Bilim ve sanatın birleşimi olarak tanımlayabileceğimiz modern sanatın en yeni akımı olan biyosanatın tarihsel gelişimi, kullanılan teknik ve yaklaşımlar, çalışma alanlarından biyosanatın etkisi, önemi, amacı ve etik hususlarından bahsettiğim içeriği okumak için buraya tıklamanız yeterli. Ayrıca serinin ikinci sanatçısı Dr. Heather Dewey-Hagbord ile ilgili yazıya bu linkten ulaşabilirsiniz.
Telepresence (sanal mevcudiyet) ve biyosanat eserleri ile uluslararası alanda tanınan ve telekomünikasyon sanatının öncülerinden biri olan Brezilyalı Amerikan sanatçı Eduardo Kac kimdir, önemli eserleri nelerdir, gelin beraber bakalım.
3 Temmuz 1962 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde hayata gözlerini açan Eduardo Kac, küçük yaşta sanat eğitimleri almaya başlamıştır. Web öncesi dönemleri olarak da adlandırılan 1980’de doğduğu şehrin sahilinde çeşitli performans sanatı eserlerini sergilemeye başlamıştır. Şehrin plajlarını ve özellikle de bohem aktivitelerin merkezi olan Cinelandia meydanını sık sık ziyaret ederek çok ses getiren gösterilerini sanatseverlerin beğenisine sunmuştur.
Kac, pornografik esintiler bulunduran şiir, fotoğraf, performans ve beden politikalarını bir araya getirdiği “Pornogramlar” serisine başlamıştır. Aynı dönemde farklı türlerde şiirlere ek olarak grafiti, fotoğraf, görsel şiir, sanatçı kitabı, lastik damgalar, fotokopi makineleri, giysiler, reklam panoları dahil olmak üzere çoklu medya ve süreçlerle deneylerini genişletmiş ve çeşitli multimedya sanatları denemiştir.
1981 yılında hem günlük işlerini yaparken hem de gösterilerde pembe mini etek giymeye başlamıştır. Nesne-şiirler, çıkartma-şiirler, tişört-şiirler ve diğer geleneksel olmayan formlar yaratmıştır. İki şiir kitabı yayınlamıştır. 1982 yılında ise çok ses getiren Pornoglamlar serisini sona erdirip ilk dijital şiiri olan “Não!”’yu (No!) sanat dünyasına tanıtmıştır.
1983 yılında sanatın farklı formlarının arayışına devam etmekte olan Kac, sanat tarihinde bir ilk olan ve hala devam ettiği ”Holopoetry” (holoşiir) çalışmalarına başlamıştır. Dünyadaki ilk holopoem yani hologram şiir; başlığındaki sözcükler, izleyici konum değiştirdikçe değişen holografik metinler halinde olan “Holo/Olho” (“Holo/Göz”) Kac’ın imzasını taşımaktadır. Yine aynı sene içerisinde o zamana kadar sergilediği bütün performansların dokümantasyonu, pornogram ve dijital şiirlerin yanı sıra kendisinin ve diğer sanatçı ve yazarların eserlerine de yer verdiği “Escracho” adlı kitabını yayımlamıştır.
1984 yılında Kac için bir dönüm noktası sayılabilecek olan Escola de Artes Visuais do Parque Lage, Rio de Janeiro’daki “Como Vai Você, Geração 80?” sergisine katılmış ardından Centro Cultural Cândido Mendes, Rio de Janeiro’da kendi kalıcı dijital şiir sergisinin açılışını ise çok ses getiren dijital şiiri ”No!” ile yapmıştır.
1982 yılında yaratılmış ve 1984 yılında Centro Cultural Cândido Mendes, Rio de Janeiro’da elektronik bir tabela üzerinde sunulmuştur. “Não!”, sanal uzamda eşit aralıklarla dolaşan ve bir sonraki metin bloğunun akışından önce ekranı boş bırakan metin blokları halinde düzenlenmiştir. Bu şekilde yaratılan görsel ritim, parçalanmış sözel malzemenin ortaya çıkması ve kaybolması arasında gidip gelerek okuyucudan harfler geçtikçe onları anlamsal olarak birbirine bağlamasını ister. Şiirin iç görsel temposu, okuyucunun öznel performansına eklenir. Şiir bir LED ekran üzerinde gerçekleştirilmiştir.
1985 yılında Rio de Janeiro Pontifical Katolik Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki iletişim teorisi, dilbilim, felsefe ve göstergebilim alanlarındaki çalışmalarını başarılı bir şekilde tamamlamıştır. Aynı yıl içerisinde Rio de Janerio’da bulunan Modern Sanat Müzesi, National Salon of Fine Arts (Uluslararası Güzel Sanatlar Salonu) ödülünü almaya hak kazanmakla kalmayıp en önemli sanat okulları arasında olan The School of The Art Institute of Chicago’da bir grup sergisinde holopoetry’i sunmuştur.
