Flört Şiddeti Nedir?

Çoğu kişi bu kavramı ilk kez duysa da, kendi hayatında veya çevresinde mutlaka bu şiddeti ya deneyimlemiş ya da tanık olmuştur. Hatta şiddet kelimesini duyunca kişilerin gözleri beklenmedik bir şekilde açılmış, daha sonrasında da “Şiddet olduğunu sanmıyorum, bunlar olağan şeyler” denilerek bu kavram farkında olmadan meşrulaştırılmıştır. Flört şiddeti, birlikte olduğunuz kişinin size fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal ve dijital şiddet içeren davranışlarda bulunmasıdır. Flört şiddeti konusuna değinmeden önce, şiddetin tanımlarına ihtiyacımız vardır:

Şiddet Nedir?

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre şiddet, sahip olunan gücün ve iktidarın, fiziksel ya da ruhsal bir yaralanmaya ve kayba neden olacak biçimde bir başka insana, kendine, bir gruba ya da bir topluma doğrudan ya da dolaylı yolla uygulanmasıdır. Şiddeti dört farklı çeşide ayrılabilir. Bunlar: fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddettir. Fiziksel şiddet, en aşina olunan, şiddet kelimesini duyduğumuzda hepimizin ilk akla geldiği tanımlardan biri denilebilir. Basit bir örnek verilirse; tokatlama, yumruk atma gibi eylemler bu şiddete girer. Psikolojik şiddet, karşımızdaki bireyi güvensizliğe sokma, yalan söyleme, baskı uygulama gibi düşünsel olarak yapılan davranışlar; ekonomik şiddet ise para odaklı aşağılamalar, ekonomik özgürlüğü kısıtlama gibi davranışlardır. Değinilmesi gereken son şiddet türü ise cinsel şiddettir. Bu şiddete örnek olarak verilebilecek davranışlar, cinsel tacize ve cinsel ilişkiye zorlama, cinsel yönelimlerinize göre tutumların değiştirilmesi gibi kişilerin eylemleridir.

Flört Şiddeti

Flört şiddeti, şiddetin kişiler arası türlerinden biri olup, çiftlerin flört sırasında
birbirlerine sözel, cinsel, duygusal ve fiziksel şiddet ya da şiddet içeren davranışlar
uygulaması ve sosyal kısıtlamalar getirmesidir. (Polat, 2016). Bireyin ilgi duyduğu kişiyle duygusal anlamda bir şeyler paylaştığı sırada var olan bir şiddet türüdür denilebilir. Üzülerek belirtilmelidir ki flört şiddeti; cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, yaş gibi faktörleri es geçer. Özellikle ergenlik çağında yoğun bir şekilde varlığını sürdürse de, yetişkin veya evli çiftlerde dahi yoğun bir şekilde flört şiddetinin varlığından söz edilebilir.

Bireyler bu şiddet türüyle oldukça karşı karşıya kalmasına rağmen flört şiddetinin varlığından habersiz birçok kişi var. Yapılan araştırmalara bakıldığında gençlerin de, yetişkinlerin de bu durumdan habersiz olduğu görülmekte. Örneğin çevrenizdeki insanlara, arkadaşlarınıza flört şiddeti hakkında sorular sorduğunuzda, sorunuz önemli sayıdaki kişilerde cevapsız kalabilir. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, yaşanan bu tip şiddet davranışların içselleştirilmesi ve karşılaşıldığında ise yanlış olsa da aynı şekilde tepki vermekten çekinilmemesi oluyor. Böylelikle şiddet bu şekilde meşrulaştırılmaya, daha da kötüsü bu şekilde aktarılmaya ve derinlenmesine olacak şekilde ilerlemeye devam ediyor. Elbette toplum yapısının, coğrafyanın, kişisel özelliklerin, aile ve yetiştirilme şeklinin önemi büyük. Doğduğumuzdan bu yana oluşturduğumuz kültürel kodlar ile birlikte, toplumsal yapının normalleştirdiği bu davranışlar, ikili ilişkilere oldukça zarar verip, yaşanılan veya yaşanacak olan insan ilişkilerine, iletişim türlerine olan anlayışı da yıpratır.

Flört Şiddeti Nasıl Anlaşılır?

Bu şiddetin temelinde karşınızdaki kişinin sizin üzerinizde egemenlik kurma, kontrolü sağlama, kendisini üstün görme arzusu yatar. Bu kişiler genelde “sizin veya ilişkinizin iyiliğinizi düşündüğü” ana fikrinin arkasına saklanır. Flört şiddetinin de çeşitleri mevcuttur:

Fiziksel olarak ele alırsak sevgilinizin sizin bedeninize zarar vermesidir. Size vurması, tokat atması, bıçak çekmesi bu tip flört şiddetine örnektir. Ataerkil toplum yapısındaki kadına şiddetin temeli, tam da bu noktada atılır.

Cinsel olarak flört şiddetinde sevgilinizin sizi zorla öpmek ve size zorla dokunmak istemesi, sizi cinsel ilişkiye zorlaması, ilişkide doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmasına izin vermemesi gibi davranışlar örnek verilebilir.

Psikolojik olarak flört şiddetine gelindiğinde; şiddet türleri arasında en kötü etkileyen tiplerinden birisidir. Birlikte olduğunuz kişinin sizin kendinizde var olan saygınızı ve güveninizi zedeleyen, korku uyandıracak davranışlarda bulunmasıdır. Size olumsuz anlamda lakap takması, toplum içerisinde küçük düşüren davranışlarda bulunması, ne giyeceğinize veya nasıl davranacağınıza karışması gibi davranışlar örnek verilebilir. Özellikle genç kesimlerde ve evli çiftlerde bu durumla çok karşılaşırız. “Artık benimle evlisin kısa veya dekolte giyemezsin” ya da “Benim sevgilim isen bu şekilde davranamazsın, şu şekilde gülemezsin” cümlelerine benzer ifadeler sizlere yabancı gelmeyecektir. Ailenizde, akrabalarınızda ya da arkadaş çevrenizde oldukça karşılaşacağınız bir şiddet tipidir. Evet “şiddet” deniliyor, koruma ya da sahiplenme içgüdüsü falan değil. Bu davranışlar bildiğiniz şiddettir ve ne yazık ki aşk bu değildir.

