Frida Kahlo: Aşkın Ve Acının Kadını

“Umarım çıkış eğlencelidir ve umarım bir daha asla dönmem.”

Frida Kahlo

Bu cümleyi, Frida Kahlo, ölümün kapısı kendisine açılmadan hemen önce sarfetmiştir. Topluma mal olmuş bir isim olan Kahlo son cümlesiyle de kendi kişiliğini ve zorlu yaşamını bir kez daha vurgulamıştır.

Etkileyici eserleri ve kişiliğinin yanında ilgi çekici yaşam öyküsüyle enteresan bir tablo çizen Frida Kahlo, bir çoğumuza başarılı otoportreleri ile kendini tanıtmıştır. Hayatı, eserleri ve kişiliği ile kendine ait kocaman ve özgün bir dünyaya sahiptir.

Frida Kahlo Hayatı

Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon olan Meksikalı bir ressamdır. 1907 yılında doğan Frida henüz 47 yaşındayken hayata veda etmiştir.

Frida Kahlo’yu tanınır kılan yalnızca sanatı değildir. Özel hayatı ve politik görüşleriyle de kendi dönemi ve sonrasında da dikkat çeken bir kadındır.

Acı ve Şanssızlıklarla Dolu Bir Yaşama Karşı: Anka Kuşu

Anka kuşu küllerinden yeniden doğan bir kuş olarak bilinir. Frida Kahlo için yapılan bu Anka kuşu benzetmesi de hiçbir durumda pes etmeyen, hem bedensel hem de ruhsal yönden hep canlanan kişiliğine bir atıftır. Çocukluk döneminde başlayan şanssızlıklar ve acılar yaklaşık yarım asır olan ömründe hız kesmeden devam etmiştir.

Yaşarken Ünlü Olan Nadir Bir Ressam: Frida Kahlo

Başarılı bir sanatçı olan Frida, dönemin ünlü ressamlarınca da dikkat çeken bir kadındır. Öyle ki; Picasso’nun Frida Kahlo için “Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz.” sözü hayranlık uyandırıcı bir başarının eseridir.

Feminist Ve Devrimci Bir Çizgi: 20. Yüzyılın Popüler Kültür İkonu

Meksika doğumlu ressam hem başarılı bir sanatçı hem bir feministtir. Bununla birlikte döneminin politik çerçevesinde aktif olarak bulunan bir devrimci olarak dikkat çeker. Kişiliğindeki bu keskin çizgiler ile yaşamında, henüz hayatta iken, adını duyurmuş nadir sanatçılar arasına adını kazımıştır. 20. Yüzyılın popüler kültür ikonu haline gelen ressam, bazıları tarafından sürrealist olarak tanınsa da bunu asla kabul etmemiştir.

Frida Kahlo’nun sanata yönelmesinin en büyük etkisi zorlu yaşamıdır. Öyle ki; hayatındaki acıları unutabilmek adına resme sarılmış ve ardında 143 tane eşsiz tablo bırakmıştır.

Bu kadar “acı dolu yaşam” ve “şanssızlık” ibarelerinden sonra Frida Kahlo’nun hayatına gelecek olursak;

6 Temmuz 1907 Meksika doğumlu sanatçımız oldukça radikal bir kimlik taşır. Bunun en belirgin ve saygı duyulması gereken ibaresi ise doğum tarihini sonraki yıllarda Meksika’nın devrim tarihi olarak değiştirmesidir. Çünkü Kahlo’ya göre, hayatı, modern Meksika’nın doğuşu ile başlamalıydı. Bu nedenle doğum tarihini 7 Temmuz 1910 olarak değiştirmiştir.

Nahoş Bir Lakap: Tahta Bacak Frida

Kahlo’nun çocukluk döneminde henüz 6 yaşında iken geçirdiği çocuk felci acılarla dolu hayatının başlamasında ilk adımdır. Bu rahatsızlık ile o dönemde birçok çocuğun ölmesi ancak kendisinin bununla başa çıkması “Anka kuşu” tanımıyla örtüşen bir durumdur. Hastalığı direnci ile yenen Frida, hayatı boyunca taşıyacağı bir izle bu hastalıktan çıkmıştır. Bir bacağı diğerine göre daha ince kalmış ve “Tahta bacak Frida” gibi lakaplara maruz kalmıştır.

Bacağındaki rahatsızlık sebebi ile hayatı boyunca uzun etekler giyecek olan Frida, çocukluk dönemini bir erkek çocuğu gibi geçirmiştir. Tıbba merak salmış ve dönemin en iyi okullarından “Ulusal Hazırlık Okulu”na girerek bir ilke imza atmıştır. İlke imza atmasının önemli bir detayı ise girdiği okuldaki ilk kız öğrenci olmasıdır.

