Helenistik felsefenin en önemli temsilcilerinden biri olan Epikuros, bir ahlak felsefesi geliştirerek bu felsefenin temel amacının mutluluğa ulaşmak olduğunu belirtmiştir. İnsanın mutluluğa ulaşma aşamasındaki yolunu “tanrı ve ölüm korkusundan kurtulmak” olarak düşünmüştür. Bu yazıda Epikuros’un ölüm korkusuzluğuna yönelik düşüncelerine ruh kuramıyla birlikte kısaca değineceğiz.
Epikuros’un Ruh Kuramı
Ruh kavramı onun doğa felsefesi öğretilerinin ayrılmaz bir parçası sayılmaktadır. Epikuros’a göre ölümden sonra hayat yoktur. Onun felsefesi, ölümden sonra bir hayatın mümkün olmadığını ve bu doğrultuda insanların ölüm korkusundan ayrılmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Ruh kavramı etik amacı gerçekleştirmesi için tasarlanmıştır. Ona göre ruh evrende diğer her şey gibi maddeden oluşmaktadır. Ruhun, canlı şeyleri hareket ettirmede gerekli maddi bir öge olduğunu düşünmektedir. Ruhu bedenden ayrı düşünemeyiz. Ruh bedenden ayrı hiç olmadı ve ölümden sonra da olmayacaktır düşüncelerine sahiptir. Bedenin diğer ögeleri gibi atomlardan meydana geldiğini fakat daha akıcı bir yapıda olup ruhun bedenin her yerine dağıldığını düşünmektedir. Ruhun dört bölümü bulunmaktadır. Ateş, soluk, hava ve isimlendirilmemiş dördüncü ögesi. İnsan öldüğünde tıpkı bedeni gibi ruhu da parçalanmaya başlar ve yok olur. (Epikuros, Herodotos’a mektup).
Ruhun Asıl İşlevi
Epikuros’a göre ruhun asıl işlevi duygu, düşünceler ve duyumlardır. Bu ölçütte ruh kendi başına bir anlam ifade edemez, bedenle bir arada bulunmaktadır. Ruhu akıllı olan ve akıl dışı olan olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Duygu ve duygu durumlarımızı belirleyen kısmı animus, genel faaliyetleri yürüten kısım ise anima olarak adlandırılmıştır. Her iki kısımda ortak görev yapmaktadırlar. Tanrı varlığı hakkındaki düşüncesi ise tüm toplumlarda tanrı olması fikrinden gelmektedir. İnsan doğasının özgür iradeye sahip olmasını vurgulan görüşlerini incelerken eyleme yönelik özgür irade potansiyelinin determinist bir biçimde belirlendiğini görmekteyiz. Epikuros’a göre insanı mutluluğa götürecek olan şey bilgeliktir. Mutluluğu kazanabileceğimiz tek yol ise yine bilgiden geçmektedir. Epikuros’a göre asıl önemli olan ölümden sonra bir yaşamın mümkün olmadığını açıklamaktır. Bu sebeple ruh kuramını ölümden sonra yaşamın mümkün olmadığını anlatmak için tasarlamıştır. Bedenin ruhun bir kalıbı olduğunu vurgulayan Epikuros, bedenin tahrip olduğunda ruhun da tahrip olacağını söylemektedir. Onun ruh kuramı, fizik kuramının bir parçasıdır. Platon ve Aristoteles‘ten farklı olarak Epikuros, ruhun bedenden bağımsız olma fikrini kesinlikle reddetmektedir.
Epikuros’a Göre Ölümden Korkmak Yersizdir
Epikuros’a göre statik hazzın peşinden koşmamız gerekmektedir. Acının yokluğu demek hazzın en üst seviyede olması demektir. Hazla birlikte bedendeki acının, ruhla ise kaygının yokluğunu anlatmaktadır. Statik ruhsal hazla birlikte anlatmak istediği şey ise; ölümden sonraki yaşamda cezalandırma gibi endişelerden tamamen uzaklaşma durumudur. (Warburton, 2011: 43).Dinginlik ve huzuru niteleyen ifadeler ölümden sonra yaşama inanç beslemediğinin göstergesidir. Epikuros, ruhsal acıların bedensel acılardan daha feci olduğu görüşünü savunmaktadır. Bu değerlendirme ışığında ruhsal acıların en şiddetlisi ölüm korkusu olacaktır. Epikuros, ölüm korkusunun hayatımızı iki şekilde zehirlediği görüşünü ortaya koymaktadır. Epikuros’a göre tanrı yarı cisimseldir, buna göre insan görünüşüne sahip olan tanrılar, gerçek anlamda alışılagelmiş biçimde cisim değillerdir. Cisme benzeyen veya yarı cisim türünde olduklarını ifade etmektedir. Ona göre, tanrılar mutlu ve ölümsüz varlıklar olarak bilinmelidir. Ölümsüz varlıkların insanlar üzerinde ölüm korkusu gibi kaygılara sebebiyet vermesi tamamen olanaksızdır. Kendi dünyalarında mutlu bir yaşam süren tanrıların insanların korkularını dinç tutmasının imkansızlığına değinen Epikuros, tanrı tarafından cezalandırma korkusunun hiçbir temeli olmadığını anlatmaktadır. Tanrıların doğası ve insanlarda oluşan ölüm korkusunun üzerine öğretisi diğer kuramlarıyla arasında insan ilişkili bir bağlantı kurmayı mümkün kılmaktadır.
“Biz varken ölüm yoktur. Ölüm gelince de biz yokuz.” ifadeleriyle ölümden sonra bizi beklediğini düşündüğümüzün cezaların yersizliğinin kaynağını vurgulamaktadır. Hazzı mutluluğa denk tutar ve mutluluğun hazzın kendisi olduğunu vurgular. Epikuros’a göre sağlıklı düşünüldüğünde ölüm korkusu aşılmış olur. Hayatta geçirilen vakitten daha fazla memnun olma imkanı elde edilir. Ona göre felsefenin asıl amacı daha iyi bir hayata sahip olmaktı. “Neden ölümden korkmamalıyız?” sorusuna verdiği yanıt ise şu şekilde; onu deneyimleyemeyecek oluşumuzdur. “Ölümünüz sizin başınıza gelmiş bir olay olmayacak. Ölüm gerçekleştiğinde siz orada olmayacaksınız.” (Warburton, 2011: 40-41). Doğumdan öncesine kafa yorulmadığı gibi ölümden sonrası için yaratılan korkuların gereksizliğine dikkat çeken Epikuros, felsefenin insanı iyileştiren ve olumsuz düşüncelerin oluşturacağı acılardan arındıran bir durum olduğunu belirtmektedir. Epikuros, sahip olduğu bütün felsefi görüşünü mezar taşındaki yazıda özetlemiştir:
“Ben varsam, ölüm yok; ölüm varsa, ben yokum.”
Kaynaklar
Warburton, N. (2011) Felsefenin Kısa Tarihi, Alfa yayınları.
Arslan, A. (2020) İlkçağ Felsefe Tarihi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları