Gilmore Girls İzlemek İçin 13 Sebep

Editör:
Aleyna Kavak
spot_img

Gilmore Girls; eylül ayının gelişiyle izlenmesi gereken, daha önce izlendiyse de her eylülde tekrar başlanması gerektiğini düşündüğümüz bir sonbahar klasiği. Her ne kadar dram türü altında akıllarda yer edinmişse de bizce bundan kesinlikle daha fazlası. Kendi ayakları üstünde duran Lorelai Gilmore ve onun zeki kızı Rory ile olan ilişkisini, yaşadıkları kasabayı ve hayatlarını konu alan sitcom tadında yedi sezonluk bir hikaye.

Amerika’nın köklü ve zengin ailelerinden birinin kızı olan Lorelai Gilmore, içinde bulunduğu şatafatlı ve kuralcı düzene ayak uyduramaz. On altı yaşında hamile kalmasıyla birlikte evlendirilmek zorunda bırakılır. Kızı Rory’nin doğumunun ardından, birlikte yakınlardaki Stars Hollow isminde başka bir kasabaya kaçarlar. Lorelai, Independence Inn Oteli’nde temizlik işleriyle ilgilenirken yavaş yavaş kıdemi artar ve otelin yönetimine geçer. Lorelai’ın kızı Rory ise artık Stars Hollow Lisesi’ne gidiyordur. Gilmore Girls’ün hikayesi de işte burada başlar. Rory, annesinin eski lisesi olan Chilton’a kabul edilir. Artık özel okul kızı olan Rory ile birlikte Lorelai da geride bıraktığı hayatıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Neden Bir Sonbahar Klasiği?

Gilmore Girls, aile dramının yanında karakterlerin okul ve iş hayatlarını da ana konusu haline getiren bir dizi. Jeneriğinin fonundan, sahnelerdeki müziklere kadar izleyiciye sonbahar hissini geçiriyor. Her sezon, Rory’nin başka bir okul dönemini işlediğinden, çoğu zaman sonbaharı görüyoruz. Dizideki kostümlerin ne çok kalın ne de çok ince olması da sonbahar esintisinin hafifliğini hissettiriyor.

Lorelai’ın Kahve Bağımlılığı

Hepimizin en az bir zaafı vardır. En kötü anlarımızda kendimize gelmek için sakinleştirici bir şeye ihtiyaç duyarız. Lorelai Gilmore için kahve de tam olarak böyle. Lorelai, Kriz yönetimi çok iyi olan başarılı biri olsa da stresli hissettiği en ufak anda kahveye sığınan bir kadın. Onun için kahve, sevmediği birinden uzaklaşmak ya da o an bulunmak istemediği bir yerde hiç değilmiş gibi hissetmek için kolay bir kaçış yolu. Sahnelerin büyük bir kısmında da bu gibi benzer sebeplerden, izleyicileri elinde kahve bardağıyla karşılıyor.

Arkadaşı Luke’un lokantası dışında başka bir yerden aldığı kahveden zevk duymayan Lorelai’ın bu bağımlılığı, bizi de diziyi izlerken ister istemez kahve içmeye davet ediyor. Aynı zamanda o bayıldığı Luke’s kahvesini bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu da düşündürtüyor.

Kendi Ayaklarımızın Üzerinde Durmak

Lüks dolu yaşamını arkasında bırakıp kendi emeğiyle elde ettiği başarılı geleceğine adım adım ilerlemiş olan Lorelai Gilmore, bize kendi ayaklarımızın üzerinde durmanın önemini de gösteriyor. O, sırtını bir başkasına dayamayı kabul etmeyen bağımsız biri. Olduğu mevkie ailesinin parasıyla gelmeyi değil de konumunu kendi tırnaklarıyla kazıyarak elde etmeyi seçen bir kadın. Komikliği ve güzelliği bir yana, asıl bu cesaretiyle izleyen herkesi şüphesiz kendine hayran bırakıyor.

