Ünlü Amerikan yazar Ernest Hemingway, yazın hayatı boyunca birçok başarıya imza atmış, roman ve öyküleriyle insanların hafızasında yer edinmeyi başarmıştır. Larry Philips tarafından hazırlanan Yazma Üzerine adlı kitap ise, bu şahane yazarın yazma konusundaki ilkelerine ve düşüncelerine yer veren, yazarlığa yeni başlayan gençler için ışık tutabilecek derleme bir eserdir. Ernest Hemingway’i daha yakından tanımak ve yazma tutkusuna daha derinden bakmaya ne dersiniz?
Ernest Hemingway Kimdir?

1899 yılında Amerika’da doğan Ernest Hemingway, sade ve abartısız üslubuyla tanınan ünlü bir yirminci yüzyıl yazarıdır. Amerikan edebiyatında önemli bir yer tutan yazar, Nobel Edebiyat Ödülü ve Pulitzer Ödülü’nü alarak yazma konusundaki ustalığını kanıtlamıştır. Yaşlı Adam ve Deniz, Silahlara Veda, Çanlar Kimin İçin Çalıyor gibi ünlü eserleriyle tanınan yazarın, başarı sürecinin ardında yatan gizlere ulaşmak ve verdiği bilgiler ışığında bir yol haritası çizmek için Yazma Üzerine adlı kitabını on başlık altında inceleyeceğiz.
1. İyi Yazı Nedir?

Bir öykü veya roman okuduğumuzda bazen yazılanları o kadar “gerçekçi” buluruz ki “Acaba tüm bu olaylar yazarın başından geçti mi?” diye düşünürüz. Ernest Hemingway, tam olarak iyi bir yazının böyle hissettirmesi gerektiğini savunuyor kitabında. Yazar, yazacağı tüm olayları kafasında ne kadar iyi canlandırabilir ve yaşatabilirse okurda yazılanları bir o kadar iyi canlandırabileceğinden, hislere ulaşmak onun için daha kolay olacaktır. Okurda his uyandırabilen yazı, iyi yazıdır.
2. İyi Bir Yazarın Sahip Olması Gereken Nitelikler

“Yetenek mi, çalışmak mı?” tartışması, üzerine çok tartışılan başlıklar olmuştur hayattaki birçok konuda. Hemingway, ise bu iki niteliği birbirinden ayırmamakla birlikte yeteneği öncelik sırasına almıştır. Yetenekten sonra ancak disiplin gelebilir, diye düşünmektedir. Bir diğer unsur yapmacıklığı engellemektir. Gerçekçi unsurlara çok önem veren yazar, yapay gözüken her şeyin yazının kalitesini düşüreceğine inanmaktadır. Bunların yanı sıra inanç çok önemli bir unsurdur. Yazma yolculuğu hiç de kolay bir yolculuk olmadığından iç motivasyonu kaybetmemek ve sabit, sürekli bir inanca sahip olmak bu hususta önemli niteliklerden biridir. Bilgi birikimi ise bir yazarın olmazsa olmazlarındandır ancak Hemingway her şeyi bilmenin mümkün olmayacağı gerçeğini de tabii ki göz ardı etmemiştir. İşte tam da bu yüzden, iyi bir yazarın diğer insanlara nazaran daha hızlı bir öğrenme kabiliyeti olması gerektiğini savunmuştur. Son olarak ise tüm bu yeteneklere sahip olması gerektiğinin bilincinde olan bir yazarın hissedeceği baskıyı bildiğinden “hayatta kalma” niteliğini hepsinin üstünde tutmuştur. Yazar hayatta kalıp eserini tamamlamalıdır.
3. Yazma Sürecindeki İki Uç: Tutku ve Istırap

Hemingway’e göre yazmak kadar ona kendini iyi hissettiren bir eylem yoktur. Yazmadığında ve yazmadan önceki süreçte adeta kıvranır gibi hissettiğini belirtirken aslında yazının bitiminde de oldukça boşlukta hissettiğini vurgular bize. Onun için işin en keyifli kısmı yazmaktır. Bu ise her şeyden zordur ve giderek kolaylaşan bir eylemde olmamıştır hiçbir zaman. Yine de kurduğu şu cümleden anlıyoruz ki yazmak onun hayattaki en büyük tutkusudur:
“Karşılığında bana para ödense de ödenmese de mutlu olmak için yazmak zorundayım.”
4. Ne Hakkında Yazmalıyız?

