Söylenti Edebiyat Ekibi olarak birbirinden farklı kelimelerin etimolojisini incelediğimiz serimizde “gelincik” kelimesinin etimolojisini inceledik!
Gelincik Çiçeğinin Etimolojisi
Kırılgan ve narin bir yapısı vardır gelincik çiçeğinin, kırmızı yaprakları dokunulduğu an dökülecek gibidir. Gelincik çiçeğinin ayrılığı simgelediği söylenir. Hassasiyeti, inceliği, kibarlığı ve hüznü de sembolize eder. Hüznü temsil edişi belki de dokunulsa dökülecek kadar hassas yapraklarındandır. Papaver (Papaver rhoeas), gelinciğin Latince adıdır. En eski Türkçe kelimelerden olan “gelin” kelimesine “-cık” eki getirilmesi ile oluşturulmuştur. Eski Türklerde gelinlik kırmızı renktir bu nedenle açan çiçeği gelinliğe benzetmişlerdir ve “gelincik” demişlerdir. Çukurova ağzında “pampal” denmektedir gelincik çiçeğine. Çukurova’nın halkını, taşını, toprağını güçlü kalemiyle anlatan Yaşar Kemal‘in kitaplarında da geçer pampal kelimesi. “Toprak ağzına kadar pampal dedikleri kır laleleriyle dolmuştu.”
Mitolojide de tıpkı sanat dallarında olduğu gibi farklı bir yeri vardır bu çiçeğin. Mitolojideki yeri ise Yunan mitolojisinde uyku tanrısı olarak bilinen Hypnos ile ilişkilendirilebilir. Hypnos gelincik familyasından olan haşhaşın yapraklarını kullanarak insanlar için taç yapar. Bu tacı takanlar uzun bir uykuya dalar.
Edebiyatta Gelincik Çiçeği
“gerçekte bir sevinç, mutluluk yok değildir yüreklerimizde
sevgiler umutlar yok değildir
öyleyse neden çabuk küseriz birbirimize
çabuk öfkeleniriz
durup durup böyle hüzünlenmemiz neden
anlamıyoruz da ondan mı yoksa
bir bütün olduğunu mutluluğun
umudun bir bütün olduğunu
seziyor muyuz yalnızca
baktıkça gelincik tarlalarına uzaktan
öyle bir arada güzel
yaşamanın lezzetini
kanımızı tutuşturdukça gün günden
buğusunu saldıkça
bir tütün dumanı gibi yaktıkça genzimizi.”
Edip Cansever
Şairlere ilham kaynağı olmuştur kısa ömürlü gelincik. Edebiyatta şiirlerde sıklıkla adı geçer. Edip Cansever’in “Gelincikler” şiiri edebiyatta kullanımına verilebilecek güzel örneklerden biridir.
Tarihte Gelincik Çiçeği
“Flander kırlarında gelincikler açar
Sıra sıra haçlı mezarlar arasında,
Yerlerimizi gösteren ve gökyüzünde
Hala cesurca öten tarla kuşları uçar
Hafifçe duyulur aşağıda silahlar ortasında.”
I. Dünya Savaşı’nda Kanadalı bir cerrah John McCrae, çatışmaların yoğun olduğu Batı Avrupa’da, çatışmalarda çok fazla insanın hayatını kaybettiği Flanders Tarlaları’nda gelincik çiçeklerinin açmasının ardından Flanders Tarlaları’nda/Kırları’nda (In Flanders Fields) adlı şiiri yazmıştır. Gelincik, ölümle, yıkımla, insanın kendini feda etmesiyle ilişkilendirilmiştir. Günümüzde her Anma Günü’nde Dünya’da ve Kanada’da milyonlarca kişi tarafından okunmaya devam etmektedir.
Resimde Gelincik Çiçeği

Gelincik çiçeği edebiyatın yanında resimlerde de kullanılmıştır. Örneğin Claude Monet’nin tablosunda görebiliriz. 1873 yılında bitirdiği bu tablo sanatla gelinciğin birleşimine en güzel örneklerden biridir.

Gelincik çiçeklerinin olduğu bir tablo daha vardır ki o da Van Gogh’un Gelincik Tarlaları adlı eseridir.
Kaynakça:
https://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/9.php#:~:text=L%C3%A2tince%20ad%C4%B1%20Papaver%20olan%20%22Gelincik,ekinin%20il%C3%A2vesiyle%20meydana%20geldi%C4%9Fini%20s%C3%B6yl%C3%BCyor Erişim Tarihi 30.12.2023.
https://manifold.press/hirt-hisir-gelincik Erişim Tarihi:06.01.2024.
https://www.tablohane.com/blog/claude-monet-gelincikler-tablosu-coquelicots-poppy-field-1140 Erişim Tarihi: 06.01.2024.
Çiçek Doktoru. Ersan, Ümit. İstanbul: Destek Yayınları, 2022.
https://tr.gov-civ-guarda.pt/flanders-fields Erişim Tarihi: 07.01.2024.
Yekpare Karakış, Yaşar Kemal’in Romanlarında Çukurova Ağzına Ait Sözcükler ve Etimolojileri (Yüksek Lisans Tezi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019; 106)