1986 yılı geldiğinde Kac, teknolojiyle olan bağını daha da kuvvetlendirmiş ve iletişim üzerine devrim niteliğinde çalışmalara imza atmıştır. “Brasil High Tech“te seyirciler ile kablosuz radyo kontrollü bir robot çalışması olarak tanımlanan ilk telepresence gösterisini sergilemiştir. 1990 yılında Chicago Sanat Enstitüsü çatısı altında güzel sanatlar yüksek lisansını başarıyla tamamlayan Kac, 6 yıl sonra canlı zebra ispinozlarının bulunduğu bir kuş kafesine yerleştirilmiş, içinde kamera bulunan robotik bir kuştan oluşan Rara Avis adlı başka bir telepresence çalışması yaratmıştır. Bu çalışmanın en önemli amacı ziyaretçilerin kameraya bağlı bir kulaklık takarak kuş kafesinin içindeki manzarayı deneyimleyebilmelerini sağlamaktır.
Sınır tanımayan sanatçı 1997 yılında performans ve kavramsal sanatın birleşimi olan Zaman Kapsülü; televizyonda ve São Paulo’daki bir kültür merkezi olan Casa das Rosas’ta canlı olarak sunulmuştur. Performans, Kac’ın bacağına izleme şirketine bağlı olan bir mikroçipi bacağına enjekte etmesi üzerine odaklanmaktadır. Bu, internet üzerinden takip edilen ilk mikroçip implantıdır ve normalde hayvanların takip edilmesi için kullanılmaktadır. Uluslararası basında birçok sosyal ve kültürel uzun süre bir sonuca varılamayan tartışmaları arasında yer almıştır. Kac bu deneyimi şöyle özetler; ”bu mikroçip anıları herhangi gelenek, norm gibi dışsal faktörlerin subjektif yorumlanışından ziyade yalnızca görüneni objektif bir biçimde depolamaya yarayacaktır”.
2000 yılında ise Kac’ın en çok adını duyurduğu eserlerden biri olan transgenik tavşan GFP Bunny ya da bilinen adıyla Alba genetik mühendisliği ve moleküler biyoloji tekniklerinin sanata eşsiz bir şekilde taşıdığı çalışması başarıyla gerçekleştirilmiştir. Bu eserde zoosistemikçi Louis Bec ve başarılı bilim insanları Louis-Marie Houdebine ve Patrick Prunet‘in kayda değer katkıları bulunmaktadır.
Genetik mühendislik tekniklerinin sanat, bilim ve toplum arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamamıza yardımcı olması açısından büyük bir öneme sahip olan tavşan Alba, normal şartlarda pasifik denizanalarında bulunan GFP yani yeşil floresan proteinini üretebilen genlerin laboratuvar ortamında albino tavşan genomuna aktarılmasıyla oluşturulan transgenik bir hayvandır.
Yeşil floresan protein (GFP), ilk olarak deniz salyangozlarında keşfedilmiştir ve hücrelerdeki bazı süreçlerin izlenmesi için kullanılan bir işaretleyici olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Kac’ın amacı ise genetik mühendisliği çalışmalarının ve gen transferi tekniklerinin yeni biyolojik yaşamın gerçek anlamda yaratılabilme potansiyelini kamuoyuna göstermektir.

Laboratuvar ortamında yaratılan transgenik hayvanların yaşam alanı da doğdukları laboratuvarlardır. Hastalıkların kökenleri, yeni geliştirilen ilaçların olası yan etkilerinin kontrolü ve gen tedavisi araştırmalarının vazgeçilmez yardımcıları olan transgenik canlılar yukarıda bahsedilen alanlardaki çalışmaların ne kadar geliştiğinin somut kanıtları olarak kabul edilmektedir.
Kac, 2000 yılında yazdığı ‘’Kelepresence, Biotelematics, and Transgenic Art’’ kitabında tavşan Alba’ya özel hazırlamış olduğu GFP Bunny bölümünde “Sanat alanı, belirli bir bağlama doğrudan müdahale ederken bile sembolik olduğundan sanat, sürmekte olan devrimin kültürel etkilerini ortaya çıkarmaya katkıda bulunabilir ve biyoteknoloji hakkında ve biyoteknoloji ile farklı düşünme yolları sunabilir’’ sözcüklerini kullanmıştır.
Kaynakça
Ekac.org. ”Eduardo Kac – Biographical Note”. Erişim: 14.06.2023. Web.
Britannica. ”Eduardo Kac”. Erişim: 14.06.2023. Web.