadıkları topluma uyum sağlama çabası içinde olurlar. Bu süreçte toplumsal kabullenme ve dışlanmaya maruz kalabilirler. Kabullenme sürecinde ana toplumun yakınlığı önemli bir rol oynar. Eğer bu süreç dışlanmayla sonuçlanırsa uyum süreçleri zorlanır ve bu durum hayatlarının her alanına sirayet ederek onları kendi kabuklarına hapseder, potansiyellerini ortaya koymaktan onları alıkoyar. Asimilasyon sürecine maruz kalmayı en aza indirgemek ve kendi kimliklerini korumak adına da diasporalar kurarak varlıklarını sürdürme eğiliminde bulunurlar. Diaspora, bir ulus ya da inanç grubunun vatanlarının dışında yaşarken, orasıyla olan bağlarını korumaya ve sahip oldukları ortak hafızayı, vizyonu veya miti sürdürmeye çalışan topluluklardır. Gittikleri yerlerde kabul edilmediklerine inanarak yabancılaşma ve yalıtılmışlık hissi yaşarlar. Genellikle anavatanlarına dönme düşüncesini taşırlar ve onun güvenliği, refahı ve restorasyonu için bağlılık hissederler. Günümüzde küreselleşme ile birlikte diasporalar ulus aşırı alanda ve ağlar kurarak varlıklarını sağlamlaştırmışlardır (Hopyar, Topal, and Tauscher 49).

Güncel Göç Sorunları

Güncel Göç Sorunları, John Holcroft

Günümüzde, savaşların yarattığı yıkımlar veya daha iyi bir yaşam standardına ulaşma arzusu, göçlerin her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Bu durum hem göç eden bireyler hem de göç alan ülkeler için çeşitli zorluklar ve sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunlar arasında göç edenler bireyler için toplumsal kutuplaşma, ekonomik sıkıntılar, hukuki belirsizlikler ve entegrasyon güçlükleri gibi durumlar içermektedir. Hukuki statülerinin belirsizliği nedeniyle eğitim, sağlık, barınma ve istihdam gibi temel hizmetlere erişimde sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Genellikle kayıt dışı sektörlerde düşük ücretlerle çalıştırıldıkları için hem temel ihtiyaçlarını giderememekte hem de iş gücü piyasalarında rekabete yol açmaktadırlar. Bu da toplumda göçmenlere karşı olumsuz algılar oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, gittikleri ülkelerde nefret söylemleri gibi ırkçı davranışlara maruz kalabilmektedirler. Bu durum, uyum süreçlerini zorlaştırıp kimlik bunalımı yaşamalarına neden olabilmektedir.

Öte yandan, göç alan ülkeler de bazı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Yoğun göç hareketleri, şehirlerde plansız yapılaşmalara, altyapı sorunlarına ve gecekondulaşmaya sebep olmaktadır. Ayrıca, yasal olmayan yollarla ülkelere giriş yapmaya çalışan göçmen akışları sonucu güvenlik endişeleri baş göstermektedir. Düzensiz göç, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı gibi problemleri de giderek artırmaya başlamıştır. Sonuç olarak, güncel göç sorunları çok boyutlu olup her iki tarafı da yıpratmaktadır. Artan ırkçı söylemler kutuplaşmayı derinleştirirken, toplumsal uyum için etkili ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.

Çözüm Yolları

çözüm yolları stock.adobe.com

Göç sorununun çözümü için çok boyutlu ve kapsayıcı politikalar üretmek gerekmektedir. Göçmenlerin topluma entegrasyonu için dil öğrenimi ve mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılması, bireylerin topluma daha hızlı adapte olmasını sağlayacaktır. Göçmen krizlerinin küresel bir mesele olduğu göz önünde bulundurularak uluslararası iş birliği ve adil yük paylaşımı sağlanabilir (İletişim Başkanlığı 235). Göçmenlerin ekonomiye aktif katılımını sağlamak hem bireyler hem de toplumlar için faydalı olacaktır, bu yüzden istihdam teşviklerine yönelik politikalar geliştirilebilir (OECD 15). Fakat bu konuda ülke ve yerel yönetimlerin, yerel halkın sosyal, siyasi, ekonomik ve dini yaşamlarını olumsuz etkilenmemesi için gerekli tedbirleri alması önemlidir. Yerel halk, bu tedbirlerin alındığını hissederek kendisini güvende hissetmeli ve psikolojik olarak rahatlamalıdır. Göçmenlerin daha ucuza çalıştırılması gibi durumlar, yerel halkta iş kaybı korkusu yaratabilir, bu da stres ve endişeye yol açabilir. Bu tür sorunların yaşanmaması için ülke yönetimi, göçmenlerin şartlarını iyileştirirken yerel halkın da haklarını ihmal etmemelidir.