17 Eylül 1925: Dönüm Noktası

Frida Kahlo için yaşam oldukça zor başlamıştır. Ancak bu zor başlangıçla talihi iyiye dönmemiş ve sorunlar katlanarak devam etmiştir. 17 Eylül 1925 tarihinde geçirdiği bir kaza Frida için hem bir dönüm noktası hem bir karanlık çıkmazı olacaktır.

17 Eylül 1925 tarihinde Frida Kahlo bir kaza geçirmiştir. Kaza esnasında karnından girip omurgalarını zedeleyen bir demir çubuk Frida için ölümle yüzleşmedir. Ancak Anka kuşu bununla da başa çıkmış ve zorlu bir tedavi sürecine girmiştir.

Uzun süre yatarak tedavi altına alınan Frida için çabalayan babası, Frida için bir yatak yapmış ve yatağının tavanına bir ayna asmıştır. Sürekli kendini izleyen Frida için ise dönüm noktası bu ayna ile başlayacaktır.

Frida Kahlo tavanında asılı ayna yardımıyla ilk otoportresini çizmiştir. Ressamın arkasında bıraktığı eserlerinin büyük bir kısmı da bu şekilde devam edecektir.

Güvercin Ve Filin Birlikteliği: Engel Tanımaz Bir Aşk

Frida Kahlo yaşadığı bu sancılı dönem sonrasında sanatına iradeli bir adım atmıştır. 2 yıl kadar süren tedavisi sonrasında yürümeye başlamış ve siyasete aktif olarak giriş yapmıştır. Meksika komünist parti üyeliği olan Frida burada Meksikalı Michalangelo (Diego Rivera) adında bir ressamla tanışmış ve çift 1929 yılında tüm karşı çıkışlara rağmen evlenmiştir.

Frida Kahlo’nun eşi Michalangelo kendisinden 21 yaş büyük ve sadakatsizliği ile tanınan bir adamdır. Ve sanatçımız bu adamın 3. eşidir. Çalkantılı ve karmaşık bir evlilik hayatı yaşayan Frida eşinin kendisini aldatmasıyla boşanma kararı almış ancak bir yıl sonra tekrar evlenmiştir.

Birbirlerinden kopamayan çift ikinci kez evlendikten sonra daha rahat bir hayat yaşamış her ikiside başka kişiler ile ilişki yaşayarak evliliklerine devam etmiştir.

Evlilikleri boyunca çiftin hiç çocuğu olmamıştır. Tutkuyu ve aldatmayı aynı tablo içinde sergileyen çift birbirlerinin hep yanında durmaya devam etmiştir. Frida, bebeğini kaybettiğinde ise aşağıdaki tabloyu yapmıştr.

????? ????? ? a Twitteren: "Frida ve Diego, 1932'de Detroit'e giderler. Frida hamiledir, ama 4 Temmuz 1932'de bebeğini kaybeder. Bu resmi, hastanede geçirdiği günlerden. Bebeğini kaybettiği için gözleri yaşlı ve yatak kan

Frida Kahlo’nun sağlık durumu sürekli kötüye gitmektedir. Kötüye giden bu sağlık durumunda bile sanatçımız inatçı ve güçlü kişiliği ile sergiler açmış, şöhretini yaymış, daha çok resim yapmış ve bir sanat okulunda öğretim üyesi olarak görev almıştır.

Ülkesindeki ilk kişisel sergiyi açan Frida, kangrenden dolayı bacağını tamamen yitirmiş ve 1954 yılında akciğer embolisi teşhisi ile hayata veda etmiştir.

Son Eseri: Yaşasın Hayat

Bu kadar hızlı ve karmaşık bir hayatın içinde yaşama son vurgu “Yaşasın Hayat”..

Yaşasın hayat isimli son portresinden sonra hayata veda eden sanatçının cesedi ölümünden hemen sonra yakılmıştır. Külleri ise Frida Kahlo’nun çocukluğunu geçirdiği “Mavi Ev” de sergilenmektedir. Mavi ev, Frida’nın ölümüyle birlikte eşi tarafından devlete bağışlanmıştır.

İstisna yazarlara, İstisna zamanlara..

Kübra Canbaz Akça
Kübra Canbaz Akça
İçimden sen geçiyorsun.. Yalnız Ve birden .. https://www.instagram.com/kubra_canbaz_istisna

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks