Gerçek Bir Hikayenin Kurgusu: Kırmızı Pazartesi

Kübra Canbaz Akça
Kübra Canbaz Akça
İçimden sen geçiyorsun.. Yalnız Ve birden .. https://www.instagram.com/kubra_canbaz_istisna
spot_img

“Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi öz yaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.”

Gabriel Garcia Marquez

Gabriel García Márquez’in yapmak istediğini en iyi uyguladığı kitabı olarak gördüğü Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği ancak kimsenin bir şey yapıp engel olmadığı bir cinayeti konu almaktadır. “Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır.” derken de konunun bağlayıcıyı ve kişilerin vicdani boyutlarına el uzatması noktasında yönlendirilmesidir. Yazıldığı dönemde hem Kolombiya’da hem de dünyada büyük bir etki yaratan kitabın içeriğine bakacak olursak: 

Gabriel Garcia Marquez bu romanında geleneksel bir yaklaşımı gözler önüne sermiştir. İşlediği konu gereği okuyucuyu sosyal bağlamda sarsan bir yapıya sahiptir. Geleneksel geçmişe göz attığımızda bir çok örneğine şahit olduğumuz bir konu Kolombiya merkezli dile getirilmiş ve aslında sadece ülkemizde olmayan genel bir konuyu okuyucuya sunmuştur. Namus.. 

Márquez’in namus kavramını baz alarak anlattığı hikayesinde asıl amaç ise vicdanı ve önyargıyı, ataerkil düzeni ve namusu hatta ahlakı ve toplum-birey çatışmasını edebi bir dille bir kurguda bir araya getirmektir. Bunu bir olay örgüsünde birleştirirken herkesin kendi iç dünyasında doğru ve iyiyi sorgulamasını sağlar.

Gerçek Bir Hikayenin Kurgusu

Usta yazar Kırmızı Pazartesi romanını çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayeti baz alarak yazmıştır. Romanın başkişisi Nasar’ın daha ilk cümlede öleceğini belirten kitapta Nasar’ın kim tarafından ve neden öldürüldüğünü açıklığa kavuşturmak isteyen bir polisiye olarak kurgulanır. Anlatıcımız olayın üzerinden yirmi üç yıl geçtikten sonra doğduğu kasabaya gelir. Bu cinayet hakkında araştırma yapan bir gazetecidir ve olaya tanıklık eden kişilerle görüşür. Görüştüğü kişilerden edindiği bilgiler farklı Ve çarpıtılmış şekilde sunulmaktadır. Dolayısıyla tek bir gerçek yoktur. Gözlemci bakış açısıyla cinayetin nasıl işlendiğini röportaj tekniğini kullanarak yazar ve bunu yaparken olayın iç yüzünün ne kadar acımasız bir sonuca bağlandığına şahit olur. 

Yazarımız olayı kendi eşsiz anlatımıyla bize sunarken sosyokültürel ve psikolojik açıdan toplumu sorgulamaktadır. Romanı okuyan kişilere sadece kurguyu aktarmakla kalmayıp okuyucuyu düşünmeye ve tartışmaya zorlamaktadır.

Namus kavramına değinmek gerekirse, kitapta temel alınan bu kavram genel geçer düşünce yapılarına dikkat çekmek için vurgulanmıştır. Kişilerin kendilerini, eylemlerini meşru ve haklı gördükleri noktaların aslında ne kadar yanlış olduğuna dikkat çekilmek istenmiştir. Toplumsal çözülmenin yalnızca suçu işleyenden kaynaklı olmadığını sessiz kalan herkesi içine aldığını vurgulamıştır.

Sonu Daha İlk Cümlelerden Belli Olan Bir Kahramanın Hikayesi…

“Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30’da kalkmıştı.” (S.11)

Roman kahramanı Santiago Nasar ile başlayan roman ilk satırlardan kahramanımızın öleceği ilanını vermiştir. Ancak sonun baştan belli olması kitaba sürükleyiciliğinden bir şey kaybettirmemiştir. Dikkati üzerine çeken bir cümleyle başlayan kitap oldukça iradeli bir şekilde aynı heyecanla devam etmiştir. Acımasız bir plan ve hiçbir şeyden haberi olmayan bir gencin günlük yaşantısına uyanması sonrasında yaşananlar… Bilinenler ve buna rağmen susan büyük bir kitle… İşte yazar tam bu noktada kişilerin kültürel ve psikolojik değerlerini sorgulamaktadır. Suçun ne ve suçlunun kim olduğunu etkileyici bir dille okuyucunun önüne sermiş seçim hakkını değerleri bağlamında herkesin kendi inisiyatifine bırakmıştır.

Kitap konsantre olarak okumayı gerektiren bir kitaptır. Karakter sayısının çok olmasıyla birlikte dikkat dağınıklığı halinde kurguda ve karakterler arasında bir karmaşa yaşanması muhtemel.  Kısa ama sarsıcı bir kurguya sahip romanda, yazar, oldukça usta bir dil kullanmıştır. Çoğu zaman sohbet havasıyla kurguyu okura aktarmıştır. Karakterlerin psikolojik analizlerini çok iyi yapmış, duygu ve düşüncelerine çok başarılı şekilde girmiştir ve bir gencin ölümüne anlatırken aslında toplumsal bir çöküşü ve çözülmeyi gözler önüne sermiştir.

Kaynakça:

Marquez, G.G. (2016). Kırmızı Pazartesi. İstanbul: Can.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Nasıl Popüler Oldu: Skyfall

Adele'in kült parçası Skyfall'un zirveye tırmanma öyküsüne bir bakış.

Taxi Driver Filminden Unutulmaz Replikler

Taxi Driver filminin yalnız adamı Travis Bickle'ın adım adım delilikten ''sözde'' kurtarıcılığa evrildiği hikayesinin unutulmaz repliklerini derledim.

Editor Picks