Film sahnelerinin sanat eserlerinden ilham alması, sinemada oldukça yaygın ve güçlü bir anlatım tekniğidir. Sinemacılar sahnenin derinliğini arttırmak için sanata bolca göndermeler yaparlar. Bu sayede görsel anlatım zenginleşir ve izleyici görsel şölen yaşar. Filmlerinde sanata başvuran yönetmen ve filmlerini gelin inceleyelim…
1. Lars von Trier – “Melancholia” & Ophelia

Trier‘in Melancholia filmindeki Justine’in suya uzandığı sahne, John Everett Millais‘in “Ophelia” tablosuna doğrudan gönderme yaparak iki karakterin de derin melankoli ve depresyonla olan mücadelesini güçlü şekilde yansıtır. Shakespeare’in “Hamlet” eserindeki Ophelia karakterini tasvir eder. Viktorya Dönemi romantik anlayışı çerçevesinde, ölümün melankolik bir güzelliğe büründüğü bir yapıt olarak kabul edilir. Bu görsel benzerlik, her iki karakterin de içsel acılarını ve dünyadan kaçış arayışlarını resmeder.
2. Bernardo Bertolucci – “The Dreamers” & Venus de Milo

Biraz tablodan çıkıp çok uzaklaşmadan heykele gelirsek eğer The Dreamers filmindeki Isabella karakteri, Venus de Milo heykeliyle hem fiziksel hem de sembolik güçlü bir bağlantıya sahiptir. Venus de Milo, antik Yunan heykel sanatının en ünlü eserlerinden biridir ve güzellik, aşk ve zarafetin simgesi olarak kabul edilir. Milattan önce 130-100 yılları arasında yapıldığı düşünülen bu heykel, Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olarak bilinen Afrodit’i (Romalılar tarafından Venüs olarak adlandırılır) tasvir eder. Zarif ve idealize edilmiş güzellik sembolleri olarak karşımıza çıkar. Filmdeki aşk hayatı, kimlik arayışı ve toplumsal olaylara rağmen sanat, en büyük ilham olmuştur.
3. Luc Besson – “The Fifth Element” & The Broken Column

The Fifth Element filmindeki Leeloo’nun kıyafeti, Frida Kahlo‘nun The Broken Column tablosundan esinlenilmiştir. Frida Kahlo’nun 1944 yılında yaptığı The Broken Column adlı eseri, sanatçının hem fiziksel hem de duygusal acılarını güçlü bir şekilde ifade eden bir otoportredir. Bu tablo, Kahlo’nun yaşamı boyunca yaşadığı zorlukları ve bedenindeki acıyı sembolik bir dille anlatır. Leeloo’nun kostümü, ona özgü güç ve savunma mekanizması yaratır. Tablo, acının ve travmanın ifadesini kırık kolonla sembolize ederken, Leeloo bu kıyafeti mücadelesinin simgesi olarak temsil ettiği söylenebilir.
4. Luchino Visconti – “Senso” & The Kiss

Luchino Visconti’nin Senso (1954) filmi ve Francesco Hayez’in The Kiss (1859) tablosu arasındaki bağlantı, romantik ve dramatik temaları yansıtır. İtalyan romantik sanatının en ünlü tablolarından biridir ve birçok farklı anlam ve duyguyu içinde barındırır. Tabloda, öpüşen bir çiftin yoğun duygusal anı resmedilmiştir. Ancak bu sahne, sadece bir aşk ifadesi olmanın ötesinde, dönemin toplumsal ve siyasi bağlamında da önemli bir sembolik anlam taşır. Alida Valli ve Farley Granger‘in filmdeki öpüşme sahneleri, Hayez’in tablosundaki tutkulu öpücüğü anımsatır. Filmdeki kostümler ve sahne düzenlemeleri, tablodaki romantik estetiği ve duygusal yoğunluğu taklit eder. Bu benzerlikler, aşkın ve tutkunun derinliğini ve karmaşıklığını vurgular.
5. Woody Allen – “Midnight” in Paris & The Starry Night

Sadece film sahnelerinde değil, afişlerde de sanat eserlerinden ilham alınmıştır. Midnight in Paris filminin afişinde Vincent van Gogh’un “The Starry Night“ tablosundaki yıldızlı gece manzarasına benzer bir tasarım görülür. A Starry Night, sanatçının en ikonik ve tanınmış tablolarından biridir. Bu tablo, Van Gogh’un duygusal ve zihinsel dünyasının bir yansıması olarak kabul edilir ve aynı zamanda doğanın büyüleyici güzelliğini ve evrensel güçlerini etkileyici bir şekilde betimler. Afişin gece gökyüzü, Van Gogh’un tablosundaki dinamik ve hareketli yıldızlarla uyumludur. Filmde, Owen Wilson’ın canlandırdığı karakter geçmişe yolculuk yaparak Van Gogh’un sanatını ve Paris’in tarihi atmosferini keşfeder. Filmdeki gece manzaraları ve romantik temalar, tablodaki estetik ve duygusal derinliği yansıtır.
6. Peter Weir – “The Truman Show” & Architecture au clair de lune

The Truman Show (1998) filmi ve Giorgio de Chirico’nun Architecture au clair de lune (1914) tablosu arasında estetik benzerlikler vardır. Bu eser, Chirico’nun diğer birçok çalışmasında olduğu gibi, klasik mimari öğelerle donatılmış bir manzarayı tasvir eder ve izleyiciyi zaman ve mekandan bağımsız bir dünyaya taşır. Filmdeki yapay şehir ve mimari tasarımlar, tablodaki sürreal ve gizemli yapıları anımsatır. Truman’ın yaşadığı dünya, tablodaki geometrik ve boş mekanlarla benzer bir yabancılaşma hissi yaratır. Filmdeki ışık oyunları ve düzenli mekanlar, de Chirico’nun tablosundaki mistik atmosferi yansıtır. Bu görsel bağlantılar, filmin kapalı ve yapay dünyasını derinleştirir.
7. Martin Scorsese – “Shutter Island” & The Kiss (1908)

