Bir şiirinde “Bu şiir acıdan başka ne verdi sevgilim bana” diyen fakat yine de şiir yazmaktan vazgeçmeyen Furuğ Ferruhzad, İran Edebiyatının önemli kadın şairlerinden birisidir. Yazdığı pek çok şiirle döneminde dikkat çekmesinin yanında, günümüzde hâlâ kadın şairler arasında göz önünde olmayı başarmaktadır. Onu diğer şairlerden farklı kılan en önemli özelliği kelimelerle ustaca oynuyor oluşudur. Ferruhzad, kelimelerle oynarken okuyucunun derinlerinde sakladığı duyguları da öne çıkararak okuyucuya eşsiz bir zevk sunmaktadır. Toplu şiirlerinden oluşan, Rüzgâr Bizi Götürecek isimli kitabı da okuyucunun duygusal bir yolculuğa çıkmasına yardımcı olur. İşte bizi duygusal bir yolculuğa çıkaracak o en güzel alıntılar sizlerle!

- “Yangınıma sebep gizli bir arzunun ateşidir
bir kucağın bir göğsün arzusu
gözlerindeki gülüşün arzusu
sessiz bir öpücüğün arzusu” (s.23) - “Benden gitmişsin sen ve ben hâlâ saflık içinde
inanmak istemiyorum vefasızlığına, sevginin bittiğine
gönlümü öyle bağlamışım ki senin sevgine
bir başkasına gönül vermem bundan böyle.” (s.35) - “Ay şahit, onun taş kalbini
ben yumuşattım sevgimin büyüsüyle
ay şahit, coşkunun gözyaşları titredi
onun tarifsiz, vahşi gözlerinde” (s.36) - “Gittim… bağışla beni, vefa yoktu deme onda
çare kalmamıştı kaçmaktan başka
günah ve çılgınlık vadisine çekilmişti
bu ıstırap dolu, ateşten aşk umutsuzlukla” (s.41) - “Dillendirilmemiş bir hikâye var gönlümde
suskunluk kilidini vurma dudaklarıma
çöz ayaklarımdaki ağır prangaları
gönlüm perişan bu sevdayla
gel… kendinden başkasını düşünmeyen adam
gel, aç kafesin kapılarını
zindana mahkûm edeceksen ömrümü
son anlarımda olsun özgür bırak beni” (s.46) - “Çek o tarağı saçlarımdan anne
sil gözlerimdeki sürmeyi
çıkar üstümdeki gömleği
hayat yok bana zindanımdan gayrı
burnunun dibine girsem de umurunda değilim
neye yarar güzelliğim
kır bu aynayı anne
süslenmek neyime benim
kapatın kapıları ve söyleyin onun dışında
kimseyle bir bağım kalmadığını,
nedenini soran olursa
korkum yok açıklayın âşık olduğumu” (s.55) - “Belki de küçük kalbimdekileri sessizlikte
saklamaya gücüm yoktur benim
bırak şarkım söylesin sırrımı
bırak gizlediğimi ortaya dökeyim” (s.64) - “Aynı dili konuşmuyoruz ki anlatayım ona
korkunç kaderimin sırrını
şüphe yok ki kimse benim yaptığım gibi
acısına maya etmemiştir kendini
ruhumdaki kederin sebebi, benim.
bir çare yok buna
zincire vurulmuşum inliyorum
bir bağım yok zincirin halkasıyla” (s.70) - “Yol aramıyorum gündüzün şehrine
kuşku yok ki bir mezarın derinliklerinde uykudayım
cevherim var fakat onu korkudan
gönlümün bataklıklarında saklamaktayım” (s.105) - “Beni ve ruhumu kavuran acıyı
iyisi mi düşünme sen
acıdan yakınmam
alevden yanmam ben” (s.123) - “Kendimin olmadığı bir aynaya bakar gibi baktım kendime
hep bir iz buldum onda senden
bazen kudretinden, bazen adaletsizliğinden
bazen senin kendine tapınan gözlerinden” (s.148) - “Yarın, çıkıp gelmeseydi yoldan
senin yanında kalırdım sonsuza dek
aşkının güneşinde
aşkımın şarkısını okurdum sonsuza dek” (s.176) - “Sana ait anların yakıcı kanını
susamış bedenimle emiyorum
öyle zevk alıyorum ki senden
senin Tanrı’nı bile hiddetlendiriyorum” (s.188) - “Bir gölgede bıraktım kendimi
aşkın güvenilmez gölgesinde
mutluluğun firari gölgesinde
gelip geçiciliğin gölgesinde” (s.210) - “Haklısınız
ben ölümümden sonra
aynaya bakmaya yeltenmedim hiç
ve o kadar ölüyüm ki
ölümden başka hiçbir şey kanıtlayamaz varlığımı… (s.245) - “Yapamazdım artık yapamazdım
yolun inkârından geliyordu ayak seslerim
ve umutsuzluğum daha büyüktü ruhumun direncinden
ve o bahar ve o yeşil evham
penceremin önünden geçen
gönlüme
‘bak’ diyordu
‘hiç yol almamışsın sen, batmışsın…'” (s.251) - “… ve dinlerdin
inleyerek akan kanımı
gözyaşlarıyla can veren aşkımı
sen dinlerdin
ama görmezdin beni” (s.271) - “Ve işte böyledir
biri ölür
ve geride kalır biri
hiçbir avcı
çukura dökülen sığ derede
inci avlayamaz” (s.274) - “Çiçekleri düşünmüyor kimse
balıkları düşünmüyor kimse
kimse
kalbi güneşin altında iltihaplanan
hafızası yeşil hatıralardan usul usul boşalan bahçenin
ölmekte olduğuna
inanmak istemiyor
ve bahçenin duygusu sanki soyut bir şeydir
çürümüştür kendi yalnızlığında” (s.292) - “Kimse güneşle tanıştırmayacak beni
kimse serçelerin şölenine
götürmeyecek beni
uçmayı anımsa
kuş ölümlüdür.” (s.302)
Kaynakça
Ferruhzad, Furuğ. Rüzgâr Bizi Götürecek. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul: 2024.


