Geçmişten Bir Zaman Dilimi: Truva Savaşı

spot_img

Truvalı Helen ve Paris’in yasak aşkı bir kentin yok olmasına ve pek çok insanın yaşamını yitirmesine sebep olmuştu. Hem mitolojik hem de insani bir boyutu olan bu savaşta tanrılar arasında kutuplaşmalar meydana gelmiştir ve sonrasında Homeros’un “İlyada Destanı”na da konu olmuştur. Bu destanda savaşla ilgili insanlığın çektiği acılar yer almaktadır. Savaşın başlamasının altındaki sebeplerden biri de, altın elmanın üç güzel tanrıçadan hangisine verileceğine dair yapılan yarışmaydı.

Fitne Tanrıçası Eris’in İntikamı

Deniz Tanrıçası Thetis ve ölümlü Kral Peleus’un görkemli düğünlerine, Fitne Tanrıçası Eris dışında, hemen hemen tüm tanrı ve tanrıçalar, bazı ölümlüler davetliydi. Düğüne Eris’in girişi, Zeus’un Hermes’e emriyle kesin suretle yasaktı. Bu durum karşısında Eris sinsi bir plan uygulayıp kalabalığın ortasına üzerinde “en güzele” yazılı bir elma fırlattı. En güzelin kendisi olduğuna inanan üç tanrıça Athena, Afrodit ve Hera kendi aralarında tartışmaya başladı. Düğündeki kimse bu tartışmaya dahil olma niyetinde değildi. Çünkü biliyorlardı ki kimi seçerlerse diğeri intikam almak için elinden geleni yaparardı.

Zeus sorunu çözmek için Hermes’e, bu üç Tanrıçayı genç prens Paris’e götürmesini emretti. Paris ise, Menelaus’un ölümlü karısı Helen’i ona aşık etmeyi vaat eden, Afrodit’i seçerek savaşın talihini belirledi. Sözü geçen kadın ise Truvalı Helen’di.

Paris’in Helen’i Kaçırması

Paris, Truvalı Helen’i ilk kez, Helen’in babası öldükten sonra tahta oturan eşi Menelaus’a olan ziyaretinde görmüş ve aşık olmuştu. Bu ziyaret sırasında Menelaus’un katılması gereken bir cenaze olduğundan, eşi Helen’i yanına almamıştı. Afrodit’in söz verdiği hediyeyi almak isteyen Paris bunu fırsat bilerek Helen’i kaçırdı.

Döndüğünde Helen’i sarayda bulamayan Menelaus, Odysseus ile birlikte Paris’in kaçırdığından emin bir şekilde Truva’ya giderek genç kadını geri vermelerini istedi. Truva Kralı savaşmak istemiyordu. Fakat oğullarının ısrarı üzerine Helen’i geri de vermiyordu. Bunun sonucunda Menelaus daha güçlü bir orduyla geri geldi ve on yıl süren savaşın ilk dokuz yılını, civar köylere baskın yapıp gardlarını düşürerek geçirdi.

Savaşın Tarafları

Bu savaşta Athena ve Hera, Hermes ve Hephaistos Yunanlıların tarafında; Afrodit, Apollo ve Artemis ise Truvalılar tarafındaydı. Aynı zamanda Yunanlılar tarafında son derece usta bir savaşçı ve ölümsüz olan Akhilleus vardı. Agamemnon da liderliği üstlenmişti. Truvalılar tarafında ise ölümlülerden Paris’in abisi Hektor başı çekiyordu. Fakat onun için mükemmel bir sonun beklendiği söylenemez. Akhilleus tarafından öldürülüp cesedi günler boyunca Truva etrafında bir at arabasının arkasında sürüklendi ve sonrasında cesedin teslim edilmesi için tanrılar araya girerek, savaşa on iki gün ara verildi.

Athena’nın Adağı(!) ve Bir Kentin Yıkımı

Savaşın ilerleyen günlerinde Yunanlılar, Truva’nın surlarını aşıp savunmalarını halen daha yıkamamıştı. Fakat Odysseus onları Truva’ya sokacak bir plan hazırlamıştı. Athena’nın da yardımıyla içi boş devasa ahşaptan bir at yapıp savaşçıları içine doldurduktan sonra atın, Athena’nın adağı olduğunu söyleyip içeri sokmayı başarmışlardı. Gece olup herkes uykuya daldığında savaşçılar attan dışarı çıkıp Truva’nın savunmasını çökerterek ve kenti yağmalamışlardır. Şimdilerde bu atın bir prototipini Çanakkale‘de görmeniz mümkündür.

Bu savaş yıllardır destansı anlatımlarıyla herkesi büyülese de arka planında bir kentin yıkılışı, birçok büyük kahramanın ölümünü barındırır. Akhilleus’un savaşı, Odysseus’un kurnazlığı, Paris’in aşkı, Helen’in geri verilmemesi gibi tüm olaylar birleşerek Truva’nın trajedisini oluşturdular. Yağmalanan kentle birlikte Hektor, Paris tarafından topuğundan vurularak ölen Akhilleus ve daha pek çokları böylece tarihe karıştı.

Kaynakça:

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.