Glastonbury Çağdaş Performans Sanatları Festivali, halk arasında Glastonbury ya da Glasto, 1970’de düzenlenmeye başlamış ve günümüzde hâlâ popülerliğini koruyan bir müzik ve performans sanatları festivalidir. Küçük bir festival olarak başlayan Glastonbury, bugün dakikalar içinde biletleri tükenen bir dünya etkinliğine dönüşmüştür. Bu yıl, 25-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan bu festivalin, nasıl ortaya çıktı ve günümüze kadar olan yolculuğu nasıl şekillendiğine göz atalım!
Glastonbury’nin Doğuşu ve İlk Yılları

İlk festival, 1970 yılının Eylül ayında, The Pilton Pop, Folk and Blues Festival ismiyle Worthy Farm isimli çiftlikte düzenlendi. 1.500 kişinin katıldığı festivalin ücreti 1 pound’du. Festivalin ilk düzenleyicileri ve kurucuları Michael ve Jean Eavis, Isle of Wight ve Woodstock gibi ünlü festivallerinden esinlenerek bu müzik keyfini çiftliklerine taşımaya karar verdiler. Çiftliği müzikseverlere açmalarıyla birlikte, o gün İngiltere için yeni bir kültür doğdu.
Günümüzdeki ismine ise 1971 yılında geçen festival, artık Glastonbury Fayre olarak bilinmeye başladı. Ancak değişiklik yalnızca isminde değildi; tarihi de Haziran ayına alındı. Bugünkü halini tamamen alması ise festivalin 20.Yılı olan 1990’da, isim değişikliği yapılmasıyla tamamlandı. Hem kapsayıcılığını göstermek amacıyla hem de daha kolay lisans alabilme umuduyla, ismi Glastonbury Çağdaş Performans Sanatları Festivali olarak değiştirildi.
İlk Yılın Sanatçıları ve Katılımcıları

Festivalin ilk yılı 1970’te sahne alan isimler arasında March Bolan ve Mickey Finn’in o yıl aynı isimle albüm çıkaracak olan T.Rex grubu da vardı. Aslında başta ana grup olarak The Kinks planlansa da katılmamaları üzerine T. Rex kadroya dahil edildi. Sosyal medya gibi medya araçları bulunmayan bu dönemde, festival el ilanları ve yerel duyurularla tanıtıldı. 1 pound olan bilete sadece müzik değil aynı zamanda çiftliğin kendi üretimi olan süt de dahildi.
Glastonbury’nin Evrimi: 70’lerden Günümüze

Glastonbury, 1970 yılında bir çiftlikte, birkaç sanatçının yer aldığı mütevazi bir etkinlikken, yıllar içinde milyonların ilgisini çeken dev bir kültürel etkinliğe dönüştü. Sadece katılımcı sayısı değil, aynı zamanda sahne ve sanatçı sayısı da arttı. İlk yılında 1500 kişinin katıldığı festivalin katılımcıları, biletin 12 pound olduğu 1983 yılında 30 bini buldu. Yıllar içinde katılımcı sayısı hızla artan festivalin en kalabalık yılı The Levellers’ın ana sanatçı olduğu, 300 bin katılımcıyla 1994 yılıydı. 2000’li yıllara gelindiğinde, bu mütevazi festival artık uluslararası bir etkinliğe dönüşmüştü.
İlk yıllarda yalnızca bir sahne bulunurken, zamanla farklı müzik türleri ve performanslarıyla birlikte yeni sahneler eklendi.
Glastonbury’nin Çeşitli Performans Alanları

Glastonbury farklı sahneleriyle, adete bir sürü festivalin birleşimi gibi. Festivalin alanları ve sahnelerinin her biri kendi özelliklerine ve karakterine sahip. En eski ve bilinen sahnesi Pyramid Stage olsa da Other Stage gibi birçok ilgi çekici alan da katılımcıların ilgisini çekiyor.
Festivalin 1971 yılında eklenen ilk ek sahnesi olan Pyramid Stage, müzik festivali denince akla gelen ilk sahnelerden biri haline gelmiştir. Festivalin henüz ikinci yılı olmasına rağmen, sahneye ilk çıkan sanatçılardan biri David Bowie olmuştur. Plastik örtü ve metal direklerle kurulan piramit şeklindeki sahne güçlü bir şekli yansıttığına inanılıyordu. Elmasa benzeyen sahnenin, tepe noktası enerjiyi yukarıya doğru yansıtırken, gökyüzünden gelen enerji aşağı doğru çekiliyordu. 1994 yılında yanarak yok olan ikonik sahne, 2000 yılında yeniden inşa edildi. Gize Piramitlerinden esinlenen Bill Burroughs orijinalinden dört kat daha büyük bir sahne inşa etti.
Other Stage, 1980lerde festival her geçen gün yeni bir alan eklendiği dönemde, NME Stage ismiyle inşa edildi. Pyramid Stage ile yan yana olan bu sahnede, Oasis, Blur, The Cardigans ve Pulp gibi 90’ların efsanevi İngiliz grupları konser verdi. 1997’de günümüzdeki adını alan sahne yıllar içinde Iggy Pop, Massive Attack ve daha birçok ünlü sanatçıya ev sahipliği yaparak ikonik bir yere dönüştü.
Zorluklar ve Sosyal Mücadele

