Filistin-İsrail Savaşı I: Doğum ve Yükseliş Çağları

Editör:
Ece Günay
spot_img

İnsanlık tarihi, içine binlerce savaş sığdırmıştır. Her savaş beraberinde acıyı, umudu, isyanı, ölümü, doğumu ve değişimi getirmiştir. Savaşlar kimi zaman zıtların mücadelesiyken kimi zaman da benzeşiklerin egemenlik mücadelesinin neticesinde patlak vermiş ve tarihin gidişatına büyük ya da küçük fark etmeksizin dokunmuşlardır. Bu bağlamda Filistin-İsrail Savaşı başta Orta Doğu olmak üzere tüm bölgelerde büyük etki uyandırmış ve insanlık tarihini önemli boyutta işgal etmiştir.

Filistin-İsrail arasındaki savaşı anlamak için öncelikle iki milletin tarihini ve hangi süreçler neticesinde bugünlere geldiğini bilmek gerekir. Bu sayede soruna daha sağduyuyla yaklaşıp yorumlayabiliriz. Çünkü bu tip zıtlıklar savaşında belli başlı değerler, insanları kutuplaştırmakta ve süreci sağlıklı yorumlamaktan uzaklaştırmaktadır. Süreçleri sağlıklı yorumlayabilmek beraberinde sağduyulu bir hareket biçimini getirir; bununla beraber insanlık değerlerini geliştirmek adına daha sağlıklı bir ortam yaratabiliriz. Şunu unutmamak gerekir ki önemli olan tarafların menfaati değil ortak insanlık çıkarlarıdır.

Pelestlerin Günümüz Topraklarına Gelişi

Filistin adına ilk kez III. Ramses‘in (M.Ö. 1198-1167) Ege göçlerine karşı aldığı Medinet- Habu zaferi sonrasında yazdırdığı kitabede rastlanılır. Bu kitabede teker teker mağlup ettiği kavimlerin isimleri yazılıdır; onlardan birisi de günümüz Filistinlileri olan Pelestler’dir. Filistinliler Tevrat’a ve Mısır kaynaklarına göre; Hint-Avrupai kavimlerinden olup bugünkü topraklara Girit Adası’ndan (Girit; Tevrat’ta Kaftor, Mısır vesikalarında Keftiu olarak geçer) gelmişlerdir.

Ege Göçlerini gösteren bir harita, ozhanozturk.com

Ege göçleri savaşından sonra mağlup olan kimi kavimler yurtlarına geri dönmüş kimi kavimlerse Pelestler gibi vergi vermek karşılığında Mısır’ın hudut noktalarına yerleştirilmişlerdir. Ancak III. Ramses’in ölümünden sonra yerine gelen firavunların otoritesi zayıf olması Ege’den göç etmiş kavimlerin önce vergi vermemesine daha sonrada teker teker bağımsızlıklarını ilan etmelerine neden olmuştur. Bu isyanlar neticesinde Pelestler günümüz Filistin’in güneyinde hâkimiyet kurmuşlardır.

Yahudilerin Ortaya Çıkışı

Hz. Musa önderliğinde Mısır’dan çıkan Yahudileri temsil eden bir resim, www.gzt.com

Tevrat’a göre Yahudilik tarihi M.Ö. 1750 yıllarına kadar uzanır. Eski Ahit‘te Yaratılış (Genesis) kitabında Yahudilerin soyları İbranilere dayandırılmaktadır. İbraniler, Nuh peygamberin oğlu olan Sami’nin neslinden gelmektedirler. Yahudiler başta Mezopotamya ile Suriye arasında çobanlıkla geçinen bir ilkel topluluktur; kendilerini “Tanrı’nın seçilmiş kavmi” olarak görürler. Bu inançları, Tanrı Yehova’nın İbrahim peygamberin kişiliğinde İsrailoğulları ile gerçekleştirdiği anlaşmayla onları yalnızca kendisine tapınmakla görevlendirdiği inanışına dayanır. İsrailoğulları denmesinin sebebi de Yakup peygamberin diğer bir adı ya da lakabının İsrail olmasına dayanır. Yakup peygamberin 12 oğlu, İsrailoğullarının 12 kabilesini oluşturur.

Hz. Musa önderliğinde Kızıldenizden geçen Yahudilere ait bir tasvir, www.meisterdrucke.com.tr

Yahudilerin tarihi, İbrahim peygamberle beraber başlar. İbrahim peygamber, doğduğu yer olan Ur şehrinden Kenan’a göç eder; ancak burada yaşanan kuraklık ve Kenan yerlilerin baskısı sonucunda Mısır’a göç etmek zorunda kalırlar.

Mısır’a yapılan göçler, Yusuf peygamberin Mısır Azizi olarak ülkedeki en önemli ikinci adam konumuna yükselmesiyle artmıştır. Yahudilerin zamanla zenginleşip ülkenin kilit noktalarında nüfuz sahibi olması, firavunları rahatsız etmeye başlar. Akabinde Yahudilere karşı politikalarını sertleştirirler. Yahudiler uzun yıllar boyunca firavunların zulmünü uğradıktan ve onlar için kölelik ettikten sonra Musa peygamber önderliğinde Mısır’dan çıkmışlardır. Tevrat’ta bu döneme Exode denir.

