2021 yılında “Kokariç” bölümüyle hayatlarımıza giren Gibi dizisi, 6 Haziran 2025’te “Yapılanlar: Don Yılmaz’ın Seçimi” bölümüyle ekranlara veda etti. Türkiye’de yayınlanmış en başarılı komedi dizilerinden biri olarak bilinen Gibi, izleyen herkes tarafından çok sevildi. Altı sezon ve 68 bölümden sonra final yapması ise izleyicileri üzdü. Peki Aziz Kedi ve Feyyaz Yiğit‘in senaristliğini yaptığı Gibi’ye bizi bu kadar bağlayan, her yeni bölümünü iple çekmemize neden olan neydi?
(Bu, Gibi’ye bir veda yazısıdır ve spoiler içerir)
Gibi’yi Neden Sevdik?
Kültleşmiş Karakterler: Yılmaz, İlkkan ve Ersoy Üçlüsü

Gibi ilk bölümünde yalnızca Feyyaz Yiğit‘in canlandırdığı Yılmaz ve Kıvanç Kılınç‘ın canlandırdığı İlkkan karakterleriyle ekrana çıkmıştı. İlerleyen bölümlerde ekibe katılan Ersoy (Ahmet Kürşat Öçalan) ile birlikte ayrılmaz bir üçlü yaratıldı. Yılmaz, İlkan ve Ersoy’un ilk repliklerinden beri onlar için biçilmiş karakterlerden çıkmamaları Gibi’yi bu kadar sevmemizin en önemli nedenlerinden biri. Yılmaz dizinin merkezinde yer alan bir karakter. Dağınık, düzensiz ve “sade” bir adam olsa da bir o kadar dürüst ve direkt bir karakter. Canını sıkan bir durum olduğunda veya tam aksine bir şeyler hoşuna gittiğinde hiç çekinmeden, en açık şekliyle söyleyen biri. Bu tavrı ise Yılmaz’ı izleyiciye bu kadar sevdiren en dikkat çekici yönü. İlkkan ise tam aksine sürekli bir şeyler yapmaya çalışan, pasif-agresif ama gururlu bir karakter. İzleyiciler olarak İlkkan’ı gereksiz tartışmalara girişiyle, alakasız anlarda söylediği özlü sözlerle sevdik. IBAN’a “ayben” demesi de onu karikatürize eden bir özelliği olarak akıllara kazındı. İlkkan’ın pasif-agresif tavrının karşıtı olan Ersoy‘un sakin hâlini sevdik. Felsefik düşünceleri arasında kaybolmuş, bazen kendisi bile ne dediğini bilmeyen, hem ılımlı hem isyankâr oluşu onu bizden biri kıldı. Onlardan işittiğimiz özlü sözler, hayat analizleri ile bir bağ kurduk.
Özgün Bir Yapım, Gerçekliğe Bir Ayna

Yan karakterlerin birçoğunun oyuncu olmayan, “sıradan” insanlardan seçilmiş olması Gibi dizisini benzersiz yapan özelliklerinden biri. Bu seçim, izleyiciye gerçek hayattan bir kesit izliyormuş gibi hissettirirken Gibi’nin ne kadar özgün bir yapım olduğunu yüzümüze çarpıyor. Ayrıca Ümran Abla, Ethem ve Metin gibi dizide az görünen bazı yan karakterlerin sıklıkla bu üçlü tarafından sohbetlere konu yapılması da dizide sanki dördüncü kişiymişiz gibi hissetmemize neden oldu.
Dizide sıklıkla yer alan mekanlardan biri ise Dem Moda adlı kafe. Burada doğal sahnelere yer verilmesi, sanki gerçekten de ekip set arasında muhabbet ediyormuş gibi hissettirdi bize. Genel olarak diziye de bu hava hakim. Sıradan olaylar, karakterlerin birbirinden farklı özellikleri ve komik sohbetleriyle ele alınıyordu. Böylelikle izleyici olarak diziyi izlerken gündelik hayatımızla bağlantı kuruyor, ekibin bir parçası gibi hissettik. Bu bağı kurarken olayları gündelik problemlerimizle özdeşleştirmedik. Tam aksine gündelik hayatımızın tam ortasında problemlerimizden kaçarak, “Bu olayı biz de komşularımızla yaşamıştık.” gibi düşüncelerle tam da gereken yerlerde kahkahalara boğulduk.
İzleyiciler Tarafından En Çok Beğenilen 3 Bölüm
Çaça ve Cosplay (IMDb: 9.4)