Glastonbury, bir süre sonra bir festivalden daha fazlası haline geldi. Dönemin gerek çevresel gerek siyasi sorunlarına ses olmakla kalmadı aynı zamanda dernekler için para topladı. Michael Eavis’in bu katkılarıyla birlikte, festival aktivistlerin uğrak noktası haline geldi.
Fakat 1980’lerde, Michael ve Jean festivalin devamlılığı için mücadele etmek zorunda kaldı. Etkinliğin düzenlenmesi için gereken izinler verilmedi veya bekletildi. Her ne kadar başarısı ve popülerliği giderek artsa da, festival için lisans ve izin almak hiçbir zaman kolay olmadı.
Popüler ve İkonik Performanslar

Festival, 1990’lara gelinmesiyle artık popülerliği artmış ve adeta müzisyenler arasında bir yarış haline gelmişti. İngiltere’de Britpop gruplarının ortaya çıkmasıyla yeni bir kültüre ev sahipliği yapmaya başladı. Oasis, Blur, Pulp ve Radiohead gibi ünlü İngiliz grupları ilk festivallerine burada çıktılar ve İngiliz müzik endüstrisini tamamen değiştirdiler. Bu grupların yanı sıra yıllar boyunca birçok ikonik performans gerçekleşti.
- The Levellers: Festivalin en kalabalık yılı olan 1994 yılında ana sanatçı olarak sahneye çıktılar ve yaklaşık 300 bin kişiye unutulmaz bir akşam yaşattılar.
- Oasis: 1994 yılının bir başka ikonik performansı ise Oasis’ten oldu. Eski adıyla NME Stage’de sahneye çıkan Oasis, Liam Gallagher’ın “Doğru düzgün şarkılar dinlemek için uyanacak mısınız?” sözüyle rakiplerine meydan okudular. Aynı yıl sahneye çıkan en büyük rakibi Blur’un de unutulmaz performansı ile birlikte Glastonbury adeta Britpop savaşının doğum yeri oldu.
- Stormzy: 2019 yılında Glastonbury sahnesinde yerini alan Stormzy, festivalin ana sanatçılarından olan ilk siyahi İngiliz sanatçı unvanını kazandı. Çeşitli şarkılarıyla seyirciyi eğlendirirken aynı zamanda siyasi eleştirisiyle de kalpler de yer edindi.
- Metallica: Metal müziğin öncü gruplarından Metallica, 2014 yılında Glastonbury’de ana sanatçı olarak performans sergileyen ilk metal grubu oldu. Solist James Hetfield duygularını şu sözlerle gösterdi; “Bu sadece kalabalığa değil, bu sahnede çalmayı hayal eden ve hala hayalini kuran tüm İngiliz heavy metal gruplarına ithaf edilmiştir”
- Arctic Monkeys: “Whatever People Says I Am”, “That’s What I’m Not” isimli çıkış albümlerinin çıkışından yaklaşık bir yıl sonra 2007 yılında Glastonbury’de ana sanatçı olarak performans sergilediler. Kariyerlerinin başında büyük bir festivalin baş sanatçılarından biri olan grubun, başarılı olacağı kesinleşen kariyerlerine burada başladıklarını söylemek yanlış olmaz.
Glastonbury’nin Geleceği: Yeni Nesil

Glastonbury, sadece müzikle sınırla kalmayıp, her yıl farklı jenerasyonları ve grupları bir araya getiren bir kültürel buluşma noktası haline geldi. Festival, tarihinde sahneye çıkardığı birçok sanatçı gibi, yeni nesil sanatçıları da sahnesine taşıyarak, sanatı ve müziği ileriye taşıyor. Tarihini unutmadan ilerleyen Glastonbury, toplumsal sorumlulukları ve aktivizmi bırakmayarak bu eylemleri yeni nesil seyircisine taşıyor. Bu sene Doechi, Olivia Rodrigo ve Gracie Abrams gibi yeni sanatçıları tanıtırken aynı zamanda Rod Stewart, The 1975 ve Charli XCX gibi müzik endüstrisinde yer edinmiş sanatçıları da sahneye taşıyor.
Kaynakça
“Glastonbury Festival – Home.” Glastonbury Festival 2025, Web. Accessed 8 Apr. 2025.
“The History of Glastonbury Festival · V&A.” Victoria and Albert Museum, Web. Accessed 8 Apr. 2025.
“The Glastonbury Festival Archive · V&A.” Victoria and Albert Museum, Web. Accessed 8 Apr. 2025.
“Glastonbury Festival.” Encyclopædia Britannica, Encyclopædia Britannica, inc., 23 Mar. 2025, Web.
Kapak görseli Glastonbury History&Gallery sayfasından alınmıştır.