Arz-ı Mevud / Arz-ı Mukaddes

Exode yani Mısır’dan çıkıldıktan sonra Arz-ı Mevud!a giden yol, www.churchofjesuschrist.org

Tevrat’ta İbrahim peygambere vaat edilen topraklara Arz-ı Mevud ya da Arz-ı Mukaddes denir. Bu bölge “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölge” (Tekvin,15/8) olarak ifade edilir. Kur’an’da ise bu olay Maide suresinde şöyle ifade edilir:

Bir zamanlar Musa kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: O, içinizden peygamberler gönderdi; sizi hükümdarlar yapıp daha önce köle iken hür insanlar haline getirdi. Dünyada hiç kimseye vermediği şeyleri size verdi.” (Maide/20)

Bu ayetin devamında gelen 21. ayette ise vaat edilen topraklardan bahsedilir. 21. ayet ise şöyledir:

“Ey kavmim! Haydi, Allah’ın sizin için takdir ve girmenizi emir buyurduğu şu mukaddes ülkeye girin ve sakın düşmandan korkarak gerisin geriye dönüp kaçmayın. Yoksa kaybedenlerden olursunuz.” (Maide/21)

Tevrat’ın aksine Kur’an’da vaat edilen topraklar hakkında net bilgi verilmemiştir, sadece Arz-ı Mukaddes olarak yani mübarek topraklar olarak değinilmiştir.

Kudüs’te bulunan Mescidi Aksa’ya ait bir fotoğraf, ihh.org.tr

İki kitapta da geçen bu yer, hem bereketli topraklara sahip bir yer olup hem de stratejik konumu bakımından güvenlikli ve ticari olarak önemli bölgedir. İlk medeniyetlere ev sahipliği yapmış, çok eski yerleşim yeri olan bu topraklar zengin kültürel mirasları da içinde barındırmaktadır. Ayrıca bu topraklar birçok peygamberin yaşadığı ve üç semavi din için kutsal olan Kudüs’ü bağrında barındırmaktadır. Bu yüzden hem maddi hem de manevi sebeplerle bu yerlere sahip olmak için çok kan dökülmüş ve uğrunda ömürler feda edilmiştir.

Hakimler Dönemi

Musa peygamber ile Mısır’dan çıkan Yahudiler, ancak Musa peygamberin yardımcısı Yuşa döneminde Kenan’a geri dönebilmişlerdir. Günümüz Filistin topraklarına varan Yahudiler yerli halka karşı uzun mücadeleler neticesinde üstünlüğünü kurmuş ve bu topraklarda var olabilmenin ilk adımını atmışlardır. Yuşa, M.Ö. 1234’ten itibaren hakim oldukları toprakları 10 İsrail kabilesine bölmüş ve kabilecilik anlayışıyla uzun müddet bu topraklarda yaşamışlardır.


Soldan sağa sırasıyla 12 kabile ve simgeleri : Aşer, Dan, Yehuda, Reuben, Yosef, Naftali, İssakar, Simeon, Benyamin, Gad, Zebulun, Levi; wikipedia.org

Hakimler Dönemi, kabilelerin uzun müddet içte yaşadıkları sorunlara rağmen dışta tek bir hakim denilen kişinin ardında birleştiği yıllara denir. Bu dönemde tek bir yöneticinin olmaması herkesin kendi bildiği doğru üzerinde hareket etmesine sebep oluyordu. Bu durum içlerinde çatışmaları ve zayıflamalarına sebep oluşturuyordu. Kabilelerin coğrafi konumunda birçok potansiyel düşman olması ise onları dışta birleşmeye itmişti.

Hakimler, düşmana karşı teşkilatlanmasını bilen askeri liderler olup ayrıca dini buyrukları uygulatan kimselerdir. Hakimler Dönemi, İbrani Krallığı’nın kurulacağı zamana kadar sürmüş ve kabileleri dışa kadar bu şekilde korumuştur.

Krallığın Doğumu: Kısa Bir Hikâye

12 İsrail Kabilesinin coğrafi dağılımı, wikipedia.com

Büyük bir savaşçı olan Saul, Kuzey ve Güney kabilelerini birleştirmesiyle beraber ilk İsrail Krallığı’nı kurmuştur. Kral Saul döneminde birleşen kabileler Davud peygamber döneminde 12 kabilesinin tamamını tek çatı altında toplamış ve Kudüs’ü fethederek krallık topraklarını büyütmüştür.

Davud peygamber sonrası dönemde oğlu Süleyman peygamber krallığa altın çağını yaşatmıştır. Bu dönemde sınırlar Mısır’dan Fırat’a, en uç noktaya kadar gelmiştir. Süleyman peygamberin emrinde Yahudilerin ilk mabedi olan Beyt-i Makdis (Süleyman Mabedi) inşa edilmiştir. Süleyman peygamberin yaptırdığı ibadethanelerle birlikte Kudüs’ün önemi Yahudiler için artmıştır.

Süleyman peygamberin M.Ö. 930’da ölmesiyle oğlu Rehoboam tahta çıkar. Ancak uyguladığı sert politakalar ve vergilendirmeler neticesinde kavimler isyan eder. Bunun üzerine Rehoboam Kudüs’e kaçmış ve tahtına Jeroboam geçirilmiştir. Ancak Yehuda ve Bünyamin kabilelerinin Rehoboam’a sadık kalmalarıyla krallık, 10 kabileden oluşan Kuzey İsrail Krallığı ve Yehuda ile Bünyamin kabilesinden oluşan Yehuda Krallığı olarak ikiye ayrılmıştır. 120 yıllık krallık çevrelerinde büyüyen tehlikelere artık daha açık hale gelmiştir. Bu ayrılık, Yahudi halkı için felaketlerin başlangıcı olmuştur.


Kaynakça

  • Kızıloğlu, Sedat. «İSRAİL DEVLETİ’NİN KURULUŞUNA KADAR GEÇEN SÜREÇTE YAHUDİLER ve SİYONİZM’İN GELİŞİMİ.» Ocak 2012: 35-64.
  • MEMİŞ, Prof. Dr. Ekrem. «ESKİÇAĞDA FİLİSTİN VE FİLİSTİNLİLER.» Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Dergisi 7.2 (2011): 1-11.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.