Heyecan, merak, korku ve sürükleyicilik dolu, bir çırpıda biten ayrıca uzun süre etkisinden çıkılmayan gerilim romanları her zaman en çok okunan türlerden biri olmuştur. Gerek yeni çıkan gerekse klasikleşmiş bir sürü eser çıkarmış bu tür, her zaman büyük bir hayran kitlesine sahiptir. Sürükleyiciliğiyle geceleri uykusuz kalacağınız gerilim romanlarını sizler için derledik!
Uyuyan Ölüm – Agatha Christie
Gerilim ve gizem denince akla ilk gelen yazarlardan biri olan Agatha Christie’nin son kitaplarından biri olan Uyuyan Ölüm, yazarın efsane karakterlerinden biri olan ve çeşitli gizemleri çözen Miss Marple karekterinin de içinde bulunduğu son kitap olma özelliğini taşımaktadır. Kitabın ana karakteri genç ve heyecanlı Gwenda, İngiltere’ye taşınma kararı alır ve bulduğu eski bir evi yenileme umuduyla satın alır. Ancak evin içinde yaşanan garip ve anlam veremediği olaylar Gwenda’nın heyecanını yarıda bırakır. Ne kadar değişiklik yaparsa yapsın ürkütücülüğünü bir türlü yok edemediği, evin çeşitli bölümlerinde yaşadığı huzursuzluk ve korku genç kadının kafasını karıştırmaktadır. Bu durumu araştırması için de tek güvenilir isim Miss Marple’ı çağırmaya karar verir. Kitap Agatha Christie’ye özgü beklenmedik örgüye ve bir çırpıda bitebilecek akıcılığa sahiptir.
Medyum – Stephen King
Yazdığı romanların büyük bir kısmı film ve dizilere konu olmuş başarılı yazar Stephen King’in en çok okunan kitabı olan Medyum, yine efsane yönetmen Stanley Kubrick’in yorumuyla çekilmiş “The Shining“in uyarlandığı romandır. Roman, filmden daha geniş bir hikâyeye sahiptir. Karakter gelişimlerini açıkça gözlemlendiği romanda, alkol problemlerini yenmeye çalışan ve bir yandan da öfke kontrol bozukluğu ile boğuşan öğretmen Jack Torrance’ın okuldan atıldıktan sonra yaşadıkları ele alınır. Hayatını düzene koymak isteyen Torrance bunun için kışın kapalı olan ve bakım isteyen Overlook Oteli’ne bakıcılık yapmaya gider. Yanında da genç eşini ve diğer çocuklarda olmayan yeteneklere sahip 5 yaşındaki oğlu Danny’i götürür. Otel hem mimarisi hem de izole oluşu nedeniyle adeta bu aile için bir kapana dönüşmektedir. Danny ve Jack’in otelde başlarına gelen olaylar gerilimi zirveye taşımaktadır. Stephen King daha sonra kitabın devamı niteliğini taşıyan Doktor Uyku’yu yayımlar ve Danny’nin daha sonra yaşadıklarını okuyucu ile buluşturur.
Uyuyana Kadar – S.J. Watson
Genç kadın bir sabah uyandığında kendisini hiç tanımadığı bir adamla, hiç bilmediği bir yerde aynı yatakta bulur. Bunun üzerine bu durumun tek gecelik bir kaçamak olduğunu düşünen kadın bir süre sonra sert gerçekle yüzleşir, yanında yatan adam kocasıdır. Kadın bir sebepten her gece uyuduğunda hafızasını kaybeder ve sabah her şeyi unutmuş olarak uyanır. Her gün aynı şok ve korku ile uyanan kadın için zamanla işler karmaşıklaşmaya başlayacaktır. Eşi olduğunu öğrendiği kişiye güvenmeli midir? Yoksa herkes mi güvenilmezdir?
Buz İkizler – S.K. Tremayne
6 yaşında birbirine tıpatıp benzeyen, buz kadar beyaz tenleriyle koparılmayacak sağlam bir bağa sahip olan Lydia ve Kristie tek yumurta ikizleridir. Bir gün ailenin başına acı bir olay gelir ve ikiz kardeşlerden Lydia balkondan aşağı düşerek hayatını kaybeder. Bunun üzerine aile, bu kaybın acısını başka bir yerde, yeni bir hayata başlayarak azaltabileceklerini düşünür. Bu kararın üzerine hemen İskoçya’nın küçük bir adasına taşınırlar. Bir gün ailenin dünyasını bir kez daha tepetaklak edecek bir olay yaşanır. Hayatta kalan küçük kız kardeş ailesine hiç beklenmedik bir şey söyler; “Neden bana Kristie deyip duruyorsun anne? Kristie öldü, ben Lydia’yım”. Bu cümleden sonra ailenin hayatında ardı arkası kesilmeyen bir gerilim başlar.
Ölüler Diyarı – Jean-Christophe Grange
Roman, şehirde gerçekleşen ve polis departmanını medya ile karşı karşıya getiren bir dizi cinayeti araştırması için efsane polis Stephane Corso’nun atanması ile başlamaktadır. Bu cinayetlerin ortak noktası ise öldürülen kişilerin bir dizi striptizci ya da seks işçisi olmasıdır. Corso hem bu kişiler arasındaki bağlantıyı çözmek için hem de küçük çocuğunu daha fazla görebilmek için büyük bir mücadele verecektir. Cinayetler için yaptığı derin çalışmalar esnasında elde ettiği ipuçları, onu karanlık bir geçmişi olan ve Goya’ya takıntılı bir ressama götürecektir. Roman derin kurgusu ve sürprizleri ile unutulmaz bir gerilim yaşatmaktadır.
