Erik H. Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramı, psikanalitik yönelimli bir kuramdır. İnsanların gelişim evrelerini yaşam boyu devam eden sekiz evre olarak tanımlar. Tüm evreler arasında bağ bulunur ve birbirlerini etkiler. Bebeklikten başlayarak yaşlılığa kadar süren gelişim evrelerinin arasında çatallaşmalar karşımıza çıkar ve birey birini seçmek zorundadır. Çatallaşmalarda yapılan seçimler kişilik gelişiminin dönüm noktalarıdır. Bu noktalar aslında karşılaşılan birer krizdir ve krizle başa çıkma şeklimiz kişilik gelişimimizin yönünü oluşturur. Yaptığımız seçim uyum sağlamamıza veya sağlayamamamıza neden olur.
1. Bebeklik: Temel Güvene Karşı Temel Güvensizlik (0-1 yaş)

Psikososyal Gelişim Kuramı’nın ilk evresi yaşamın ilk yılını kapsar. Bebek ihtiyaçlarının karşılanması için başkasına bağımlıdır. Bu dönemde bebek sadece ağız yoluyla değil birçok duyu organı ile çevresinde bulunan uyarıları aldığı içe-alma dönemindedir. Almak, bebeğin annesini emmesiyle aralarında oluşan ilişki sonucunda öğrenilir. Kurulan ilişkide verileni alırken ve arzuladığı şeyi ona verecek birini bulmayı öğrenirken, aynı zamanda bir gün kendisinin de bir verici olabilmesi için gerekli olan uyum sağlayıcı (sintonik) altyapıyı da geliştirmektedir (Erikson ve Erikson, 1997/2014, s.62).
Bebeğin temel güven duygusunun, güvende olma, beslenme ve sevilme ihtiyaçlarının karşılandığını fark ettiği durumda oluştuğu bilinmektedir. Bebek, eğer temel ihtiyaçları düzenli karşılanmazsa çevresindeki insanlara güvenmemeyi öğrenebilir. İki tutum da aşırılık olmadan geliştirilmelidir. Aşırı güven kolay kanan, zayıf insanlar oluştururken aşırı güvensizlik düşmanlık, hayal kırklığı ve depresyona yol açabilir. Bebeklik döneminde tutumlar arasında çatışmayla karşılaşmadan insanlar umut geliştiremezler.
2. İlk Çocukluk: Özerkliğe Karşı Utanç ve Şüphe (2-3 yaş)

Çocuk ikinci evre olarak nitelendirilen dönemde yürüme, işeme, fırlatma, tutma gibi bedensel işlevleri yerine getirebildiğini fark eder ve bu durumdan zevk alır. Davranışlarını ve çevrelerini algılama, kontrol etme duyguları gelişir. Çocuklar bedensel eylemler ile kendilerini ifade etmek ve nesnelere hükmederek özerk olmayı sağlamayı isterler. Bu dönemde ebeveynler aşırı korumacı olurlarsa çocukların gelişimleri engellenebilir. Keşfetme süreçlerinde aşırı tepkilerle karşılaşan çocuklarda utanç ve şüphe duygusu gelişir. Karşılaşılan çatışma çözüme ulaşırsa çocuk irade kazanır. Ancak çözüme ulaşılamaz utanç ve şüphe oluşursa zorlantı açığa çıkar.
3. Oyun Çağı: Girişimciliğe Karşı Suçluluk Duygusu (3-6 yaş)

Oyun çağı adı verilen üçüncü evrede bebekte, sosyal bir yaşam içerisinde olmanın farkındalığı oluşur. Çocuklar kendi cinsiyetlerinden olan ebeveynleri ile özdeşleşme eğiliminde olurlar. Ayrıca amaca yönelik hareket etme, dil ve hareket becerileri gelişim gösterir. Başarma isteği ile hedef belirleme ve karşılaşılan zorluklarla mücadele etme duygusu gelişir. Oyun arkadaşı edinmek, oyun kurmak ve benzeri faaliyetler içerisinde olmayı öğrenen çocuklarda girişkenlik duygusu oluşur. Girişkenlik duygusu oluşmayan çocuklarda geri çekilme ve suçluluk duyguları görülebilir. Sonrasın da sosyalleşmede zorluk ve çekingenlik görülür.
4. Okul Çağı: Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (6-12 yaş)

Erikson’un kuramına göre dördüncü evrede, okul hayatı ile çocuğun yaşıtlarıyla ilişkileri yoğunlaşır. El ve vücut becerilerinin gelişmesi ile çoğu şeyi yapabileceklerini düşünmeye başlarlar. Bu dönemde çocuklar ilgili, sabırlı ebeveynler ve öğretmenlerin desteğiyle farklı etkinliklere yönlendirilir, başarıları övülürse çocuklarda çalışkanlık, yeterlilik ve başarma duygusu oluşur. Çocuğa becerileri ile dengeli sorumluluklar verilirse bu dönemde ki çatışma yeterlilik ile sonuçlanır. Eğer çocuk bu kazanımı elde edemezse kendisinde tembellik oluşur.
5. Ergenlik: Kimlik Kazanamaya Karşı Rol Karmaşası (12-18 yaş)

Psikososyal Gelişim Kuramı’nda beşinci evre, fizyolojik değişimlerin hızlı gerçekleştiği ve cinsel gelişimin olduğu dönemdir. Bu dönemde kimlik gelişimi en üst seviyededir. Önceki evrelerde oluşan krizlerin benimsenmesi ve sonraki evrelerde oluşabilecek olan krizlerin ön görülmesi beklenir. Ergenin kendini ve hayatını sorguladığı bir dönemdir. Bu süreçte cinsiyet solü, mesleki tercih ve toplumsal roller ile kendisi arsında bağ kurmaya ve karar vermeye çalışır. Bu çabası kimlik bunalımı olarak tanımlanır. Evrenin temel gücü bağlılıktır. Bağlılık oluşamazsa kişide rol yansıması, isyankarlık görülebilir.
6. Genç Yetişkinlik: Yakınlık Kurmaya Karşı Soyutlanma (19-30/35 yaş)

Genç yetişkinlik olarak adlandırılan altıncı evrede temel hedefte bir başkasıyla yakın ilişki kurma yer alır. Ergenlik döneminde kimlik karmaşasını aşamadıysa yakın ilişki kurmaktan kaçınır ve yalnız kalır. Kimlik karmaşasını aşabildiyse ilişki kurmakta zorluk yaşamaz. Bu dönemde kendi kimliğiyle özdeşleşebilen birini bulmak ve yakınlık kurmak hedeflenir. Ancak kişi bu süreçte kimliğini yitireceği düşüncesinde olursa yakınlık kurmaktan kaçınır. Çatışma çözümlenirse sevgi çözümlenemez ise dışlanma ortaya çıkar.
7. Yetişkinlik: Üretkenliğe Karşı Durgunluk (31-60 yaş)

Birey yetişkinlik olarak nitelendirilen yedinci evrede, üretkenlik ve durgunluk arasında bir çatışma yaşar. Bir sonraki kuşağı yetiştirmek bireye üretkenliği ifade eder. Sadece kendi çocuğunu yetiştirmek değil aynı zamanda sonraki kuşağa kültürü aktarmakta üretkenliğin içerisindedir. Bu evre yaşamdan doyum sağlama noktasında önemlidir. Yetişkinlik döneminde çatışmanın olumsuz sonuçlanması bireyde durgunluk ve sıkılma oluşturur.
8. Yaşlılık: Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (60- üzeri yaş)

Erikson’un kuramına göre sekizinci evre, psikososyal gelişim dönemlerinin sonuncusudur. Yaşlılık döneminde birey yaşamdaki rolünü kabul etmişse bütünlük duygusunu yaşar. Yaşam evrelerini değerlendirdiğinde memnunsa ‘yapabileceklerimin en iyisini yaptım’ der ve çatışmanın olumlu sonucu olan bilgelik görülür. Bu dönemin çatışması olumsuz sonuçlanır ise yaşamdan pişmanlık duyma ve ölüm korkusu oluşur. Bireyde umutsuzluk duygusu baş gösterir.
Erikson’un insan gelişimini geniş bir bakış açısıyla yaşamın tamamını kapsayan bir süreç olarak ele alması kuramı güçlü kılmaktadır. O, gelişim evrelerinde kişilik gelişimi için yaşanan çatışmaların kültürel ve sosyal etkiler ile şekillendiğine dikkat çekmiştir. Bireylerin dönemler arasında nasıl geçiş sağladığı ve dönemlerde yaşanan çatışmaların nasıl çözüldüğüne yönelik detaylı açıklamalar olmamasının ise kuramın zayıf yanlarından olduğunu ifade etmekte yarar vardır.
Kaynakça
Erikson, E. H. &Erikson J. M. İnsanın 8 Evresi. Genişletilmiş baskı. Çev. Gonca Akaya. İstanbul: Okuyan Us, 1997/2014
Yalçın, İlhan ve diğerleri. Dilek Gençtanırım ve Evrim Çetinkaya. Kişilik Kuramları Gerçek Yaşamdan Kişilik Analizi Örnekleriyle. Ankara: Pegem Akademi, 2024
Yazgan, Banu ve Ercüment Yerlikaya. Kişilik Kuramları. Ankara: Pegem Akademi, 2023
Kapak görseli: psikologeminbayraktar.com