Etimolojik Olarak Distopya ve Ütopya

Editör:
Deniz Filiz
spot_img

Edebiyat, sinema ve sanat dünyasında distopya ve ütopya kavramlarını mutlaka duymuşsunuzdur. Politik, sosyal, ekonomik, kültürel vb. anlamda daha iyiyi ve güzeli bulma çabası ütopya türünü meydana getirmiştir. Bu anlamda ütopya, olması gereken toplumsal düzen olarak tanımlanabilir. Zaman ilerledikçe olması gereken yolunda atılan her adım olmaması gerekene dönüşerek distopya hâlini alır. Bu anti-tez dünyaların anlamlarına ve etimolojilerine gelin yakından bakalım.

Distopya Nedir?

Hızla gelişen toplumsal düzende zamanla gerçekleşen olaylar akıl almaz bir şekilde ilerlerken insanlarda kaygılar baş göstermeye başlamıştı. Bu kaygı ve korkular kağıtlara dökülerek distopya dünyalarını oluşturma adımlarını başlatmıştır. Distopya kelimesinin doğuşuna baktığımızda ise; Distopya kelime anlamı,dys/dis”kötü veya anormal anlamını taşıyan ön ek ile ou” takısı yani yok” veya hayır” birleşmiştir. Kelime başına “-dis” ekini alarak bir olumsuzluk yaratır. Bu olumsuzluk distopya dünyasında ne kadar etkili oluyor beraber bakalım.

Distopik bir toplum otoriter-totaliter (Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete ve hükûmet yöneticilerine mutlak itaat beklendiği diktatörlükvari yönetim biçimidir) bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında karakterize edilir. Konu olarak hep korku, kaos ve özgürlüğün olmadığı dünyalar anlatılır. İnsanlığı zor günler bekler ve hiç umut olmayan en kötü senaryolar başroldedir. Aslında bir bakıma geleceğe yönelik ikazlardır. Bunun nedeni ise yaşanan güncel olaylardan yola çıkarak belli bir dünya kurulur ve toplumda etkisi gözetilir.

Distopya Kelimesinin İlk Kullanımı

Distopya kelimesinin ilk kullanımı, büyük bir etki barındırdığı siyaset alanında görülür. Bu kelime ilk kez 1868 yılında parlemantoda bir konuşmasında İngiliz siyasetçi ve filazof John Stuart Mill tarafından dile getirilir. Zamanla teknolojik ve toplumsal gelişmeler ile distopik dünyalarda kendi içerisinde evrimleşmeye başlar. Edebiyat dünyasında örneklerinin ilki ise 1890 yılında Ignatius Donnelly tarafından yazılan; “Caesar’s Column”dır. Bu eser eleştirmenler tarafından kıyametçi ütopya olarak anılır.

Oxford İngilizce Sözlüğü’ne göre distopya: “Her şeyin son derece kötü ve beklenmedik olduğu hayali bir yer yahut hâl” olarak tanımlanır. Cambridge İngilizce Sözlüğü’ne göre ise: ’’Çokça ızdırabın yaşandığı kötü ve adaletsiz bir toplum’’ olarak tanımlanır.

Önerilen Distopik Eserler

Edebi eserlerde Geroge Orwell’in 1984’ü, William Golding’in Sineklerin Tanrısı, Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı, Anthony Burgess’in Otomatik Portakal, Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451, Suzanne Collins’in Açlık Oyunları; sinemada ise Metropolis, Bıçak Sırtı, Truman Show, V for Vendetta olarak sıralayabiliriz.

Edebiyatta Distopya

Aldous Huxley‘in “Cesur Yeni Dünya”sı bir bilimkurgu roman özelliği taşır. Bu dünyada teknoloji çok gelişmiştir. Evlilik yoktur ve insanlar suni yoldan üretilir. İnsanlar sadece eğlenir ve çalışırlar. Hastalanma ve yaşlılık olguları yoktur. Duygular ve doğal yaşam alanı yok edilmiştir. Bu gelecekte, insanlar sadece bir araçtır.

George Orwell, “1984” adlı eserinde ise zorba bir toplum ön plandadır. Bu dünyada kişilikler tamamen silinmiştir. Yöneticiler tek güçtür ve toplum yöneticilerden korkar. Toplum bu düzende korkaktır, sineye çekilmiş ahlaki ve insani duygularla birlikte düşünme algısı yok edilmiştir. Özgürlüğü kısıtlı korkak bir dünya vardır.

Ütopya Nedir?

