Frank Herbert‘ın kaleme aldığı, çok uzak bir gelecekte geçen ve çok güçlü alt mesajları olan Dune serisinin 4. kitabı olan Dune Tanrı İmparatoru, II. Leto‘nun dönüşümünün ardından evrende olanları işliyor. Evrende yarattığı korku ve imparatorluğunun evrene olan etkisini işleyen bu kitaptan altını çizdiğim yerleri sizler için derledim.
Serinin birinci kitabı Dune, ikinci kitabı Dune Mesihi ve üçüncü kitabı olan Dune Çocukları adlı kitapların alıntısına tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- “Rastlantı evrenimizin doğasında var.”
“Hayır! Rastlantı değil, kötülük var.” (s.30) - Kötülükle başa çıkmak yaratıcılığımızı güçlendirir. (s.31)
- Kaos sürpriz değildir. Kaosun öngörülebilir nitelikleri vardır. (s.38)
- Size diyorum ki, bizler mucizeyiz ve anılarım bunun kanıtıdır. (s.42)
- Teknoloji anarşiyi doğurur. (s.55)
- Asla görmeyeceğim bir şeye nasıl inanabilirim ki? (s.86)
- İnsanların yüreklerinde gizlediği hayaller çok şeyi değiştirir. (s.100)
- Dinler zamanla içten içe çürür… tıpkı imparatorluklar ve bireyler gibi! Onların hepsi aynıdır. (s.105)
- Birbirleriyle çağdaş olan kişiler aslında farklı farklı zamanlarda yaşar. Geçmiş durmaksızın değişir, ama bunu çok az kişi fark eder. (s.108)
- En zayıf yönünün sevgi olduğunu biliyordu. (s.119)
- Beni çok iyi tanıyor, ama anlamasından umudu kestim artık. (s.119)
- Gerçeği ne kadar arzularsak arzulayalım, insanın kendisi hakkındaki gerçekleri görmesi çoğunlukla tatsız bir şeydir. (s.126)
- Ama gerçeği ifade etmekte kullanılan sözler, onu daima muğlaklaştırır. (s.158)
- Unutmak nasıl da rahatlatıcıdır. Ve nasıl da tehlikelidir! (s.159)
- Kalıcı olan tek geçmiş, içinizde sözsüzce yatandır. (s.159)
- O içimde bilinçsizce hareket eden kırılgan bir güç gibi. Çünkü onun sayesinde insanlığımı ve… sevmeyi hatırlıyorum. (s.175)
- Ama insanlığa yönelik en büyük tehdidi kavrayan pek azdır… bu tehdit, insanların kendi eylemlerinden sorumlu olmadıklarını düşünerek sahte bir özgürlük hissine kapılmalarıdır. (s.201)
- Bizler kontrol edemediğimiz her şeyden korkarız. (s.214)
- Tarihin bir nesilde uyandırdığı beklentiler çoğunlukla sonraki nesilde hüsranla sonuçlanır. (s.223)
- Olabilecekken olmamış şeylere tek başına bakmak zorunda olan yapayalnız biriyim. (s.224)
- Belalar insanlara direnme gücü verir, ama artık tek bela kaynağı benim. Tanrılar belaya dönüşebilir. (s.241)
- Din merakı bastırır. (s.243)
- Erkekler sınıf saplantısına kapılmaya meyillidir. Katmanlı toplumlar yaratırlar. Katmanlı toplum ise şiddete en çok davetiye çıkaran toplumdur. Parçalanıp dağılmaz. Patlar. (s.253)
- Her şey nerede durduğuna, nereden baktığına ya da ne duyduğuna bağlıdır. Bunun ölçüsüyse bilincin kendisidir. (s.284)
- Ne kadar çok şey öğrenirsem, olup bitenleri bilmediğimi o kadar fark ediyorum. (s.274)
- O bilge adam, servetin bir özgürlük aracı olduğunu gözlemlemişti. Ama servet peşinde koşmak köleleşmeye giden yoldur. (s.292)
- Hayatı korumak için önce değerini bilmek gerekir. (s.293)
- Doğum ölümün yansımasıdır. (s.293)
- Çocukluğumuzdaki öğretmenlerin etkisinden asla tamamen kurtulamayız. (s.314)
- “Hayat olduğu müddetçe her bitiş bir başlangıçtır,” dedi Leto. “İnsanoğlunu koruyacağım, gerekirse kendinden bile.” (s.317)
- Sonra… bir gün uyanırsın ve öldüğünü hatırlarsın… (s.332)
- Yerini bilmek önemlidir, bu yer geçici bile olsa. (s.343)
- İnsanların arasında rahatça gezemiyorum. Artık sizden biri değilim. Yapayalnızım. (s.354)
- Herhangi bir hükümdara tamamen biat ederseniz özgürlüğünüzü yitirirsiniz. (s.361)
- Aşkın garantisi yoktur, bu yüzden de kötü bir alışveriştir. (s.365)
- Karşındakini ne pahasına olursa olsun, sonuçlarına aldırmaksızın mutlu etmek istiyorsan âşıksın demektir. (s.366)
- Her canlının içinde bir ateş var yanar; bazılarınınki hafif, bazılarınınkiyse gürdür. Benimki hepsinden sıcak. (s.400)
- Cehalet histeriyle beslenir. (s.411)
- Özgürlük daima isyanla mı elde edilirdi? (s.429)
- “Geçmişin parlak gölgeleri,” dedi Leto. “Bana asla huzur vermiyorlar.” (s.450)
- “Bir şeyin kaybolması da ansızın ortaya çıkması kadar anlamlı olabilir,” dedi Leto. “Boşluklar daima incelenmeye değerdir. (s.453)
- Şimdiki zaman dikkat dağıtır, gelecekse bir rüyadır ve hayatın anlamını ancak hafıza çözebilir. (s.459)
- Ruh acı çekmeden (ki bu kelimelere sığmayan bir deneyimdir) herhangi bir anlama ulaşmak mümkün değildir. (s.459)
- Çoğu insan güzel bir gelecek için, idealize edilmiş bir geçmişe dönmek gerektiğini sanır… oysa öyle bir gelecek hiç var olmamıştır. (s.470)
- Sen varoluş korkusu ile varoluş sevgisinin tek bir kişide birleştiği bir yerde yaşıyorsun. (s.472)
- “Hayata inancın var,” dedi Hwi. “Bunu biliyorum… yoksa sevmeye asla cesaret edemezdin.” (s.473)
- Zihninde bir perde vardı. İçini sıkıştıran bir şeyler, bir hüzün vardı… olabilecekken olmamış ve artık asla olmayacak şeylerin hüznü. (s.481)
- Tepende sana güven verecek bir tavan yok Moneo. Değişimlerle dolu, bulutsuz bir gökyüzü var sadece. Onu benimse. Sahip olduğun her duyu, değişime tepki gösteren bir araç. (s.486)
- Eskiden hayatın sürmesine katkıda bulunan şey, o hayatla birlikte yok olur. (s.495)
- Dehanın sırrı yöntemli deliliktir. (s.503)
- Sadece aptallar geçmişi yeğler. (s.503)
Herbert, Frank. Dune Tanrı İmparatoru. İthaki Yayınları: İstanbul, 2021.