Kurtlar İmparatorluğu – Jean-Christophe Grange
Psikolojik bazı sorunlar yaşayan, geçmişi ile ilgili bazı soru işaretleri olan ve sebebini bilmediği bir şekilde polis olan eşinden korkan genç bir kadının kafasını dağıtmak için bir pastanede çalışmaya başlamasıyla hayatını altüst edecek gerçekleri öğrenme yolculuğunu anlatan roman, Türkiye ile çok ilginç bağlantılar kurmaktadır. Genç kadının kökenlerini, şehirde bulunan Türk mahallelerinde yaşanan seks işçisi cinayetlerini ve takıntılı bir bilim adamını ortak bir kurguda birleştiren kitap, inanılmaz bir gerilime sürüklemektedir. Romanı okurken bir yandan gerilime kapılırken bir yandan da başarılı Fransız yazarın gözünden Türkiye’ye şahit olunmaktadır. Yazarın diğer kitaplarında da sık sık yer verdiği Türkiye ve Türk siyasi tarihi ülkemizde kendisini oldukça merak edilen bir yazar haline getirmiştir.
Rebecca – Daphne Du Maurier
Zengin, yakışıklı ve tutkuyla âşık olduğu eşini yakın bir zamanda kaybetmiş olan Max de Winter ile tesadüfen tanıştığı ve kısa süre içinde aşık olup evlendiği genç, masum ve mütevazı Bayan de Winter‘ın huzurlu bir yuva kurma hayali ile ünlü Manderley Malikânesine taşınmasını konu edinir. Ancak genç kadını burada bekleyen sürprizler vardır. Bayan de Winter ne yaparsa yapsın kısa bir zaman önce ölmüş Rebecca’nın gölgesinden kurtulamamaktadır. Evin çalışanları, aile bireyleri ve eşinin arkadaşları tarafından sürekli onunla kıyaslanır ve eşinin Rebecca’ya ne kadar âşık olduğunu dinleyip durur. Eşinin eski eşine saygı göstermeye çalışan Bayan de Winter, zamanla bu durumun içinde kapana kısılmış bir hale gelir ve Rebecca ile yüzleşmeye karar verir. Rebecca’yı araştırmaya başladıkça hakkında öğrendikleri Bayan de Winter‘ı bir ikileme sokacaktır; evliliğini kurtarmak için burada mı kalmalı yoksa kaçıp yeni bir hayat mı kurmalı?
Tepedeki Ev – Shirley Jackson
Netflix’in çok izlenen dizisi Tepedeki Ev’in uyarlandığı roman, diziye göre büyük farklılıklar göstermektedir. Gerilim ve gotik romanın efsane ismi Shirley Jackson’un en önemli kitaplarından biri olan Tepedeki Ev, sıradan insanların sıradan hayatlarından kaçmak için ürkütücü olaylara sığınışını anlatmaktadır. Doğaüstü varlıklara dair derin araştırmalar yapan Dr. Montague, namı tüm ülkeye yayılmış Tepedeki Ev’de araştırma yapmaya karar verir. Bunun için kendisine, biri evin genç mirasçısı olacak şekilde 4 kişilik bir ekip kurar. Evde yaşamaya başlayan ekip, evin kapılarının nereye açıldığını bir türlü öğrenemez ve bu gizemli evde sürekli kaybolurlar. Bu esnada ekibin en hassas ruhlu üyesi Eleanor’u fark eden ev, onunla çeşitli oyunlar oynamaya başlar.
Kızıl Nehirler – Jean-Christophe Grange
Zengin, zeki ve her konuda yetenekli öğrencilerin bulunduğu bir şehir üniversitesinin kütüphane görevlisi olan Remy Caillos’un cesedi, bir dağın tepesinde özenle cenin haline getirilmiş ve korkunç işkencelere uğramış halde bulunur. Aynı gün, bir ilkokula hırsız girer ve öğrenci kayıtları arşivden çalınır. Bu iki olayı araştıran biri deneyimli, biraz da sorunları olan polis ile bir diğeri çaylak, oldukça heyecanlı olan polisin yolları kesişir. Ardı arkası kesilmeyen cinayetler sonucu bir şehrin karanlık yüzü ve sınıf farkının insanları ne hale getirdiği inanılmaz gerilimle okura aktarılmaktadır.
Gözlerinin Ardında – Sarah Pinborough
Tekdüze bir hayat yaşayan ve bundan inanılmaz sıkılmış olan Louise, biraz şansız ve boşanmış bir annedir. Rutinden çıkmak için gittiği bir barda tesadüfen tanıştığı ve etkileyici bulduğu adamla öpüşen Louise’in hayatı bu öpücükten sonra kökünden değişir. Ertesi gün barda karşılaştığı adamı, yeni patronu olarak işyerinde gören Louise adamın genç, güzel ama bir o kadar da garip davranışları olan eşiyle tanışır. Genç adam ve eşi arasında gelgitler yaşayan Louise bir yandan da uyku terörü hastalığı ile mücadele etmeye çalışmaktadır. Bu esnada genç kadının eşinden ölesiye korktuğunu fark etmiştir. Ama tanıdığı adam kesinlikle korkulacak birisi değildir. Bu gizemi çözmeye çalışan Louise ve küçük oğlunun başına beklenmedik şeyler gelecektir.