Film Tahlili: 23 Numara

Yönetmenliğini Joel Schumacher’in yaptığı 2007 yapımı gerilim-gizem türündeki 23 Numara filmi, yaptığımız eylemlerin peşimizi asla bırakmadığını ve yaşanılan anormal bir davranışın, devamındaki olayları da nasıl etkileyebileceğini anlatmaktadır. Walter Sparrow, karısının ona hediye ettiği bir kitapla hayatını altüst edecektir.

Kendi hayatından çok fazla benzerlik yakaladığı için gittikçe paranoyaklaşan Walter, kitabı okumaya devam ettikçe aslında bunun bir kitaptan çok daha fazlası olduğunu öğrenir. Gerçeğin peşinden koşmak, bir bilinmezi gün yüzüne çıkarmak her zaman iyi sonuçlar vermez. Bu filmde de bilinmezliğin açığa çıkarılması, Walter ve ailesini darmadağın etmiştir.

Kitabın kapağında yazan uyarıyı tekrardan hatırlayalım:

“Bu kitaptaki bütün karakterler birer hayal ürünüdür. Gerçek kişilerle aralarında benzerlik bulanlar, ölü ya da diri, okumaya devam etmemelidir.”

Bu uyarıyı Walter mı yoksa kitabı bastıran doktor mu ekledi orası bilinmez, fakat emin olduğumuz bir şey var ki o da eğer birisi bize uyarıda bulunuyorsa, bir film veya kitaba başlamadan önce ciddi bir uyarı yazısı okuyorsak, bunlara kulak asmamız gerektiğidir.

Eğer ki Walter o kitabı okumayı bıraksaydı, aklı bir süre kitapta kalacak, daha sonra unutarak ikinci hayatına mutlu bir şekilde devam edebilecekti. Fakat iç güdülerini dinleyen Walter, kitabı okumaya devam etti hatta kitabın yazılı olmayan sonunu bile buldu. Bu da kendisinin ilk hayatını hatırlamasına sebep oldu.

Doğru bildiklerimizin yanlış, yanlış bildiklerimizin ise doğru çıkması insanı altüst eden bir durumdur. Walter, geçmişini hatırlaması sayesinde bir masumu hapishaneden çıkarmış olabilir. Fakat bu başka bir ailenin dağılmasına sebep olmuştur. Yani, bir yerden bir durumu düzeltmeye çalışırken her zaman bir başkası bu değişiklikten etkileneceğidir. Bu etkilenme ise aklıma kelebek etkisini getirmektedir.

Film Tahlili: 23 Numara ve Kırmızı Rengin Kullanımı

Filmdeki 23 sayısına değinelim. Neden 35, 21 veya 89 değil de 23? Bu durum sayılar için değil de harfler için de geçerli olabilirdi. Veya renkler. Takıntılı bir insan, temelde takıntılı olduğunun farkında değildir. Zihninin ona oynadığı oyunlar yüzünden belirli sayı, kavram, renk veya şekli sürekli olarak görmeye başlar ve ona anlamlar yükler. Bunun sonucunda da takıntısı gün yüzüne çıkar. Aslında x sayısı/nesnesi yüzünden takıntılı hâle gelmez, kendi zihninin oynadığı oyun yüzünden takıntılı davranır insan. Her şey bizim zihnimizde olur ve biter. Fakat bunu her zaman fark edemeyiz.

Filmde dikkatimizi çeken bir başka detay ise, kırmızı renginin fazlasıyla kullanılması. Filmin başında köpeğini gezdiren kadının kırmızı giymesi, kitapta ve duvarda kırmızı kadının olması, hatta en önemlisi kitabın kırmızı kapaklı olması. Psikolojide kırmızı renk, insanın hayatta kalması isteği ile pozitif yönde ilişkilidir. Kişinin duygularını uyandırarak hareket geçmesi için gerekli olan motivasyonu sağlar. Bunun yanında kırmızı, cinselliği temsil eden renktir. Kitapta Sparrow’un cinselliğinin ön planda olması da bununla alakalıdır.

Nümeroloji

Filmde karakterin 23 sayısı ile aşırı takıntılı olması, nümeroloji ile açıklanabilir. Nümeroloji, evrendeki her şeyin sayısal bir temele dayandığını ve yaşanan hiçbir olayın rastlantısal olmadığını söyler.

Filmin girişinde verilen tarihsel olayların hepsinin içerisinde 23’ü barındırması da aslında nümerolojiyi desteklemek amacıyla kullanılmıştır. Eğer gerçekten de her şey 23 sayısının etrafında gelişseydi, yeryüzündeki her şeyde 23’ten bir parça bulmamız gerekirdi. Fakat yok. Takıntılı insanlar, içinde 23’ü barındırmayan nesne/kişi veya olayları ya görmezden gelir ya da onları başka bir şekilde açıklamaya çalışırlar. Kendi mantıklarına aykırı da olsa zamanla bunlara inanmaya başlarlar.

Uğursuz sayı denildiği zaman aklımıza 13 sayısının gelmesi gibi 23 sayısı da sadece bir takıntı, beynin uydurduğu bir oyundur. Bizler neye anlam yüklersek ancak o bir değer kazanır. Geri kalan her şey gözümüzde değersizdir.

Filmde Walter’ın takıntısının paranoya seviyesine yani paranoid kişilik bozukluğu evresine ulaştığını söyleyebiliriz. 23 sayısının hayatın her alanında olduğu düşüncesini saçma olmayan hatta kendisine göre mantıklı bir temele dayandırması, kendisine inanmayan herkesten şüphelenmesi, kendini kitapla özdeşleştirerek çevresindekileri de dahil etmesi paranoya olduğunu kanıtlayan belirtilerdir.

Filmin sonunda yer alan şu cümle, geçmişimizden kurtulamayacağımızı bizlere tekrardan hatırlatmaktadır:

“Günahlarının dönüp dolaşıp karşına dikileceğini unutma.” Numaralar 32:23

Filmden sonra 23 veya başka bir sayı/nesne üzerine fazlaca odaklandıysak, bunun sebebi filmin etkisinde kalmamız ve algıda seçicilik geliştirmemizdir. Hayattaki her şey kendi içerisinde bir düzen hâlindedir. Bu düzendeki herhangi bir değişiklik, bir müdahale, düzeni tamamen etkiler.

Kaynakça:

23 Numara. Yön. Joel Schumacher. Beyazperde, 2007. Film.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Şakir Paşa Ailesi Edebiyata Nasıl Yön Verdi?

Şakir Paşa ailesinin sanata, özellikle de edebiyata yaptığı katkılar hakkında bir çerçeve sunuyoruz.

Chicano Edebiyatı: Sınırda Kalmışların Sesi

Chicano edebiyatı; melez kimlik, aidiyet krizi ve kültürel direnişi sınırın iki tarafındaki hayatlar üzerinden anlatan güçlü, politik ve ruhani bir edebi hafızadır.

Harry Potter Serisinin Unutulmaz Replikleri

Harry Potter'ın büyülü replikleriyle büyücülük dünyasında kaybolmaya hazırlanın!

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Editor Picks