Hayatla baş etmekte zorlandığımız anlarda bu hislerden kurtulmanın en iyi yollarından birinin yazmak olduğunu biliriz. Bu profesyonel yazı içinde geçerli olacak ki Ernest Hemingway iyi bir şekilde yazabilmek için korkunç derecede incinmiş olmak gerektiğine inanıyor. Bu acıyı kullanmak ve iyi bir şeye dönüştürmek harika bir konu oluşturacaktır.
Savaş, iç savaş gibi konuların çok iyi olduğunu düşünen yazar aslında burada olaydan çok şuna dikkat çekmeye çalışıyor: Yoğun duyguların yaşandığı ve çok fazla kargaşanın olduğu durumlarda öğrenecek de çok şey vardır. İnsan böyle durumlarda birden büyür ve aslında bu yaşananlar kişiyi güçlü kılar. Deneyim kazanmak ve farklı birçok duyguya ev sahipliği yapmak da iyi yazılar ortaya koymak demektir.
5. Hemingway’den Yazarlara Öğütler

Tıkanıklık yaşadığında dur
Bir yazıyı ilerletememek, tıkanıklık yaşamak oldukça sık karşılaşılan problemlerden biridir. Hemingway bu gibi durumlarda şöminesinin yanına oturup, portakal kabuklarının suyunu aleve sıkar ve yanan kıvılcımları izlermiş. Bu durum ise aslında bize şunu anlatıyor: Bir süre durmak ve günlük hayattaki basit anların tadını çıkarmak, zihni boşaltmak ve tıkanıklığı gidermek için harika bir yol olabilir.
Hislerine kulak ver
Olaylara verdiğimiz tepkiler ve hisler bazen bize ait olmayabilirler. Bu, kimi zaman toplum tarafından kimi zaman da yaşadığımız çevre tarafından öğrendiklerimizdir. Bu yüzdendir ki yazar, içinde gerçekte neler olduğuna bir göz atmak ve hissettiği duygulara sebep olan asıl meselelere odaklanmak durumundadır. Bu asıl şeylerden bahsetmek ve bunları en iyi şekilde aktarmakta yazarın görevidir.
Dinlemeyi öğren
İnsanlar konuşurken onları tamamıyla dinlemek bir yazar için oldukça önemlidir. Söyleyeceklerini düşünmeden, sadece gözlemleyerek ve anda kalarak dinlemek bir yazarı eğiten durumlardandır.
Çok yönlü düşünmeye başla
Bir olayı ele alırken, çok boyutlu düşünülmelidir. Gerçek hayatın verdiği his okura geçirilmek isteniyorsa, olayların her yönü detaylıca ele alınmalıdır.
İyi bir gözlemci ol
Yazar sürekli olarak etrafındakilerinin farkında olmalıdır. Bulunduğu bir ortamdan çıktığında artık orasıyla ilgili söyleyebileceği çok fazla şeyi olmalı, orası hakkında içinde uyanan hissi fark etmeli ve bu hissin kaynağına da inmelidir. Ayrıca gözlem yeteneğini artırmak için şehrin kalabalık bir yerinde konumlanarak etraftaki insanları incelemek iyi bir pratik olabilir.
6. Daha İyi Yazmak İçin Taktikler
“Yazarken iyi bir ritim tutturduğunuzda ve ilerisini görebildiğiniz o anda durun,” diyor Hemingway. Bu durum mantıksız gibi gözükse de aslında yazar tıkanıklığının önüne geçmenin basit bir çözümüdür. Bir sonraki çalışma gününe kadar tekrar yazıya dönmeyin. Böylece bilinçaltınız arka planda bu konu üzerinde çalışıyor olacaktır. Bu durum sizde “Peki ya yarın yazamazsam?” gibi kaygılar uyandırsa da bedeni yormak, egzersiz yapmak bu kaygıyı gidermede harika bir çözüm olacaktır. Ayrıca bu konuda kaygıyı azaltmak için kitap okumak da oldukça etkilidir. Sürekli yazacaklarınız hakkında düşünürseniz yarın yazmaya başladığınızda kendinizi bitap düşmüş bulabilirsiniz diyor yazar.
Kitap düzenleme konusunda ise işin içinden çıkmanın zor olduğu durumlar yaratmamak için kendine bir taktik geliştirmiş yazar. Her gün tekrar yazmaya başlamadan önce o güne kadar yazdıklarını okur ve gerekli düzenlemeleri yaparmış. Her gün baştan okunamayacak kadar ilerlemişse de birkaç bölüm geriden alarak okurmuş. Her hafta bir kere de baştan sona okumanın önemli olduğunu düşünürmüş. İşte bu sayede yazdıklarımızı bir bütün haline getirebileceğimize inanıyor. Kitap tamamen bittiğindeyse hemen düzenlememek ve içimizde demlenmesini beklemek gerektiğini belirtiyor. Daha nesnel bir gözle bakmaya yardımcı olması için.
Bir diğer taktik ise bitene kadar yazdıklarını kimseye göstermemek. Fakat bunu savunan Hemingway bile yazdıklarını kendine saklamayı başaramamış ve etrafındakilerin okumasına izin vermiştir. Yazarın sözleriyle eylemleri arasındaki bu tutarsızlık ise bana insanlardaki onay alma ihtiyacının genç, yaşlı, sanatçı fark etmeksizin herkeste görüleceğini düşündürmüştür.
7. Karakterler