Küçük Kasaba Hayatı

Stars Hollow, birbirinden farklı ve sarkastik karakterleri içinde barındıran bir kasaba. Saçma ama eğlenceli olayların dur durak bilmediği; etkinlik ve festivallerin bitmediği küçük ve şirin bir yer. Gilmore Girls’ü izlerken biz de bu kasabanın insanlarından biriymiş gibi hissediyoruz. Dizi boyunca kasaba meydanından kitapçısına kadar her köşesinde en az bir kere dolanıyoruz. Bazen Bayan Patty’nin dans salonunda, bazen de Bayan Kim’in antika dükkanında buluyoruz kendimizi. Hatta kasabalıların her hafta düzenlediği toplantılara bile katılıyoruz. Bu sayede kasabalıların sorunlarına ve isteklerine de ortak oluyoruz ve Gilmore Girls, yavaş yavaş kendi dünyamızdan uzaklaşmamızı sağlayan tatlı bir evren haline geliyor.

Rory Gilmore Gibi Çalışmak

Rory Gilmore, annesinin pek çok özelliğini taşıdığı gibi zekasına da sahip olan bir genç kız. Okumaktan, en az kahve içmek kadar zevk alan da biri. Aynı zamanda annesi Lorelai’ın hayallerini gerçekleştirme şansı olmadığından küçük yaşından itibaren annesinin istediği gibi Harvard hayaliyle büyümüş bir Gilmore. Dizi boyunca onun bu hayaline ulaşma serüvenini de izliyoruz.

İlk adımını Chilton’a giderek atan Rory, burada Paris adında bir kızla tanışıyor. Paris Geller, Rory’nin en büyük rakibiyken dizinin ilerlemesiyle aralarındaki ilişkinin gelişimine de tanık oluyoruz. İkilinin ortak hayali olan Harvard’a olan yolculuğunu da bu şekilde deneyimliyoruz. Bu yoğun tempoda Rory ile çoğu zaman kendimizi, ders çalışmayı romantizme ederken buluyoruz.

Okuma Listeleri

Rory Gilmore, her bölümde elinde başka bir kitapla karşımıza çıkıyor. Bazı bölümlerde onunda birlikte saatlerce kitap pazarında dolanıyoruz. Sırt çantasında farklı ruh hallerinde olması durumunda okuyabileceği birçok kitap bulunduruyor. Kitaplığının dışında çekmeceleri, hatta yatağının altı bile onlarca kitapla dolu. Dizi bu yanıyla izleyiciyi, ders çalışmaya teşvik ettiği gibi kitap okumaya da itiyor ve alttan alta okunması gereken değerli klasikler de öneriyor 

Lane’in İkili Yaşamı

Lane Kim, Rory’nin en yakın arkadaşı. Engin müzik bilgisi ve davul çalma isteği onun rock yıldızı olma hayallerini süslese de tutucu bir Hristiyan olan annesinden bu yanını gizlemek zorunda. Onun için hayatı çok zorlaştıran bu durumla Lane’in başa çıkış şeklini ve kariyeriyle ilgili seçtiği yolu da izliyoruz dizi boyunca. Hayallerimizin peşinden koşmayı ve ait hissettiğimiz bir hayatı yaşamanın önemini gösteriyor bize Lane. Her ne kadar yan karakterlerden biri de olsa, bu yönüyle izleyenlerin favorilerinden olduğu su götürmez bir gerçek.

Sookie’nin Tarifleri

Sookie James, Lorelai’ın en yakın arkadaşı. Independence Inn Oteli’nde şef olan Sookie, çoğu zaman aşçılığındaki başarısıyla etrafındakileri büyülüyor. Yaptığı tariflerle pek çok eleştirmeni de etkiliyor. Hatta ölmekte olan annesini hasta yatağından kaldıran sihirli bir tarifi bile var. Bu tatlı ve sakar kadın, bizi her bölümde birbirinden güzel yemek tarifleriyle karşılıyor. Bunun yanında bir gün Lorelai ile birlikte kendi otelini açma hayali de kuruyor Sookie ve dizi boyunca onların bu amaçılarına ulaşıp ulaşamayacaklarını da izliyoruz.