İlgili resim

Teknolojinin gelişmesi daha çok çevre alanı oluşmasına neden olmuş ve sosyalliğin başka çeşitlerini de doğurmuştur. Özellikle sosyal medyanın gelişmesi büyük bir alan oluşturmakla birlikte, flört şiddetini de epeyce besler. Sosyal medya hesaplarının şifrelerini istemek, kontrol etmek, dilediği gibi sevgilisinin hesaplarını yönlendirmek gibi davranışları dijital olarak flört şiddeti olarak ele alınabilir. Bireylerin bu tip davranışları, “güven” kavramının anlamsal olarak değişikliğe uğramasına sebep olur. Kim olursa olsun, bir başka birine hesapların şifrelerinin verilmesi, konuşmalarının okunması öncelikle büyük bir saygısızlık olmakla birlikte “Güveniyorum, bu nedenle şifremi veriyorum.” düşüncesinin altında yatan bir başkası tarafından denetlenme hissini pekiştirir. Bu da edilgen tavırların oluşmasını, bireylerin kendi iradelerinden ziyade, “denetim ve takip edilme” hissiyle kendilerince panoptikon görevi üstlenen kişilerin varlığını oluşturur. Diğer açıdan bakıldığında ise, “Sana güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum. Bu nedenle şifrelerimizi verelim, kimlerle konuştuğumuzu bilelim ki ilişkimiz şeffaf olsun.” şeklinde bir ana fikre sahip tümcelerle karşılaşılır. Güven kavramı altında, bir başka insanın hayatına müdahale etmek, dijital şiddeti meşrulaştırır. Bununla birlikte bahsedilen şeffaflık, bu tip davranışlarla sağlanmayacağı gibi, ilişkiyi daha çok yıpratan iletişim sorunlarına da neden olacaktır. Doğru iletişimin bu şekilde kurulmasının mümkün olmayacağı gibi, yanlış tavır ve yanlış söylemlerle şiddet daha çok kendini gösterecektir.

Sosyal olarak flört şiddetine gelecek olursak, birlikte olduğunuz kişinin sizin arkadaşlarınızla olan iletişimini kısıtlaması ya da bu iletişimi sonlandırması en başta gelecek örneklerdendir. “Sevgilisi görüşmemizi istemiyormuş, bu yüzden benimle olan arkadaşlığını sonlandırdı” veya “Şu kişiyle görüşmeni istemiyorum, seni kötü etkiliyor/etkileyebilir.” şeklindeki cümleleri mutlaka daha önce duymuşsunuzdur, hatta yaşamış bile olabilirsiniz. Hatta biraz daha ileri seviyede düşünecek olursak, “O kişinin seni beğendiğini/arzuladığını düşünüyorum, onu çevrende tutmayacaksın.” gibi cümleler de aşina gelecektir hatırınıza. Üstelik bu durum bazen sadece arkadaşlarla kalmıyor, aile bireyleriyle olan iletişime bile karışılıyor. “Ben sevdiğimi kıskanırım, seven insan kıskanıyorsa sevgisini belli eder.” ifadeleri bu davranışları masum gibi göstermeye çalışır. Sahiplenme ve sahiplenilme içgüdüsü altında bu davranışların içselleştirilmeye çalışıldığını ve çoğu zamanda ne yazık ki başarılı olduğunu görülür. Bireyler sizce de sahiplenilecek maddi bir varlık olabilir mi? Sevginin ölçütü kıskanma eylemi ve kıskanma düzeyi olabilir mi?

flört şiddeti ile ilgili görsel sonucu

Bahsedilen şiddet türlerinden ziyade, bir başka şiddet çeşidi olarak takip edilme davranışından da bahsedebiliriz. Saplantılı bir şekilde gizlice takip edilmek, çevrenizle iletişim kurulması, sürekli hediye alıp ısrarlı bir şekilde yollamak gibi davranışlar bu duruma örnek olacaktır.

Görüldüğü gibi aslında hayatın bir çok alanında flört şiddetiyle oldukça karşı karşıya kalınıyor. Durumun en kötü tarafı, bu davranışların farkında olunmaması ve hatta daha kötüsü bu tip davranışların “sevmek, saymak” adı altında normalleştirilmesidir. Meşrulaştırıldığı şekilde daha fazla cinsiyet ayrımcılığının, kadına şiddetin yaşanmaya devam etmesi muhtemeldir. Önemli olan, çevrenin bilgilendirilmeye çalışılması ve gelecek nesilleri bu “normalleştirilmeye” çalışılan davranışlardan uzak tutarak, gerçek sevgi ve saygının var olduğu ilişkilerde yetiştirmektir. Kısacası kapımız yine eğitime çıkıyor.

Gelişen ve hızlıca değişen dünyada sağlıklı ilişkiler ve gerçek aşklar kurabilmek adına.

Kaynakça:

Fidan, F., & Yeşil, Y. (2018). Nedenleri ve Sonuçları İtibariyle Flört Şiddeti. Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi4(01), 16-24.

Polat, O. (2016). Şiddet. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi22(1), 15-34.

www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin-siginagi-vakfi/8-flort-siddeti

Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Editor Picks