Karakter yaratmak konusunda oldukça dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor yazarımız. Özellikle gerçek hayattan kişiler kullanacaksak, o kişileri bir bütün olarak ele almaya, geçmişlerini ve davranış biçimlerini göz ardı etmemeye özen göstermemiz gerektiğini söylüyor. Yazarın bildiklerinden yola çıkarak gerçekçi karakterler oluşturmasını savunuyor. Bu konuda ise şunları söylüyor Hemingway:
“Bir yazar roman yazarken yaşayan insanlar yaratmalıdır; insanlar, karakter değil. Bir karakter bir karikatürdür. Eğer yazar insanları canlı hale getirebilirse kitabında belki de öyle pek de muhteşem karakterler yer almaz ancak kitap bir bütün, bir varlık, bir roman olarak yerini koruyacaktır.”
“Bir romandaki insanlar –ustalıkla inşa edilmiş karakterler değil- yazarın özümsenmiş deneyimlerinden, bilgisinden, beyninden, kalbinden ve ona ilişkin her şeyden çıkıp gelmelidir. Eğer ciddiyeti kadar şansı da varsa ve onları bütünüyle dışarı çıkarırsa tek bir boyuttan fazlasına sahip olur ve uzun süre yaşarlar.”
8. Yazıdaki Gereksiz Detaylar

Neleri atmak gerektiğini bilmek Hemingway için oldukça önemli. Kendisi gereksiz detaylarla boğulan çok uzun yazılar yazmanın gereksiz olduğunu savunuyor. Bunu da şu sözleriyle açıklıyor:
“Muhteşem büyük tablolar yapan herkes muhteşem küçük tablolar da yapabilir.”
Yazdığı Ya Hep Ya Hiç adlı kitabının dünyanın en çok kısaltılmış kitabı olduğunu düşünüyor. Hatta gereksiz şeyleri çıkarmakla ilgili şöyle bir teori oluşturduğunu belirtiyor:
“Ne yaptığınızı bilerek çıkartıyorsanız ve çıkartılan bölüm öyküyü güçlendirip insanlara anladıklarından biraz daha fazlasını hissettiriyorsa istediğiniz her şeyi çıkartabilirsiniz.”
Buradan da anlaşılacağı üzere Hemingway yazılarında karşı tarafa hisleri ulaştırabilmenin en önemli nokta olduğunu vurguluyor. Daha çok sayfa yazmanın daha gerçek ve his uyandıran bir şey ortaya çıkaracağı yanılgısına düşmemek gerektiğine dikkat çekiyor.
9. Yazılarda Argo Kullanımında Dikkat Edilecek Unsurlar

Sokak ağzı kullanmayı desteklemeyen yazarımız buna açıklama olarak sokak ağzındaki sözcüklerin kısa sürede bozulduğunu öne sürüyor. Ayrıca argo kullanması gereken bir durumda o sözcüğün yerine başka bir şey gelebilir mi diye düşünmeden harekete geçilmemesini öneriyor. Bununla birlikte bazen bunun pek mümkün olmadığını, durumu daha iyi karşılayan bir kelime bulunmadığında, o sözcüğün seçilmesi gerektiğini söylüyor.
10. Yazarın Kendini Aşması

Hemingway iyi bir yazar olmak için iyi bir okuyucu olmak gerektiği gerçeğine değinerek kitaptaki tavsiyelerini tamamlıyor aslında. Bu okumaların yazarı güçlendireceğini ve aşılması gereken güçlü yazarları tanımasına olanak sağlayacağını söylüyor. Kendinden önceki yazarlara hakim olma düşüncesi, Hemingway’in yeni yazarların eski yazarların bir tık üstüne çıkıp edebiyat hayatında ilerleme kaydettirmesi gerektiği inancından geliyor. Mutlaka okunması gereken kitaplar sorusu ona yöneltildiğinse ise verdiği cevaplardan bazıları şunlar: Tolstoy’un Savaş ve Barış’ıyla Anna Karenina’sı, Flaubert’in Madam Bovary’si ile Duygusal Eğitim’i, Thomas Mann’in Buddenbrooklar’ı, Joyce’un Dublinlinliler’i, Sanatçının Portresi ve Ulysses’i, Stendhal’ın Kırmızı ve Siyah’ı ile Parma Manastırı, Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’i, Henry James’in kısa öyküleri…
Yazı yazmanın incelikleri ve iyi bir yazar olmak için dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi sahibi olduğumuz bu kitapta, Ernest Hemingway gibi bir yazardan tavsiyeler almak kişisel gelişimimiz için oldukça etkili olacaktır. Yazı yazmaya ilgi duyan ve belki de yeni başlayanlar için, ödüllü bir yazardan derlediğimiz bilgilerin yol haritası olmasını umuyoruz.
Kaynakça
- Hemingway, Ernest. Yazma Üzerine. Bilgi Yayınevi: 2019.