Cosplay pahalı bir zevk. Hata kaldırmaz!
Çaça ve Cosplay, Türk dizi tarihinin en komik bölümlerinden biri olarak tarihe geçmeyi başarmış bir bölüm. Yılmaz’ın bölüm başındaki yalnızlığı ve cosplay kostümlerinin uydurma isimleriyle yapılan şakalar yavaş yavaş izleyiciye sunulmaya başlar. Bölüm boyunca insanların hiçbir fikrinin olmadığı konularda uzman gibi davranışının ilişkilerdeki etkisi detaylı işlenir. Bölüm sonuna doğru, Yılmaz’ın cosplay ve çaça konseptine o kadar laf edip tam da eleştirdiklerini yapması ise dikkat çeken noktalardandır. Bu bölüm anlatılmaz, ancak izlenir.
Erasmus’la Gelen Yamyam (IMDb: 9.3)

“Benim yemeye geldiğim adamı yolda başkası yemiş.”
Gibi’nin en absürt bölümlerinden biridir Erasmus’la Gelen Yamyam. Bölüm, Ersoy’un babaannesinin Hollanda’dan Erasmus ile gelen bir genç tarafından yenmesi üzerine yaşanan olayları anlatır. Olay örgüsünün “saçmalığı” dışında, Ersoy’un polise ifade verdiği sahneler ve en önemlisi, “Yerim Seni” özel klibi izleyiciyi bölüm boyunca kahkahalara boğuyor. Bu şarkıyla birlikte Ersoy’un babaannesini saygıyla anıyoruz.
Kuki (IMDb: 9.2)

Bu kadar köle olmaması lazım ya!
Kuki bölümü, benim Gibi’de en çok güldüğüm ve ara ara tekrardan açtığım bir bölüm. İlkkan’ın düştüğü haller, Yılmaz’ın tepkileri ve Ümran Abla’nın torununun dolandırıcılığı bölümü şakalarının da üstüne çıkararak komikleştiriyor. Bunun yanında toplumsal bir eleştiri de işeniyor bölümde. İlkkan maddi durumu olmadığı için kölelik yapmaya razı oluyor. Ancak kölelik yaptığında dahi para kazanmak bir yana hem sağlığından oluyor hem de borçlu çıkıyor. Bu açıdan Kuki, Gibi’yi yalnızca bir komedi dizisi olmaktan kurtarıyor.
Acı Son

“Çocuklar kusura bakmıyoruz artık, tamam?”
Yaklaşık üç ay önce Gibi’nin altıncı sezonunu izlemeye başladığımda aklımda beliren ilk soru “7. Sezon ne zaman gelecek acaba?” oldu. Ne yazık ki sezonun son üç bölümünü izlerken, Gibi’nin de son üç sezonu olduğunu öğrenmiştik. Son iki bölüm her sezon karşılaştığımız konsept bölümlerdendi. Geçmiş yılların New York’unda geçen bölümlerin sonunda Yılmaz, İlkkan ve Ersoy arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. İkisinden de vazgeçemeyen Yılmaz, ölümü tercih eder. Son dakikalarında üçünün de vurulduğunu ve yavaş yavaş ölmeyi beklediğini izleriz. Bu anlarda Ersoy’un kurduğu “Evet İlkkan tadında bırakmak en iyisi.” cümlesi, senaryonun da dışında seyirciye bir veda niteliğindedir. Dizi, İlkkan’ın özlü hikayelerinden biriyle sona erecekken cümlesi yarım kalır, aynı Gibi’nin yarım kalışı gibi: “Abi güzel yalanlarla çirkin gerçekler bir yarışa tututşmuş. Finish çizgisinde bir de bakmışlar ki…”
Gibi’nin 68 bölümlük hikayesini karakterlerle birlikte yaşadık, çoğu zaman o sahneleri gülmeden nasıl çektiklerini sorguladık. Ancak Gibi ekibi diziyi, Ersoy’un da dediği gibi, tadında bırakmaya karar verdi. Keşke tadında bırakmaya daha uzun zaman olsaydı. Ancak her son bir başlangıçtır. Dizinin son sahnesinde çalan “Prelude to the Rain” şarkısı ise hafızalara kazınacak gibi duruyor:
Kaynakça
Öne çıkarılan görsel: Türkiye Gazetesi
“As If (2022)”. IMDb. Web. 08.06.2025