Ütopyalar aslında var olmayan ideal toplum modellerini yansıtır. Bunu da sanat, edebiyat ve sinema ile yapar. Kelime kökeni olarak Yunanca “yok/olmayan” anlamındaki ou, “mükemmel olan” anlamındaki eu ve “yer/toprak/ülke” anlamındaki topos sözcüklerinden türemiştir. Kullanımı Thomas More‘un 1516’da yazdığı Utopia” isimli kitabıyla yaygınlaşmıştır. Ütopyalar üzerine görüşler iki biçimde ortaya çıkmıştır. Bir kısmı özendirici, istenen nitelikte, diğer bir kısmı ise korkutucu, ürkütücü ütopyalardır.

Ütopya Kelimesinin Ortaya Çıkışı

Geçmişte mükemmel çağ istenmesinden ütopyaların ortaya çıktığı düşünülmektedir. Hayaller ve idealler bunlardan biri ütopyaları oluşturabilirdi ya da ikisi de yer alabilirdi. Temel özellik olarak yer alan bu iki kavram birbirinden ne kadar uzak gözükse de bir o kadar yakın’idi.

İstenmeyen bir duruma karşı da ütopyalar oluşabilirdi. Hayallerin etkisi ile kendi dünyamızda tasarladığımız kendi özgür dünyamız. Bu özellik baz alındığında genel olarak oluşumunda düşünce ve hayallerle paralel olarak ilerlemiştir. Etkenler kişiye özgü olduğu için yanlış anlaşılma ve eleştiriye açıktırlar. Ütopya mükemmelliyetçilikle eş anlamlı değildir. Mükemmel toplum oluşturmaya çalışmaz. Bizlere kişinin/yazarın ideallerini yansıtır.

Oxford İngilizce Sözlüğü’ne göre ütopya: “Herkesin mutlu olduğu ve birbiriyle iyi çalıştığı mükemmel toplum’’dur.

Önerilen Ütopik Eserler

Edebi eserlerde Platon’un Devlet’i, Thomas More’un Utopia’sı, Tommaso Campanella’nın Güneş Ülkesi, Jonathan Swift’in Gulliver’in Gezileri, William Morris’in Hiçbir Yerden Haberler’ini, Francis Bacon’un Yeni Atlantis’ini ve daha nicesini örnek olarak gösterebiliriz.

Edebiyatta Ütopya

 

Platon, “Devlet” kitabı ile temelleri oluştururken eserinde öne çıkan bazı özellikler vardır. Platon Ütopyası’nda toplumu üçe ayırır: çalışanlar, bekçiler ve yöneticiler. Hepsinin kendince bir görevi ve ahlak bilgi sistemi vardır. Çalışanlar; üretim ile devletin ihtiyacını karşılar ve kanaatkardırlar. Bekçiler; güvenlikle sorumlu olmakla birlikte erdemi cesarettir. Yöneticiler ise toplumu yönetirken bilgelik ile taçlandırılır. Platon’un ütopyası farklı bir bakış açısı ile bakıldığında toplumda çoğu sınıf ayrımından farklıdır.

Farabi erdemli toplumu ile ise yöneticileri baz alır. Buna göre erdemli bir toplum erdemli bir yönetici ile mümkündür. Bunun dışındaki özellikler erdemi yansıtmadığı için ideal toplumu oluşturmaz.

Thomas More‘un “Ütopyası”nda ise devlet halk için üretir ve özel mülkiyet yoktur. Halk günde altı saat çalışır, para kavramı yoktur ve gerekli kadar ihtiyacını devletten temin eder. Günün geri kalanında ise sanat ve bilimle uğraşır.

Özetlemek gerekirse ütopya; ideal ve mükemmele en yakın toplumu oluşturmayı amaçlarken, distopya; baskıcı ve totaliter bir toplumu ele alır. İki tarafta da oluşmaya en büyük etkenler ise baskıcı toplum/yönetim, özgürlüğün kısıtlanmış hissedilmesi, hayatta isteklerin oluşmaması, geniş hayal gücü, teknolojik gelişmeler ve sayabileceğimiz birçok etken vardır. İnsanlar gerçek hayatta elde edemediklerini hayalleriyle ütopik dünyalarda elde ederken korkularını ise distopik dünyalarında resmetmeye çalışır. Edebiyat dünyasında etkisi fazla miktarda iken farklı dünya ve özellikler vardır. Bunların gerçekleşme düşüncesi bile bir tarafa sizce biz nasıl bir toplumda yer alıyoruz?


Kaynakça:

”Yeni Dünya’nın Doğuşu ve Sanattaki Yeri: Distopya”. medyaveiletisim.kulup.Web. 21.02.2024.

”Altuntaş, M. G. (2021). Distopya ve özel alan (Master’s thesis)”   22.02.2024

Omay, M. (2012). Ütopya Üzerine Genel Bir İnceleme. İstanbul University Journal of Sociology, 3(18), 1-14.   06.03.2024

Ağkaya, O. (2016). Ütopya ve distopya: Siyasetin edebiyat üzerindeki etkisi. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 14(4), 23-48.   06.03.2024

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.