Kar Kokusu Alıyorum

Gilmore Girls, bir sonbahar dizisi olduğu kadar Lorelai’ın ilginç bir totemiyle bize kışı da sevdiriyor. Lorelai Gilmore, kar yağışını iyi şeylerin habercisi olarak yorumluyor. Bu sebeple bizi mutlu eden bazı sahnelerde kar yağdığını görüyoruz. Lorelai’ın bunun gibi benzer birçok totemi var ve izleyenlerin de onun bu eğlenceli yönüyle dizinin akışına kapılmasına neden oluyor.

Doğru Erkek

Gilmore Girls, yedi sezonluk bir dizi ve yan karakterler de dahil olmak üzere birçok kadının gerçek aşkı aradığı bir drama. Dizi boyunca başta Lorelai olmak üzere pek çok kadının kalbinin kırılmasını izliyoruz. Doğru kişiyi ararken hayatın bizi nasıl törpülediğini anlıyoruz ve dizi, bir gün o kişiyi bulacağımızı gösteriyor. Bize, herkesin mutlu olmayı hak ettiği mesajını veriyor aslında. Ne kadar uzun sürerse sürsün herkesin hak ettiği mutluluğu elde ettiğini görüyoruz.

Anne Problemleri

Gilmore Girls, aile dramını en iyi işleyen dizilerden biri. Lorelai ve annesi Emily ile bir anne-kız ilişkisinin ne denli yorucu olabileceğine şahit oluyoruz. Lorelai Gilmore’un eski hayatıyla daha çok temasta olmasıyla birlikte ebeveynlerin çocuklarını kendilerinden ne kadar soğutabileceğini izliyoruz. Bunu yalnızca Lorelai ve Emily’nin ilişkisiyle değil, aynı zamanda Lane ve annesinin birbirinden tamamen zıt olan hayatlarıyla da deneyimliyoruz. Dizi, bu çatışmaların tarafları nasıl yıprattığını gösterirken bazı anlarda da bu kişilerin yakınlaşmalarıyla yüreklerimizi burkuyor. Hayatta her zaman en yakınımızdakilerle birbirimizden ne kadar farklı olursak olalım, desteğine de en çok muhtaç olduklarımızın da yine onlar olduğunu bize gösteriyor. Farklılıklarımıza rağmen aile olabilmeyi öğreniyoruz.

Gilmore Komedisi

Gilmore Girls, diğer dizilerin aksine komedi kaynağını müzik ve film kültüründen oluşturuyor.  Genelde “Lorelai Gilmore tarzı olarak da kabul ediliyor bu. En çok Lorelai ile karşımıza çıkan bu şakaları, Lorelai’ın kızı olduğundan Rory’de de görüyoruz. Bunlar; her bölümde pek çok filme ve kişiye göndermede bulunularak, anlaşılması zaman zaman güç ama anlaşıldığında da gerçekten eğlendiren zekice espriler. Bu da dizinin kendisini benzer bir çok yapımdan ayıran en bariz özelliği.

Emmy Ödüllü Bir Dizi

Amy Sherman-Palladino imzalı dizi, “Primetime Emmy” kapsamında bir Emmy Ödülü sahibi. Bunun yanında da farklı dallarda yirmi üç ödül kazandı ve seksen beş adaylık elde etti. 2016 yılında da “Gilmore Girls: A Year In The Life” adıyla bir mini dizi çıkartıldı. Bu başarılı aile dramı, birçok hayranı tarafından da her sonbaharda tekrar tekrar izleniyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.