Scorsese, Shutter Island filminin bir sahnesinde Klimt‘in The Kiss tablosundan ilham alarak, Teddy karakterinin zihinsel karmaşasını yansıtmıştır. Gustav Klimt’in 1907-1908 yılları arasında yaptığı The Kiss tablosu, sanatçının en ünlü eserlerinden biridir ve özellikle Art Nouveau tarzının en belirgin örneklerinden biri olarak kabul edilir. Tablo, aşk, erotizm ve mistisizm temalarını zarif bir şekilde işleyen bir yapıt olarak bilinir. Shutter Island’daki sahnede semboller, karakterin içsel çatışmasını yansıtırken, The Kiss’te aşkın ve bağlılığın evrensel bir ifadesi olan figürler ön plana çıkar. Her iki eser de görsel unsurlarla izleyicide derin duygusal etkiler yaratır.
8. Stanley Kubrick – “A Clockwork Orange” & Prisoners Exercising

Stanley Kubrick’in A Clockwork Orange filmindeki distopik dünya, şiddet ve kontrol temalarını sert renkler ve simetrik kompozisyonlarla vurgular. Benzer şekilde, Van Gogh’un Prisoners Exercising tablosu, döngüsel hareketlerle hapsedilmişlik duygusunu güçlü bir şekilde aktarır. Sanatçının son dönem eserlerinden biridir ve özellikle sanatçının psikolojik durumunu ve sosyal eleştirilerini yansıtır. Tabloda, bir grup mahkumun hapiste egzersiz yaptıkları bir sahne betimlenir. Kubrick’in filmi, bireyin iradesinin yok edilişini sert ve stilize bir şekilde sunarken, Van Gogh’un tablosu ise hapishanedeki monotonluğu ve çaresizliği görsel olarak yansıtır. Her iki eser de insanın özgürlüğe duyduğu özlemi ve zorunlu disiplinin boğuculuğunu ele alır.
9. Gustav Deutsch – “Shirley: Vision of Reality” & New York Movie

Gustav Deutsch‘un Shirley: Visions of Reality filmi, Edward Hopper’ın tablolarını canlandırarak, 1930’lar Amerika’sındaki yalnızlık ve içsel dünyaya odaklanır. Edward Hopper’ın 1939 yılında yaptığı New York Movie adlı tablosu, sanatçının şehir yaşamı ve insan ilişkileri hakkındaki gözlemlerini derin bir şekilde yansıtır. Tablo, bir sinema salonunun iç mekanını ve izleyicilerin farklı durumlarını tasvir eder. Bu filmde yer alan sahnelerden biri, Hopper’ın New York Movie tablosuna doğrudan bir referans niteliğindedir. Tablodaki yalnız kadın figürü, sinema salonunun loş ışığında, kendi düşüncelerine dalmış bir şekilde resmedilirken, filmdeki sahne de benzer bir melankolik atmosfer yaratır. Her iki eserde de kadın karakterin içsel dünyası ve modern hayatın yarattığı izolasyon güçlü bir şekilde vurgulanır.
10. Ridley Scott – “Blade Runner” & Nightawks

Son olarak Ridley Scott da sinemasında sanatı kullanmaktan çekinmemiştir. Blade Runner (1982) filminin kasvetli ve karanlık havasının ilham kaynağı Edward Hopper’ın Nighthawks eseri olmuştur. Edward Hopper’ın 1942 tarihli Nighthawks adlı tablosu, sanatçının şehir yaşamındaki yalnızlık ve izolasyon temalarını etkileyici bir şekilde yansıtır. Bu tablo, özellikle gece geç saatlerde bir kafede oturan insanları tasvir eder ve birçok sosyal ve psikolojik temayı işler.
KAYNAKÇA
- https://artsandculture.google.com/?hl=en
- “Film Meets Art I”. Vimeo, Vugar Efendi, 2017, https://vimeo.com/158235317, 30.08.2024
- “Film Meets Art II”. Vimeo, Vugar Efendi, 2017, https://vimeo.com/158235317, 30.08.2024
- Melancholia. Yönetmen Lars von Trier. Denmark’s Zentropa, 2011. Film
- The Dreamers. Yönetmen Bernardo Bertolucci. Peninsula Films. 2003. Film
- The Fifth Element. Yönetmen Luc Besson. Columbia Pictures. 1997. Film
- Senso. Yönetmen Luchino Visconti. Lux Film. 1954. Film
- Midnight in Paris. Yönetmen Woody Allen. Gravier Productions. 2011. Film
- The Truman Show. Yönetmen Peter Weir. Scott Rudin Productions. 1998. Film
- Shutter Island. Yönetmen Martin Scoersese. Phoenix Pictures. 2010. Film
- A Clockwork Orange. Stanley Kubrick. Hawk Films. 1971. Film
- Shirley: Vision of Reality. Gustav Deutsch. 2013. Film
- The Dark Knight. Christopher Nolan. Warner Bross. 2008. Film
- Blade Runner. Riddley Scott. The Ladd Company. 1982. Film
- Ilgın, Serap. “Ünlü Tablolardan İlham Alan 19 Etkileyici Film Sahnesi”. Listelist, 20 Kasım 2019, https://listelist.com/tablolardan-ilham-alan-filmler/. 30 Ağustos 2024