Fade To Black: Metallica’dan Tükenmişliğin Hikayesi

Editör:
Damla Satıroğlu

Fade To Black, tüm zamanların en çok dinlenen heavy metal gruplarından biri olan Metallica’nın en beğenilen şarkılarından biri. Grubun 1984’te piyasaya sürülen ikinci albümü Ride The Lightning’de yer alan bu parça, sahip olduğu etkileyici riffleriyle birçok dinleyicinin hafızasına kazınmış durumda. Akustik gitarla başlayıp gittikçe sertleşen şarkının sözleri de en az riffleri ve soloları kadar dikkat çekici. Ancak bu sözler, dinleyenleri intihara sürüklediği gerekçesiyle birçok eleştiri aldı.

Yazının devamını Fade To Black eşliğinde okumanızı tavsiye ediyoruz.

“Life it seems, will fade away

(Yaşam öyle görünüyor ki solacak)

Drifting further every day

(Gün be gün uzaklaşarak)

Getting lost within myself

(İçimde kaybolarak)

Nothing matters no one else

(Hiçbir şey önemli değil, hiç kimse)

Şarkının sözleri, grubun 1984’te Boston’da verdikleri konser sonrasında ekipmanlarının çalınması üzerine yazılmış. Metallica’nın henüz üçüncü yılında yaşanan bu hırsızlık, grup üyelerinin ekipmanlarıyla birlikte onları hayatta tutan müziğe devam etme isteklerinin de bir süreliğine kaybolmasına yol açmış. Neyse ki bir başka heavy metal grubu Anthrax, ellerindeki ekipmanların bir kısmını Metallica’ya ödünç vererek turnelerinin Avrupa ayağına devam etmelerini sağlamış. Aynı talihsizlik, bu olaydan 33 yıl sonra bir başka Amerikan heavy metal grubu Blistered Earth grubunun başına gelince bu kez Metallica, grubun çalınan ekipmanlarının karşılanmasını sağlayarak adeta seneler öncesinde kendilerine yapılan yardımın karşılığını vermiş.

1991 yılında Guitar World’ün Ekim sayısında yayımlanan röportajda James Hetfield, Fade To Black’in kendileri için oldukça büyük bir adım olduğunu belirtiyor. Grubun ilk ballad’ı (heavy metal ballad: yavaş tempolu, duygu yüklü olan heavy metal şarkılar) olduğu için bu şarkıyı yayınlamanın zorlayıcı olacağını ve hayranların tepki göstereceklerini bildiklerini söylüyor. Exodus ve Slayer gibi dinleyicilerini memnun etmek için kendilerini sınırlayan grupların balad yapmadıklarını belirten Hetfield, bunun kendilerinin asla olmak istemeyecekleri bir konum olduğunu dile getiriyor.

Hetfield’ın, Fade To Black’in yapım süreci hakkında söyledikleri ise şu şekilde: “O şarkıyı kaydederken akustik gitarın ne kadar sinir bozucu olabileceğini öğrendim. Her gıcırtıyı duyabiliyordunuz, bu yüzden dikkatli olmalıydım. Şarkıyı New Jersey’deki bir arkadaşımın evinde yazdım. O zamanlar oldukça moralim bozuktu çünkü teçhizatımız yeni çalınmıştı ve ortalığı dağıtıp içki dolaplarını tükettiğimiz için menajerimizin evinden atılmıştık.” James, şarkının dinleyenleri intihara teşvik ettiğine dair iddialar hakkında ise şunu söylüyor: Bu bir intihar şarkısı ve şarkı yüzünden gençlerin kendilerini öldürdüklerine dair eleştiriler var. Buna karşın gençlerden, şarkıyla aralarında kurdukları bağın onlara nasıl daha iyi hissettirdiğini anlatan yüzlerce mektup aldık.”

Aynı röportajda Kirk Hammet ise şarkının sonundaki solo hakkında konuşuyor: “Sondaki uzatılmış solo için ne çalacağımı bilmiyordum. Evi özlemiştim ve yönetimle sorunlar yaşıyorduk. Kasvetli şarkı olduğu için bunalmıştım, soloyu yaparken moral bozucu şeyler düşündüm ve gerçekten yardımcı oldu.”

