Gibi Dizi İncelemesi: Kimsenin Hiçbir Şey Bilmediği Yerde Bir İnsan Her Şeyi Bilebilir

spot_img

Başrollerinde Feyyaz Yiğit ve Kıvanç Kılınç‘ın olduğu, yan rol olarak onlara Ahmet Kürşat Öçalan, Celal Öztürk gibi oyuncuların eşlik ettiği Gibi dizisi Exxen’in en sevilen işlerinden biri olarak 2021 yılına damgasını vurdu. Şimdilerde ikinci sezonu devam eden dizinin ilk sezonuna dair bir inceleme yazısı hazırladık.

Dizinin ilk sezonu 12 bölüm olarak çekildi. Genel olarak her bölümde farklı oyuncular yer alsa da, Yılmaz ve İlkkan karakterleri diziyi omuzlarında taşıyan karakterler olarak öne çıkıyorlar. Zaten olaylar hep bu iki karakterin çevresinde dönüyor. Dizinin yaratıcıları başrolde yer alan Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi. Bu ikiliyi Ölümlü Dünya ve Cinayet Süsü filmlerinden tanıyoruz.

Gibi, Türkiye’deki klasik komediden çok farklı bir yerde konumlanıyor. Dizideki diyalogların bütünü sadece güldürmek için absürt bir çizgiye kaymıyor. Burada Gibi’yi türdeşlerinden ayıran karakterlerin yaratımındaki farklılıklar diyebiliriz. Karakterler daha ilk bölümden zaten tanıdığımız biri şeklinde hayatımıza dahil olduğu için, hikaye ilerledikçe kimin neye nasıl tepki vereceğini de kolaylıkla anlayabiliyoruz ve bu farkındalık da, yazılan metin komik olmasa bile beklediğimiz mizah unsurunu bize sağladığı için keyif almamıza neden oluyor. Gibi’de yer alan tanınmamış pek çok oyuncuyu şu anda tanımayan yoktur. Popüler kültüre hizmet etmeyen bir iş olmasına rağmen, bu seviye popülerlik kazanması da yine Gibi’nin üslup farklılıkları, iyi yazarları ve başarılı oyunculuklarından kaynaklanıyor.

İsimleri Cem Yılmaz, Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan, Gülse Birsel gibi duayenlerin yanına eklenen, Doğu Demirkol, Feyyat Yiğit, Aziz Kedi, Bartu Küçükçağlayan gibi başarılı mizahçılar; yeni dönem komedisi olarak adlandırdığımız, alternatif komedi türü olarak değerlendireceğimiz, ama ayakları yere sağlam basan bir döneme önderlik ediyorlar.

Gibi dizisine dönersek; daha ilk bölümünden klasik bir komedi dizisinden fazlasını izleyeceğimize ikna ediyorlar bizi. Bir ”Kokoriç” kelimesinin yanlış yazılışı yüzünden kokoreççi açmaya kadar giden hikaye, İlk Çağ’da geçen, atı evcilleştirememiş, ama toplumsal farkındalıklar hakkında konuşabilen bireyleri izleterek tamamlanıyor.

Dizinin çok sevilme nedenlerinden biri de, anlatılan hikayelerin her gün karşılaşmadığımız, rutin hikayeler olmaması. Ancak o rutin olmayan, absürt hikayelere karakterlerin verdiği normal sayılacak tepkiler de diziye fazlasıyla ivme kazandırıyor. Karakterlerin yaşadığı anlara tanık olurken kendimizi gülerken buluyoruz, ancak karakter içine düştüğü durumun absürtlüğü karşısında olabildiğince normal tepkiler veriyor. Seyirciye inanılmaz komik gelen bir konu karşısında sıradan tepkiler veren karakterleri izlemek de diziyi olduğundan daha keyifli hale getiriyor. Bu da Gibi’yi 2021’in en iyi yerli dizisi yapan detaylardan biri daha.

Daha geçenlerde  ”Bir yıl önce bugün; Ersoy’un babaannesi Serpil Teyze’yi yediler.” cümlesi viral oldu. O kadar yayıldı ki ünlü oyunculara kadar herkes sosyal medyasında bunu paylaştı.

Bu cümlenin geçtiği ”Erasmus’la Gelen Yamyam” bölümü dizinin en sevilen bölümlerinden biri oldu. Bunun bariz olan, ama farkında olunmayan nedeniyse; ortada tüyler ürpertecek seviyede bir dramın olması ve bu dramı olabilecek en iyi şekilde komik hale getirerek izleyiciye sunmaktan kaynaklanıyor. Hikayede yaşanan Serpil Teyze’nin Hollandalı bir yamyam tarafından yenmesi trajedisi, günlük bir dille ve rutin halk kültürüyle harmanlanarak, ince detaylarla birleştirilip seyirciye sunulduğunda ortaya çıkan komedi, artık kimsenin reddedemeyeceği bir şekilde zirve yapıyor. Bu durum ciddi bir yazarlık ve oyunculuk başarısıdır.

Yılmaz’ın toplumsal bir sorun olarak değerlendirdiği ”hilti sesi” hakkında İlkkan’la restleşmesini izlerken bir anda ”karanlık güç uyandı” fikriyle devam eden hikayenin, diğer yan rollerin katılmasıyla, yan roller üzerinden yapılan komedi detaylarının şahane bir mizaha evrilmesini hayranlıkla izliyoruz. Başka bir bölümde İlkkan’ın gerçek ailesini bulması hikayesi anlatılırken, yine Gibi’nin genel mizacı gereği sıradan insanların anlatıma diyaloglar üzerinden kattıkları detaylar senaryoya takdirler sunmamıza neden oluyor.

Olumsuz bir detayını bulmaya çalışsak bile asla bulamadığımız nefis bir durum komedisi Gibi. Mizahı bu kadar iyi kullanabilen yazarlarımızın ve oyuncularımızın olması komedi türü için hepimizi heyecanlandıran bir durum. Sinemada ve televizyonda nadiren bu kadar iyi yapılan komediye denk gelmek türün kendisi için sevindirici.

Diziye yerli platform Exxen’den ulaşabilirsiniz.

Kaynakça:

Görsel: Sine Haber

spot_img

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.