Göçmenlerin entegrasyon sürecinde korku ve kaygı duygularının giderilmesi için de bazı tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirler, göçmenlerin güven sarsıcı hareketlerinin kontrol altına alınmasını ve sosyal birliktelik alanlarının oluşturulmasını içerir. Ayrıca, göçmenler ve yerel halk arasında sağlıklı bir diyalog kurulmalı, yargılama ve dışlamayı içermeyen hoşgörülü bir tutum benimsenmelidir. Göçmenlerin bulunduğu bölgelerde bilimsel araştırmalar yapılmalı, sosyolojik ve psikolojik problemleri çözmeye yönelik stratejiler geliştirilmelidir (Aydın 313). Mültecilerin entegrasyonu için güvenceli bir yasal statünün önemini de büyüktür. Sadece kendilerini güvende hissettikleri takdirde başarılı bir entegrasyon mümkün olabilir. Yasal statü, entegrasyon sürecini en çok etkileyen faktörlerden biridir ve güvenli yasal statüye sahip göçmenler, güvencesiz statüye sahip olanlardan daha başarılı bir entegrasyon süreci yaşarlar. Ayrıca, zorunlu göçmenlerin maruz kaldığı ayrımcı politikalar, sınır güvenlikleri, ekonomik eşitsizlikler, izole sosyal yaşam ve ırkçılık gibi sorunlar, entegrasyon süreçlerini tehdit etmektedir (Şimşek 371). Bunlara ek olarak, kültürel farklılıkları anlamak, toplumsal barışın temelini oluşturur. Bu yüzden ırkçı ve ayrılıkçı söylemler azaltılmalıdır.


Kaynakça

Adıgüzel, Yusuf. Göç Sosyolojisi. Nobel Akademik Yayıncılık, 2024.

Aydın, Cüneyd. “Göçmenlerin Karşılaştıkları ve Neden Oldukları Bazı Psikolojik Sorunlar ve Çözüm Önerileri Üzerine Bir Analiz.” ResearchGate, 2017.

Castles, Stephen, and Mark J. Miller. “The Age of Migration: International Population Movements in the Modern World.” Palgrave Macmillan, 2009.

Çağırkan, Barış. “Göç, Hibrit Kimlik ve Aidiyet: Yeni Toplumlar, Yeni Kimlikler.” İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, vol. 5, no. 8, 2016.

Hopyar, Zehra, Fikret Topal, ve Soner Tauscher. “Diaspora Kavramı ve Türkiye’nin Diaspora Politikasına Yönelik Üniversite Öğrencilerinin Algısı.” Journal of Political Administrative and Local Studies, vol. 5, no. 1, 2022.

İletişim Başkanlığı. Aşkınan Koşan Yorulmaz: 2022 Yılı Mesaisi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 2022, Web.

OECD. “How Immigrants Contribute to Developing Countries’ Economies.” OECD Publishing, 2018.

Şimşek, Doğuş. “Mülteci Entegrasyonu, Göç Politikaları ve Sosyal Sınıf: Türkiye’deki Suriyeli Mülteciler Örneği.” Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, vol. 18, no. 40/2, 2018.

Kapak Görseli: Klaus Vedfelt/Getty Images

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis: Hollanda Usulü Krepler

1986’dan beri hizmet veren Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis, Hollanda’da krep ve poffertjes keyfi için sıcak ve samimi bir durak!

One Battle After Another Film İncelemesi: Katmanlı Bir Savaş Hikâyesi

Paul Thomas Anderson'ın büyük sükse yaratan yeni filmi One Battle After Another, politik bir aksiyon olarak karşımıza çıkıyor.

The Rolling Stones – Paint It, Black ve Psikoloji Çerçevesinde İncelemesi

The Rolling Stones'un karanlık ruh halini müziğe gönüştürdüğü başyapıt; Paint It Black

Tove Ditlevsen – Bağımlılık | 11 Alıntı

"Dışarıdaki dünya insafsız ve karmakarışık ve ona karşı gücümüz yetmediğinden, ondan kaçınmayı yeğliyoruz."

Çocukluk Travmaları: Belirtileri, Sonuçları ve Çözüm Yolları

Çocukluk döneminde yaşadığımız olaylar karşısında hissettiğimiz duygular ve düşündüğümüz düşünceler travmalar doğurabilir. Peki, bu travmaların belirtileri, sonuçları ve çözüm yolları nelerdir?

Söylenti Radarında Bu Ay: Sombr

"back to friends" şarkısıyla zirveye tırmanan genç sanatçı Sombr'ın müzik serüvenine yakından bakalım

Sevmek Zamanı Filminden Unutulmaz Replikler

Halil'in boya yapmak için gittiği bir evde gördüğü resme aşık olmasıyla gelişen olayları konu alır.

2025 Gen Z Protestoları: Nepal, Fas ve Türkiye Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

2025’te Türkiye, Fas ve Nepal’deki Gen Z protestoları, dijital dayanışma, özgürlük ve adalet talepleriyle yeni bir küresel siyasal uyanışın simgesi haline geldi.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Editor Picks