Fade To Black Hakkında İlginç Bilgiler

Fade To Black’e dair iki enteresan bilgi var. Bunlardan ilki, bu parçada bas gitarı çalan Cliff Burton’ın 1986’da trajik bir şekilde hayatını kaybetmesinin ardından gruba katılan Jason Newstead’in, Metallica’yla birlikte canlı olarak çaldığı son parçanın Fade To Black olması. Diğeri ise Metallica’nın 1992 yılındaki konserine ait. Metallica, Montreal’deki konserde Fade To Black’i çalarken bir sahne ekipmanının patlaması üzerine platformdan alevler yükselmeye başlıyor. Bu alevler, James Hetfield’ın kollarında ve bacaklarında ikinci dereceden yanıklar oluşmasına neden oluyor. Neyse ki bu kaza, grubun vokalistinin müzik kariyerine devam etmesini engelleyecek nitelikte değildi.

James Hetfield, 2018 yılında Ultimate Guitar’da yayımlanan röportajında Fade To Black’e dair enteresan bir çıkarımda bulunuyor. Hetfield’ın sözleri şu şekilde: “Fade To Black ya da The Unforgiven gibi şarkılar dönüşen eserlerdir. Benim için sürekli değişiyorlar. Fade To Black ilk yazıldığında ‘Hayattan nefret ediyorum, ekipmanlarımız çalındı ve hayalimizi yaşayamayacağız, Avrupa’ya gidemeyeceğiz’ gibi düşüncelerin hepsi gerçekti. Ve sonra Cliff (Burton) gibi hayatımızda önemli birini kaybettiğimizde bu şarkı ortaya çıkıyor. Ya da Chris Cornell gibi, Dio gibi… Birinin ölümü, bence bu şarkıya yeni bir yaşam veriyor.”

Metallica’nın 2013 yılında katıldığı programda Howard Stern‘in, yaptıkları müziği çok daha ticari hale getirebilme imkanına sahip olmalarına rağmen bunu yapmadıklarını dile getirmesi üzerine James Hetfield şunu söylüyor: “Dinleyiciler, yaptıklarınızdaki dürüstlüğü görürler. Biz kendimize dürüst davrandık.” Lars Ulrich ise başka bir açıdan yaklaşıyor: “İkinci albümümüz Ride the Lightning’de hâlâ her gösteride çaldığımız Fade To Black ismindeki şarkıyı yaptık. James, şarkıya akustik gitarla başlamanın iyi bir fikir olacağını düşündü. Sonrasında ise bir Metallica parçasının akustik gitarla başladığını duyan ‘metal toplumu’ resmen içindekileri kustu.”

Howard Stern, programın devamında Lars’ın bu şarkının yazımı sürecinde James’in “ölüm ile takıntılı” olduğunu söylediğini dile getiriyor. Buna karşı James’in tepkisi ise şu şekilde: “Hâlâ biraz öyleyim. Bence hepimizin mücadele ettiği ve savaştığı bir ölüm korkusu var.” Sonrasında James, ekipmanlarının çalındığı zamanı dile getirerek Fade To Black’teki depresif ruhun kaynağını yeniden hatırlatıyor.

Ride the Lightning’deki Creeping Death ve For Whom The Bell Tolls gibi parçaların içerdiği konular ve albüm kapağında yer alan elektrikli sandalye, ölüm temasının yalnızca Fade To Black‘de işlenmediğini göstermekte. Ancak Metallica, ölüm kavramını birçok insanın sandığı gibi “pes ediş” olarak değil; Hetfield’ın da açıkladığı üzere “aşılması gereken bir korku” olarak ele alıyor. Çok sayıda dinleyicinin intihar fikrini aşmasını sağlayan yaklaşık yedi dakika uzunluğundaki bu efsane parça, milyonlarca kişi tarafından dinlemeye devam edecek gibi görünüyor.


Kaynakça:

  • Metalinjection. “Sad But True: The Robbery In Boston That Inspired METALLICA’s “Fade To Black””. Erişim: 14.08.2022. Web
  • Loudwire. “Metallica Offer to Replace Tribute Band Blistered Earth’s Stolen Gear”. Erişim: 14.08.2022. Web
  • Wayback Machine. “Fade To Black”. Erişim: 14.08.2022. Web
  • Ultimate Guitar. “James Hetfield: What ‘Fade to Black’ Means to Me After All These Years”. Erişim: 14.08.2022. Web
  • Görseller metallica.com’dan alınmıştır.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks