Fareler ve İnsanlar: İnsana Dair

Editör:
Alkın Sezen
spot_img

Özet

Çocukluk zamanımızdan hatırladığımız “Fareler ve İnsanlar” novellası iki gezgin çiftlik işçisinin dostluğunu konu alır. Lennie doğuştan yarım akıllı ve iri yarı bir adamdır, George ise tam tersi küçük ama akıllı bir işçidir. Birlikte hareket ederler ve birbirlerini tamamlarlar. Küçük bir araziye sahip olma, orayı ekip biçerek kafalarına göre yaşayabilme hayalleri kurarlar.

Lennie cebinde ölü fare taşıyabilecek kadar yumuşak şeylere düşkündür. Hayattan tek isteği yumuşak şeylere dokunmak olan Lennie çok iyi yüreklidir, kalbinde kötülük taşımamaktadır. Weed köyünde çalıştıkları bir çiftlikte Lennie kırmızı elbise giyen bir kızın elbisesine dokunmak ister, kız George’un yardımıyla Lennie’den kurtulduktan sonra polise gidip tecavüze uğradığını söyler. Bütün köy Lennie’nin peşine düşer. George ile Lennie köyden kaçarlar ve birlikte yeni bir çiftliğin yolunu tutarlar.

Kaynak: iyikigormusum.com

Her ne kadar George, Lennie’yi başını belaya sokmaması için uyarsa da Lennie yeni çifliğin sahibinin eşinin saçını okşar, kızın debelenip bağırmasıyla endişelenen Lennie düşünemez, kızı susturmak isterken boynunu kırar. Çiftlik Lennie’nin peşine düşer ve onu öldürmek isterler. Lennie’nin yerini bilen George onu başkasının vicdanına bırakmak istemez. Çaldığı tabanca ile dostuna en sevdiği öyküyü anlatırken acı çekmeden ölsün diye ensesinden vurur.

John Steinbeck

John Steinbeck, Stanford Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı okurken üniversiteyi bırakıp New York’ta gazetecilik işine girer. Fakat başarılı olamayınca memleketi Salinas‘a geri döner ve hayatının bir döneminde gezgin çiftlik işçisi olarak çalışır. Lennie gibi bir işçi arkadaşı olduğunu söyleyen Steinbeck, gerçek Lennie’nin dirgen ile ustabaşını öldürdüğünü ve Kaliforniya’da bir akıl hastanesine kapatıldığını belirtmiştir.

Kaynak: pinterest.com

John Steinbeck “Gazap Üzümleri” kitabı ile 1940 Pulitzer Ödülü ve Ulusal Kitap Ödülü‘nü kazanmış, zamanla dünya çapında ünlü bir yazar olmuştur. Genel olarak kitaplarında toplumsal meseleleri ve iyilik- kötülük kavramını işlemiştir. Fareler ve insanlar kitabında da 1930’ları, büyük buhran dönemini yansıtmış ve işçi-mesken sahibi ilişkisini, insanların modern köleliğini aynı zamanda yalnızlığı, umut etmeyi, dostluğu ve insan olmayı konu almıştır.

Fareler ve İnsanlar

Kitap adını Robert Burns’ün “To a Mouse” adlı şiirinden almaktadır. Şiir, evini kaybeden bir fareden bahsetmektedir. “En iyi planları farelerin ve insanların, sıkça ters gider” dizeleriyle yazar, gezgin çiftlik işçilerinin yersiz yurtsuz yaşamını farelere benzetmektedir.

Çocuk kitabı olarak ülkemizde 100 temel eser içerisinde ve yurtdışında müfredatta yer alan kitap, hem argo kelimeler içermesi hem de ötenaziyi destekleyen cümlelerin yer alması sebebiyle bir dönem tartışmalara yol açmıştır.

Güç

Curley (çiftlik sahibi) ufak tefek adamların neredeyse hepsi gibidir işte. Onlar gibi, iriyarı adamlardan nefret eder. İriyarı adamlarla ne yapar eder bir kavga çıkarır mutlaka. Öyle bir hali var ki sanki kendi ufak tefek olduğu için iriyarılardan nefret eder. Böyle ufak tefek adamları bilirsin sen de? Hani hep böyle kavga çıkarmaya çalışanları?”

İnsan yapısını ve kişilik yapıtaşlarını çok iyi çözen Steinbeck burada insanların kendini yetersiz hissettikleri ya da geçmişten getirdikleri kendi iç meselelerini yansıtarak huzuru bozduklarını anlatmıştır. Öyle ki sadece kişiliklerine bakarak kimin kim ile nasıl sorunlar yaşayabileceğini sezebileceğimizi söyler. Bu çözümlemeler hem kendimizi tanımak hem de korumak için altın değerindedir.

 

 

“Bir şeyi bir türlü anlayamıyorum ben. Şimdi farz et ki Curley iriyarı birinin üstüne atlayıp onu yendi boksta. Herkes Curley’in ne kadar iyi bir dövüşçü olduğunu söyleyecektir. Şimdi bir de tersini düşün, diyelim ki iriyarı biriyle dövüştü ve yenildi. İşte o zaman da herkes iriyarı adamın kendi sikletinde biriyle dövüşmesi gerektiğini söyler, hatta belki de toplanıp hep beraber ona saldırır. Hiç adil değil. Her durumda kazanan Curley oluyor.”

Burada Steinbeck adalet kavramından söz eder. Kurallar ne olursa olsun sonuç her zaman gücü elinde bulunduran lehine olacaktır. Belki sadece yaşadığı dönemden bahsetmek istemiştir, belki de bu yazılı olmayan genel geçer ve değişmez bir yasadır. Kitap üzerinden geçen bir asrı düşündüğümüzde ikincisi daha mantıklı gelmekle beraber umudumuzu kaybetmeden birinciye inanmayı tercih ederiz.

Kusur

“İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.”

Mükemmel insan yoktur ve insan cennetten kovulmuştur. İyiliği ve kötülüğü bünyesinde barındırır. Bazen de hayat karmaşası içinde, öykünün sonunda George’un yaptığı gibi, iyi niyetlerle kötü bir eylemi gerçekleştirmesi yada tam tersi gerekebilir.

Yalnızlık

“İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında olsun. Sana bir şey diyeyim mi? İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır.”

İnsan sosyal bir varlıktır. Bir öteki tarafından görülmek ister. Gezgin çiftlik işçileri de ömür boyu yalnızlığa mahkum edilmiş gibidirler. Özellikle de birlikte çalıştıkları dönemde topluca dışlanan siyahi Crooks yalnızlığı derinden hissetmektedir. Bu sözlerle yazar ayrıca dönemin ırkçılık ve ayrımcılık sorunlarına değinmiştir.

“Bizim gibiler, çiftlikte çalışan erkekler yeryüzündeki en yalnız erkeklerdir. Onların aileleri yoktur. Kendilerini hiçbir yere ait hissetmezler. Bir çiftliğe gelir, çalışır, biraz para kazanırlar, sonra kasabaya gidip kazandıklarını birkaç saat içinde harcarlar, bir de bakarsın ki yeniden yola düşmüşler başka bir çiftliğin kapısını çalmak için. Hayattan hiçbir beklentileri yoktur onların.

Ama biz onlar gibi değiliz. Bizim bir gelecek planımız var. Söylediklerimizi dinleyen, bize önem veren biri var yanımızda. Gidecek başka bir yerimiz olmadığı için bir bara oturup orada paramızın hepsini harcamak zorunda değiliz. Onlar hapse girseler tek başlarına çürürler orada, bir arayanları olmaz. Biz onlar gibi değiliz.

Biz onlara benzemeyiz. Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında.”

George da o kadar yalnızdır ki yarım akıllı olduğu için toplumdan dışlanan Lennie’yi dost edinmiş, başına bela olup normal bir hayat yaşayamama pahasına Lennie’yi kendi başına bırakmamıştır. Öyle ki Lennie yok olduğunda bütün hayallerini ve umutlarını yok etmiş, kendini sefil bir hayata hapsetmiştir.

Umut

“Günün birinde parayı denkleştirip küçük bir ev satın alacağız, birkaç dönüm toprağımız olacak. Büyük bir sebze bahçemiz, bir kümes dolusu tavşanımız ve bir de tavuklarımız olacak tabii. Kışın yağmur yağdığında boş ver işi gücü deyip sobanın içini iyice doldurup kibriti çakacağız, sonra da sobanın yanında oturup sıcacık evimizde çatıya damlayan yağmuru dinleyeceğiz…..”

Aslında tek istekleri kimseye boyun eğmeden insanca yaşamaktır. Zamanla bu hayale bir elini kaybeden ve iyice yaşlandığı için bir gün işsiz kalacak olan Carlson katılır. Böylece gerekli paranın büyük bir kısmı bulunmuş olur. Crooks da yalnızlıktan kurtulmak için katılmak ister ama umudumu çoktan kaybetmiştir. Umut çok önemlidir. İnsanı diri ve hayatta tutar.

Kitabın sonunda bir ömür kalbinde taşıyacağı acıyı hisseden George, Lennie ile kurduğu bu hayali Lennie olmadan gerçekleştirmek istemez, artık hayallerine acı karışmıştır. Artık diğer işçilerden farkı yoktur. Umutsuzluğa kapılır ve hayaline en yakın olduğu noktada vazgeçer.

Bir insanı hayatta tutan en önemli şey geleceğe duyduğu umuttur. Kendine hedef koyarak karşılaşacağı tüm zorluklarla baş edebilecek gücü elinde tutar. Aynı zamanda kendine yoldaş arar, bulur ki hem yolu renklensin hem de umudu dinç kalsın.


Kaynakça

Steinbeck, John. Fareler ve İnsanlar. İletişim Yayınları. 2023.

Bookinton. Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck. Erişim: 22/10/2023. Web

İyikigormusum. Kült Bir Eser: Fareler ve İnsanlar. Erişim: 22/10/2023. Web

Edebiyathaber. Hayallerin ve Yalnızlığın Romanı: Fareler ve İnsanlar. Erişim: 22/10/2023. Web

İzedebiyat. İnsanca Yaşama Hayali (İnceleme- Eleştiri). Erişim: 22/10/2023. Web

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.