Sanat, eserin fotoğraf gibi netliğinde, ayrıntısında ve gerçekliğinde mi; yoksa görünenin aksine farklı bir şekilde esere ulaşan, kişisel olan fırça darbelerinde ya da yorumlama biçiminde mi aranmalıdır? Görsel sanata yansıyan bu iki zıt fikirle oluşan eserler, sanatçıların ayrı kategorilerde çalışmalarına zemin hazırlayıp birçok sanatseverin de fikir ayrılıklarını beraberinde getirmiştir. Kimine göre bir eserin sanata dönüşmesi demek, olduğu gibi o görseli alıp tüm ayrıntı ve fotoğrafik haliyle ortaya koymak değil de farklı bir yorumlama tekniği ile yaratmaktır. Kimine göreyse bu foto gerçekçiliğin sanat terimini almasında hiçbir engel yoktur. Bu zıt düşünceleri bir köşede bırakalım ve bugün bahsettiğimiz o gerçekçi sanatı inceleyelim. Hiperrealizm’e doğru açılalım, fotoğraf sanatına odaklanalım ve sanatın netliğini birlikte görelim.
Hiperrealizm Nedir?
Soyut Dışavurumculuğa bir tepki olarak doğan Hiperrealizm aşırı gerçekçilik anlamına gelmektedir. 1960’lı yılların sonu 1970’li yılların başında Amerika’da ortaya çıkmış olan bu akım, Fotorealizm, Hipergerçekçilik, Süperrealizm isimleriyle de anılmaktadır.
Bu disiplinin en belirgin özelliği sanatçıların çalıştığı görseli yaparkenki inceliğinde gizlidir. Bu incelik sonucunda; ortaya çıkan çalışma adeta fotoğrafı çekilmiş bir görüntü edasında olur. Hatta bu tarz eserleri inceleyen kişiler, fotoğraf olup olmadığını ayırt etmek adına esere yaklaşma mecburiyetinde bile kalabilir.
Hiperrealist sanatçılar bir objeyi gerçeğe en yakın şekilde tuvale aktarmayı amaç haline getirmemiştir. Asıl amaçları, yapılacak olan objeye ait fotoğrafı en benzer halde resmedip sunmaktır. Sanatçılar projeksiyon yardımıyla, çekilmiş olan fotoğrafı tuvale yansıtıp çalışmayı uygun görmüşlerdir.
Portre, şehir manzarası ve natürmort tarzı genelde aktarılan konular arasındadır. Aynı zamanda bu konular dışında popüler kültürün içinden seçilmiş konular da yer alabiliyordu. Bunu net olarak akımın çıkış yıllarında, Amerika kültürü ile yapılmış olan eserlerde görebiliriz.

Heykelde Hiperrealizm Fırtınası
Hiperrealizm ne kadar resim sanatıyla anılsa da heykel sanatıyla da içli dışlı bir akım olarak karşımıza çıkar. Sanatçılar, özellikle insan vücudunda bulunan en ufak çizgiyi bile detaylıca yansıtmaktan çekinmemiş, böylelikle dakikalarca inceleyeceğimiz heykeller ortaya çıkmıştır.

Bu tarz heykellerde doku, gölge ışık hareketleriyle karşı tarafta birçok duyguyu yaşama imkanı sunulur. Bu duygu yoğunluğunu yaşatan bir sanatçı olan Hans Ronald Mueck, heykellerinde normal insan formundan daha büyük ölçekte çalışmış, genelde eserleri çıplak, bilinçsiz ve değişik formlarda olmuştur. Bu da izleyicide duygu karışıklığı ve zihinde huzursuzluğa yol açmıştır.

Akımın Önde Gelen Sanatçıları:
Türk Hiperrealist sanatçılar da çalışmalarıyla isimlerini duyurmuştur. Taner Ceylan, Mustafa Yüce, Mustafa Sekman verilebilecek en başarılı sanatçı örnekleri arasında yer almaktadır.
Taner Ceylan için ayrı bir kategori bile oluşturulabilir. Dünyaca ünlü ressamımız hiperrealist eserleriyle oldukça adından söz ettirmiştir. Genellikle homoerotizmi eserlerine taşımıştır.
Bu akımda; John Baeder, Richard Estes, John Kacere, Jack Mendenhall, David Parish, Davis Cone, Franz Gertsch, Mike Dargas, Chuck Close önemli örnekleri temsil etmektedir.
Hiperrealist Eserler:










Kaynakça
1.http://www.artinturkeyproject.com/yazi-hiperrealist-turk-ressamlar
2.https://www.tate.org.uk/art/art-terms/h/hyper-realism
3.https://mymodernmet.com/hyperrealism-history/
4.http://mimarcasanat.com/resim/dunyaca-unlu-ressamimiz-taner-ceylan.html#:~:text=Yurt%20d%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda%20m%C3%BCthi%C5%9F%20sergiler%20a%C3%A7an,%C3%9Cniversitesi%20Resim%20B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC’nden%20mezun


